23

9.4K 466 12
                                    


Bir veda busesi bırak içime giderken, içi dolu dolu sen olsun

Gönlümde hissettiğim mutluluk, kalbime konan kelebeklerin içime yaptığı tesirin kısa süreli olmasından korkuyordum. Elimde incecik bir yüzük, suratımda keskin bir mutluluğu baki kılıyordu.

Vakit yatsıyı çoktan geçmişti. Ali'nin beni beklediğini bilmek bile bu denli kuvvetli duyguların üzerimde hâkimiyet kurduğunu hissettiriyordu. Anamla ninem yatsıdan sonra uyumaya girmişlerdi. İçim rahat olsa da, aynı zamanda endişe de duyuyordum.

Üzerimde bana eğreti duran geceliğin eteklerinden tutup üzerimden çıkarttım. Geceliğin, dar kesimi kalçamdan çıkarken, beni zorlasa da şile bezinden yapılma gecelikleri oldum olası seviyor ve rahat ediyordum. Hemen dolabın yanında duran ince ve siyah entariyi alıp üzerime geçirdim. Entarinin önünde bulunan bir kaç düğmeyi iliklemeye başladım. Acele ettiğim için ellerim birbirine dolaşıyordu. Sonunda iliklemeyi bitirmiştim. Heyecandan avuçlarımın içleri terliyordu. Yatağımın hemen ucunda bulunan kandili elime almak için eğildim.

O an bakışlarım yatağımın hemen yanında olan aynada gördüğüm yansımaya kaydı. Kandilin ince ve zayıf turuncu ışığı, gözlerimin yeşilini, karaya boyamıştı. Ellerim, yanaklarıma gitti, yüzüm sanki parlıyordu. Ne vakit solgun olan suretim kendine gelmişti.

Elimle omuzlarımdan süzülen saçlarımı geriye doğru attım. Yatağın ucunda bulunan yazmamı saçıma takmadan boynuma doladım. Kandili söndürdüğüm zaman sönen kandil etrafı daha çok siyaha boyamıştı.

Kandili yerine bırakıp, kapıya doğru adımlamaya başladım. Tahta kapıyı gıcırdatmamaya çalışıyor ayaklarımın ucu ile yere basıyordum. Babaannemin uykusu hafif olduğundan oldukça dikkatli olmalıydım.

Bir yandan elimi duvara yasladım. Ondan güç alarak elimle kapıya baskı uyguladım. Tahta kapıyı açmaya başladım. Açılan kapıyla ilk önce bir ayağımı çıkartıp, gövdemin yarısını dışarıya ittim ve tüm bedenimi dışarıya çıkartıp kapıyı hafifçe çektim. Yan tarafında bulunan ninemin odasına değdi gözlerim. Odasının kapısı her zaman olduğu gibi kapalıydı. Dışarıda oluşan ayaz içimi titremişti. Yavaş yavaş tahta merdivenlerden inmeye başladım. Etraf zifiri karanlıktı. Korku tüm damarlarımda geziyordu. Başımı uzatıp aşağıya baktığım da orada da kimse yoktu. Anamın uykusu ninemin aksine ağırdı.

Avluda bulunan yemenleri ayağıma geçirdim. Söğüt ağacı hafif esen rüzgar karşısında dallarını etrafa savurmaya başlamıştı. Uçuşan saçlarım, yüzümün her ayrıntısına dağılıyordu. Son defa avludan eve doğru bakmaya başladım. Zifiri karanlık içimi ürperiyor olsa da, içinde bulunduğum durum cesaretimi fişekliyordu.

Yavaşca bir şekilde dış kapının sürgüsünü yana doğru kaydırdım.

Acaba Ali gelmiş miydi?

Gövdemi dışarıya çıkardığım da, kapıyı ardımdan çektim. Tek duam anamın uyanmaması idi. Eğer uyanırsa, kapıya kontrol edeceğini biliyordum. Taş yola tamamen çıktığımda sağıma, soluma bakınmaya başladım. Etrafta, in cin top oynuyordu. Evlerin kandilleri tamamen sönmüş yerini dipsiz karanlığa teslim etmişti. Diğer taraftan esen rüzgar şiddetini biraz daha arttırmıştı.
Yol kenarında durduğum için, beni etkisi altına almaya başlamıştı. İki elimi, gövdeme sarmaya başladım. Ne gelen vardı ne de giden. Belki de Ali'nin işi çıkmış olabilirdi. Suretimi havaya kaldırdım. Bir sürü yıldız, sanki elimi uzatsam elime alacakmışım gibi yakınımda duruyordu. Biliyordum ki, imkansız idi. Yıldızlar karanlığa en İlham veren ışıktı. Karanlığın siyahı  yıldızların ışıltısı ile bütünleşiyor ve birbirini eşitliyordu. Ne güzel bir yazgı dedim içimden sonra ses duydum.

MİHRİMÂH |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now