18.Bölüm(Lanet olsun..)

Začít od začátku
                                    

"Neden ?"

Bu soru benim için birçok şeye sorulmuştu. Neden beni önemsedin? Neden bu kadar tepki verdin? Neden Yalın beni seviyor ? Neden bu haldeyim? Hepsinin cevabi ise ulaşamayacağım kadar uzaklarda gizliydi.

"Rüya. ."

Poyraz’ın gözleri karmaşa içindeki durgularla parlıyordu. Azalmaya başlayan öfke, açığa çıkan ıstırap ve birçoğu daha... Daha fazla akmayı bekleyen gözyaşlarımı tutamadım. Gözlerimden damlalar dökülürken bu sahneye daha fazla bakmak istemiyordum. Koşarak uzaklaşmaya başladım.

"Rüya dur. Rüya..."

Ses Poyraz’a aitti. Durmayacaktım duramazdım. Nereye gittiğimi bilmeden koşmaya devam ettim...

Yürümekle geçen üç saatin ardından Yeşim ile çocukluğumuzdan kalma bir alışkanlık olan sıkıntılarımız olduğunda geldiğimiz parka gelmiştim. Tanıdık görüntüler etrafımı çevrelemeye başlamadan önce buraya geldiğimin farkında bile değildim. Hava karardığı için boş olan parkta en sevdiğim yer olan salıncağa gidip oturdum. Sallanmak her zaman kısıtlanmış dünyadan bir adımda olsa uzaklaşmaktı benim için… Bir saatin ardından duran gözyaşlarım sabahki yaşadıklarımın gözümün önüne gelmesiyle tekrar akmaya başlamıştı. Yeni okuldaki ilk günüm daha berbat olamazdı…

Gözyaşlarımın tuzlu tadı ağzıma geldiğinde kendimi zorlayıp ağlamamı durdurmaya çalıştım. Etrafı izleyip eski anılarımı gözlerimin önüne getiriyordum. Yeşim’le çoğu günümüz burada geçmişti. Anıların içinde kaybolmaya yüz tutmuşken bomboş sokakta birini gördüm. Yüzünü buradan net seçemiyordum ama bana tanıdık gelen bir şeyler vardı. Yürüyüşü ve sarı saçları bana bir şeyi hatırlatıyordu ama ne olduğunu bulamıyordum. Görünürden kaybolana kadar izlemeye devam ettim. Bir ara takip etmeyi düşünsem de sadece bir anlık yanılsamadır diye vazgeçtim. Yeni bir heyecana daha katlanamazdım. Kulaklarım boşlukta sallanan salıncağın sesine alışmıştım ta ki salıncağa birinin oturduğunu anlayana kadar.. Gelen kişi Poyraz’dı. Bu sefer beni nasıl bulabildiğini gerçekten merak ediyordum. Şu an konuşmak istediğim son kişi oydu. Yine çevreyi dolduran tek ses salıncakların çığlıklarıydı.. Gitmesini söyleyeceğim sırada telefonu çaldı.

“Tamam Yeşim.”

“Yeşim mi ?”

“Evet. Burada olduğunu o tahmin etti. Arabada seni bekliyordu ama eve dönmesi gerekiyormuş.”

Başka söyleyeceğim bir şey yoktu. Susmak dışında yapabileceğim bir şeyde…

“Konuşmak istemediğini biliyorum Rüya ama bak..”

“Açıklama Poyraz dinlemek istemiyorum.”

“Ama dinleyeceksin.”

“Sen istedin diye hiçbir şeyi yapmayacağım.”

“O an başka bir şey düşünemedim Rüya..”

“Poyraz sus dedim.”

“Hayır, sen beni tamamıyla dinlemedikçe susmayacağım.”

Cevap vermedim bunun üzerine o da konuşmaya devam etti.

“O… Benim gözümün önünde seni sevdiğini söyledi.”

“Bunu biliyorum Poyraz. Senin önünde olması bir şey fark ettirmiyor ?”

“Ediyor.”

“Ne fark edebilir ki Poyraz? Karizman mı çizildi? Sabah okula birlikte geldik diye millet hemen anladı mı ?”

“Bunun milletle alakası yok Rüya.”

“Ne o zaman? Neden Yalın’a saldırdın.”

“Saldırmadım. Sadece biraz dayak atmış olabilirim.”

“Ahh.. Gerçekten çok fark etti haklısın.”

“Tamam, saçmaydı özür dilerim ama…”

“Ama ne Poyraz ne?!  Bunun hiçbir mantıklı yanı yok.”

“Yeter artık Rüya görmüyor musun? Hala mı anlamadın ?”

“Neyden bahsediyorsun ?”

“İlk başlarda benim için sadece mirasa kavuşabilmem için bir araçtın. Sıradan bir kızdın.. Hiçbir özelliğin yoktu.. Yine de insanlığımı gösterip seni kırmamaya çalıştım. Karşımda en ufacık şeyde kopup gitmeye hazır bir papatya gibiydin. Onun kadar saf ve masum bir o kadar ikilem içinde kalmıştın. Her şeye benim yüzümden katlanmak zorundaydın ama bende senin abin yüzünden bu durumdaydım.”

“Abime..”

“Lafımı kesme Rüya.”

“Aynı evde sana katlanabileceğimden bile emin değildim yine de belli etmedim. Teklifi sadece ikna olasın diye yapmıştım. Nasıl bu duruma gelebileceğimi bilebilirdim ki ?”

Hangi durumdan bahsediyordu? Aralarda duraklayıp devam ediyordu. Konuşmak için büyük çaba sarf ettiği belli oluyordu. Sözleri kalbimi acıtıyordu. Teklif ederken böyle bir şey düşündüğünü tahmin bile etmemiştim.

“Benim için yemek yapmıştın Rüya... İlk gün kendine yapmış olsan da evde olmama rağmen bana ayırmıştın. Yediğim en lezzetli yemeklerden biriydi…”

O yemeği yediğini bile bilmiyordum. Ayrıca beğenmişti. İçimde tarif edemediğim bir mutluluk oluşuyordu.

“Sonra tartışmalarımızda resmen çıldırmaya başladım... Kısa etek giymenden nefret ediyorum. Benden başkasına güzel gözükmeni sevmiyorum. Sana benden başkasının yakın olmasını istemiyorum. Sana zarar gelmesine katlanamıyorum…”

Gözyaşlarım akarken nefesimi tutmuş şaşkınlıkla dinliyordum. Kalbim hızlanmaya başladığında hafif başlayan yağmur yüzünden Poyraz’ın yanağındaki ıslaklığın ağladığı için mi yoksa yağmurdan mı kaynaklandığını anlayamıyordum. Poyraz sessiz bir şekilde bekliyordu. Yağmur bir anda hızla yağmaya başladığında ıslanarak önüne düşen saçlarıyla birlikte kafasını geriye atıp gökyüzüne haykırdığında, sesi iki sokak öteden duyulabilirdi, kelimeleri ise kalbimi durdurabilirdi…

“Lanet olsun Rüya, SENİ SEVİYORUM…”

Rüyalarımın Hırsızı (Düzenleniyor)Kde žijí příběhy. Začni objevovat