28.Bölüm(Oyunlar)

20.5K 793 78
                                    

Ve o gün gelip çatmıştı. Yaklışık iki aydır birbirlerini görmeyen Yalın ve Poyraz acaba nasıl bir yüz ifadesi içine gireceklerdi. Peki ya ben? Yalın'ı görünce nasıl bir tepki verecektim. Hiç bitmeyecek yolda fırtına öncesi sessizliğin içinde film şeridi gibi gözümün önünden geçen yola bakıyordum. Bir kere daha ne kadar kaldı Poyraz cümlesini kullanırsam küçük ihtimal Poyraz beni şuracıkta arabadan aşağıya atacaktı. Bana kıymazdı. Kıyamazdı. Kıyamazdı değil mi??

Ben ve saçma düşüncelerim arasındaki derin bağ Poyraz'ın sesi ile bir kaç parçaya bölündü. 

''Geldik.''

''Sonunda. Gerçekten sıkıntıdan patlayabilirdim.''

 ''Bu patlamadığın halin miydi?''

''Yorum yapmıyorum.''

Arabadan inip eve doğru yürürken benim kalp atışlarımın sesini sağır sultan bile duymuş olmalıydı. Ben uzanıp zile basınca Poyraz da sıkıca elimi tuttu. Ve yaklaşık on saniye sonra kapı açılırken bense nefesimi tutmuş bekliyordum.

''Rüyaa!!''

''Yeşim.''

''Biraz daha geç kalsaydınız gelmeyeceğinizi düşünecektim. Merak etmeyin sissiz başlamadık.''

''Giyinmeyi bilmeyen bir arkadaşın var Yeşim. İki saat sürüyor.''

''Poyraz yaa.''

''Hadi içeri gelin sizi deli şeyler.''

İçeri girip Yalın'ı görünce çok şaşırmıştım. Neden bu kadar şaşırmıştım bilmiyorum bizim eski Yalın'dı tek farkı hisleriydi. Özlemiştim onun arkadaşlığını. Nasıl bu duruma gelmiştik? 

Arkadaşlarımı Poyraz'la erkek arkadaşım adında tanıtırken sıra Yalın'a geldiğinde ikiside birbirine bile bakmadan bir koltuğa oturdu. Bende oturdum oturmasına da tam da en muazzam yere oturmuştum. Yalın ve Poyraz'ın arasına. Etrafa baktığımda o kadar kalabalıktı ki koltuklarda yer kalmamıştı. Kaderin böylesi...

Etrafıma bakındığımda herkes bir anda aralarında konuşmaya başlamıştı. Hepsini özlemiştim ama bir kaç kere buluşmamızda özlemimi gidermiştim. 

''Rüya.''

''Yalın.''

Hafifçe gülümsedim. Bu sırada Poyraz'da bizi dinliyordu.

''Görüşmeyeli nasılsın?''

''İyi. Aynı gibi. Sen?''

''Demek artık sevgilisiniz. Tebrik ediyorum.''

Sözlerindeki iğneleme hoşuma gitmesede bu günü bozmak istemiyordum.

''Oyunlar BAŞLASIN''

Herkes çığlıklarla ayaktaki Yalın'a karşılık verirken bense içimdeki heyecanı gizleyemeyip bağırmaya ve alkışlamaya başlamıştım. Poyraz'sa bana gülmeye başlamıştı aynı anda. Ne var yani? Eski sınıfımlayken doğal ortamımdaki gibi hissediyordum. Aslında düşününce bu günün saçma ama bir o kadarda eğlenceli olduğunu fark ettim. Eğlenceli olması saçma olması gerçeğini kapatmasa da farklı bir gündü.

''İlk oyunu sınıfımızdan ayrılan ama her zaman bizim sınıfdan biri olacak değerli arkadaşımız Rüya'nın çekmesini istiyorum.''

32 dişimi göstere göstere ayağa kalktım ve içi küçük kağıtlara dolu fanus tipli ilginç bir yuvarlak cisime elimi daldırdım. Nerden buluyordu bu tip şeyleri Yalın hiç anlamıyordum. Kağıdı açıp sesli bir biçimde oyunu okudum.

Rüyalarımın Hırsızı (Düzenleniyor)Onde histórias criam vida. Descubra agora