39. Bölüm

105K 4.7K 234
                                    

Erkekler malikâneden ayrılıp, şirkete doğru yola koyulmuşlardı. Kızlarda evden çıkmadan önce tüm hazırlıklırını tamamlamıştı. Sonunda ise artık çıkmak için hazır haldelerdi. "Biz çıkıyoruz Beren, eğer istersen birimiz burada seninle kalabiliriz" Selin montunu giydiği sıra salona ilerlemiş ve Beren' in yanına ulaşmıştı. "Buna gerek yok. İyiyim ben, merak etme"

"Siz endişelenmeyin kızım. Ben buradayım zaten" onun sırtına eline koyan Meliha Hanım, kızını bu konuda rahatlatmayı umdu. "Pekâlâ, eğer istediğin herhangi bir şey olursa bizi aramaktan sakın çekinme" gerçek bir ailenin sıcaklığı ile ısındı Beren. Ares'e o a daha çok hak verdi. Onlar gerçek bir aileyken, Beren' de elbette ki buna dâhildi.

Aradan geçen birkaç saatin ardından Meliha Hanım ayaklandığında Beren' de ona gözlerini çevirdi. "Benimle bol köpüklü bir kahve içmek ister misin kızım?" naif bir tavırla sorduğunda Beren' de onun nezaketine aynı şekilde karşılık verdi. "Teşekkür ederim Meliha teyze, ben kahve içmeyi pek sevmiyorum" "Pekâlâ, kahve için mutfakta olacağım. Eğer ihtiyacın bir şey olursa lütfen seslen" o an bir burkulmaya bu kadar ilgi gösteren bu ailenin Ares' in üzerine titremesini şuan daha iyi anlıyordu.

Mutfağa geçen Meliha Hanım, bir telefonun melodisini duymuştu. Kulağına dolan ses hala son bulmadığında, harekete geçip, sesi takip etmişti. Portmantodan gelen sese ulaştığında, bir çantanın içinden geldiğini fark etti.

Erkranda yazan Ares ismi ile bu telefonun sahibinin kim olduğu o anlamıştı. Adımları hız kesmeden salona ilerledi. "Beren sanırım bu senin telefonun" diyerek telefonu uzattığıda, Beren onu onaylamştı.

"Teşekkür ederim" eline aldığı telefonun üzerinde sevgilisinin adını gördüğünde ister, istemez bir gülümseme belirmişti yüzünde. Heyecanlı elleri ile arayan sevgilisinin yanıtladı. "Efendim" naif ve titrek bir sesti dışarı ulaşan. "Neden bu kadar geç açtın. Telefonun yanında değil miydi?" kızgın ya da hesap soran bir ses tonu yerine meraklı bir ses tonu duydu Beren.

"Hayır, değildi. Sanırım çantamda kalmış. Meliha teyze bana ulaştırıncaya kadar da biraz zaman geçti"

"Pekâlâ güzelim. Seni merak ettiğim için aradım. Bileğin nasıl?" ayrılmalarının üzerinden birkaç saat geçmiş olmasına rağmen onun aramış olması ve gösterdiği ile şırmatılan bir çocuk gibi hissetmesini sağlıyordu. Ares şirkete ulaştığında, ilgilenmesi gereken birçok dosyanın ortasındaydı. Ancak her geçen saatte ilgisi azalmış ve aklını meşgül eden bir şey ortalığı karıştırmıştı. "Gayet iyiyim ben, bu kadar meraklanmana gerek yok" ancak bodrum katına indiğinden beri, bileğinden fazlası ile rahatsız edici bir sızı hissediyordu Beren. "Peki, ilacını içtin mi?"

"Henüz değil ama içeceğim" "İçmeyi unutma güzelim. Yanında seninle kalan bir tek Meliha teyze mi var?" elinde tuttuğu kalemi masa üzerinde bir ritim halinde masasına vuruyor ve yanıtını bekliyordu. "Evet, kızlar restorana gitti" "Anladım. Akşam için istediğin bir şey var mı?" "Hayır, teşekkür ederim ama yok" yanaklarının ısındığını hissettiğinde, elleri ile kendine doğru sallayıp, ısısını düşürmeye çalıştı. Sımsıcak bir sevgiydi, sevgilisinin ona bahşettiği. Bu sevgi karşısında gözleri doluyor ve her gün şu kışın ortasında bile bahara uyanıyordu. "Aşkama görüşürüz"

"Görüşürüz" telefonu kapattıktan sonra yüzünde koca bir sırıtış ile ekranı kararmış telefonuna baktı.

"Senin için bu kadar endişeleniyor olması, beni fazlası ile sevindiyor" Meliha Hanım kahvesi ile salona girmişti. "Hazır yalnız kalmışken, seninle biraz sohbet edelim. Olur, mu?" koltuklardan birine oturdu. "Ama şu an karşında Ares' in Meliha teyzesi olarak değil, senin Meliha teyzen olarak karşısında oturuyorum" içten, samimi bir konuşma yapmak isteyen Meliha Hanım, anne ve baba yokluğu çeken bu genç kızın, bir yakını olarak onun duygularını öğrenmek istiyordu. "Ares'i tanıyorum kızım, onunla olmanın ne kadar zor olduğunu ve onun yaşadığı şeylere de, ortak olmanın ne kadar ağır olduğunu biliyorum. Onunla olmaya karar verdiğinde, sırtlandığın yükün farkında mısın?" sorsunu sorduğunda, Beren kendini gerçek anlamda sorgulamaya başlamıştı.

Karanlığın EfendisiTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang