30.Bölüm(Burçin)

18.6K 793 95
                                    

Hepinize hikayeye gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkür ederiz :)) Yeni yayınlamaya başladığımız kurgu olmayan kitabımız düşperest e ve kapak tasarımı isteyenlerinden kapak tasarımı adlı kitaplarımıza bakmanızı rica ederiz.

İyi okumalar :D

Poyraz’ın koluyla iteklemesiyle içeriye doğru yürümeye çalıştık. Dışardaki kişilerde bizim arkamızdan geliyorlardı. İlk gördüğüm kişi Yavuz oldu. Beni görünce yüzündeki şaşkınlık ifadesini saklayamamıştı. Herkes bize öyle bir bakıyordu ki.. Poyraz gerçekten daha havalı gözüküyordu. İçerisi genişti. Depo da denilebilirdi ama tam olarakta değildi. Yer yer dağıtılmış koltuklar masalar vardı. İki tane televizyon. İki farklı köşeden Mehmet ve Serkan yaklaşmaya başladı.  Geniş alanın bir bölümün Poyraz ve Yavuzlara ayrıldığı çok belli oluyordu. Orada köşeli bir koltuk takımı ve ayrı bir televizyon duruyordu. Tabiki birde orta sehpa. Daha bir sürü şey vardı ama hepsine ayrı ayrı bakmak için vaktim varmış gibi gözükmüyordu. Poyraz tam döşeli olan o tahmin ettiğim yere doğru ilerlemeye başladı. Biz geçerken herkes ayağa kalkıyordu. Bir kişi sandalyede arkası bize dönük oturmuş sigara içiyordu. Bu yüzden geldiğimizi görmemişti. Poyraz kulağıma doğru eğildi.

“Bir dakika..”

Sessizce başımı salladım. Poyraz’ın yanımdan ayrılmasıyla beraber Serkan, Mehmet ve Yavuz üç yanımı sardılar. Poyraz’ın ne yapacağını gerçekten merak ediyordum. Sigara içen çocuğun yanına gitti. Hala oturan kişi Poyraz’ı fark etmemişti. Poyraz bir anda sandalyeyi tutup çocuğu bize bakacak şekilde çevirdi. Ağzında sigarasıyla korkusu ve şaşkınlığı suratından okunuyordu.

“Abi..”

Poyraz’ın sert bakışıyla sesini kesmek zorunda kaldı. Poyraz yavaşça ağzındaki sigarayı aldı.

“Ben size burada sigara içilmeyecek demedim mi? Söyleyin lan demedim mi ?”

Herkes bir ağızdan evet dedi.

“Sen ne halt diyorsun o zaman Hakan ?”

“Abi ben özür..”

Devamını getirememişti Poyraz elinde tuttuğu yanan sigarayı Hakan’ın tişörtünden açık kalan koluna bastırmıştı. Ağzım istemsizce açık kaldı. Benim gün boyu uğraşıp durduğum tatlı Poyraz birinin kolunda sigara söndürmüştü. Hakan bağırmamak için dudaklarını ısırıyordu.

“Özür dileme ! Bir daha kimsenin sigara içtiğini görmeyeceğim.”

Sanırım Poyraz’ın kastettiği görürsem onu sevmekten vazgeçeceğim ondan korkacağım yanı buydu. Ne yalan söyleyeyim biraz tırsmıştım ama bana asla zarar vermeyeceğini biliyordum yine de içimdeki karmaşaya isim bulamıyordum. Benim Poyraz’ım böyle bir şey yapamazdı. Poyraz tekrar yanıma gelip elini belime koydu ve ilerlemeye devam ettik. En köşeye bahsettiğim her şeyin olduğu yere gelince durduk. Arkamı döndüğümde herkesin yarım daire şeklinde durmuş bize baktığını fark ettim. Tanrım altıma işeyebilirdim… Poyraz konuşmaya başladığında sesi çok daha otorite kokuyordu. Tüylerimi diken diken edecek kadar tok ve kadifemsi bir şekilde sesini bütün mekana duyuruyordu. O muhteşem sesin üstüne birde duvarlara dönüp gelen yankısı eklenince gerçekten ürperticiydi.

“Yanımda gördüğünüz kızın ismi Rüya ama siz onu benim nefesim olarak bileceksiniz. Ona gelen zarar bana gelmiş, ona edilen laf bana edilmiştir. Sizlerden biri tarafından üzüldüğünü duyarsam ne yapacağımı biliyorsunuz. Şimdi yengeniz artık bizimle birlikte takılacak anladınız mı ?”

Salondan hiçbir ses çıkmamıştı. Poyraz’ın sözleri karşısında dilimi yutmuştum. Bana nefesi demişti. Salondan hala ses çıkmayınca bu sefer Poyraz yeri göğü inletecek şekilde bağırdı.

Rüyalarımın Hırsızı (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now