kırk üç

9.7K 554 224
                                    

Sınır +50 vote ve +100 yorum.

İyi okumalar!

**

"Çağıl ile neden sarılıyorsunuz?"

Ceren'in sesini duyunca istemeyerekte olsa Çağıl'dan ayrılmıştım. Gözlerimi devirip arkama dönererek Ceren ile yüz yüze geldim. Kaşlarını çatarak bir bana bir de Çağıl'a bakıyordu.

"Sana hesap vermem gerektiğini bilmiyordum Ceren." kurduğum cümle onu daha çok kızdırmış olacak ki kaşları biraz daha çatıldı.

"Çağıl'ın burada olmadığını söylemiştin?" benim cevap vermeme gerek kalmadan Çağıl cevap vermişti.

"Burada değildim zaten evdeydim." gülmemek için kendimi sıktığım sırada Ceren ile göz göze geldik. Hiçbir şey olmamışım gibi yüz ifademi düzelttim.

"Öyle mi?" diyerek bize doğru adımladı. Çağıl Ceren'den korktuğu için bir adım geriye çekildi.

"Öyle."

Çağıl, Ceren'i umursamadan bana dönerek konuşmaya başladı. "Su ben artık gideyim." dedikten sonra kulağıma eğildi.

"Sevgilim."

Eski pozisyonuna geri dönerek bana göz kırptı. Tek kelimesiyle beni nasıl etkilediğinin farkında değildi anlaşılan. Kalbimin kulaklarımda attığını hissettim. Çok hızlı atıyordu.

Tabi bu anı bozmak için tek kişi yeterliydi. Ceren'in sesini duyunca gözlerimi Çağıl'ın üzerinden ayırdım.

"Telefonunu evde unutmuşsun Su." kaşlarım çatılırken elim cebime gitti. Hayır kesinlikle evde unutmamıştım, telefon cebimdeydi. Cebimden telefonumu çıkararak havaya kaldırdım.

"Tutuyorum çünkü elimde." diyerek elimdeki telefonu salladım.

Ceren'in de eli arka cebine gitti. Cebinden bir telefon çıkarıp beni taklit ederek telefonu havaya kaldırdı. "Tutuyorum çünkü elimde."

Elindeki telefonu görünce korkudan ağzım açık kalmıştı. Bu telefon benim eski telefonumdu. Daha da kötüsü benim Çağıl'a anonim olarak mesaj yazarken kullandığım telefondu.

Çağıl ne olduğunu anlamak için bir bana bir de Ceren'e bakıyordu. Kaşları çatılmıştı ve hayra alamet değildi.

"Su, bu telefon senin eski telefonun değil mi?"diye sordu Çağıl. Eski telefonum olduğunu nasıl hatırlıyordu? Bu, şu durumda düşünmem gereken son şey bile değildi. Kendimi toparlayarak bu durumdan kurtarmam gerekiyordu ama zor gibi görünüyordu. Çağıl'ın sorusunu pas geçerek Ceren'e adımladım.

"Bu telefonun sende ne işi var? Sen benim eşyalarımı mı karıştırdın?" en nefret ettiğim şey birisinin eşyalarımı benden izin karıştırmasıydı.

"Annen odandan boş kağıt getirmemi isteyince bu telefonu buldum. Eşyalarını karıştırmadım yani." kaşlarım alayla yukarı kalktı.

"Böyle odamı karıştırmamış mı oluyorsun yani?" dedim yalandan gülerek. Yüzümdeki ifadeyi silerek ciddileştim. "Ver telefonumu."

Yalandan gülerek telefonu arkasında sakladı. Şu an resmen kıskançlıktan ne yaptığını bilmiyordu. Çağıl'a takıntılı olduğu için Çağıl'ın ona ait olduğunu düşünüyordu.

"Telefonu vermezsem ne olur, Çağıl'a mı şikayet edersin ya da dur, ona bir daha mesaj atamaz mısın?" sinirden nefes alış verişim hızkanırken gözlerimi kapatıp sabır diledim.

Çağıl ne olduğunu anlamak için yanımıza yaklaşmıştı. "Su?" Çağıl'a bakamamıştım. Bakışlarım yerdeydi.

Çağıl'ın tepkisinin ne olacağını bilmediğim için şu an bunu öğrenmesinden korkuyordum. Daha yeni başlamış olan ilişkimizin bitmesinden korkuyordum. Çağıl'ın bir daha yüzüme bakmayacak olmasından korkuyordum.

Seni Seçtim |yarı texting✓Where stories live. Discover now