60. Bölüm

85.2K 3.7K 281
                                    

Beren yine yatağında uzanmış ve gündüzden bu yana değişen hiçbir şey olmadan aynı hali ile acırlarla baş etmeye çalışıyordu. Beklenmeyen bir zamanda yine kapısı birileri tarafından vurulduğunda, saat hayli geç olduğu için bekletmemek adına hızlı adımlarla kapıya ilerledi. Kapıyı araladığında, gözlerinin ona bir oyun oynadığını düşündü. Hatta aklını yitirmiş, kapıdaki boşluğu, o karşısında olsun diye yalvardığı beden olarak görmeye başlamıştı. "Ares" aklında hala karşısındaki bu görüntüyü inkâr ediyordu. Bunun bir hayal olduğu hissine kapılmış ve bu yüzden korkan birkaç adımlarla geriye doğru gitmişti. Bu görüntünün gerçek olduğuna inandığı bir vakit ise korku düştü kalbine. Ares eğer buradaysa, ondan yüzüğü almak için gelmiş olmalıydı. Yumruk yaptığı sağ elini arkasına saklayarak, ondan yüzüğünü gizlemek istedi. Her ne olursa olsun Ares' in bu yüzüğü onun parmağından çıkarmasına müsaade etmeyecekti. Eğer Ares bu yüzüğü ondan geri alırsa, bir daha asla geri vermeyeceğini biliyordu.

"Dışarıda, benimle görülmekten utanmanı anlıyorum" sanki yıllar geçmişti sevgilisinin ayrı düşeli. Etkisi altına girdiği bu ses tonundan duyduğu sözlerin ardından kuru boğazı ile yutkunmanın canını yakması ile sarsıldı. Ne inkâr edebildi, ne de kabul etmeye düşücenleri yetebilirdi. Ares birkaç adım atarak odaya girdiğinde, gelme amacından korkan Beren, onunla aynı anda geriye gitmeye devam etti. Sonunda karşılıklı olarak odanın orasında kaldı iki genç. "Üzgünüm ama hayatının geri kalanını bu utançla geçirmelisin çünkü bencil bir adam olarak, hayatımın son gününe kadar seni yanı başımda tutacağım" söylediği sıra kesin bir dil kullanan Ares, karşısında, ona perişan gözlerle bakan sevgilisinin, sözlerinden hiçbir kuşku duymamasını istiyordu.

"Eğer sen olmayacaksan, benim devam etmemin hiçbir sebebi yok, Beren. Hayatımın sensiz diye bir seçeneğini yok" onun sözlerini algılamıyordu Beren. Bir kolesterol hastasının nasıl kalbine giden damarları tıkanıp, kan akışını azalttığı için kalp kirzine neden olursa; Beren' in tıpkı onun gibi tüm algısı kapanmış gibi bakıyordu sevgilisinin yüzüne. Dizlerinde derman kalmayan Beren olduğu yere, dizlerinin üzerine düştü. Sanki sevgilisinin dudaklarından ayrılmalarına dair sözler dökülmüştü. Gözyaşları ardı ardına ıslattı yanaklarını. Aklında birkaç kelimeyi bir araya getirmek için zorlanırken, sevgilisinin ikna etmeyi hedefliyordu.

"Affet beni Ares, lütfen. O sözleri söyleyebilme cesareti gösterebilen ben, asıl ben utanılacak bir insanım. İnsanların hakkımda ne diyeceğini umursayan benim affedilmeye hakkım yok ama lütfen affet beni. Özür dilerim" zorlukla anlaşılan sözleri ile sevgilisinin kulaklarını işgal ediyorsa da, Ares onun her sözünü anlayabilmişti. Beren' in bu haline karşılık olarak, birkaç adımla onun yanına ulaştı Ares. "Ayağa kalk, Beren" "Bana verdiğin sevgiye ihanet ettim Ares, bunun için ayaklarına kapanarak senden af dilemeliyim" gözleri yerde, utancından bin parçaya bölünüyordu. Ares onun bu haline daha fazla dayanamazken, eğilerek, onun kolunu kavramış ve ayakta durmasını sağladı. "Sakın, bir daha böyle bir şey yapma" kızgın ses tonu ile söylediğinde, sevgilisinin bu yaptığı hareket onu gerçekten kızdırmıştı. Güzel sevgilisinin bu yaptığını ona yakıştırmamış ve kendi gibi bir adamın önünde bu şekilde af dilemesi karşısında hayıflanmıştı.

"Sen ne dediğimi duymadın mı?" alnı karışmış, kızgın gözleri sevgilisinin yüzüne bakarken, onunla göz göze gelmeye uğraşıyordu. "Sana yüzüğü geri vermeyeceğim, onu benden alamazsın" Beren, elbette ki hiçte iyi değildi. Yorgun bedeni dün gece uyuyamamış ve şimdi bilinci pekte sağlıklı bir halde olmadığında, olanlar ona bir rüyadaymış gibi tesir ediyordu. "Sarhoş musun, sen?" başını ona biraz daha yaklaştırıp, o pis kokunun burnuna dolmasını bekledi, ancak kokuyu alamamıştı.

"Dün gece hiç uyumadım. Açım ve birkaç tane üst üste uyku ilacı almama rağmen hala uyuyamıyorum. Odaklanamıyorum ve bazen iki tane Ares oluyorsun" olanlardan sonra zayıf büyesi pekte sağlıklı bir durumda kalmamış ve onu fazlası ile yıpratmıştı. "Önemli olan bu değil Ares, hadi affet beni. Bana yeniden güzelim de, hadi affettiğini söyle" Ares' in boynuna kollarını sıkıca saran Beren, devamlı olarak aynı şeyi söyleyip, sayıklıyor bir hale geldi. "Beren, ne yapıyorsun?" Ares, onun bu tuhaf hallerine şaşırmış olsa da, ellerini sevgilisinin kollarına koyup, kendinden uzaklaştırmak için görevlendirdi.

Karanlığın EfendisiDove le storie prendono vita. Scoprilo ora