23. Bölüm

136K 6.3K 658
                                    

Erkekler eve geldiğinde, ona söylenenlerden etkilendiği için Ares 'in ona farklı bir tavır göstereceğini düşünen Beren ne yazık ki, hiçbir fark görememiş ve geldiği için hayli pişman olmuştu. Yemeğin sonunda Ares yine her zaman yaptığı gibi bodrum katına indiğinde, artık buradan gitmek istiyordu Beren. Kimse neyi olduğunu sormayacak olsa bu durumda oturup, ağlayabilirdi. Nasıl olmuşta kızların sözleri ile bu kadar heveslenebilmişti? Artık evine dönmeli kendi duyguları içinde boğulmalıydı.

"Artık gitsem iyi olur. Rica etsem bana taksi çağırır mısınız?" gecenin bir saatinde bunu söylediğinde, erkelerin bunu kabul etme gibi niyete yoktu. Öte yandan, Can Ares' in ondan rica etmesi üzerine yine mesaj atmıştı. "Olur mu? Biz bırakırız seni" Egemen' in söylediğine itiraz etmek üzereyken, o sıra Nilay' ın sesini duydu.

"Aslında hayli geç oldu. Yarın hepmiz aynı yere gideceğiz. İstersen burada kalabilirsin" daha fazla bu çatı altında kalırsan, yarın kesin bir hastalığa sahip olacaktı. Zira Beren hiçte normal bir nefes düzenine ve ruh haline sahip değildi.

"Gitsem daha iyi olacak" "Hadi, gel. Seni ben bırakacağım" diye kapından gelen ses ile birlikte her biri kapıya dönmüştü. Bunu söyleyen Ares' iken şaşırmadan edemediler. O odada yokken, bir den böyle ortaya çıkmasını Can' a borçluydu. Ares Can' ın ona gönderiği mesajdan kısa bir süre sonra salon kapısında görülmüştü. Koşar adım geldiği için nefes düzeni bozulsa da, umursamadı. İkili arabaya yerleştiğinde, şuan bunu yaşıyor olmasının nasıl bir his olduğunu bulamıyordu Beren. Yüzünü görmemek için aşağıdan yukarı çıkmayan beden, şaun yanında oturup, onu evine kadar bırakıyordu. Fazla anlaşılmaz bir adam olduğunu biliyorken, bu da ekmeğin üzerine yağ olmuştu. Beren onu çözemiyordu. Kızlar haklı mıydı? Yoksa yanında ki beden gerçekten onu etrafında istemiyor muydu? Bir bilmece gibiydi.

Sessiz geçen araba yolculuğunun ardından nihayet Beren' in evine ulaşmışlardı. Beren teşekkür etmek için ağzını araladğı sıra Ares ondan önce davranmıştı. "Tüm özel eşyalarını toplayıp, geri gel. Seni burada bekleyeceğim" "Ne?" algılayamadı Beren. Zira karşısındaki bedenden kesinlikle böyle bir şey kırk yıl düşünse de bulamazdı. İri gözlerle öylece onun yüzünde baktığında, Ares yineledi sözlerini. "Artık bizimle yaşayacaksın. Eşyaları toplaman için geldik buraya" şaşkın gözlerle onun yüzüne bakan bu genç kıza daha da çekildi Ares. Sevimli bir kız çocuğu gibiydi, iki yanağında sıkıp, sevmek aklından geçti o an.

"Ama neden ki?" gözlerini, onun gözlerine çevirdi. Direkt olarak reddememiş olması bile iyi bir şey dedi Ares içinden. "Çünkü bana; tek ve uzun yaşamaktansa, bu ailenin bir parçası olarak kısa ve mutlu bir hayatı tercih ederim, demiştin" kendinin bile böyle bir cümle kudurğunu hatırlamayadığı bir zamanda, onun cümleyi ezberlemesini neye yorsun bilemedi Beren. "Bu yüzden bende bizimle yaşayabileceğini söylüyorum. İstemiyor musun?" dikkatle onun yüzüne bakıyordu Ares. Arabanın içinde ki lamba sönmüş ve onu görmesi mümkün kılan teş şey; sarı sokak lambasıydı. Yüzünü kaplayan ifadeyi okur gibi bakıyordu ona.

"Ben bunu öylesine söylemiştim. Yaşamak istemediğimden değil. Sizin yanınızda gerçekten çok mutluyum ama aynı evde yaşamayı hiç düşünmedim. Rahatsız olmayacak mısın, benimle sürekli aynı çatı altında?" söylerken, gözleri ellerine indi Beren' in. Elleri birbirine eziyet ederken, bunu izlemek onu rahatlatıyordu sanki. "Söylediğim şey için ise eğer çokta bir önemi yok. Hem üstünden çok zaman geçti. Ne zaman söyledim hatırlayamıyorum bile" aslında çokta iyi hatırlıyordu. Ares' in ellerine pansuman yaptığı sıra gözlerine bakarak söylemişti.

"Eğer gelirsen, bundan sonra gözlerimi; yan oda uyuduğunu bilerek kapayacağım. Bu beni daha iyi hissettirecek" Ares onun, kendi tavırları yüzünden böyle söylediğini biliyordu. Bu yüzden bu gece eve Beren ile birlikte dönmek için gerekirse, uzun zaman ikna etmek için çabalayacaktı. Kulağına dolan sözler ile bir şeyler koptu sanki içinden. Beren' in yüzünü öyle bir ifade ele aldı ki, bedeni o an düğün, bayram etti. Kızlar gerçekten haklıymış dedi içinden. Karşısındaki beden, ona karşı bir şeyler hissediyordu.

"Pekâlâ" o an yalnızca bunu söyleyebildi. Arabadan inip, pelte kıvamında olan aklı ve savsak adımları ile dairesine ulaşmıştı. Derin birkaç nefeslenmenin ona fayda sağlayabileceğini sansa da, hiçbir yararı olmamıştı. Adımları odasını bulduğunda kesinlikle valizini bulup, eşyalarını apar topar yerleştirirken, kendinde değildi. Son olarak komodinin çekmecesinden içinde anne ve babası ile biriktirdiği fotoğraf albümünün olduğu kutu eline aldı. Kapıya yaklaştığı sıra Ares ile karşılaşmayı beklemediğinden, irkilmiş ancak ona doğru adımları durmamıştı. Ares birkaç adım daha ona yaklaşıp, valizi elinden aldı. Aralarında oluşan sessizlik eşiliğinde arabaya yerleştiler. "Ev sana mı ait?" diye soran Ares' e baktı Beren. "Hayır, kiraladım"

"Peki, eşyalar?" "Eşyalar ile birlikte kiraladım. Yalnızca sallanan sandalye bana ait" ciddi bir ifade ile onu sorgulayan bu adam karşısında kelimeler birbirine giriyordu sanki.

"Peki, öyleyse" daha sonra ise araba malikâneye doğru yola koyulmuştu. Sonunda varış noktasına ulaştıklarında, Ares arabasını her zamanki park yerine bıraktı. Cebinden çıkardığı anahtarı ile kapıyı açarken, arkasından Beren' in de onu takip ettiğinin farkındaydı. Salona doğru ilerlediği sıra kardeşlerinin de, henüz uyumadıklarını kulaklarına kadar ilişen, kahkaha seslerinden anlabiliyordu. İçeri giren ikili fark edenler, koca gözlerle durumu anlamaya çalışırken, gözlerinin odağı, Ares' in elindeki valizin üzerindeydi.

"Beren artık bizimle birlikte bu evde yaşayacak. Bu durumdan rahatsız olan var mı?" kardeşlerinin yüzünde gözlerini gezdiren Ares, ifadelerine baktı. "Güzel, kimsenin itirazı yok öyleyse" gözleri yanında çekingen hali ile etrafa bakan bedene döndü. "Odan her zaman kaldığın oda olacak. Eşyalardan memnun değilsen, yarın kızlarla birlikte halledersin" "Gerek yok. Ben şu an ki halini de beğeniyorum" sesinin titrek çıkması hala durumu kavrayamadığındandı. "Madem öyle, kızlar sana odana yerleşirken, yardımcı olsun" mesajı alan kızlar, hep birlikte hareket edip, Beren' in yanına varmışlardı. Ares' in elinden valizi alıp, Beren ile birlikte salonda ayrıldılar.

"Bunun hakkında daha önce konuşmadık. Gerçekten onun burada olmasından rahatsız olanınız var mı?" "Hayır, aksine onunla yaşayacak olmaktan memnun olduk" Can' ın sözlerini diğerleri de onaylıyordu o an. "Pekâlâ, bunu duyduğuma sevindim. Bu arada kızlar uyuyunca çıkalım" dedi ve adımları yeniden toplantı odasını buldu. 

Lütfen desteğinizi esirgemeyin.

Sorularınız olursa, lütfen benimle iletişime geçin.

İnstagram: aysunaltnbas

Karanlığın EfendisiWhere stories live. Discover now