74. Bölüm

78K 3.6K 280
                                    

Beren, banyoda işlerini halleden sevgilisini, elinde, tabletten çıkardığı iki ilaç ve su dolu bardak ile öylece bekliyordu. Kısa süre sonra Ares, banyodan çıkmış ve sevgilisinin yanına ilerlemişti. "İlaçlarını içmelisin" Ares onun uzattıklarını elinden almış ve suyun yardımı ile ilaçlarını yutmuştu. "Gitmek zorunda mısın?" beklediği şeyi duyduğunda, dudaklarından henüz su bardığını uzaklaştırıyordu. Ares'in gözleri, sevgilisini buldu. "Evet, bu önemli bir iş güzelim" Beren oturduğu yatakta tamamen sevgilisine dönmüş ve onunla göz göze gelmesini sağlamıştı. "Ama henüz tam olarak iyileşmedin. Senin yerine başkası gitse, olmaz mı?" Ares sevgilisinin gözlerine baktığı sıra orada gördüğü kaygının şuanki hastalığı ile pekte bağlantılı olmadığını gördü. Zira sevgilisinin gözlerinde çok daha büyük bir kaygının yeri bulunuyordu.

"Ben sadece belinde silah taşıyan bir adam değilim, Beren. Mehmet amcanın bana emanet ettiği şirketi, en az onun kadar iyi idare etmeliyim" gözlerini odanın zeminine çevirdi Beren. İçinde dolup, taşan korkuları dile getirse, sevgilisi anlayabilir miydi? "Bende seninle gelsem, olmaz mı?" onun sözlerinin ardından Ares' in yüzünde ufak bir tebessüm belirmişti. "Neden, ne yapacaksın orada?" sevgilisi ile uğraşmak için soruyordu. "Ben korkuyorum. Belki olanlardan sonra gitmen ilahi adaletin bana bir cezasıdır" derin nefes alıp, geri bıraktı. Yataktan ayaklanmış ve odada aynı çizgi üzerinde yürümeye başlamıştı. Ares' in yüzünde olan gülümsemesi ise yavaşça kayboldu. "Belki de, Egemen haklı. Bana olan sevgini, ne kadar değer verdiğini o kadar iyi hissettiriyorsun ki; yanımda olduğunda, her ne olursa, olsun; bırakamayacamışsın gibi hissediyorum. Sadece gözlerine bakarken bile, kalbinde bana ait olan sevgi ne kadarsa, hepsini görebiliyorum" ellerini yüzüne örten Beren, saçlarını geriye çekti. Bedeninde hisettiği huzursuzluk tam olarak ne içindi, bulamıyordu. Sanki ufak bir öksürük ile sabahtan bu yana her ne yediyse, dışarı çıkacaktı.

"Neden bana, hiç öfkeni göstermiyorsun Ares. Seni kırdığım zaman neden içindeki öfken ile çıkışmıyorsun. Nasıl kabullenebiliyorsun, onca olanı?" Beren' in sözleri sevgilisine karşı olasa da, aslında kendi kendine konuşur gibiydi. "Ben bir kız çocuğu gibiyim. Eğer o istediğim oyuncak bebeği, bana anında alırsan, şımarıklık yapıp, bir dahakine daha büyük bir bebek isteyeceğim. Bu yüzden uyarıya ihtiyacım var. Ben o bebeği alman için sana diretirken, senin karşıma geçip, parmağını sallayarak, bana kızışman gerekiyor"Ares, sevgilisinin gözleri ile denk geldiğinde, içinde biriken şeyleri boşaltmaya ihtiyacı olduğunu görmüş ve bu yüzden sessiz kalıp, onun bitirmesini beklemişti. "Neden sana, nasıl davranmam gerektiğini öğrenemiyorum? Seni üzmek, seni kırmak, inan bana hiç istemiyorum. Sürekli hata yapıp, ardından af dilemekten artık utanıyorum. Ne yapmalıyım Ares?" odanın ortasından dikilmiş, sözleri ile birlikte sevgilisinin gözlerine bakıyordu, Beren.

"Sen tedavi sürecindeyken, Mehmet amcaya; onun bu halde olmasına sebep olan sizsiniz, demiştim. Ya bugün gerçekten, Doktor Ahmet' i aramak durumunda kalsaydık. O zaman bunun tek sorumlusu ben olmuş olacaktım Ares" Beren, sevgilisinin ellerine uzanıp, ellerinin arasına aldı. "Lütfen sevgilim. Hatalarımı artık sessizce kabullenme. Beni kırmaktan geri durma. Yaptıklarım ufak hatalar değildi Ares, hepsini içine nasıl sığdırıp, sessiz kalıyorsun?" gözlerinden yaşlar süzülen sevgilisinin yüzüne bakmak içini acıttı Ares' in. Sevgilisinin yüzünü avuçları arasına almıştı.

"Sakin ol, güzelim. Bana yaptığın bir şey yok. Her şey olması gerektiği gibi" onun sözleri ile Beren, birkaç adım kendini ondan uzaklaştırdı. "Hayır, Ares, bak yine yapıyorsun. Senin hayatında olmak için direten bendim Ares, ama beni zorla tutan senmiş gibi bir hal var. Seni gerçekten çok seviyorum Ares. Sana hak ettiğin değeri vermek istiyorum" Olanlardan sonra Beren' in böyle bir durum yaşayacağını tahmin ediyordu. Bu yüzden bu durumu o kadar da, garipsemeden tanık oluyordu. İnsanlarla iletişim konusunda o kadar da iyi olmayan Ares, onu nasıl sakinleştirebilir, bunun yolunu düşünüyordu. "Ben, aslında sadece bencilce davranıyorum, güzelim" sevgilisinin gözlerine bakan Ares' in yüzünde, bir gülümseme baş gösterdiğinde, bunun amacı sadece sevgilisinin iyi hissetmesini sağlamaktı. "Öfkem ile kalbini kırdığım zaman, büyük bir vicdan azabı çekmemek ve sonra suçluluk duygusu ile baş etmemek için sen ya da kardeşlerim, sözler ile onu kırmamak için yanından uzaklaşıyorum. Olanları zamana bırakıyorum" sakin bir ses tonu kullanıyordu Ares. "Uzaklaşıp, sorguluyorum. Sakince neyin doğru, neyin yanlış olduğuna karar vermeye çalışıyorum. Olayları kendi kendime çözmek çok daha kolay geliyor" derin bir nefes bırakan Ares, sözlerine yeniden sevgilisinin gözlerine bakarak devam etti.

Karanlığın EfendisiWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu