10. Bölüm

134K 7.5K 381
                                    

Beren son bir saattir bakışmaya devam ettiği kitaptan başını kaldırıp, saate baktığında hayli geç bir saat olduğunu görmüştü. Evine ulaştıktan sonra kendi ihtiyaçlarını gidermiş ve artık biraz dinlenmek için kendine zaman ayırmıştı. Aklını kemiren sorular onu rahat bırakmak istemez gibiydi. Uzun zaman önce eline alıp, okumaya çalıştığı kitaptan tek bir satırı bile anlamamıştı.

Aile hakkında büyük bir ikilem yaşıyordu. Bir yandan arkadaşı Derya'nın anlattıkları, diğer yandan ise kendi şahit oldukları... Hangisinin gerçekten olduğuna dair şüpheye düşmüştü. İnternette onlar ile ilgili bir haber bulabilme düşüncesine kapılmıştı, o an. Oturduğu sandalyesinden kalkıp, vestiyere bıraktığı çantasının içindeki telefonunu aramaya başladı.

Ancak uzunca aramasına rağmen bulamadı. Çantasının içinde olması gereken her şey tam iken, telefon ne yazık ki orada değildi. Nerede olabileceği konusunda ufak bir hatırlama yaşayan Beren en son soyunma odasında gördüğü hatırdı. Saat hayli geç olsa da hem biraz hava almak için, hem de aklındakilerden biraz olsun kurtulmak için hazırlanıp, evinden ayrıldı. Malikâne sakinleri normal saatler geçiriyordu o sıra. Erkekler oyun odasına vakit geçirirken, kızlar sinema salonunda film izliyorlardı. Ares ise bodrum katında ki toplantı odasında, tahsilat defterini inceliyordu. O sıra telefonun sesi yankılandı odada. Önünde durduğu dolabın yanından ayrılıp, masaya bıraktığı telefonu almak için ilerledi. Arayan, restoranın önünde gözetleme yapan adamdı.

"Söyle" "Efendim, araba yine burada" dedi adam gözleri karşısındaki arabadan gözlerini ayırmadan izliyordu. "Sen beklemeye devam et. Oraya geliyorum" Elindeki dosyayı masanın üzerine bırakıp, sert adımlarla ilerledi kapıya. Canına susamış olan her kimse onu kana doyurmak için atıyordu adımları. Odadan ayrılıp, merdivenlere ulaştığında seri adımlar atarak ilerliyordu. Sonunda oyun odasına ulaşmıştı Ares. "Bir ara gel de, sana ders vereyim kardeşim" langırt ile oynayan erkekler kendi aralarında maça dalmıştı. Anıl kazanmaya yakın olduğundan daha rahattı.

"Sus sen biraz, daha maç bitmedi" diye kızgın ses tonunu saklamadı kardeşinden. "Haberin olsun diye söylüyorum Can; on beş dakika kaldı" Cenk' de en az Anıl kadar kardeşini sıkıştırırken, Can umutsuz olmasına rağmen tüm çabası ile topu karşılıyordu. "Bir yere mi gidiyorsun?" Egemen anında onun ifadesinde olan gerginliğin farkına varmıştı. "Halletmem gerek bir iş var" diye kısa açıklayıp adımlarını yavaşlattı.

"Ne işi?" diyerek atlayan Anıl, Egemen' in o an ona gönderdiği öfkeli bakışlara maruz kalmıştı. Evin açıklanmamış bir kuralı gibiydi; erkeklerin açıklamasının ardından daha fazla soru sorulmaz ve Ares asla sorgulanmazdı. Karanlık işlerini uzun uzun sevgililerinin bilmesine gerek görmediklerinden bu böyle devam etmişti. Bu aslında kızların iyiliği için olan bir durumdu. Ares' in sorgulanmaması da onların, ona olan saygılarındandı.

"Biz de gel-" Mert' in sözlerini kesen Ares olmuştu. "Gerek yok, ufak bir iş. Siz oyununuza devam edin" adımları tekrar hız kazanmış ve odadan ayrılmıştı. Bu durum kardeşlerin canını sıksa da, onun istemediği hiçbir şey yapmak istemiyorlardı. Onun yanında olup, bu halledilmesi gereken işi el birliği ile yapmak isteseler de, ellerinden şuan için bir şey gelmiyordu. Arabasına ulaşan Ares, süratle ayrılmıştı malikâneden. Bu onun için ufak bir işti. Azrail'ine kendi ayakları ile gelen bu adamı karşılayıp, istediğini verecekti ona.

Beren yavaş adımlarından bir süre sonra restorana ulaşmıştı. Arka kapından girmek için yönünü o yöne çeviren Beren, elindeki restoranın anahtarı ile oynuyordu. Kapıya ulaşıp, araladığında içerisinin karanlığı aydınlatan cadde ışıklarının yansıması ile karşılaştı. Adımları sakince ilerleyip, soyunma odasında yöneldi. İçeri girdiğinde daha fazla karanlık olduğundan, düğmeye basıp içeriyi aydınlattı Beren. Sehpanın üzerinde duran telefonunu gördüğünde, sehpaya ilerleyip, telefonun eline aldı. Daha sonra odadan ayrılıp, tekrar mutfak bölümüne geçti.

Karanlığın EfendisiWhere stories live. Discover now