27.Bölüm(Karne)

20.6K 838 51
                                    

Karne günü alacağım karnenin görüntüsüne mi sevinmeliyim, 15 gün okula gitmeyeceğime mi sevinmeliyim? İki ay resmen ev-okul-ygs'ye çalışma-poyraz'la atışma şeklinde geçmişti. Farklı hiçbir şey olmamıştı. 15 günden fazlasına ihtiyacım vardı. Hem de çok fazlasına.. 

''Sayın Müdürüm

Değerli öğretmen arkadaşlarım

Sevgili öğrenciler,

2009- 2010 eğitim-öğretim yılının ilk dönemi bu törenle son bulacak; ancak her bitiş yeni bir başlangıcı beraberinde getirir. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, gelecek geçmiş üzerine kurulur. Geçmişini iyi bilen, geçmişini sağlam temellere oturtan, geçmişiyle korkusuzca yüzleşen ve hatalardan ders çıkarıp geleceğe ulaşan bireyler geleceğin de sahipleri olmaktadırlar. Bu vesileyle siz öğrenciler, bu dönem sonunda kendinizle girişeceğiniz bir iç muhasebeyle, yeni bir başlangıç yapma şansını yakalayacaksınız. Bu sayede diğer döneme daha dinamik başlayacak ve gelecekteki hedefleriniz için daha azimli ve kararlı olacaksınız......''

Resmen konuşmayı ezberlemiştim. 12 yıllık eğitim ve öğretim hayatım boyunca yılda iki defa duyduğum bu konuşmayı ezberlememek mümkün müydü sanki.

Poyraz nerelerdeydi? Tam 6 gün boyunca kavga etmemiştik. Bence bu büyük bir başarıydı. Deniz ve Serkan'ı görmemle kayıp öküz Poyraz'ı bulma umutlarım arttı bir anda. Ben etli bir ceylan görmüş aç bir kaplan gibi koşarken, onlarsa bana ejderha görmüş gibi bakıyorlardı.

Sabah beni okula bıraktıktan sonra nereye kaybolduysa bir daha bulamamıştım. 

''Gençler Poyraz'ı gördünüz mü?''

''Ne oldu çok mu özledin öküzünü kaktüs hanım?''

''Serhat bunu Poyraz duyarsa ne olur?'' 

''Yenge söylersen öküzlere yem olurum. ''

''Ne oldu? Kim seni öküzlere yem ediyor Serhat?''

Poyraz'ın sesini duyduğumuz da Deniz ve ben kahkahalar içinde Serhat'ın bir patatese dönüşünü izlemeye başladık. Durumu kurtarmaya çalışan Deniz duruma daha da batırmıştı. En azından benim açımdan... 

''Iıı şey.. Az önce Rüya'nın sana seslenmesine güldük. Onun için öyle şey ettik biz.'

Hepsi bir anda bana bakmışlardı. Hangisini önce bıçaklamalıydım bu durumda? Ben öldürücü üç numaralı bakışımla pis ikiliye bakarken onlarsa, Poyraz'ın duymayacağı ama benim anlayabileceğim bir ağı hareketiyle benden özür dilemişlerdi. Neymiş Poyraz bana kıyamazmış. Bana değil ama eteklerime kıyar.

''Rüya Hanım arkamdan ne atıp ne tutuyorsun sen öyle. Nasıl sesleniyor muşsun bana ? ?''

''Hiç öyle bir şey yapar mıyım ben hayatım.''

''Bu konuşma biçimi ve gözlerinin bakışı bana hiç de öyle göstermiyor olayı ama neyse bakalım.''

Ben Poyraz'a olan utangaçlığımı ve ikiz dingillere olan sinirimi gizlemeye çalışırken, b*k kafalılar daha fazla heyecana giremeyip veda ettiler ve beni Poyraz'la baş başa bıraktılar. 

''Poyraz!!''

''Rüya??''

''Karnenizi görebilir miyim izin verirseniz?''

''İlk önce siz gösterin Rüya Hanım.''

''Memnuniyetle Poyraz Bey.''

Gülüşerek birbirimize karnelerimizi gösterirken şaşırdığım tek şey puanlarının yüksekliğiydi. Ben hiç çalıştığını görmemiştim ki?

Rüyalarımın Hırsızı (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now