52. Bölüm

77K 3.9K 161
                                    

Güneş yüzünü göstermeye başladığında, çiftte biraz olsun artık sakinleşmiş ve sessizliğin hüküm sürdüğü bir ortamda öylece oturup, güneşi karşılamıştı. Beren böyle gecenin ardından artık malikâneye dönmelerinin daha iyi olacağını düşündüğü için aralarından geçen tek konuşma bu olmuş ve çift arabada yerlerini almıştı.

Dün gece yeterince konuşmuş olan Ares artık kendini fazlası ile yorgun hissediyordu. Beren ise bunu bildiğinden sevgilisine, kendisini toparlayabilmek için zaman tanıyordu.

"Sence Anıl dün gece yarım bıraktığımız tavukları duysa, ne tepki verirdi?" Beren' in bu sorusunun tek amacı ortama farklı bir hava katmak içindi. Sevgilisi yeterince bitkin haldeyken, böyle bir konu onun aklını dağıtmasına, bir olsun ruh halinin değişmesine yardım edebilir diye düşünüyordu. Yanında oturan sevgilisinin sesini duyan Ares, bu beklenmedik soru karşısında, birkaç saniye öylece kalmıştı. Ardından bir gülümseme belirdi yüzünde. Neşeden uzak, gülümsüyor olmak için kondurulmuştu oraya.

"Belki ikimizde, sağlam bir yumruk atardı" ufak kahkası ile sevgilisinin kulaklarını doldurdu Beren. Ares onu bu haline karşılık olarak, gözleri yol ile sevgilisinin arasından mekik dokumaya başlamıştı. Derin bir nefes alıp, geri bıraktığında, nefesine bir parça huzur karışmış ve yüzündeki gülümsemenin gerçeği ile ödüllendirilmişti. Ona bir armağan gibi gönderilmiş olan bu meleği, ne kadar sevse yeterli geleceğini, ona daha fazla nasıl mutlu

edebileceğini sorguluyordu?

Araba malikâneye ulaşmış ve kapıyı onlar için aralayan Beril olmuştu. "Hoş geldiniz" neşeli sesi ve yüzündeki derin gülümseme ile çifti karşılamıştı. "Hoş bulduk" onun bu hali ile daha da neşelenen Beren, kollarını iki yana açıp, onunla sıkı sıkıya sarılmıştı. Daha sonra tüm aile bireyleri kapının girişine ulaşmış ve gelen çifti karşılamıştı. Her birinin gözleri ışıl ışıl ediyordu. Şükrederek, kollarının arasında kabul ettiker, çifti. Tüm bunların yanında, Beren' in parmağındaki yüzüğü ilk fark eden Beril olmuştu.

"Aman Allah' ım. Yoksa bu düşündüğüm şey mi?" bu sözler dudaklarından sevinç nidası olarak ayrılıyordu. "Evet, öyle" Beren bunu söylediğinde, Meliha Hanım için olmasa da, Mehmet Beyin varlığından çekinerek söylemişti. O bu ailenin en büyüğü ve Ares' in babası konumdaydı ve bu da çekincesini kendi içinde haklı kılıyordu. Ancak onun sözlerinin ardından Beril' den duyulan sevinç nidaları tüm ailede içine alarak büyümüş ve her biri çocuk gibi bu habere sevinmişti.

"Tebrik ederim. İnan bana bunun olacağını tahmin etmiştim" Beril, kollarının arasından tuttuğu Beren' i sevincinden sıkarken, bir yandan da, ayaklarını yere vuruyordu. Bir bayram havasına büründü o saat malikâne. Beren' in Mehmet Bey ile aralarından bir sorun olduğunu bilen Ares, Mehmet Bey'in bu haberi nasıl kaşıladığını görmek için onun tepkisini izlemişti. Ancak Mehmet Bey, oğlunun bu güzel haberine karşılık olarak, öyle bir ifade ile gülümsemişti ki, onu izleyen Ares' in yüzüne bile bu gülümseme sıçramış ve ona hoş bir gülümseme kazandırmıştı. "Hadi, salona geçelim artık. Kapının önünde kaldık" Meliha Hanımın sözlerinin ardından kızlar Meliha Hanım ve Mehmet Bey ile birlikte salona geçerken, erkekler önemli bir meseleden ötürü kapının önünde kalmıştı. Ares ile konuşması gereken önemli bir mesele vardı Anıl' ın.

"Ares, ben olanlar için özür dil-" Ares onun sözlerini elini kaldırarak, yarıda kesti.

"Özüre gerek yok. Sadece bir daha tekrarlama, benim için bu yeterli" dediğinin ardından gülümseyen Ares, sözlerinin gerçekliğine ayna tutuyordu sanki. "Ama yaptığım bu şeyi hiçbir zaman unutmayacaksın değil mi?" sözlerinin içinde acı ve hüzün kokuyor, ses tonu pişmanlığını haykırıyordu adeta. Diğerleri ise bu iki kardeşin konuşmasının gözlerini kırpmadan dinliyordu. "Unutmayacağım. Hatta her yüzüne baktığımda, tetiği çekmeyen elinin nasıl titrediğini anımsayacağım. Sesini her duyduğumda, yapamam diyen sesin kulaklarımda uzun zaman çınlayacak. Ama tüm bunlarla birlikte ben, olanları yok sayacağım" Ares' in sözlerinin ardından midesinin kasıldığını hissetti Anıl. Ares' i tanıyordu. O olanları hiçbir zaman unutmayan bir adamdı. O, olan iyi veya kötü her ne varsa, aklında tutan bir adamdı.

Karanlığın EfendisiWhere stories live. Discover now