elli dört

4K 248 72
                                    

sınır: +200 vote ve +100 yorum (asla aşılmıyor)

İyi okumalar!

**

Çağıl'ın Ağzından

Su ile birlikte denizdeyken telefonum çaldığı için yapmak istemediğim şeyi yapıp onu yalnız bıraktım. Onun yanından bir saniye olsun ayrılmak istemiyordum. Her zaman yanımda olsun istiyordum. Yanında olmadığım zaman başına iş açmasından korkuyordum çünkü Su durduğu yerde bile başına iş açabilme özelliğine sahipti. 

Su'yu uyardıktan sonra hızlı olmaya çalışarak sudan çıktım. Hem telefondaki kişiyi hem de Su'yu bekletmek istemiyorum. Arayan kişi muhtemelen koçumdu. Yakın bir zamanda basketbol maçımız vardı ve antrenman yapmak yerine Su'ya zaman ayırıyordum. Koçtan azar yiyeceğimi düşünerek korka korka yürüdüm. Takımı kesinlikle çok boşlamıştım.

İkra'nın yanına gidince telefonu elinden alarak kimin aradığına baktım. Koç arıyordu. Nefesimi vererek daha fazla bekletmemek için telefonu açtım. Konuşacağım sırada koçun sesi kulaklarımı doldurdu. 

"Telefonu açabildin sonunda." diyerek bıkkınlığını dile getirdi. 

"Kusura bakma koç, telefon yanımda değildi." diye kendimi açıkladım. 

"Sen de takımın yanında değilsin zaten, şaşırmadım." görmeyeceğini bildiğim için gözlerimi devirdim. 

"Son zamanlarda takımı boşladığımın farkındayım. En kısa zamanda geri döneceğim koç."  

"Sen takımın kaptanısın farkındasın, değil mi Çağıl?" kafamla onayladım. Beni görmediğini unuttuğum için kendime kızıp cevap verdim. 

"Farkındayım koç. Dediğim gibi en kısa zamanda takımın başına geçeceğim." 

Koçu ikna etmek için uzun süre konuştuktan sonra telefonu kapattım. Su'nun yanına dönmem gerekiyordu. İkra ve Efe'yi birbirlerinden farklı yerlerde görünce sorgulasam da onlarla konuşacak vaktim yoktu. Daha sonra sebebini öğrenmek için onlarla konuşmayı aklımın bir köşesine yazdım. 

Onlara sırtımı dönerek Su'yu en son bıraktığım yere doğru yürümeye başladım. Onu göremeyince kaşlarım korkuyla çatıldı. Su görünürde yoktu. Bu kadar kısa sürede nereye kaybolmuş olabilirdi? Aklıma gelen kötü düşünceleri kafamdan def ettim. 

"Su!" diye bağırdım. Herhangi bir yanıt alamayınca koşarak denize daldım. Gözlerimin yanmasını umursamayarak denizin içinde gözlerimi açıp etrafı süzdüm. Onu göremiyordum. Daldığım sudan çıkarak tekrardan adını seslendim. 

"Ne oldu abi?" diyen İkra'nın sesini duyunca ona döndüm. Arkasında duran Efe'de ne olduğunu anlamaya çalışmak istercesine kaşlarını çatmıştı.

"Su yok." dedim kısaca. Su yoktu. 

"Ne demek yok. Az önce buradaydı." dedi Efe. 

"Yok oğlum işte, az önce buradaymış ama şimdi yok!" diye sesimi yükselttim. 

"Tamam abi sakin ol. Kötüyü çağırmayın şimdi." diyerek burnundan soludu İkra. 

Gözlerimin önüne düşen saçlarımı geriye attım. Omzumu gerginlikle sıkmaya başladım. Etrafa süzdükten sonra onu göremeyince hızla tekrar suyun içine daldım. Suyun altında dolaşırken korkarak onu bulmaya çalışıyordum. Onunla bu kadar uzun süre sonra birlikte olduğum için onu kaybetmek istemiyordum. Daha yaşayacak çok şeyimiz vardı. 

Nefes alamayınca daldığım sudan çıktım. Sinirle suya vurup onu yalnız başına bıraktığım için kendime sövdüm. Onu ne olursa olsun yalnız başına bırakmamam gerekiyordu. Kolundan tutup onu benimle birlikte sudan çıkarmam gerekiyordu. Neye güvenip onu yalnız başına bırakmıştım? Efe'nin sesini duyunca arkama döndüm. 

Seni Seçtim |yarı texting✓Where stories live. Discover now