11.Bölüm(Sessiz sinema)

26.1K 1K 46
                                    

Serkan, Mehmet ve Yavuz resmen yemeklere yumulmuşlardı. Acaba bunlar hiçbir şey yemiyor muydu ? Ben ve Yeşim ağzımız açık onları izliyorduk. Poyraz bizim halimize gülüyordu.

“Sana demiştim ne koysan yerler diye.”

“Harbiden öyleymiş.”

“Eline sağlık yenge hepsi müthiş olmuş.”

“Mehmet benim adım Rüya.”

“Biliyorum yenge..”

Allahım sen bana sabır ver ya… Yemek bizim için yavaş Serkanlar için hızlıca bitmişti. Hepsi bir daha olsa yiyeceklerini söyleyerek masadan kalkmışlardı. Yeşimle sofrayı topladıktan sonra salona onların yanına geçtik. Ben üçlü koltuğa doğru giderken Poyraz kolumdan tutarak yanına oturttu. Anlamsız bakışlarla ona bakınca omuz silkmekle yetinmişti. Yeşim tekli koltukta; Mehmet, Serkan ve Yavuz’da üçlü koltukta oturuyorlardı. Yeşim onlara karşı olan yabancılığını çabuk atmıştı. Her zaman ortama kolayca uyum sağlayabilen biriydi. İlk sohbet konusu neden bendim ki ?

“Poyraz varya Rüya her zaman erkek gibi bir kızdı.”

Serkan Poyraz’dan daha çok şaşırmıştı.

“Hadi ya.. Mesela ne yapmıştı.”

“Taso koleksiyonu var desem yeter mi?”

Yarın kesinlikle Yeşim’i öldürecektim. Bunu bilen fazla kişi yoktu. Lafa bu sefer Yavuz atladı.

“Poyraz’ın da vardı.”

Şimdi şaşırma sırası bendeydi. Ona döndüğümde yine sadece omuz silkmişti. Omuzlarını kıracaktım haberi yoktu.

“Ya Poyraz çocukkende böyle buz gibi miydi ?”

Mehmet baya bir kahkaha atmıştı.

“Kesinlikle. Bir kız peşinden düşmüyordu. Artık onu bıraksın diye kızı çamura itmişti.”

Hadi be.. O zaman onu yapan şimdi kim bilir ne yapardı.

“Belki inanmayacaksınız ama Rüya’da bir çocuğa benzer bir şey yapmıştı.”

Yeşim gerçekten canına susamıştı anlaşılan. Ben ona ödetirdim bunları. Tam topu Yeşim’e atacakken araya Poyraz girdi.

“Hangi çocukmuş o Rüya ne yapmış ?”

Meraklı Melahat ne olacak…

“Boşver eskide kaldı.”

Boşver demiştim ama lafımı dinleyen kim ?

“Yeşim anlatsana..”

“Tamam. Enişte kızma ya.”

Yok artık. Allah’ını seven üzerime toprak atsın ya… Yeşim ne ara beni satar olmuştu.

“ Kenan diye bir çocuk vardı. Lise birdeydik her halde.. İşte Rüya’dan baya baya hoşlanıyordu. Rüya teklifini kabul etmedi. Sonra..”

Devam etmemesi için durmadan kaş göz yapıyordum ama nafile. Susmak bilmiyordu.

Tek çözümün konuyu değiştirmek olduğunu düşünüp lafını böldüm.

“Sıkıldım ben.”

“Sus bi Rüya.”

Niye başka kimse bir şey demiyordu ya.. Hadi ama…

“Sonra çocuk bir gün Rüya’yı zorla öpmeye çalışınca Rüya çocuğun münasip bir yerine vurup küfür etmişti. Tabi bu arada da kolundan tutup iteklediği için kolu incinmişti. Çocuk bir hafta sargıyla dolaştı.”

“Vay yenge çetincevezmişsin.”

Mehmet aklından ne geçerse söylüyordu ama bu lafı beni baya güldürmüştü.  Konunun daha da uzamasını istemediğim için Yeşim’i de kaldırıp dondurma koymak için mutfağa gittim. Dondurmaları yedikten sonra süren sessizliği Yeşim bozmuştu.

“Hadi oyun oynayalım.”

“Ne oynayacağız ?”

“Sessiz sinemaya ne dersiniz ?”

Poyraz hariç hepimiz olur demiştik. Sonunda oda ikna olmuştu. Buz kütlesi ya.. Yeşim yine kendini aşmaya devam ediyordu.

“Poyraz ve ben takım liderleri olalım. Üç üç ayrılacağız.”

Herkes tamam dedikten sonra Poyraz ilk seçimi Yeşim’e bırakmıştı. Beni seçeceğinden emin olduğum için rahattım.

“Serkan.”

Ne benim adım olacaktı o yanlış söyledi.

“Mehmet.”

Tamam şimdi söylerdi. Belki boşluğuna gelmiştir. Yeşim bu oyunda iyi olduğumu da biliyordu.

“Yavuz.”

Bu kızın amacı neydi ya? Bende mecbur olarak Poyraz’ın takımına kalmıştım. İlk onlar anlatacaktı. Filmi Mehmet buldu. ”Tavuklar firarda” anlatanda Yavuz’du. Yavuz kollarını kırıp tavuk taklidi yapmaya çalışınca hepimiz oyundan kopmuş gülmekle meşguldük.  Yavuz’un muhteşem anlatımına rağmen bilememişlerdi.

Sıra bendeydi. “Sokakta dans” filmini anlatmam gerekiyordu. Sadece yol işareti yapıp dans etmeye başladığımda Poyraz atlamıştı.

“Sokakta dans”

“Yuh abicim çalıştınız mı siz ya ?

Serkan’ın isyanı gülememe sebep olmuştu ama şaşkınlığım daha büyüktü. Gerçekten nasıl bilebilmişti. Düşünemeyip akışına bırakmaya karar verdim.

Evet sıra Yeşimin grubundaydı. Yeşim anlatacaktı ve deli kızın nasıl anlatacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Her şeyi dim.Söylenen şeyden sonra Yeşim beni ve Poyrazı gösterdikten sonra Mehmet Arızalı Çiftler diye haykırdı. Doğru değildir değil mi? İnanmıyorum doğruydu. Ben sinirden kudururken Poyrazın kahkahaları odayı dolduruyordu. Haklıydı.. Kısmen. Ben bunun öcünü alırdım ama.. Şimdi değil. Eğlencemizi bozamam. Of Yeşim de Poyrazın eline koz verdi. Bu çocuk beni en az on gün bunla deli ederdi.

Ben isyan edip saçma oldugunu söyleyince yeniden tekrarlandı. Bu sefer film ismini Yeşime ben söyleyecektim. Saçma bir şey söyleyeyimde anlatamasın. Of hala sinirliydim deliye. Hımm ne desem.. Canavar Evi.. Canavar olacak değil dimi? O rezilliği göze alamaz. 

Napıyordu bu kız? Rezillik? Sanırım az önce canavar taklidi yaparken düşmüştü. Ahahaha sanırım intikamımı almıştım. Herkes kahkaha boğulurken oysa sadece başını ovuyordu. Cidden komikti..

Sıra Poyraz’a geldiğinde nasıl anlatacağını merak ediyordum. Umarım Yeşimler zor bir şey söylerdi de rezil olurdu. Hala alışverişte yaptığı şeyin hırsını alamamıştım.

Poyraz filmi duyduktan sonra önce bocaladı. Sonra karşımıza geçip eliyle iki kelime yaptı. Birincisini Mehmet buldu. Cepte olan kelime “İlk”ti.Ben hangi filmlerin ilk ile başladığını düşünürken Poyraz kolumdan tutup beni kaldırdı. Karşısında dikiliyordum. Ne yaptığına hala anlam verememiştim. Gözlerimin içine bakan gözleri parıltıyla yanıyordu. Ruhum o mutluluk bahşeder gibi duran gözlere çekilirken yavaşça yaklaştı, nefes almak gereksiz gibi geliyordu, tatlı nefesi ve sıcak dudakları benimkilerin üzerine kapandı…

Ben onun dudaklarında kaybolmuşken arkadan bir ses geldi.

“Öpücük…”

Rüyalarımın Hırsızı (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now