57

10.2K 626 107
                                    

"Ali, benim canımı kurtardı Mihrimah! Ona bir can borcum vardı onun diyetini ödedim" Duyduğum kelimeler içimde birşeylerin paramparça olmasına sebep olmuştu.
Kelimeler zihnimde tekrarlandı. "Benim canımı Ali kurtardı"

Dudaklarımdan çıkan nefeslerin boyutu derin olmuştu.

"Hayatını mı kurtardı" diyen sesimde oldukça şaşkın çıkmıştı. Yüzümde gezinen gözleri birşeyler arıyor gibiydi. "Evet" diyen sesi toktu.

Aklıma takılan şey hayatının kurtaran kişinin Ali, olması değildi elbet! "O gece" diyen dudaklarım lal olmuştu.  "O gece ölebilirdin" diyen sesim tiz çıkmıştı. Dudaklarım oval bir şekil alırken sustum. Ellerim göğsünün üzerinde yumruk oldu.

"Ya ölseydin"

Sesim tiz ve ağlamaklı çıkıyordu.

"Ölmedim buradayım güzelim" diyen sesi oldukça ifadesiz bir hal almıştı. Elimle göğsünden ittim. "Ne kadar basit bu senin için" diye ona bağırdığım zaman kaşlarını çattı.

"Evet basitti ve geçip gitti uzatmayalım istersen" diyen sesinde duran umursamazlık tüm irademi kaydırdı.

"Basit dediğin şey benim canımı yakabiliyorsa nasıl basit olabilir ki" diyen duygularım kendimi ele verir gibi yalındı. Gözlerimin kenarından süzülen bir damla tenimi yaktı. Elini yüzüme dokunamaya çalışan adamın elini ittim

"Dokunma bana sakın" diyen sesim etrafta yankılandı. Mirza'nın gözlerinde duran ayna yıkılmış gibi önüme düştü.

"Kendini önemsemediğin gibi beni de önemsemiyorsun.  Yokluğunda ne halde olduğumu biliyor musun? Bilmiyorsun! Çünkü iyi değildim.  Belki bir gün çıkar gelir diye umut ettim..."

"Umudumu bir an bile kesmedim..." nefesim kesildi sandım o an. Gelmiş karşıma basitti diyor. Bağrıma taş basarken neredeydin söylesene!  Sana en ihtiyacım olduğu zaman neredeydin Mirza?"

Arkamı dönecek iken beni kendine çevirdi. " Nereye" kırgın bakışlarıma değen gözleri bir an olsun üstümden ayrılmadı.

"Anama gidecem ben"

Cümlelerim onun gözlerinde dans eder gibiydi. O dalgalar puslu bir gecede duran siyahın içine çökmüş hâlini yansıtır olmuştu. Sözlerimin kendi içimde bile hasarı büyük olacağa benziyordu. Ona olan hasretim öyle büyüktü ki, kelimeler bile boğazıma takılıp yere düşüyordu. Onu kaybetmek içime açılan yaranın üstün körü bakışı gibi geçici değildi.

Onu kaybetme düşüncesi asılı kalan cümleleri gelişigüzel onun yüzüne vurma şeklimdi.

Çünkü korkmuştum.

Bedenimin üzerinden kaldırdığı ağır bedeni beni boşluğa itmiş gibiydi. Kaçırdığım gözlerimde onun bana hep aykırı gelen bakışlarını görememek beni dumura uğrattı. Elleri saçlarının arasında kaybolup arkaya doğru gitmişti. Arkasını döndü. "Sahi mi bu cümlelerin" tok sesi beni afallattı.
Gözlerini görememek içimde duran hasreti körükledi. Arkası bana dönük olduğundan yüzünü göremiyordum.

"Evet" kısık sesimde takılı kalan sözler bir kelimeye bile sığmadı.

İçim söyleyemediklerim ile dolup taştı. Bedenimi masadan indirdim.  Kasılan koca cüssesiyle arkası dönüktü. Ellerini yumruk yapmış parmak boğumların da duran beyazlık buradan belli oluyordu. Arkasını yeni bana döndüğünde gözleri gözlerime değdi. Bakışları kor gibi yakan ateşleri ezip geçti.

MİHRİMÂH |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now