58

10.8K 718 70
                                    

Acı çekerek çok şey öğreniyorum

Van Goethe

Musa Eroğlu  Zamansız Yağmur 

   Mihrimah, bir kaç saat önce gördüğü adamı  bekliyordu. Eli karnında durdu. Dudaklarından dökülen cümle en çok kendi içini yakacaktı.

'Belki de ikisi birbiri için tamamen yanlış bir karardı" düşünceleri birbirine aykırı aynı zamanda da hüzün dolu idi. Yanaklarından süzülen yaşlar içine akıyordu. Hamile halinle yaşadığı bu duygular onu yoğun hissettiriyordu.

'Gelsen de seni affetmeyeceğim Mirza' diyen sesi soğuk çıktı. Hamile haliyle ona yaşattıları öyle zoruna gitmişti ki oysa ki
ne yapmıştı ki onu beklemekten başka,

Saatler önce herşeye rağmen onun dudaklarına karşılık veren o değil miydi? Dizlerinin üzerinde duran elleri yumruk haline gelmişti. ' Bana bunu neden yaptın' ağzından çıkan cümleler onu yıpratıyordu. Oda giren ninesi geldiği andan beri yüzüne bakmamıştı. Ona kızmıyordu ama kırgınlık duyuyordu.

Hatçe kadının yüzü asık torununun üzerinde oyalandı. "Beklemen boşuna gızım" diyen sesi kızın önüne düştü. "Ne" diyen dudaklarından şaşkınlığın nidası yüksekti. Gözlerini yaşlı kadının eğilen bedeninde gezdirdi.

"Evlilik bu o ne laf ederse sağ kulağından girip sol kulağından çıkacak demedim mi ben sana her sözü kalbine değerse nasıl olur bildin mi, yaranın üzerine yapılan pansuman bile o yarayı ileştiremez. Ona arkanı döndün sen hata yaptın Mihrimah" diyen sesi tok çıkmıştı yaşlı kadının.

Mihrimah, ninesinin dediği kelimeleri sindiremiyordu. O bunları hak edecek ne yapmıştı ki!

"Ben ona birşey yapmadım nine o" diyemeden yaşlı kadın kızın sözünü ansızın kesmişti.

"O dediğin senin gocandır. Gocaya yüz dönüldüğünü bu yaşımda heç görmemiş idim. O erkektir ne yaparsa onun için hak diye bakılır ayıplanan yine sen olursun" dediğin de gözlerim dolu dolu olmuştu. Elime uzanıp tuttuğun da sindiremediğim bir çok şeyin olduğunu anladığı aşikârdı. Geldiği gibi bastonunu alıp çıktı odadan.

Ninesinin kurduğu cümleleri doğru bulmadı. Erkek diye herşeyi yapamaz onun kalbini kıramazdı. Lakin onunla konuşmadan gelmek içine sinmiyordu şimdi. Koca odada dönüp durmuştu. Onun gelmesini neden bekliyordu ki, kendi gidecekti. Üzerine geçirdiği mevsimlik kabanın önünü iliklemeye başladı. Eli göbeğinin üzerine gittiği vakit bebeğini hissetmek ister gibiydi.

"Babana gidiyoruz bebeğim" yüzünde bir tebessüm olan kadın şimdi gitmeye hazırdı. Verandada oturan anası onu görünce şaşırdı. Ninesi sadece kızın yüzüne bakıp önüne döndürdü bakışlarını.

"Ben gidiyorum ana" diyen sesi kurak topraklarda açan bir çiçek gibi umut dolu çıkmıştı.

"O gelip seni alır gızım bu halinle düşme yollara emi" diyen anasına doğru adımladı. Gül hanımın bakışlarında duran endişe her halükarda belli oluyordu.

"Gızım başına bir hal gelir bende seninle geleyim" diyen anasının elini sımsıkı kavradı. "Hayır ana birşey olmayacak sağ salim gideceğim. Gitmem lazım anla beni" diyen sesi titremişti. Gül hanım kızının bu halinle başını sallamakla yetindi.
Ayağına geçirdiği yemenileriyle gitmek için anasının ellerini bıraktı. Gözleri ninesinin tebessüm eden suretine rastladığı vakit oda ince bir tebessüm etmişti. Dış kapıdan çıkacağı vakit arkasından gelen anasının sözleri kulağına ilişti.  "Dur o vakit Ayşe'ye diyiverem Turgut ağabey gahvede değilse at arabasıylan seni götürsün"

MİHRİMÂH |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin