20.Bölüm(Neler oluyor?)

24.7K 922 39
                                    

Yine uykusuz bir gece..

Yalın'ın, kaç yıllık arkadaşımın, bana karşı olan hisleri..

Poyraz'ın şaşırtıcı itirafı..

Yalın'ın senden vazgeçmeyeceğim demesi..

Hepsi çok üst üste gelmişti aynı gün içerisinde. Ben Poyraz'a vereceğim cevabı düşünürken o ise sürekli aynı şeyi diyordu bana. Lütfen bir şeyler söyle Rüya... Ne söyleyebilirdim ki.. Daha ne düşündüğümü ben bile doğru düzgün bilmiyordum.

Ama bazen aklımdan geçmiyor değildi Poyraz ve benim gerçekten bir çift olduğumuz. Bazen keşke farklı bir şekilde, farklı bir zamanda, faklı bir yerde tanışsaydık diyordum. 

Onu seviyor muydum?

O söylemeden önce ne hissediyordum?

Tüm sorularımın cevabı beynimin içindeydi belki ama bir türlü bu karışıklıktan kurtulamıyordum...

Aslında Yalın bugün demeseydi onları, belki de Poyraz itiraf ettiğinde söyleyebilirdim hislerimi. Söyleyemedim çünkü doğru düşünüp düşünemediğimi bile bilememiştim.

Sabah başımdaki ağrıyla uyanmıştım. Dün gece kaçta uyumuştum acaba. Düşünceler izin vermemişti bir türlü uyumama. İlk günden de okulu ekmiştim zaten. Saate baktığımda daha okul için vaktimin olduğunu fark ettim. Bu rahatlıkla uzun bir duş alıp hazırlandım. Poyraz'sa ortalıkta görünmüyordu. Bir süre daha beklemem gerekti sanırım. Canım sıkılmaya başladığında düşüncelerden biraz olsun uzaklaşmaya ihtiyacım olduğunu fark edip elime kitabımı aldım. 

En sürükleyici anında tam arkamdan gelen bir sesle küçük bir kalp krizi geçirmiştim sanırım.

''Ben de aynı sayfada çok hüzünlenmiştim''

''Ödümü patlattın Poyraz. Neden sessiz sessiz geldin ki? İnsan bir kapıyı tıklatırdı değil mi?''

''Ben mi sessiz geldim? İki saattir aşağıdan bağırıyorum. Kapıyı da en son kırıyordum ama yine de duymadın. Bu kadar sinirleneceğini bilseydim senden önce okula giderdim. Sen de otobüslerde sürünürdün bayan nankör?'

''Ben miyim nankör? Ben miyim? Sırf uyanma diye sıkıntıdan bekliyorum burada.''

Biz didişirken odama başka birinin dalması ile kavgamız sona ermişti.

''Sylvester'la tweety gibisiniz ya. Hep bir kavga hep bir tartışma yeter abi. Biz bıktık siz bıkmadınız. Okula geç kalıyoruz..''

''Serhat senin ne işin var?''

''Aşk olsun yenge. Dün ben geldim diye bağırırken ne düşünüyorsan artık?''

Bunu demesiyle Poyraz sinirli moda geçip kalkmıştı. Valla millette adımı bilmiyor muydu ama. Sincap, yenge, nankör. . .

 Biz arabaya bindiğimizde Serhat normalde kendi arabasıyla gidecekti ama aramızdaki sessizliği görünce bizi neşelendirmek amacıyla bizim arabayla gelmeye karar verdi.  Aramızdaki sessizliği iki kelimem değiştirebilirdi. Ben de seviyorum.. Ben sevmiyorum.

Mantığımın arkasında saklı kalan kalbimin sesi tek bir atışıyla ifade ediyordu. Sevmek adım adım merdiven çıkmak gibiydi belki de pencereden izlediğimiz yavaş yavaş düşen yağmur damlalarını izlemekti aşk, adım adım yaklaşmaktı sevgiye. Onun gözlerindeki parıltı yıldızların göz kırpmalarıydı sanki. İçimde büyüyen mutluluğu fark edememek sadece saklanmış korkularımdandı. Sevmekten bağlanmaktan, zorunlu bir şeyi normale dönüştürmekten korkmamdı belki de ama şimdi biliyordum işte kalbim onun için atıyordu… Ruhum onunla birlikte bütün oluyordu…

Rüyalarımın Hırsızı (Düzenleniyor)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora