43

11.9K 621 55
                                    

İçimde duran boşluğun sebebi neydi? Birşey eksikti, o eksik duygu sanki tüm duygularımı ele geçirmiş gibiydi. O duygular ne sevinç ne de hüznü bana hissettirmiyordu. Kendimi odaya nasıl attım diye sorarsanız. Bu hızlı gelişmişti. Yürüyüşüm hızlı olmuştu. Kısa bir an merdivenlerde duraksadım acaba bana bakıyor muydu? diye düşündüm. Lakin arkamı dönmedim.

Buna cesaretim var mıydı?

Baksa ne değişirdi. Mirza'nın bana değmeyen bakışları içimde duran birşeyleri yerinden oynatacak güçlükle olması canımı hayli sıkmaya yetiyordu.
Düşüncesine bile tahammül edemedim o an. Bunun sebebini kendime itiraf edemiyor olsam da olanı inkâr edemezdim.

En savunmasız zamanlarım da, yanımda yanıbaşımda duran adamın kuytularına gizlenmeye hakkım yoktu. O adamı sevmiyordum. Sevmiyordum lakin birşey beni ona savuruyordu. Şimdi bana ayrılan odanın tam ortasında ayakta durmuş sadece olanları düşünüyordum.

Bu odanın ne kadar büyük olduğunu şimdi yanlız kaldığım vakit anlamıştım.
Yanlızlığa alışılmıyor sadece kendi içinde aşılıyordu. Bunu aşalı epey vakit olmuşken şimdi içimde oluşmaya başlayan boşlukta neyin nesiydi?

Aşağıda ne oluyordu. O kadın Zeynep kadının kızıydı. O kızda gördüğüm den fazlası olduğu aşikardı. Mirza'ya olan bakışları hala aklımdaydı. Siyah gözlerinin örttüğü hareler sanki Mirza'yı görünce aydınlanmış gibiydi.

Kırgın mıydım? Neden kırgın olacaktım ki. Sonuçta bana değer vermeyen bir adamın yanındaydım üstelik onun karısı olmuştum. Kendimi ona teslim edecek ben değil miydim? Oysa gece yaptığım hatayı az önce de yapmamış mıydım? Neden kırgın hissediyordum. Beni bıraktığı için mi? Gözlerime bakmadığı için mi? Neden!

Pencereye doğru ilerledim. Hava yoğun bir halde kasvetliydi. Pencereye uzanan ormanlar yemyeşildi. İnsana huzur veren hali oldukça yoğundu. Pencereden dışarıya dalmış iken simsiyah atı gördüm. Üzerine koca cüssesiyle binen Mirza'yı.

Onun ardı sıra gelen Gülçehre'yi gördüm. Onun yanına doğru gidiyordu. Sonra gözleri Gülçehre'ye takıldı. Kadın ona birşeyler anlatıyor olmalıydı. Atın üzerinde olduğu için kadına üstten bakıyordu. Gülçehre, elleriyle birşey anlatmaya hala devam ediyordu.

Elim pencerenin tokmağına gitti. Yavaşça açtım. Ses hiç gelmiyordu. Sonra ne olduysa oldu. Gülçehre arkasını döndü. Ağlayan ifadesi buradan bile belli oluyordu. Gözü yaşlı idi. Bunu neden yapmıştım. Niçin onları dinlemek istedim.

Bilmiyordum.

Gülçehre (Temsili)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gülçehre (Temsili)

Gözlerini sımsıkı kapattı. Kendini sıktığı buradan bile belli oluyordu. Derin nefesleri göğsünün inip kalkmasına sebep oluyordu.

Mirza, dümdüz atına bakıyordu. Sonra dudaklarından o kelimeler hâsıl oldu.

"Benim elimden birşey gelmez Gülçehre kendini topla" dedi sesi sertti. Her zaman olduğu gibi katıydı. Gülçehre, birşey demeden ondan uzaklaştı. Adımları yavaştı, sanki hala onun kendisine birşey demesini bekliyor gibiydi. Mirza, ona bakmak yerine kara kızın başını okşamakla yetindi.

MİHRİMÂH |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now