63

11.8K 710 65
                                    

40 gün sonra

Günler gözümün önünde devrilip giderken her gün için yüreğim de bir umut birikiyordu. O umut bizim yarım kalan umudumuzun bir bütün hali gibi ellerimize doğmuş bizim için yepyeni bir umut olmuştu. Her yeni güne yeniden başlamak için en önemlisi yeni doğmak için.

Arslan

Oğlumun adı Arslan olmuştu. Bunun kararını Mirza bana ait kılsa da birlikte aldığımız ortak karardı. Arslan ismini ilk dile getiren kocamdan başkası değildi lakin yine de son sözü bana bırakmıştı. Buna hayli memnun olmuştum çünkü benim fikirlerime her zaman özen gösteriyordu.

Arslan

Düşüncelerimi bölen Dila'nın sesi oldu.

"Mihrimah, Allah aşkına biraz uyumayı dene gülüm" Başımı ona doğru çevirdiğim vakit kaşlarını çatmış bana bakıyor olduğunu gördüm. Oğlum gazından dolayı bu gün pek huysuzluk yapmıştı lakin şimdi gazı çıktığı için pek rahattı kucağımda. "İstemem..." diye fısıldadım.

"İstemem diyorsun amma halini görmüyorsun herhal" 

"Dila, ya ben uyanınca uyanırsa hem ben alışığım şuraya kıvrılıp yatarım." Kucağımda duran bebeğimin gözleri hafiften kapanmaya başlamıştı. Gözlerimi ondan alıp Dila'ya çevirdim.

"Ben onun yanındayım hem uyanırsa sana haberde veririm. Allah aşkına gidip kendine vakit ayırmayı dene"
Kırk gündür doğru dürüst uyumuyordum. Arslan'ın gazı çıkmıyor küçük bebeğimi uykusunda rahatsız ediyordu durum böyle olunca gözüme uyku girmiyordu. Biraz dinlenmeye ve zihinde olmaya ihtiyacım vardı. Kucağımda duran oğlumun alnına bir buse kondurup beşiğine yatırdım.
Gündüz vakitleri uyusun diye bizim odanın hemen yanında ki odayı ona hazırlamıştı Fatma ana.

Geceleri hala koynumda uyuyordu.

"Eğer uyanırsa bana seslen Dila" diye onu uyarmadan duramadım. Odanın kapısına doğru yürüyüp yeniden bebeğime bakmak için arkamı döndüğüm sırada Dila gözlerini kıstı.
Eliyle bana kış kış yapıp odadan çıkmam için bakışlarıyla uyarmıştı.

Odadan çıkarken gözlerimi ona doğru kısmış odanın kapısını kapatmıştım. Odamın kapısını açınca bakışlarım karanlık odada dolaştı. Bu gece de gelmeyecekti demek diye geçirdim icimden. Kandili yakma gereği duymadım camdan yansıyan ay ışığı odayı aydınlatıyor idi.
Üstümü çıkartıp hamama doğru yürüdüm ılık bir banyo bedenime iyi gelebilirdi. Hamamda duran kandili yaktım.

Kısa bir yıkanmanın ardından üstümü havluyu bedenimden kaydırıp ayaklarımın üzerine düşmesine izin verdim. Lohusalığım son erdiği için vücudum daha rahattı. Doğumdan sonra eski halime hemen dönmüş olsam da göğüslerim halen büyüktü.

Üstüme kısa saten beyaz geceliğimi geçirdim. Saçlarımın nemini alıp havluyu kirli sepetine bıraktım. Yatağa uzanmak için çarşafı kaydırdığım vakit camın önünde duran beden ile dudaklarımdan yutkunma geçti.

"Mirza" dedim kısık sesimle birlikte. Odaya girdiğimden beri burada mıydı? Nefesimin kesildiğini hissettim. Bakışları bana kayınca elinde tutuğu tütünü dudaklarına götürdü.

"Kadınım" dedi sesi boğuk ve kısık çıkmıştı. Bedenim bu sözüyle baştan ayağa titredi. Tütünü söndürüp pencereden dışarıya fırlattı. Bedeni yavaş, yavaş bana doğru yaklaştı. Sıcak nefesi tenime değer iken yakınlığı nefesimi kesmişti. Heybetli bedeni hafifte olsa bedenime çarptı.

MİHRİMÂH |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now