Özel Bölüm

123K 4.8K 328
                                    

ARES KARAL

Ben Ares Karal. Yaşadığım onca şey hanginiz için bir anlam ifade ediyor emin değilim. Eminim okuduğunuz şeyler canınızı yaktı. Belki gözyaşlarınız bile yanaklarınızı ıslatmış olabilir. Ben tüm bunları annesinin saf sevgisi ile büyüyen on altı yaşında bir çocukken yaşadım.

Şuan yirmi altı yaşındayım. Aradan geçen onca zamanın ardından orada yaşadığım tek bir dakikayı bile unutmadan, hayatımı sürdürüyorum. Annemin çığlıkları hala kulaklarımda yankılanıyor. Bizi bırakmaları için onca yalvarışımız hala dudaklarımda sanki. Gözlerimi kapatmama gerek olmadan, karşımda görüyorum, tüm o yaşananları.

Üzerinde koca bir on yıl geçti ama benim için hiçbir şey değişmedi. Sanki hala o terk edilmiş fabrikadayım. Sanki ellerimde hala zincirlerin ağırlığı var. Annem sanki hala tam karşımda ve gözlerime bakıyor.

Bedenimde hergün yeniden açılan yaralar var sanki. Hala çığlık çığlığayız ama yine kimse duymuyor bizi. Şuan yanımda olan aileme iyimişim gibi davranmak benim bir zorunluluk. Çünkü onlara haksızlık etmek istemiyorum.

Benim için yıllarca ellerinden geleni yapmış olan bu insanlara bunu borçlu olduğumu düşünüyorum. Belki onlar çoğu şeyin üstesinden geldiğimi düşünüyorlar. Ama ben hala o fabrikadan kurtulamamışım gibi hissediyorum.

Ölene kadar benimle devam edecek bu şey, beni sanki buna mahkûm ediyordu. Ben o fabrika duvarları arasında bir ant içtim. Bize bunları yaşatan, dışarıda bizim gibi insanları bunları yaşamaya mahkûm eden her kim varsa onun Azrail' i ben olacaktım.

Ne kadar canı varsa, layık olduğu ölüm nasılsa, ben de onlara bunu misli ile geri verdim. Belki canavar olduğumu düşünen birileri var aranızda. Ama anneme yapılanı hi kimse umursamadı, anneme dokunan o adamların elini hiçkimse kesmedi. Beni neden şimdi yargılıyorsunuz ki?

Bellerinde silah ve cepleri para dolu olan bu adamlar, her şeyin üstünü bir şekilde kapatmıştı. Ne polis, ne savcı, ne de hâkim... Bizi kurtarmaya hiç kimse gelmemişti. Biz neden yaşamak zorunda bırakılmıştık, tüm bunları. Neyin bedeli, neyiz cezasıydı ki bu? Ya şöyle söylenmeli aslında. Nasıl bir suçun cezasıydı ki bu, böyle bir caniliğe göz yumulmuştu?

Cüneyt Karal' ın faturasını biz ödemek zorunda kalmıştık. Ben de şimdi bedel ödemesi gereken asıl insanlara yaptıklarını ödetiyordum. Hak etmeyen insanlara yapılanları, hak edenlere iade ediyordum, hepsi bu.

Beni iyileştirmek için yatırdıkları sedyeden, o adamların Azrail' i olabilmek için ayaklanmıştım. Birkaç yıl sonra ise bir Azrail olarak karşılarına dikildim. Öyle şeyler yaptım ki onlara; yine de tam olarak tatmin olmadım.

O depodaki kuyuya ilk o adamların cesetleri atıldı. Öfkem onlara karşı bir gün olsun azalmazken, onlardan aldığım her can onlarınmış gibi acıtıyorum canlarını. Cani, acımasız ve vicdansız bir adam yapardı belki yaptıklarımı.

Ama benim annemin yaşamak için tek şansı varken, hiç yoluna kaybetmişti. Ölüm herkes için yıkıcı bir kayıptı. Ama benim annem canice katledilmişti.

O sevgisiz büyüyen bir kadındı. Kalbinde olan tüm sevgiyi her zerresini bana bahşetmişti. Tek yaptığı o lanet olası adamla evlenmekti. Karşlığı ise elektirikli bir sandalye olmuştu.

Tüm bunlarla birlikte artık normal bir yaşam sürmem, nasıl mümkün olabilirdi? Bunu benden istemek fazla bencilceydi. O fabrikadan sağ kurtulan sadece bedenimdi. Ben ruhumu orada bırakmıştım. Annemin başına gelen şeyleri, benim açımdan atlatmak ne demekti ki? Ben her gece, gözlerimi kapadığımda, onun silüeti ile uyuyordum.

Karanlığın EfendisiWhere stories live. Discover now