28

9K 468 29
                                    

Tüm kuytularım onun yanında huzur bulurken etrafta yankılanan şiddetli gürültüyle bedenimi ondan çektim.
Kulaklarımda yankı yapan, bu gürültü.
Ali'nin, bakışlarını dudaklarımdan çekmesine neden oldu. İkimiz de durduk ve Ali'nin hemen üzerimde olan bedenine baktığım an gözleri gözlerimin içine yuvarlandı.

Gözleri gözlerimden çekildiğin de yanımdan tamamen kalktı ve ellerini tutmam için uzattı. Onun elini tuttum ve beni hemen arkasına çekti. Ben, camlara bakarken camların koyu bir perde ile örtülmüş olmasıyla dışarısını göremedim.

İçimde korku ellerimin titremesine sebep olmaya başladı. Ali'nin, keskin gözleri etrafta dolanırken yüreğim keskin bir nişancı tarafından vuruldu. Olacak iş miydi!?

Hemen yanında masanın üzerinde duran kandili eğilip eline aldı. Fitili hemen eliyle söndürdü.

Etrafı zifiri karanlık kapladı.

Karanlıktan sureti tamamen kaybolan Ali, elimi hemen sardı ve avucunun içine aldı.

"Korkma..."

"Yanında ben varım"

O yanımda durunca hiçbir şeyden korkmayan ben şimdi içimde oluşan huzursuzlukla yerimde kıpırdandım.

Yürümeye başladığın da beni de hemen arkasından yürütmeye başladı .Kapının kilidini açtı ve dışarıdaki hafif aydınlık onun silüetini az da olsa gün yüzüne çıkarttı. Dışarıda esen sert rüzgar anında içimi üşütmeye yetmişti.
Ellerimi daha fazla sıkan Ali, elimin titremesine mani oldu. Dışarıya adım attığımızda günün yavaş yavaş aydınlatmaya başlaması gecenin bittiğini gösteriyordu. Ali'nin keskin gözleri etrafta dolandı ben hemen arkasında olduğum için, suretini fazla göremesem de tahmin ettiğim gibiydi.

Ali, bana döndü.

"Bize değil! Birisinin bahçesine ya da kümesine tilki girmiş olmalı endişe etme"dedi gözleri gözlerimden hiç ayrılmadı.

Yeniden yüzümün her ayrıntısını izlemeye başlayan adam. Gözlerini, gözlerimin içine dikmiş öyle bakıyordu. Temin olanlar yüzünden suratım yanmaya başladı.
"Seni bırakmak istemiyorum Mihrimah, eğer kabul edersen bundan böyle senin yanın benim yanım olsun! Herkesi karşıma almaya hazırım ben" dedi sesi tok ve kendinden emin çıkmıştı.

Elini, elime uzattı

Kalbimde yeşeren umut boy gösterirken, içinde bulunduğum durumun geri dönüşü olmayacağının farkındaydım. Aileme sırtımı dönemezdim. Anam ve ninem beni bu yaşa getiren iki kadın aklıma çalınan düşüncelerle başını Ali'ye doğru kaldırdım.

Benim düşünüp tartmaya ihtiyacım vardı. Bunu bana umutla bakan adama nasıl derdim beni anlayışla karşılar mıydı? Onun anasının söylediği sözler hala zihnimde yankılanırken onun elini nasıl tutardım ben.

Ali'nin beni tutan elini bırakırken içimde ki hüzün burnumun ucunu yaktı.

Ali, ansızın kaşlarını çattı.

Ellerimi Ali'nin yüzüne doğru uzattım.
Boyu benden uzun olunca vücudumu ona doğru kaldırdım. Bana biraz daha eğildi.

Yüzüne değen elimle gözlerini kapadı. Ne çok isterdim ona uzun uzun bakmayı bir bilse ama vakti zamanı şuan değildi. Ona hasretim bir nebze dinmedi.

"Ali" dedim ona doğru nefesim ılık bir meltem gibi ona savruldu.

Gözlerini araladı.

"Seninle gelmek ve senin elini tutmak en çok istediğim şey" derken kelimelerin doğruluğu içimi yaktı.

MİHRİMÂH |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now