Pınar

8.9K 376 10
                                    

Yarası yamalı mı derdi eskiler bilmem benim yaram derinden idi. Bir adam sevdim onunla büyüdüm ona yandım kül oldum. Yangın mı denirdi adına yoksa hiçlik mi? Bilemedim. Tek bildiğim yaram yardan idi.

Bir sızı geçiyordu o sıra içimden. Sevgisizlik denirdi adına, yoksa başka birşey mi bilemedim. Başımda ne babam vardı ne de beni seven anam.
Bir ağabeyim vardı beni korur etrafta sakınır idi. Bir o şımartmıştı beni, kimseden eksik kalmayayım, öksüz oluşum yüzüme vurulmasın diye mi bilmem ama öyleydi işte. Bende şımarık büyümüş idim. Sevgisiz büyüyen şımarır mı derseniz?

Evet, en çok onlar şımarır ve etrafa şen şakrak olur idi. Derin olursam, gönlümü görüp benimle alay ederler diye korkardım. Ben de hep dalgaya vuran oldum.

Bir yanım hep yanlız idi. Bir yanım ise dolu dizgin.

El kadardım gönlüme düştüğü vakit, onunla büyüdüm. Sevdası beni büyütmüş idi. Hayal iken bile güzel adama sevdalanmak olacak iş değildi.
Aklımın kalbimle zoru neydi? Zaten hayal olamayacak kadar güzeldi.
Küçücük boyumla, büyük adamın yanında eğreti durmaz mıydım?

Ağabeyim karşıma geçip demez miydi? Bana bu nasıl yapabilirsin Pınar, sana en çok sevgi veren ben değil miydim? Hangi vicdanla onun olacak idim.

O gün, ağabeyimle bizim evden çıktıkları öğle vaktinde mintanının cebinden beyaz bir gül düşmüş idi.
Onlar yola devan ederken, yerden o beyaz gülü elime aldım. Tebessüm etmiştim. Dikenleri yoktu iki tane yaprağı ve daha taze açmamış beyaz bir gül, ne kadar güzel olabilirse o kadardı işte. Hemen onların ardından tahta kapıdan çıkmıştım. Koşar adımda sokağın başında giden ağabeyim ve onu takip etmeye başlamıştım.

Yürüyüşü bile kuvvetli idi. Sokağı inleten tavırları mevcuttu. Elinde duran tesbihi sallıyor arada ağabeyim ile iki fasıl ediyorlardı.

O sıra ağabeyime baş selamı verip yanından ayrıldı. Sola döndü bu yol ağzı tenha idi. Gitti, durdu etrafına baktı. Sonra yolun sonunda durdu.

Bende onunla durdum. Duvar boyuna gizlenmiştim. Ara ara onu yokluyor idim. Olduğu yerde durmuş yol ağzına bakıyordu. Birisini mi bekliyordu acaba diye düşündüm. Kalbim yerinden çıkacak gibi hızlanmış idi. Ağzımda atmaya başlamış, ellerim terlemeye başlamıştı.

Tebessüm ediyordum ta ki, onun sokağın başına bakıp sert çehresinden tebessümler görene kadar, onun baktığı yöne çevirdim bakışlarımı.

Salına salına yürüyen bir kızdı.

İçimde hissettiğim hüzne, ve tökezlendiğim o acı beni biraz daha kanatmış, kanımı kabartmıştı.

Gözümden akan damlalar içime sızıyordu. İçime akıttığım her damla umudumu alıp durduğum duvar dibine vuruyor idi. Her vuruşu, içimde sallantı oluşuyor idi.

O tabloya biraz daha baksam bayılıp düşerim diye korkmuş idim. Elimin tersiyle yüzümde oluşan yaş selini sildim.Kafamı onlara doğru çevirdim.

Sevdiğim adam, yanında duran geç kızın yüzünü avuçlanın arasına almış, baş parmağı ile yanağını okşuyor idi. Kızın yanık teni, buradan bile belli oluyordu.

-Sana bir sürpriz getirdim goncam dedi sesine öldüğüm adam

Esmer kız, ona içi gide gide bakıyordu. Ben ölüyordum. Ben onun gözlerine bakmaya kıyamaz idim. O ise gözlerinde kayboluyor idi. Ben onun nefesini hissetmek için herşeyimi verecek iken, o nefesinde soluklandı.

Ellerini kızın yüzünden indirdi. Ceplerini kontrol etmeye başladı. Aradığını bulamadı, yüzünü kıza doğru yaklaştırdı.

-Sana beyaz gül koparmış idim ama kaybetmişim. Yok bulamıyorum dedi sesi tok çıkmıştı.

Esmer kız, elleriyle, onun sert olan yüzünü avuçladı.

Daha fazla bakamadım. Duvar dibine çöktüm. Elimde duran beyaz gül yere düşmüştü.

Yer beyaza boyandı o gün.

-Vermiş gibi oldun Mahir'im dedi esmer kız cilveli sesiyle

Sesini duydum bakamadım. Sonra daha fazla dayanamadım çömeldiğim yerden kalktım eve doğru koşmaya başladım. Kendime kızdım. Ne bekliyordum sadece bir arkadaşının kız kardeşinden başka birisi değildim onun için.

Mahir hayatımın, dönüm noktası idi.

Mahir onu istemeye gitti, önünde durdum. Bana buyur bacım dedi!
Mahir onunla nişan taktı, yanında durdum beni görmedi, beni duymadı ve beni hiç bilemedi. Mahir'in düğünü oldu, onun karşısında duracak cesareti bulamadım. Esas gücüme giden, içimde ki sevdamı ona hiç bir zaman haykıramadım.
Ben onun için ağabeyim kardeşinden öte olamadım.

Mahir başkasına ait oldu kalbiyle, sesiyle, herşeyiyle. Ben içimden kara sevdayı atamadım.

Ve şimdi kurudum. Kuru toprak atsalar üzerime dokunur mu bana!

🌼

Selvi boylum, ince bellim
Sev beni ellerim kömür karası, bağrım yanar serinlet içimi, al beni yanına, bas bağrına...

MİHRİMÂH |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now