70. Bölüm

78.1K 3.6K 302
                                    

Masada yenen akşam yemeği boyunca gülüşme sesleri durmamış ve çoğu yaşanan gerginliği çoktan üzerinden atmıştı. Yalnızca buna dâhil olmayan Ares ve Beren çifti vardı. Ares' in dalgın halinin fakında olan Beren, onun kulaklarına ulaşmayan bu eğleceli sohbete kendi de, dâhil olamamıştı. Gece yarısını vuran saatin ardından odalarına çekildi. Mutfaktan su oalıp, odaya dönen Beren kapıdan girdiği sıra gözleri yatakta oturan sevgilisinin bedenine ilişti. Ares'in bu hali onu fazlası ile tedirgin ederken, onu bu kadar sarstığı için de, yüzündeki yaraya sebep olan kızın da, cezasının fazlası ile ağır olacağını düşündürüyordu. "Ares" sevgilisine seslendiği sıra onun gözlerini, sol elindeki artık sadece bir iz olarak orayı lekeleyen yarasını izliyor olduğunu gördü. Daha sonra ise sevgilisinin gözleri ile denk geldi Beren.

"Canın acıyor mu?" onun sözlerinin ardından bir ürperti geçti, Beren' in üzerinden. Ares ona her daim naif bir ses tonu kullanıyor olsa da, Beren şuan bundan çok ötesini duymuştu. Ares sesi ile sevgilisine şifa dağıtmak ister gibiydi. Yavaşça başını iki yana salladı. "Ares, neyin var?" her daim dik duran omuzları, neden şimdi böyle yıkılmış bir hale gelmişti. Onun bu hali ile canlı kanlı bir korkuya düşüyordu Beren. Eli, ayağına dolanıyor ve nefesine yapışan bir acıya maruz kalıyordu. "Sadece..." başını kaldırıp, sevgilisi ile göz göze geldiğinde Ares, onun gözlerindeki korkuyuda gördü. Onun gözlerine bakarken, Mehmet amcasının büyük bir tehlike için onları aradığını, devamlı olarak kutular gönderen bir düşmana sahip olduklarını ve tüm bunlarla birlikte; okuldaki bir kavgasından bile sevgilisini koruyamayan Ares Karal, tüm bunlardan ailesini nasıl koruyacaktı? Aklında bunların dolaştığını sevgilisinin korku dolu gözlerine bakan Ares, nasıl dile getirebilirdi?

"Sadece yüzündeki bu yara beni rahatsız ediyor. Buna her kim sebep olduysa, bir an evvel ona bunun hesabını sormak için sabırsızlanıyorum" Ares elbette bunun içinde düşünceli bir hale bürünüyordu. Beren, onun bu halinin tek açıklamasının bu olduğuna inanmış ve içinde farklı bir düşünce daha belirmişti. "Ona ne yapacaksın, Ares?"

"Ona yapacağım bir şey olduğundan eminsin" bunu kinaye ile söylemiş ve durgun yüzünde, hafifçe dudak kenarları yukarı doğru uzanmıştı. Beren onun sözlerinin devamını bekledi. "Ona, yarın yaşayacağı şeyi; hayatının geri kalanı boyunca unutmamasını sağlayacağım" Beren, sevgilisinin bu sözlerine hiçbir kuşku duymadan inanmıştı. Kararlı hali gün gibi ortadayken, onun bu tavrı içini ürpertti. "Bunu, yapmak zor-" "Elbette ki, yapmak zorundayım Beren" sevgilisinin gözleri ile denk gelen Beren, onun bu tutumundan korkmuştu. Ares Karal, bunca öfkesi ile neler yapabilirdi? "Ares, ön-"

"Kararımın değişmeyeceğini biliyorsun, değil mi?" onun bu sözlerinin ardından yerinde duramayan Beren, ayaklandı ve birkaç adım atıp, daha sonra gözlerini, yatakta oturmaya devam eden sevgilisine çevirdi. "Onu da mı, öldüreceksin?" kendi sözlerinden korktu Beren. Bu sözleri Ares' in canını yaktı. Karşısında titreyen ve bu sözleri dile getiren sevgilisinin bu hali, onun canını yaktı. Yataktan kaltığında, tüm heybetini sevgilisinin gözleri önüne serdi. Beren' in gözleri yere inmişken, Ares onun çenesini kavramış ve onunla göz göze gelmek için başını kendisine çevirmişti. "Gözlerideki korkuyu hiç sevmedim Beren" sevgilisinin çenesini serbest bıraktı ve daha sonra adımları kapıya yönelen Ares, kırgın hali ile odayı terk etti. Ares, odadan çıkıp, kapının önüne ulaştığında, birkaç derin nefesi dudaklarından özgürlüğe kavuşturdu. Bir katilin bu sözler karşısında, neden canı yansın? Neden bedenini un ufak edip, taşadığı yara izlerini sızlatsın?

Omuzlarını yeniden dik tuttu Ares.

Yüzündeki ifade ile yine hiçbir hissi olmayan sert bir kaya gibi bir görünüm kazandı. Tekrar birkaç derin nefes ile uğraştığı sıra pantolonunun kemerini düzeltmiş ve adımları merdivene ilerlemişti. Havanın ne kadar soğuk olduğuna aldırmadan malikânenin bahçesine çıkıp, kendi soğuk hava ile buluşturmuştu. Kar yağışı yeniden şehri istila ederken, Ares adımlarını bahçe salıncağına doğru ilerletmişti. Ayaklarının altında ezilen kar tanelerinin sesi kulaklarına ulaştığında, bunu umursamıyordu. Sonunda bahçe salıncağına varan adımlarının ardından onun üzerinde biriken karları, eli ile aşağaya itelemiş ve üzerinde, kendine yer açmıştı.

Karanlığın EfendisiWhere stories live. Discover now