MESLEK LİSELİ (Kitap oldu)

By Atikesungunapsa

2.5M 214K 76.9K

Bu bir bağımlının değil, bağlılığın hikayesi... Aykut'un en yakın arkadaşı, Mısra'nın en yakın arkadaşını ald... More

Tanıtım..
M.L 1.1 (Nabız)
M.L 1.2
M.L 1.3
M.L 1.4
M.L 1.5
M.L 1.6
M.L 1.7
M.L 1.8
M.L 1.9
M.L 1.10
M.L 1.11
M.L 1.12
M.L 1.13
M.L 1.14
M.L 1.15
M.L 1.17
M.L 1.18
M.L 1.19
M.L 1.20
M.L 1.21
M.L 1.22
M.L 1.23
M.L 1.24
M.L 1.25
M.L 1.26
M.L 1.27
M.L 1.28
M.L 1.29
M.L 1.30
M.L 1.31
M.L 1.32
M.L 1.33
M.L 1.34
M.L 1.35
M.L 1.36
M.L 1.37
M.L 1.38
M.L 1.39
M.L 1.40
M.L 1.41
M.L 1.42
M.L 1.43
M.L 1.46
M.L 1.47
M.L 1.48
M.L 1.49
M.L 1. 50
M.L 1.51
M.L 1.52
M.L 1. 53
M.L 1-54 (Final)
M.L 2.1 (Reis)
M.L 2.2
M.L 2.3
M.L 2.4
M.L 2.5
M.L 2.6
M.L 2.7
M.L 2.8
M.L 2.9
M.L 2.10
M.L 2.11
M.L 2.12
M.L 2.13
M.L 2.14
M.L 2.15
M.L 2.16
M.L 2.17
M. L 2.18
M.L 2.19
M.L 2.20
M.L 2.21
M.L 2.22
M.L 2.23
M.L 2.24
M.L 2.25
M.L 2.26
M.L 2.27
M.L 2.28
M.L 2.29
M.L 2.30
M.L 2.31 (Final)
Fragman..
M.L 3.1 (Senin İçin)
M.L 3.2
M.L 3.3
M.L 3.4
M.L 3.5
M.L 3.6
M.L 3.7
M.L 3.8
M.L 3.9
M.L 3.10
M.L 3.11
M.L 3.12
M.L 3.13
M.L 3.14
M.L 3.15
M.L 3.16
M.L 3.17
M.L 3.18
M.L 3.19
M.L 3.20
M.L 3.21
M.L 3.22
M.L 3.23
M.L 3.24
M.L 3.25
M.L 3.26
M.L 3.27
M.L 3.28
M.L 3.29
M.L 3.30
M.L 3.31
M.L 3.32
M.L 3.33
M.L 3.34
M.L 3.35
M.L 3.36
M.L 3.37
M.L 3.38
M.L 3.39
M.L 3.40
M.L 3.41
M.L 3.42
M.L 3.43
M.L 3.44
M.L 3.45
M.L 3.46
M.L 3.47
M.L 3.48
M.L 3.49
M.L 3.50
M.L 3.51
M.L 3.52
M.L 3.53
M.L 3.54
M.L 3.55
M.L 3.56
M.L 3.57
M.L 3.58
M.L 3.59
M.L 3.60
M.L 3.61
M.L 3.62
M.L 3.63
M.L 3.64
M.L 3.65
M.L 3.66
M.L 3.67
M.L 3.68 (Final)
M.L 4.1 (Nefes)
M.L 4.2
M.L 4.3
M.L 4.4
M.L 4.5
M.L 4.6
M.L 4.7
M.L 4.8
M.L 4.9
M.L 4.10
M.L 4.11
M.L 4.12
M.L 4.13
M.L 4.14
M.L 4.15
M.L 4.16
M.L 4.17
M.L 4.18
M.L 4.19
M.L 4.20
M.L 4.21
M.L 4.22
M.L 4.23
M.L 4.24
M.L 4.25
M.L 4.26
M.L 4.27
M.L 4.28
M.L 4.29
M.L 4.30
M.L 4.31
M.L 4.32
M.L 4.33
M.L 4.34
M.L 4.35
M.L 4.36
M.L 4.37
M.L 4.38
M.L 4.39
M. L 4.40
M.L 4.41 (Son Final)
Anket...
En Özel Bölüm...
Özleyenlere gelen ÖZEL bölüm...

M.L 1.16

21.8K 1.7K 696
By Atikesungunapsa

Beni takip etmeyi ve oy vermeyi unutmayın lütfen. İnstagram hesabım atikesungunapsa.

Doktor bey amcam odasına geçtiğini söyledi. Hepten kaldık egolayzırla odada bir başımıza. Bok kafalı neden gitmiyordu derse acaba? Betül'ün işine gelirdi burada durmak. Şahsen ben Betül'ün başını beklerken işime geliyordu.

Amcam odadan çıktı ama reis arkadaş hala aynı pozisyonunu koruyordu. Derdin ne gülüm senin, kalksana götümün dibinden?

Yüzünü bana dönen reis arkadaş, "Daha iyi misin? Başın dönüyor mu?" diye sordu. Her fırsatta niye bu kadar yakın oluyorduk birbirimize, anlamıyordum. Ufacık bir mesafe vardı aramızda.

Başımı geriye doğru çektim. Neden bu kadar yakındı sanki? Az önce gider yapıyordu şerefsiz reis. "İyiyim, yatacağım ben."

Sonunda elini sırtımdan çekebildi arkadaş. "Tamam yat hadi. Bir şey istiyor musun?" diye sorarken kalktı. Başımı, 'hayır' anlamında sallayıp yattım. Düz yatmadığım için sağıma döndüm. Ama pencereden ışık geliyordu, soluma döndüm. Egolayzırla karşılaştım. Ne tesadüf! Ne ara geldi bilmem buraya? Hiç gitmedi ki.

"Gitsene sen dersine, iyiyim ben." Ulan Asil! Musallat ettin bunu benim başıma.

Başını sallayıp, "Hayır. Hiçbir yere gitmiyorum." dedi. "Asil abin mi kızar?" diyerek imaladım reis efendiyi.

Nefesini seslice verdi. "Ben açmıyorum konusunu, sen açıyorsun. Gitmiyorum işte. Sana ne Mısracığım?"

"İyi be! Gitmezsen gitme." deyip ayak ucumdaki pikeyi üzerime alacaktım ama alamadım. Hızlı kalkmıştım yine ve başım döndü. Lan hakikaten şu limon işini biraz azaltsam iyi olurdu. En azından günde bir kilo falan yiyeyim. İki kilo yemeye başladım bu aralar. Zor para yetiriyordum. Allah'tan yengem alıp odama gizlice sokuyordu.

Elimle başımı tutunca yine dikildi başıma Aykut refakatçi reis. "Allah aşkına bir kere de gider yapma be Mısra. Bir kere be!" deyip yerime yatırdı, pikeyi üzerime örttü.

"Karışmasana sen bana ya! Başım döndü ne var bunda? Öldük mü?" diye giderlendi yine giderli Mısra.

"Allah'ım sen sabır ver." dedi bezgin reis. Gözlerim kapalıydı, görmedim ama sanki sandalyeyi çekti. Tam karşıma geçip oturdu. Dingil herif.

Biraz sessizlik olduktan sonra yine ve yine, "İyi misin?" dedi sakin olarak.

Gözümü açmadan, "İyiyim reisçim." dedim ama uyuyacak gibi hissediyordum kendimi. Normaldi ama değil mi? Tansiyon düşünce uyku getirirdi.

"Uyu." emri verdi Aykut komutan. Pardon Aykut general. Komutan az gelir ona. "Hı Hı." diye karşılık verdim. Ama bu salak sürekli bana bakıyormuş gibi geliyordu. Öyle birisi bana bakarken uyuyamazdım ben.

"Bakma bana." dedi uykucu Mısra kız.

Küçük bir gülüş sesi çıkartıp, "Sana bakmıyorum." diye yalan söyledi reis arkadaş.

"Hııı tabi." dedi çokbilmiş Mısra'cık. Seviyorum bu çokbilmiş kızı.

Bu sefer uyuz egolayzır sedyeye eğildi. "Bakarım, bakmam, sana ne Mısracığım?" Nefesi yüzüme geliyordu. Bu kadar yaklaşmak zorunda mısın adi reis? "Reis olan ben değil miyim? Bana emir veremezsin." dedi şerefsiz eğlenerek. Bu lafına karşılık gözümü açtım. Girmişti gene göt biti olarak yanıma. Hayır yani yüzü yüzüme bir karıştan fazla yakındı. Bu parfümle yıkanıyordu herhalde.

"Reisliğiniz batsın!" diye söylendim. Tebessüm ediyordu. Tebessümün de batsın karizmatik reis. Bir şey demedi. Öylece bakıyordu sadece. Ben salak da bakıyordum. Kapa gözünü, yat uyu işte. Mis gibi dersten kaytardın. Aa! Öyle deme Mısra. Cağnım karizmatik reis bir karış uzağında duruyor. Ne bu giderler yani? Anın tadını çıkartsana gülüm. Derdin ne senin? Diye içimdeki sürtük Mısra konuştu. Ben konuşmadım. O konuştu.

"Dersiniz kaçta bitecek bugün?" diye sordu sakin reis. "Öğlenden sonra yok."

"Bizim de yok." 'İyi bok' diye saçmaca uyumumuzu bozmamak geldi içimden ama kızdırmayayım şimdi, gerçekten uğraşacak halim yoktu. Aynı pozisyonda duruyorduk hala.

"Yedin lan bakarken." dedi dengesiz herif. Gelmiş dibimde duruyor, hala bana bakıyorsun diyordu. Mal bu herif, valla mal. "Götümün dibine girme sende." dedim tabii ki. Güldü. Batmadı gülüşü. Bayılıyordu sürtük Mısra'yı uyandırmaya.

"İşe hemen gitme, Atakan konuşamadı." dedi yavşaklıktan reisliğe terfi ederek.

"Emredersin Aykut generalim." Alay ediyordum koca kafalı reisle. Hakikaten öldürecek beni ama götü yemezdi bence. Asil de onu öldürürdü. Sonuç olarak ikimiz de kara toprak olurduk falan işte.

"Of Allah'ım tamam, günahkarım ama bu kızı başıma verecek kadar ne yaptım ben?" diye isyan ediyordu salak reis.

"İsyan etmek günah." dedim gözlerim kapalıyken. Uyumak üzereydim artık. "Hem ben senin başına gelmedim. Sen geldin benim başıma saf reis." diye devam ettim şehadet getirerek.

"Düzgün konuş benimle Mısra!" diye bağırdı.

Doktor anında geldi. "Bir sorun mu var Aykut?" Okulda bunu tanımayan yoktu. Hasta olan bendim, onun adı biliniyordu.

"Yok doktor bey. Uyumak üzereydi de." diye cevapladı reisçim. Doktor da bir şeyler söyledi ama algılarım kapandı. Galiba uyuyordum artık. Zaten gece de geç yatmıştım. Çizim yaparken kendimi kaptırmıştım. Üç saat falan anca uyuyabildim.

Uyumayı da çok sevmem, zaten notlarım uykudan daha önemliydi. Babama kapak yapmam lazımdı. Gerçi karneme falan baktığı yoktu ama olsun. Kemal hoca söylerdi ona her şeyi.

Reisçim egolayzır Aykut..

Sonunda uyudu. Ben birisine bu kadar sabrettiğimi bilmiyorum. Ulan kaç yaşında insanım, onca insan tanırım çeşit çeşit ama şu kızın çenesini kimsede görmedim. İşi gücü gider, işi gücü laf sokmaktı. Bir de lafları oturtuyordu. Yerli yerine yapıştırıyordu her söylediğini.

Allah bir çene vermiş gerisini koyvermişti. Aslında koyvermemişti. Bir de güzellik vermişti. Bir de kafa vermişti. Bir de cesaret vermişti. Bir de beceri vermişti. Çok iyi çizik yapıyordu mesela. Böyle çizik dediğimi de duysa giderlenir yine giderine yandığımın kızı.

Cesaret vermiş, resmen bana atarlanıyordu. Yürüyordu sürekli. Herhalde elimde kalacak diye korkmuyordu. Hele geçen akşam... Mahvetmişim kızın boynunu. Deli kız korkmadan yanımda durdu. Hala daha duruyor, hem de gider yapa yapa duruyordu. Nereden geliyordu bu cesaret?

Sabah Atakan'la kapatıcı yolladım. Aşağıdan da izliyordum hani. Almıyordu inat boğa. Baktım, Atakan'ın altından girip üstünden çıkıyor, bir de Berkay lalesi geldi yanlarına, anında olaya karıştım. Ayar oluyordum o çocuğa. Elimden gelse okulda bile tutmazdım da o kadarda değil. Kim nerede okursa okusun, bana ne? Ama yine de Mısra'ya fazla yakınlaşıyor, canımı sıkıyordu.

Atakan'la laleyi şutlayınca fırsatları değerlendirmek amaçlı kapatıcıdan boynuna sürdüm. Aslında sürmüş kapatmıştı ama bana ne? Hazır yemek gelmiş önüme, yaklaşabildiğim kadar yaklaşırım. Sonuçta Asil reisin kuzeni. Sahip çıkmak lazımdı. Tabii sadece öyle diye mi? Bilemiyordum.

Tutamıyordun abi kendimi. Ne kadar vakit durduk o gün arabada bilmiyorum ama esrar çekmeden ikinci defa engelledi beni. Bir de sabahın köründe yürüdüğü lavuğu elimden aldı. Bana kalsa döverken öldürürdüm herhalde. Ya da başka bir ayar çekerdim. Harcanır giderdi.

Ağzına tüküreyim ne vardı bu kızda böyle? Kafa yapan bir kokusu vardı. Bir şeyler söylüyor, kafam dağılıyordu. Esrara pek gerek kalmıyordu. He hiç içmedim mi? İçtim ama keşke içmesem, bu boğa çeneli de yanımda dursa. Deli kız.

Atakan için kim bilir ne planlar kuruyordu. Sikicek belasını bence de, haklıydı. Ben olsam ben de sikerdim. Ki zaten yaptığı yavşaklığı duyduğumda iyi bir dayak yemişti benden. Neyse konumuz Mısra. Boğa Mısra. İçinden sürekli boğa çıkıyordu. Ufacık boyu var, türlü türlü huyu vardı yemin ediyorum.

Sessiz sedasız uyuyordu. Masum bir kıza benziyordu uyurken. Ama uyanıkken öyle değildi. Uyanıkken ateşlemeye hazır silah gibiydi. Anında mermi atıyordu. Bomba gibi lan. Düştüğü yeri yakıp yıkıyordu. Havan topuydu hatta. Hepsinden beterdi.

Bir de Asil abi gelip demesin mi, 'Mısra'ya sahip çık. Ressamlıkta, kardeşim.' diye? Tanımıyorum sanıyor ama yanılıyordu. Bok gibi de tanıyordum. Hem de fazlasıyla tanıyordum.

'Ayıp ettin abi. Tabii ki.' dedim. 'Gözün üzerinde olsun. Birisi yanlış bir şey yaparsa hiç bana sorma. Anında müdahale et.' dedi. 'Eyvallah abi, her zaman.' dedim. Aslında Asil abi çok seviyor Mısra'yı. Harbiden kardeşi gibi görüyordu ama Mısra'ya da hak veriyordum. Bütün sülalesiyle arası bozulmuştu.

On dört yaşında Asil abi için gitmiş kuaförde milletin saçını pisliğini temizlemiş. Liseye başladığından beri de, kimseden para almadan kendi ayakları üstünde duruyormuş. Helal olsun kıza. O kadar sevmiyordu ki Asil abiyi. Haklıydı ama, o konuda hiçbir şey diyemezdim.

Asil yüzünden reis muhabbetinden nefret ediyordu. Benden de nefret ediyor bence ama yine de yanımda duruyordu. Konuşuyordu en azından. Asil abiyle de konuşuyordu gerçi, ama onunla akrabaydı sonuçta. Benimle niye muhatap, hala anlamış değildim. Pabucunun reisiymişim ya. Her şeye bir kulp uyduruyordu.

Asil abiyle konuşurken bizim metalciler de yanımdaydı. Koray pisliği hiç kaçırmayıp, 'Reis, iyisin?' dedi Asil abi gittikten sonra. O sustu, Oğuzhan başladı. 'Bir şekiller, bir şeyler reis.' dedi gülerek. 'Reis ressamlıktan kız ayarlamayacaktın ama hazır Bilge de yok, olur mu? Olur,' dedi Atakan. Göt herifler.

Bir şeyi de da başka yere çekmeseler olmazdı zaten. Kendileri gibi sanıyorlardı beni de. Reis dediğin adam her önüne gelenle çıkar mı? Çıkmazdı tabii. Böyle gördük biz abilerimizden. Böylelikle zaten reis oldum. Hem benden başka kim olacaktı? Şekiller Paris.

Yalnız bu kız bana egolayzır diyormuş. O ne demek amk? Nereden buluyordu bu lafları, bilmiyorum. Her şeye bir şey uyduruyordu. Hazır cevap kişiliği vardı.

O gün bir de Kemal hocadan fena azar işitti. Hadi ben alışkındım ama onun daha önce disipline gittiğini zannetmiyordum. Boğa moğa da olsa, anladığım kadarıyla derslere ve okula önem veriyordu.

Babanla aran bozuk falan deyince, dedim ne oluyor, bu kızın niye arası bozuk? Yakaladım tabii çıkışta. Neticede Asil abi gözün üzerinde olsun dedi. Abimizin emaneti değil mi? Sahip çıkmak lazımdı.

Kedinin teki gelmiş, önünde durmuştu. Deli gibi söyleniyordu. Korkuyor mu ne halt yiyorsa artık, izledim falan ama sesi titrek çıkıyordu. Ağlamış gibiydi. Dayanamadım. Bakalım babasıyla derdi ne diye yanına öğrenmeye gittim. Harbiden ağlamıştı.

Baktım anlatmıyor, en iyisi biraz kendimden de anlatayım bir şeyler dedim. Kemal hoca benim de babamla aramın bozuk olduğunu söylemişti. Muhtemelen o da benim gibi merak etmiştir. Meraklıydı zaten.

Anlattırmayı başardım. Çok üzülmüş lan kız. Belli hani. Anlatıyordu ama gözleri doluyordu hemen. Normalde öyle eğlenceli, şen şakrak kız ama içinde Asil abi yüzünden bir yarası varmış. Üzmemiş ama üzülmüş. Ağlayan kızı hiç sevmezdim, Mısra da öyle sürekli ağlayacak bir kız değildi. Demek ki bayağı bir üzülüyordu babasının tavırlarına. Ne diyeyim anasını satayım? Benim de bozuktu ama Mısra sonuna kadar haklıydı. Babadan sevgi görmüyormuş. Benim babam kız kardeşimin üzerine titriyordu. Nazlı niyazlıydı zaten Berrak da.

Babamla dün akşam yine kavga ettik. Tam Koray pisliğini aramak için telefonu aldım, elime Mısra yazdı. Bıraktım işi gücü, odama çıkıp konuşmaya başladım. Koray pisliğinden esrar isteyecektim ama Mısra'yla konuşunca vazgeçtim. Vazgeçirmeyi bildi güzel suratlı boğa.

Ben ne demiştim az önce? Keşke yanımda dursa da esrar çekmesem... Yardım ederim sana istersen dedi. Geçmiş elime gül gibi fırsat, hazır kendisi teklif ediyordu. Saniyesine kabul ettim. Muhabbet bitmesin diye de uzattıkça uzattım. Saçmaladım hatta. Konuşmak iyi geliyordu. Harbiden iyi geliyordu. Sonra yatıp uyudum. Ama uyumadan önce birkaç kez mesajları okudum. Antidepresan gibi... Ama antigiderlidepresan.

Diyorum size, büyülü bu kız. Her fırsatta yaklaşabildiğim kadar yaklaşıyordun. Kokusu geliyordu burnuma. İyice salakladım lan ben. Bana yakışan şeyler değildi bunlar ama yüreği olan tutardı. Tutabileceğini hiç sanmıyordum. Ben tutamıyorum ki kendimi, başkası beni tutsundu.

Az önce bahçede de bir yandan sövüyor bir yandan ceza çekmeye çalışıyorduk. Bana ceza değildi aslında, ben alışkındım. Adam döve döve vücut geliştirdim demiştim. Pek etki etmiyordu bana spor mpor, alayını ağlatırdım. Ama Mısra da boş değildi hani. Sövdü mövdü, yaptı her şeyi.

Koray pisliği de Betül'e yavşadı durdu. Oğuzhan'la Merve yanımda atışıp durdular, Atakan Mehtap'a laf attı. Bütün ressamlık bizim salakların üzerine oynadı. Mısra da hepsine yetti. Yeterdi de zaten. Yetmese şaşardım. Herkese yetişti. Ona laf söylüyor, ötekine vuruyordu.

Bir de reisçim demiyor mu? Başkası olsa ağzında diş bırakmam, bu deli boğa deyince bir şey demiyordum. Tipinden midir nedir komik geliyordu söylediğinde, milletin yanında da söyletmem hani. Bizim de bir şeklimiz vardı, evelAllah.

Hala uyuyordu güzel suratlı kız. Teneffüs zili çalacak birazdan ama uyandırmak istemiyordum. Uyusun anasını satayım, zaten az önce yoruldu. Yemiş yemiş limonları, yorulunca da tansiyonu düşmüştü. Şu limon konusuna da el atmam lazımdı. Yenir mi? Ekşi ekşi şey. Bir de ısırıyordu.

Yalnız hafifmiş. Kucağıma alınca fark ettim. Zaten o kadar hareketli bir insan kilo alır mı? Almaz amk. Nasıl alsın? Halay başı ya arkadaş...

Yerinden de hiç kıpırdamadı. Uyuduğundan beri de gözüm üstündeydi. Sonuçta Asil abi öyle istedi. Bir tek onun içindi zaten. O dedi diye götünün dibinde bitiyordum sürekli. Onun da lafını soktu ya neyse...

Harbiden güzel suratlı lan bu kız. Bir tane kusuru yoktu yüzünde. Sarışının esmerin tadı adı ne bok demişlerse artık... Sarışın Bilge'nin tadına bayağı baktım. Hiç beğenmedim. Adı da yoktu zaten. Bizim milletimizde algı, erkek her şeyi yapar, kadın yapmazdı ama yanlıştı. Herkesin hak ettiğini bulduğu bir zamanda yaşıyorduk. Benim de başıma gelecek bir bela vardı ve ben de onu bekliyordum. Umarım çok ağır olmazdı. Biz erkekler güçlü görünürdük ama kadınlar aslında bize taş çıkartırdı. Hele ki bu kız, güzel suratlı kız...

Bu esmerin tadına daha önce bakılmamış, zaten de bakılmasın. Adı var ama, giderli boğa. Hiç sevgilisi olmamış. Sanki uzaydan geldi. Gelmişini geçmişini sikerim. Net. Yaşatmam adamı. Harcarım. Asil abi öyle diyor ya. Bok Asil abiden dolayı.

Basbayağı taktım kafayı bu Mısra'ya. Şair mi olacağım? Olurum anasını satayım. Çünkü neden olmayayım? Aykut Dinçsoy'um ben. Aykut reis... Sempatik çocuk... Şu saatten sonra hayatta bırakmam bu işin peşini. Hem fedakâr Mısra, egolayzırcığına yardım ediyordu. Bir şey yapmasa bile kokusu yeterdi, kokusu.

Bir de şöyle bir şey var; bu boğanın gönlü olur mu bilmem? Beni zengin züppesi sanıyordu. Neyse, bir gün ben de ona, bildiği zengin züppelerine benzemediğini anlatırdım. O zaman da yapardın şeklimi, adına da bakardım, tadına da...

Continue Reading

You'll Also Like

270K 22.2K 45
Bin yıl önceki savaşın bugünü etkileyemeyeceğini mi düşünüyorsunuz? Öyleyse çok yanılıyorsunuz çünkü tarih tekerrürden ibarettir. Savaşlarda öyle. L...
810 149 25
Sen ağladıkça sevgilim, kalbimdeki delik büyürdü. Delik kalbe sahip bir adamla, o boşluğu dolduracak olan, beynindeki tümörle ve akciğerlerine yapışa...
28.8K 6.2K 68
Neden farklı olduğumuz için dışlanıyoruz? Farklı doğduğumuz için mi suçluyuz? Herhangi bir yerimizde kusur olduğu için mi bizi buraya kapattınız? Düş...
ANKA By başkomiser

Science Fiction

5.1K 662 17
... İntikam vakti geldi sahip! Kimseden emir almayan bir işletim sistemi düşünün. Ve size değiyor. Bana değdi. Bakalım n'abıcaz... Topu almış kaleye...