9.Bölüm(Karım o benim)

29K 1K 23
                                    

Hazırlanacaktım ama nereye gideceğimizi bilmediğim için ne giyeceğime de karar veremiyordum. Acaba Poyraz çetesiyle birlikte neler yapıyordu? Çok özel bir yere gitmeyeceğimizi düşünüp yine kotumu giyecektim ama ne olur ne olmaz diye bir etek ve tişört giymeyi tercih ettim. Kıyafetim her ortama uyabilecek gibiydi. Saçlarımı da arkadan at kuyruğu yaptım. Lacivert tişörtümle uyumlu lacivert postal botlarımı da giydikten sonra hazırdım. Aşağı indiğimde Poyraz yoktu. Hayır ya beni oyalayıp gitmiş olamazdı değil mi ? Düşünmek bile istemiyordum öyle olursa planım suya düşerdi. Bunun verdiği endişeyle ismini biraz cırtlak bir şelikde bağırmıştım..

“Poyyraazz!!”

Ardından hızla yaklaşan ayak sesleri duydum. Nefes nefese karşımda duruyordu.

“Ne oldu Rüya bir şey mi var ?”

“Yoo.. Gittin sandım da.”

Minik bir gülümseme gönderdim aslında şu anki hali için kahkaha atmak istiyordum ama sinirlenmesi pek iyi olmazdı.

“Allahım sen bana sabır ver. Rüya sen iyi misin ?”

“Gayet iyiyim hadi gitmiyor muyuz ?”

Bunun üzerine harekete geçti ta kapının kulpunu aşağı indirecekti ki durup birden bana döndü.

“Bir saniye o üstündekiler ne ?”

“Poyraz yine mi aynı sorun? Kıyafet ne olmasını bekliyordun ?”

“Pantolon olmasını… Her neyse şimdi giyebilirsin ama yanında ben olmadan giyemeyeceğini aklından çıkarma.”

“Ha birde bana rahat edemedim. Etekle şunu yapamam bunu yapamam diye mızmızlanma.”

Etekle ne yapmam gerekiyordu ki ?

“Nereye gidiyoruz ki ?”

“Gidince öğrenirsin hadi yürü..”

On dakika sonra bir meydanda durmuştuk. Poyraz arabadan inince bende arkasından indim. Anlaşılan Poyraz’ın tayfası toparlanıyordu. Kaç kişilerdi acaba? Tamam yakın olduklarıyla tanışmıştım ama geri kalanını hala tam olarak öğrenememiştim. Neden hala diyorsam sanki aradan yıllar geçmişti.. Bu arada Yavuz’un bize doğru geldiğini fark ettim. Ben Poyraz’ın yanında duruyordum.

“Hoş geldin kardeşim, sen de hoş geldin yenge.”

Şimdi birde bu çıkmıştı kaç kere onlara bana yenge demeyin Rüya demeniz yeterli demiştim. Poyraz gelmediği zamanlarda beni okuldan Serkan, Mehmet ya da Yavuz alıyordu. Bu yüzden onlara alışmıştım. En rahat davranabildiğim Serkan’dı. Daha sempatik bir yapısı vardı. Uzaktan gelen Serkan’ı gördüm. İyi insan lafın üzerine gelmişti işte..

“Poyraz Rüya’nın burada ne işi var ?”

Arada birde olsa bana adımla hitap eden tek kişiydi ama lafı sinirlerimi bozmuştu. İstersem gelirdim bu kadar basit ona ne..

“Ben gelmek istedim ve buradayım.”

Serkan Poyraz’a dönünce Poyraz omuz silkmekle yetinmişti.

“Poyraz senin kafan mı güzel abi ?”

“Yo. Nede gelmesin ki? Arabada bekleyecek nasıl olsa ?”

Ne? Şimdi neden itiraz etmeden kabul ettiği belli olmuştu işte. Pis gıcık planını benden önce yapmıştı.

“Bana böyle bir şey söylemedin.”

“Şimdi söylüyorum. Hadi arabaya Rüya.”

Sinirden kuduruyordum ama tayfanın diğer uzak kişilerinde burada olunca hepsinin önünde kavga etmek istemedim.

Rüyalarımın Hırsızı (Düzenleniyor)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang