21

9.7K 454 24
                                    

Multimedya; Pınar

🌼

Her gün içimizde tomurcuklanan umutlar bize peyda olan hüznün yansıması değil miydi? Her umut bir hayal kırıklığı, her heyecan bir başlangıç değil miydi?

Yaşıyorsak bir sebebi vardır dedi içinden Hamit bey.

Gün, bir gün daha geçmişti.

Zerda hanım, başında siyah yazması ile Hamit beyin yanında duruyordu. Sanki kendi içinde yaşadığı yası etrafa dağıtmak ister gibiydi yüzü.

Ali, hemen salonun yanında olan
odasında yaşadığı heyecanı bastırmaya çalışıyordu. Siyah mintanı onun içine giydiği beyaz gömleğiyle hazırdı.
Biraz sürdüğü tütün kolonyası, nefesini düzene sokması için burnuna götürmüştü. Derin bir nefes çekti içine Sonra adımlarını kapıya yönlendirdi odasında çıktı.

O sırada merdivenlerden inen ağabeyi ve Esma, ile karşılaşmıştı. Sabah kahvaltısında onlarında herşeyden haberi olmuştu. Esma kocasının koluna girmiş gülücükler konduruyordu kocasının esmer tenine. Akif de Esma'ya tebessüm ediyordu. Akif kafasını çevirdi ve Ali'yi görünce adımlarını duraksattı.Esma da onunla beraber duraksadı.

"Hazır mısın aslanım" dedi Akif yüzünde hafif sırıtış vardı. Dalga geçmek istemişti ama yeri değildi zamanı vardı. Akif evlenirken Ali onunla az dalga geçmemiş, hatta gerdeğe girerken sırtına kocaman kütük geçirmişti ya neyse. Akif Ali'nin babasına karşı olan bu tutumuna ses çıkartmamış onun adına mutlu olmuştu. Zerda anasının aksine o bu işe çok sevinmişti.

"E işte ağabey" dedi Ali heyecanını yansıtmak pek istemezdi. Sadece Mihrimah, görsün isterdi. Esma, hemen kocanın önünden geçip aşağıya inmeye başladı. Akif siyah kaşları siyah gözlü ve uzun boylu bir adamdı. Elini kardeşinin omzuna attı.

"Gidip alalım gelinini hade" dedi Akif

Ali'nin yüzünde kocaman bir tebessüm belirdi ve bunu yansıtmamak için yanına döndü. Hislerini belli etmeyi pek sevmezdi.

Ali'nin gelini düşüncesi bile içini gıcırdatmış idi genç adamın.

İçeri girdiklerinde Zerda hanım ve Hamit bey oturuyordu. Zerda hanım, Gelinini boydan boya incelemiş suratını ekşitmişti. Ne gerek vardı bu kadar abartmaya diye düşündü Zerda hanım.Esma giydiği koyu lacivert entarisi ile bembeyaz teni içinde güzel bir huyum sağlamıştı. Esmanın heyecanı yüzünden belli oluyordu.
Hamit bey Ali'yi ve diğer oğlu Akif'i görünce bağdaş kurduğu sedirden kalkmıştı.

Zerda hanıma bakış attı. Suratından düşen bin parça idi. "Hayde" dedi Hamit bey ve yürümeye başladı.

Evin çalışanları giden ailenin ardından bakıyor idi. Evin emektarı Sultan hanım gidenlerin ardından söylenmeye başladı.

"Allah hayırlı ede" dedi sesi hafif hüzünlü çıktı.

Sultan hanımın yaşı Haşim ağa ile aynıydı. Kocası Zeynel, ve Haşim ağa eskilerden çocukluk arkadaşı idi. Tesadüf ki, Sultan hanım da Zerda hanımın yardımcılarının kızları olunca Zerda hanım bu eve gelin geldiği zaman sultanı da yanında getirmişti.

Onlar evlenince bir arada dura dura Zeynel ve Sultan birbirine sevdalanmış, evlenmiş bu evlilikten kızları Halime doğmuştu. Zeynel, evin kâhyası, eşi Sultan ise evin yemek ve diğer işlerine yardım ediyordu.
Çok eskilere dayalı olan dostuk kadimdi.

MİHRİMÂH |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now