42. Bölüm

108K 4.6K 338
                                    

Ancak o an bir şey oldu. Ares' in yüzünde olan gülümseme bir anda silindi. Bilincini kaybediyordu. Gözlerini perdeleyen bir şeyler, kulaklarını sağır eden bir uğultu vardı. Yer ayaklarının altından çekiliyor gibi olduğu yere yıkılmıştı. Bir ölüden farksız bir halde bedeninin aşağıya süzüldüğünü gören kardeşler, o an olanı anlayamadan ona doğru atıldı. Ellerinde silah düşmüş ve göz hareleri korku inmişti. "Can, hemen Doktor Ahmet' i ara" kendi sözlerini bile doğru düzgün duymadan söyleyen Egemen' in Ares' in yanına çökmüş ve onun başını kucağına çekmişti. Ares' in gözleri kapanmış ve kardeşlerinin nefesini elinden almıştı sanki. Ölümden başka ne gerçek vardı bu dünyada? Ya da hangi gerçek ölüm kadar çaresizlikti. Ölüm yok olmaktı.

Hiç var olmamış gibi, sanki dünyaya daha önce hiç uğrmamış gibi. Gülüşleriniz, gözyaşalarınız sanki hiç yeryüzüne düşmemişti. Bu gerçeğe yakın hissetti kardeşler o an. Kollarında baygın yatan kardeşleri en son on yıl önce bu haldeyken, şimdi bu yaşadıkları an için aklıselim düşünemiyor, sanki ölü bir bedene sarılıyormuş gibi korkuyla nefes alıyorlardı. Çaresiz elleri ile onu uyandırmaya çalıştıkları bir vakit, artık onun uyanmayacağını anlamışlardı. Birlikte Ares' i, yukarı kata taşımaya başladılar. İnsan nefes alırken, kan kaybeder mi?

Oyun odasına ulaştıklarında, Mehmet Bey karşılatığı bu manzaraya, gökyüzünden gök taşlarının düştüğünü ve dünyayı paramparça ettiği gören bir adam ne hissediyorsa, Mehmet Bey' in hissleri ona eş değerdi. "Ne oldu Ares'e?" bu baba, on yıl önce yeniden dirilttiği oğlunun, şuan baygın hali ile karşılaşıyordu. Aklını kaybettiğini bile düşünüyordu. Bu görüntünün gerçek olmaması için deli olmaya bile razı olurdu Mehmet Bey.

"Bir anda bayıldı. Ona ne oldu, bilmiyoruz" gözyaşlarına engel olmak için bir çaba içerisinde olan Mert, zar zor birkaç kelime kurdu. Birkaç ifade vardı Mehmet beyin o an ifadesinde. Yatağa bıraktıkları, Ares' e, dolu gözlerle bakarken, korkudan gözyaşlarına hâkim olamayan da vardı. "Ahmet Bey birazdan burada olur" odaya giren Can, yatakta yatan bedenden gözlerini ayırmadan söylemişti. O an ki ruh hali ile Egemen, Anıl ve Cenk' e döndü.

"Siz ikiniz, benimle gelin" kapının önün çıkan kardeşler, öylece birbirlerine bakarken, Egemen konuşmaya başladı.

"Sizi buraya neden çağırdımı eminim biliyorsunuz. Biriniz, kardeşini suçluyor, diğeri yaptığı hata tek başına sırtlanıyor. Biz ne ara birbirimizin hatasını böyle yüzüne vurur olduk. Birbirimizi yargılamaya, ne zaman başladık" gözleri her iki kardeşinin arasında mekik dokuyordu.

"Biz hangi yanlışın bedelini tek başımıza ödedik. Ne ara birbirimizi sorgulamaya başladık. İçeride baygın yatan adam, bizim için bu halde biliyorsunuz değil mi? Bizim için yapmadığı hiçbir şey yok. Tek yaptığı bu aile için çalışıp, çabalamak. Mutlu muyuz, rahat mıyız, huzurlu muyuz, onun yanında olmak istiyor muyuz? Tek düşündüğü bunlar. Bizim sahip olduğumuz şey yanlızca bu aile. Eğer bir daha böyle bir durum yaşanırsa, bedelini de birlikte ödersiniz. Şimdi Ares kendine gelene kadar odalarınıza geçin"

Her iki kardeşte odalarına çekilmişlerdi. Ares' in odasına giren Egemen, Mehmet Beyin Ares' in yanında boşluğa oturup, onun saçlarını okşadığını gördü. On yıl öncesini yaşıyordu sanki Mehmet Bey. Ares' in bedenindeki tüm yara izlerinin henüz taze, krizleri saat başı tekrar ediyor ve gözlerini açtığında, ellerinden kurtulmak için çırpınıyordu sanki. Yeniden mi bunları yaşayacakalardı, sakinleştirici iğneler, sabit dursun diye, onun bedenin yatağa bağlamalar...

Gözyaşları yanaklarını ıslattı Mehmet Beyin, dualar dilinden hiç düşmeden oğlunun saçlarını okşuyordu. İçini daraltan bir ağırlık vardı ki; bir an aklını da esir almıştı. Ayağa kalktığında, odada olan diğerlerine, derin bir öfke ile baktı. Anıl' ın ona yaptığını kaldıramamıştı Ares. Dünyasına kabul ettiği kardeşlerinden böyle bir şeyi hiç beklemediği için bedenine ağır gelmişti. Tüm bu olanlar onlar yüzünden diye baktı Mehmet Bey. Oğluna iyi baksın diye yanına getirdiği bu gençlere, zamanın en azılı eli kanlı Mehmet Arslan'ı olarak baktı.

Karanlığın EfendisiWhere stories live. Discover now