14.Bölüm(Topal ördek)

25.9K 971 35
                                    

      Ben hayatımın en güzel doğu gününü geçirirken Poyraz'la kahkahalarla televizyon izliyorduk. Serkan aklına gelen bir fikirle o evin içine ve etrafına kameralar yerleştirmişti. Ve Poyraz'la eve geldiğimizde kapının önünde bulduğumuz bir kutuya video cd sini koymuştu. Korkuyla evin içinde gezerken hissettiklerim aklıma geldikçe kahkahalarım iki katına çıkıyordu. Hele o Poyraz'ı görmemle oluşan yüz ifadem. Rezalet... Serkan'ın hediyesi gerçekten çok güzeldi. Poyraz'ınkinden sonra..

Hem bu inanılmaz doğum gününü planlamış hem de bu güzel kolyeyi almıştı. Ölene kadar çıkarmayacaktım. Hala neden bunları yaptığını tam olarak çözemesemde sorarak kafa şişirmenin hiçbir manası yoktu değil mi? Videoyu sekizinci kez başa sarmak isteyen Poyraz'a yeter artık dememle bıraktı. Üşenmemiş yedi defa izlemişti. 

Yorulmuştum ve başım ağrımaya başlamıştı. Poyraz'ı salonda yanlız bırakıp odama çıkarken aklıma gelen komik sahnelerle kendi kendime kıkırdıyordum. Acaba Poyraz'la farklı bir şekilde tanışsaydık nasıl olurdu? Odama girince gördüğüm şeyle düşüncelerimden sıyrılıp Poyraz'ın aslında ne kadar mükemmel bir insan olduğunu düşündüm. Yani öküz olmadığı zamanlarda.

Odamın tavanında doğum gününde çekilen fotoğrafın birleşerek oluşturduğu kalp şekli duruyordu. Yeşim, Yalın, Serkan, Mehmet ve diğerleriyle. Ne ara yapmıştı bunu hiç anlamamıştım. Tam ortasındaysa onun ve öküz peluşunun fotoğrafı duruyordu.  Bu çocuk mükemmeldi.  32 diş aşağı indiğimde gördüğüm kişi ayrı bir sevinç kaynağıydı. Abim.. Bana bakıp saati gösterdi.

''Saat 12'ye beş var. Doğum gününü kaçırmış sayılmam değil mi  kız?''

Koşarak boynuna atlarken Poyraz'sa gülerek bize bakıyordu.

''Pis kurbağa bu ne her yerin vıcık vıcık pasta. Banyo yapmak nedir bilmez misin sen?''

''Yaa. O benim doğum günü pastamdı. Sensin o kurbağa tamam yapıyorum banyo.''

Haklıydı aslında ıykk ne kadar iğrençti her yerim. Banyo yaptıktan sonra aşağı indiğimde Poyraz abime videomu gösteriyordu. Of yine mi.. Aşağı indiğimde abim bana doğru gelerek hediye paketi uzattı.

''Aç bakalım hediyeni.''

Gülümseyerek ona baktığımda hadi aç diyen gözlerle bana bakıyordu. Hediyeyi açtığımda çok güzel bir elbiseyle karşılaştım.

''Çok teşekkür ederim abi. Bu.. bu.. muhteşem..''

''Rica ederim biricik kardeşim.'''

''Hemen deneyip geliyorum.

Koşarak odama çıkıp elbiseyi denemiştim. Çok güzeldi. Ne çok abartılı ne de çok sadeydi. Lacivertti ve göz alıcıydı. Birazcık kısa gibiydi. Birazcık...

Aşağı indiğimde abim beni alkışlarken Poyraz'sa sinirli gözlerle beni süzüyordu.

''Bu ne Demir?''

''Ne ne Poyraz?''

''Demir bu elbisenin kalanı nerde. Üstü ayrı bir yok altı ayrı bir yok. Elbiseden bebek kıyafet takımı için bile kumaş çıkmaz''

Poyraz yine kıskançlığını konuştururken bense gıcık olduğunu belirten bir ifadeyle ona bakıyordum. Öyle mi odun bey..

''Teşekkürler abim ben de tam da mezuniyetim için güzel bir kıyafet arıyordum.''

Bunu dememle abim gülümserken Poyraz da söze atlamıştı.

''Bunu mezuniyete giymek mi? Bunu halka açık tuvalette bile giyemezsin Rüya''

Rüyalarımın Hırsızı (Düzenleniyor)Där berättelser lever. Upptäck nu