16. Bölüm

123K 6.3K 267
                                    

Gökyüzünden ayrılan her kar taneleri, sakince inmişti yeryüzüne. Biriken, kar taneleri artık her yeri beyaza bulamış ve hoş bir şehir görüntüsü sunuyordu. Evdekilerin uyandığını bildiren kapı sesleri yankılanıyordu malikanede. Ares hala aynı noktada, hiçbir değişim göstermeden oturuyordu orada. Ona nazik elleri ile pansuman yapan kızın, boğazını sıkmıştı. Masum birinin kendi elleri ile canını yakmıştı. O an farkına varması çok geç olsaydı, ya o kızı tamamen nefessiz bıraksaydı. Masum bir beden kendi elleri altında can vermiş olsaydı. Nasıl kalkardı Ares bunun altından.

Nasıl devam ederdi yaşamaya. Kahretti onu bu yaptığı, sanki kendi nefessiz kalmış gibiydi. Kalkıp, ılık bir duş aldığında, bunun ona biraz olsun iyi gelmesini diledi. Aklında kol gezen şeylerden biraz olsun sıyrılmak istedi. Beren' in yaptığı pansumanı açıp, yarasını yenilememek için bedeni ile savaş veriyordu sanki. Adımları aşağı katı bulduğunda, onu oyalayacak bir şeyin olabileceği, kütüphaneye girdi. İncittiği genç kızı daha fazla korkutmamak için o bu evden ayrılıncaya kadar bu odadaki tüm kitapları okumaya razı gibiydi o an. Yağan kar tüm şehre hakim olup, beyaz bir çarşaf gibi onu sarmıştı. Kızlar kendilerini evin arka bahçesine atarken, Beren' de onlardan habersiz evin ön bahçesinde kar sevincini yaşıyordu.

Karda oluşan ayak izlerine, ağaçların üzerine özenle düşen kar tanelerine keyifle bakıyordu. Bu koca beyazlığın içinde, huzur ve mutlulukla nefes alıyordu. İçi o an çocuklar gibi şendi. Bahçede, karlar ile yeterince uzun vakit geçiren Beren, diğelerini endişelendirmek istemiyordu. Elini kapının ziline uzatıp, bastığında, kapının aralanmasını bekledi. Ancak kapı aralanmadı. İkinci ve üçünkü kez de bastığında sonuç değişmedi. Kapı bir türlü aralanmıyordu.

Zilin sesini duyan Ares, bir yel gibi kalktı oturduğu koltuktan. Adımları odadaki pencereye ilerledi. Kimin geldiğini görmek için baktığında, biraz önce ona pansuman yapan bedeni karşısında gördü.

Bastığı toprağı titreten adımlarla çıktı odadan.

Kapıya ilerleyip, bir hışımla kapıyı aralayıp, onun yüzüne; öfkesini saklamadan baktı. "Ne var? Ne istiyorsun?" aç bir aslanın kükremesi gibi bir ses işitti, Beren o an. Evin bir kuralı gibiydi aslında. Bu çatı altında yaşayan hariç kimse izinsiz bu eve gelemez ve buna cesaret göstermezdi. Şuanda her bireyin evde olduğu bir saatte zilin duyuluyor olması Ares' i, kesinlikle kaygılandırmıştı. Dost mu, düşman mı, endişe ile baktı pencereden.

Eğer kapıya kadar gelip, bu zile basmaya cesaret eden her kimse, başına gelecek olanlara da, razı olmalıydı. Ares' in öfkesinin sebebi de bu yüzdendi. Kapının önünde eli silahlı bir düşman beklerken; aslında zile basanın kaçtığı bedenin ta kendisi olması hayli öfkelendirdi onu.

Kapıya ulaşan adımları o an, kapının önünde olanı öldürme arzusu ile yanarak ilerliyordu. Ancak kapıyı hışımla açıp, onun gerileyen adımları ve yüksek sesi ile onu korkuttuğu an pişman olmuştu yaptıklarından. Gözlerinin perdeleyen o karartı kaybolmuş ve düşünme yetisi bahşetmişti.

Beren karşısında öfkeden gözleri dönmüş bu beden ile karşılaştığında, eline pansuman yaptığı bedenin aynı beden oluşunu sorguladı. Beren hızlı çarpan kalbine söz geçirmeye ve onu sakinleşmesi için beklemeye başladı. Bu heybetli adam, yine boğazını sıkıp, sıkmayacağını sorguladı o an. Kalp ritmine sanki tüm bedeni ayak uydurmuş gibiydi. "Ben-"sözlerinin devamı maalesef korkusundan dilinden dökülmedi. Karşısında şuan gözlerine bakan bu adam, kesinlikle normal bakmıyordu. O an kapının ziline basması ile onu bu kadar kızdıracağını hiç ama hiç tahmin edemezdi Beren.

"Ares?" içerinden gelen kalın erkek sesini tanımamak mümkün değildi, her ikisi içinde. Can 'ın o an onu kurtarmak için ilahi bir güç tarafından gönderildiğine inandı Beren. Can, Ares' i kapıda gördüğü sıra şaşırmış ve merakla yaklamıştı ona. Ona seslenen Can' a dönüp, bir bakış atan Ares, daha sonra hızlı adımları ile bodrum katına doğru ilerledi. "Beren, ne yapıyorsun dışarıda?" kapıyı onun için biraz daha açan Can, içeri girmesini bekliyordu. Olayı hala atlatamayan Beren, birkaç saniye sonra ona dönebilmişti.

Karanlığın EfendisiWhere stories live. Discover now