Keşke Olsaydı

bidesvu_ द्वारा

206K 12.9K 9.8K

Sadece keşke olsaydı dediklerimiz... YavBah #1 अधिक

☘ 51'den devam 1 ☘
☘ 51'den devam 2 ☘
☘ 51'den devam 3 ☘
☘ 51'den devam 4 ☘
☘ 51'den devam 5 ☘
ꕥ 51'den devam ꕥ
ღ 51'den devam 1 ღ
ღ 51'den devam 2 ღ
ღ 51'den devam 3 ღ
Yazarınızı Tanıyın
Bölüm 17 / 2
⌘ 51'den devam 1 ⌘
⌘ 51'den devam 2 ⌘
⌘ 51'den devam 3 ⌘
⌘ 51'den devam 4 ⌘
❅ 12'den devam 1 ❅
❅ 12'den devam 2 ❅
❅ 12'den devam 3 ❅
✮ 45'ten devam 1 ✮
✮ 45'ten devam 2 ✮
◈ 49'dan devam 1 ◈
◈ 49'dan devam 2 ◈
◈ 49'dan devam 3 ◈
✢ 43'ten devam 1 ✢
✢ 43'ten devam 2 ✢
✢ 43'ten devam 3 ✢
✢ 43'ten devam 4 ✢
✢ 43'ten devam 5 ✢
✢ 43'ten devam 6 ✢
✠ 39'dan devam 1 ✠
✠ 39'dan devam 2 ✠
✠ 39'dan devam 3 ✠
✠ 39'dan devam 4 ✠
✠ 39'dan devam 5 ✠
❀ 25'ten devam 1 ❀
❀ 25'ten devam 2 ❀
❀ 25'ten devam 3 ❀
❀ 25'ten devam 4 ❀
Sadece bir şey...
✧ 66'dan devam 1 ✧
✧ 66'dan devam 2 ✧
✧ 66'dan devam 3 ✧
✧ 66'dan devam 4 ✧
〄 51'den devam 1 〄
〄 51'den devam 2 〄
〄 51'den devam 3 〄
〄 51'den devam 4 〄
〄 51'den devam 5 〄
❁ 41'den devam 1 ❁
❁ 41'den devam 2 ❁
❁ 41'den devam 3 ❁
❁ 41'den devam 4 ❁
❁ 41'den devam 5 ❁
ÖNEMLİ
❁ 41'den devam 6 ❁
❁ 41'den devam 7 ❁
❈ 23'ten devam 1 ❈
❈ 23'ten devam 2 ❈
❈ 23'ten devam 3 ❈
❈ 23'ten devam 4 ❈
❈ 23'ten devam 5 ❈
❈ 23'ten devam 6 ❈
❈ 23'ten devam 7 ❈
❈ 23'ten devam 8 ❈
❈ 23'ten devam 9 ❈
❈ 23'ten devam 10 ❈
❈ 23'ten devam 11 ❈
❈ 23'ten devam 12 ❈
❈ 23'ten devam 13 ❈
❈ 23'ten devam 14 ❈
❈ 23'ten devam 15 ❈
❈ 23'ten devam 16 ❈
❧ 51'den devam 1 ❧
❧ 51'den devam 2 ❧
❧ 51'den devam 3 ❧
❧ 51'den devam 4 ❧
♧ Özel Bölüm ♧
§ Mini-Özel Seri 1 §
§ Mini-Özel Seri 2 §
§ Mini-Özel Seri 3 §
§ Mini-Özel Seri 4 §
§ Mini-Özel Seri 5 §
§Mini-Özel Seri 6§
§Mini-Özel Seri 7§
DUYURU (10.12.2023)
KO-1
KO-2
KO-3
KO-4
KO-5
KO-6
KO-7
KO-8
KO-9
KO-10
KO-11
KO-12
KO-13
KO-14

Bölüm 17

2.9K 122 37
bidesvu_ द्वारा

🎼 Bölüm şarkısı ~ Atakan Ilgazdağ ~ Kolye (Çello Versiyonu)

Sanırım bu müziği tüm YavBah fandom ezberlemiştir.

Bittikçe başa sarıp bölüm sonuna kadar dinleyin

Bu bölüm 17.bölümde Yavuzun duygularını anlatacak. Çoğu replikler dizidekiyle aynı olacak ama biraz ekleme de yapacağım.

Hadi bölüme geçelim ↴

 ⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯

Yavuzdan

"Askeriz diye aşık olmayacak değiliz. Sevdayı da biliriz aşkı da biliriz. Aşkı bilmeyen bayrak için can verebilir mi ? Veremez. Kardeşlerim bizim felsefemiz belli. Önce vatan. Herşeyden önce vatan. Gerisi teferruat "

Hafizın dediği herşey kelimesi kelimesine doğruydu. Aşkı bilmeyen vatanı için can verebilir mi ?

Veremez işte.

Aşk, ben aşkı Baharda buldum. Onunla yaşattım. Benim kışımı bahara çevirdi. Ve şimdi ortalıkta yok.

Babası olacak şerefsiz kendi öz kızını kaçırdı. Aklıma tekrar Baharın o korkuyla bakışı geldi. Gerildim..

Belli etmemem lazım arkadaşlarıma. Şimdi burda onlara akıl verirken benim sevdiğim kadın için kendimi harab ettiğimi görürlerse olmazdı. Yakışmazdı.

"Doğru diyorsun abi "

"Bir daha olmaz komutanım"

"Olamaz zaten. Olursa bir dahakine burada değil şehitlikte toplanırız " dedim

Merkezin kapısı açılınca içeriye Erdem yarbayım girdi. Yüz ifadesinden belliydi kötü birşey olduğu.

"Büyük bey bizimle görüntülü bağlantı kurmak istiyor " dedi Erdem yarbayım

"Görüntüyü veriyorum " dedi asker ve bilgisayarın başına geçti.

Hepimiz ekrana bakarken görüntü açıldı.

"Selam beyler "

Hepimiz projeksiyonun önüne geçtik.

"Nerde lan Bahar ? Ona birşey yapmadın di mi ? " dedim kendime hakim olamadan

"Ahh, sakin ol damat. Henüz hayatta "

Henüz

Henüz mü dedi o ? Henüz ne demek lan ?

Allahım sen yardım et. Sevdiğim kadını bir daha kaybetmeyeyim. Ben daha onun yıldızlar kadar parlak gözlerine bakarak 'Seni seviyorum' demedim.. diyemedim..

"Lan ben senin sıfatını si..- " Mücahit lafını tamamlamadan dilini ısırıp sustu. Ama dayanamadı ve "Baston maston tam sopalık bu" dedi

"Şunun saçına bak " dedi Ateş

"Ne istiyorsun ? " diye sordu Erdem yarbayım

"Aranızda mantıklı birini görmek beni sevindirdi. Şimdi beni görüntülediniz. O görüntüleri tüm Türkiye'ye dağıttınız muhtemelen. Her yerde aramıyorumdur. Doğru mu ? "

"Öyle yaptık. Evet. Hiçbir yere kaçamazsın. Havada, denizde, karada, herşeyde ensendeyiz. Fare gibi kapana kısıldın." dedi Erdem yarbayım

"Demek ki Baharı, biricik kızımı ölüme terk ettiniz. Çok yazık"

Bunu duymala beraber korku tüm hücrelerine yayıldı. Kaybedemem. Onu kaybedemem.

Bu ihtimal bile beni korkudan mahvederken bunu tekrar yaşayamam. Tekrar sevdiğimi kaybedemem.

Sinirle yumruğumu sıkıp "Ne diyorsun lan sen ? " dedim

"Açıkça söyleyeyim eğer peşime düşerseniz yani yakalanırsam Bahar ölür. Çok net di mi ? Hı ? Bence anladınız "

Mavilerim sulanırken gözlerimi kısıp büyük beye baktım.

"Baharın hayatta olduğunu nereden bileceğiz ? Belki çoktan öldürdün onu" dedi Erdem yarbayım

Hayır. Hayır, olamaz. Ölemez o.. gidemez..

"Aslında hep kötü bir baba oldum. Zavallı bensiz büyüdü. Ama beni çok seviyor. Kız çocukları babalarına daha düşkündür bilirsiniz "

"Lan saçma sapan konuşma! Bahar nerde ?! Baharın yerini söyle ?! " diye bağırdım

"Oo, damat sen galiba gerçekten seviyorsun kızımı. Ölmezse gözüm arkada kalmaz en azından "

Evet, gerçekten seviyorum onu. Daha ona açılamadım ama onu bir bulayım, ilk işim gözlerine bakarak onu sevdiğimi söylemek olacak. Belki zamanında Çolak sayesinde aldığım o güzel dudakların tadını bir kez daha alırım.

Gözlerim git gide sulamaya başladı. Onu kaybetme ihtimali beni korkudan öldürüyor.

"Evet şimdi size birşey izletmek istiyorum. Görüntüler canlıdır ona göre "

Büyük beyin görüntüsü gidip yerine Bahar geldi.

O adamlardan kurtulmak için çırpınışı. Bağırışı..

"Bahar " dedim korkuyla

Titreyen alt dudağımı dişlerim arasına aldım ve çaresizce izledim. Canım acıyor. Baharı böyle görmek.. benim yüzümden böyle görmek beni parçalıyor.

"Sizi şerefsiz köpekler. Yengemi içine koyduğunuz tabutla beraber gömeceğiz sizi " diye bağırdı Mücahit

Yenge

Ne kadar da yakıştı ağzına.

Ben dolu gözlerle birşey demeden görüntüyü izlemeye devam ederken Erdem yarbayım bana destek olmak için elini omzuma koydu.

Sonrasında görüntü değişti ve tabutun içinden Baharı gösterdiler.

Kendine gelmişti. Bağırıyordu. Sonra adımı seslendi. Benim onu kurtarmamı bekliyordu işte.

"Dayan Bahar, dayan. Kurtaracağım seni " dedim kısık çıkan sesimle

🌸

Görüntüleri izlemiş ve tespit ettiğimiz yere gitmek için araçlara binmiştik.

Gittiğimiz yer tuzak olsa bile.. orada ölecek olsam bile gideceğim. Bahar için herşeye değer.

İçim yanıyor. Onu o halde görmek beni parçalıyor.

Eskiden sürekli ona 'Burası tehlikeli. Git buradan' desem bile şimdi onun gitmesini istemediğim için evlenmiştim onunla.

Onunla usulüne uygun bir şekilde evlenmek isterdim. Sevgili olalım, evlenme teklifi edeyim, kabul etsin, düğünümüz olsun.. Çok isterdim ama olmadı.

Aslında hala bir şansımız var. Onu kurtardığımda direk hislerimi ona söyleyeceğim.

O cesaret edip bana duygularını açmıştı ama ben o cesareti gösterememiştim. Ona o bankta 'kal' diyememiştim. Aslında onu korumak için yapmıştım bunu. Ama yine de koruyamamıştım.

Ben düşüncelerimle boğuşurken alana gelmiştik bile..

Dakikalar geçerken etrafta kimseyi görememenin verdiği sıkkınlıkla aklıma gelen fikri uyguladık.

Koşarak daha önceden kazılmış olan yere gittim ve toprağı kazmaya başladım.

"Burada ol. Burada ol. Burada ol. Bahar.. Baharım dayan bitanem. Kurtaracağım seni" diyerek toprağı kazmaya başladım.

Sonra tek el silah sesi ve sol göğsümde hissettiğim keskin acıyla geriye doğru düştüm.

Keşanlı bağırarak yanıma geldi ve beni tutup kenara sürükledi.

Keskin nişancının yeri belli olunca ayağa kalktım ve onun olduğu tarafa doğru yürüyüp elimle 'gel' hareketi yaptım.

Ateş adamı getirince hep beraber kazmaya başladık.

Göğsündeki metal levhayı çıkartıp Hafıza verdim.

"Komutanım iyisin birşeyi yok di mi ? " diye sordu Aşık

"Allah korudu. Ya başına gelseydi " dedi Hafiz

"Risk almak bizim işimiz oğlum " dedim

"Canınız çok yanıyor mu komutanım ? " diye sordu çaylak

"Biraz" dedim

Ama asıl canımı acıtan şey bu kurşun değil. Baharın olmayışı. Onun korkuyor olması. Onun benim yanımda olmayışı..

Kazdık. Kazabildiğimiz kadar derin kazdık. Ama burda değildi. Sinirle bağırıp adamın yakasına yapıştım.

Biraz zor olsa da konuşmuştu. Ardından Eylemin yardımıyla -bize verdiği numaradan- yeni bir yer daha tespit ettik.

Yeni mekana gelince herkesi teker teker temizledik. Çolak dahil..

Arkadaşlarım bilmese de önceden kurduğum planla büyük beyin gitmesine izin verdim.

Bana çok kızmışlardı ama gerçeği öğrenince böyle olmayacaktı.

Hem Baharım için herşeye değerdi. Onun için değerdi..

Büyük bey gidince Baharı aramaya başladık.

Zaman hızla geçip giderken kalbimin sıkıştığını hissettim. Nefes alamadım. Çaresizim. Hemde çok çaresiz.

Umudum yavaş yavaş tükenmişti. Her taşın altına bakmıştım ama Bahar yoktu.

Sevdiğim kadını yine kaybediyordum işte. Yine gidiyordu elleri avuçlarımın arasından. Gerçi onun elini tutamamıştım ama yinede yanımdaydı. Yaşadığını biliyordum.

Ama şimdi yok. O gülünce kısılan gözleri yok. Sıcacık gülümsemesi. Bana her baktığında içimi ısıtan gözleri..

Çaresizce eve tekrar girdim. Onsuzluk beni parçalarken girdim içeriye. Duygularımı saklamaya çalışmaktan yoruldum.

Kimse benim duygularımı görmesin diye saklamaktan yoruldum. Ama artık saklamayacaktım. Zaten ben saklasam bile onlar benim kardeşlerim. Anlıyorlardı beni..

Aklıma Baharın ban 'Benden hiç mi hoşlanmadın ? ' diye soruşu geldi.

Ben Bahardan hoşlanmadım. Direkt kör kütük aşık oldum ona. Ama hislerimi belli etmedim.

Çalan telefonumu açıp kulağıma götürdüm.

"Yavuz bir gelişme var mı ? " diye sordu Erdem yarbayım

"Hayır, yok " dedim. Sesim gerçekten çok çaresiz bir tonla çıkmıştı ağzımdan

"Buralarda bir yerde biliyorum ama bulamıyorum " dedim

"Artık çok geç olmuş olabilir. Bahar hareket etmiyor "

Nasıl hareket etmez. O beni bırakıp gitmez.. gidemez.

Gözlerim dolmuştu artık. Kendimi daha fazla tutamadım ve gözümden bir yaş akarken bağırarak bulunduğum yeri dağıtmaya başladım.

Önümdeki sehpaya tekme atıp kendimi koltuğa attım.

Nasıl giderdi ? Beni bırakıp nasıl giderdi ? Daha ben ona sevdiğimi söyleyemeden gidemez.

Ben çaresizce otururken telefonum çaldı. Kim olduğuna bakmadan açtım. Sesimin çaresiz çıkmasına aldırmadım bile.

"Hala bulamadın mı ? "

"Hayır "

"Çok korkmuştur. Uzunca bir süre psikolojik destek alması gerekecek. Hala yaşıyorsa "

"Sen hayatımda gördüğüm en adi, en şerefsiz adamsın "

"Belki de. Ama ne olursa olsun bir babayım. Kızımın ölmesi beni üzer. Nerdesin ? "

"Kaçtığın yerde "

"İçeri gir "

"İçerdeyim"

"Orda deri bir kanepe olacak"

Büyük beyin ne dediğini fark edince hızla oturduğum kanepeden kalktım. Benimle beraber herkes harekete geçerken büyük bey  "Kızıma iyi bak " dedi

Hemen kanepenin yanına gidip "Aç! " diye bağırdım.

Kanepeye kaldırınca halıyı da kaldırdık. Burada bir bölme vardı. Bölmeyin kapağını kaldırınca içindeki tabutu gördük.

Kapağını açmaya çalıştık. Bir yandan Bahara sesimi duyurmak ve geldiğimi göstermek için ona seslenirken bir yandan da tabutun kapağını açmaya çalıştım.

Kapak açılınca Baharı içinden çıkartıp düz zemine bıraktık. Aşık hemen gelip Bahara baktı.

"Komutanım nabız yok. Müdahale edeceğiz " dedi Aşık

"Hemen " dedim

"Suni solunum yapacağız " dedi Aşık

Aşık kalp masajı yapmaya başladı. Sonra ise ben dudaklarımı dudaklarıyla birleştirip suni solunum yaptım.

Çolağın yüzünden öptüğüm bu dudakların tadını bir daha almak benim için paha biçilemez birşey. Ama ben bu şekilde olsun istemezdim.

Onu hayata döndürmek için yaptığım hareketle değil de onunda isteğiyle, onu öperken almak isterdim o tadı.

Bahar hâlâ nefes almazken Aşık, kalp masajına devam etti.

"Bahar hadi kendine gel. Ne olur. Bahar " dedim saçını okşayarak

Sonra tekrar birleşti dudaklarımız. Ama yine onun yaşaması içindi. Yine onun isteğiyle değildi..

Geri çekilip nefesini kontrol ettim. Yine birşey yoktu. Çaresizce Baharın kapalı kaldığı için terlemiş yüzüne baktım.

Artık umudumu kaybettim. O da diğerleri gibi gitmişti işte. Onu kalbime almayı başta reddetmiştim ama o yine de girmişti, kalbime. Tam merkezine kurulmuştu.

Gözlerim doldu işte yine. Onun gidişi için doldu..

Sonra birden birşey oldu ve Bahar zorlukla nefes aldı.

Yüzümde oluşan gülümsemeyle elimi başının altına koydum.

Gözlerini biraz açtı. Bakışları benim mavilerimle buluşunca titreyen sesiyle "Yavuz " dedi

"Burdayım, burdayım " dedim kocaman bir gülümsemeyle

"Komutanım oksijen alması lazım. Acil hastaneye götürelim " dedi Aşık

Birşey demeden gözünden bir damla yaş akan Bahara baktım. Yanağından kulağına doğru süzülen yaşı silip kucağıma aldım onu ve zırhlı araca taşıdım.

Araca binince kollarımla sardım onu ve yanağımı başına yaslayarak gözlerimi kapattım.

Nerden öğrendi bilmiyorum annemi öğrenmiş. O konuyu açınca tüm tim de öğrenmiş oldu.

Kendimi suçladığımı bile çözmüştü. İşte benim kadınım Bahardı. Ben söylemesem bile bir hareketimden, bir bakışından alıyordu beni.

Hastaneye gelince Baharı tekrar kucağıma aldım. Onu böyle görmek beni kahrediyor.

Karşıdan gelen sedyeye Baharı yavaşça bıraktım. Aşık bilgi verince müdahale odasına aldılar Baharı.

"Sence nasıl olacak ? " diye sordu Mücahit Aşığa

"Valla ben korkuyorum " dedi Aşık

"İyi olacak. İyi olmak zorunda " dedim.

Çalan telefonumu açıp kulağıma götürdüm.

"Paketimiz iniş yapıyor " dedi Erdem yarbayım

"Geliyoruz " dedim ve telefonu kapattım.

Durumu askerlerime ilettim.

Tabura gitmeden Baharı görmek istedim. Kapının aralığından baktım ağzında oksijen maskesiyle yatan sevdiğim kadına.

Burdan bakınca iyi olduğuna emin olamadığım için odaya girdim. Hasta yatağının boş kısmına oturup eğildim ve Baharın alnını kokusunu içime çekerek öptüm.

"Geleceğim birtanem. Ufak bir işim var halledip geleceğim " dedim

Alnına bir öpücük daha kondurup odadan çıktım ve tabuta gittik.

🌸

Kurduğum plan sayesinde büyük bey yakalanmıştı. Kelepçeyi ona bizzat ben takmıştım.

Bahara bunu söylemek çok zor olacak ama söylemek zorundayım.

Zaten tahminimce gerçekleri öğrenince o kadar çok üzülmeyecek. Çünkü o vatanını seven bir kadın. Bir vatan haininin adalet karşısında sorgulanmasına üzülmezdi.

Baharın odasının önüne gelince derin bir nefes alıp içeriye girdim. Bahar odada tek başınaydı.

Beni görünce tebessümle yattığı yerden doğruldu. Bende tebessüm ederek yanına gittim ve sıkıca sarıldım ona.

Kokusunun büyüsüne kapılarak boynuna minik bir öpücük kondurdum. Dudaklarımı oradan çekmeden kokusunu içime çektim.

"Nerdeydin ? " diye sordu Bahar

Kokusuyla sarhoş olurken cevap verdim.

"Ufak bir işim vardı. Halledip hemen geldim "

"Bugün beni kurtarmaya gelmeyeceksin diye çok korktum " dedi

Bende çok korktum Bahar. Seni kaybetmekten çok korktum.

"Bende korktum " dedim ve boynuna bir öpücük daha kondurdum.

Onu öpmemle sesli bir şekilde iç çekti. Onun bu haline güldüm.  Gülmemle burnumdan çıkan nefes Baharın boynunu yalayıp geçmişti.

"Evimde, yatağımda olmak istiyorum" dedi Bahar. Sesi kısık çıkmıştı.

"Bende senin yanında olmak istiyorum " dedim burnumu boynuna sürterek

Bahar tekrar iç çekti ve "Zaten yanımdasın " dedi

"Yanındayım. Hep yanında olacağım" dedim

"Eve gitmek istiyorum " dedi

Bahardan ayrılıp yüzünü avuçladım ve "Tamam. Ben çıkış işlemlerini halledeyim " dedim

Bahar başınıyla onayladı. Gözlerini gözlerimden çekmeden baktı. Bu kadar uzun göz göze bakışımız iki olmuştu.

Biri bu, biri de geçen geceydi. Ona 'Hoşçakal' diyemediğim gece

Alnına bir öpücük kondurup odadan çıktım. Gerekli işlemleri halledip Baharla beraber eve gittik.

Bahar duşa girince bende salonda oturup pencereden dışarıya bakarak onu beklemeye başladım.

Burnuma dolan kokuyla gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.

Gözlerimi açıp arkamı döndüm. Ve başında havlu sarılı olan Baharla karşılaştım.

Bahar koltuğa oturunca bende gidip yanına oturdum.

"Öleceğim sanmıştım. Artık yolun sonu dedim. Gidiyorum dedim. Ama sen gelip yine beni kurtardın " dedi

Ellerini ellerim arasına alıp "Ben seni o kör kuyularda bırakır mıyım ? " dedim

Gözlerimin içine bakarak "Bırakmazsın" dedi

Gözlerim dudaklarına kayarken "Bırakmam" dedim

Bahar bana tekrar sarılınca bende ona sarıldım. Kokusunun toplandığı yere -boynuna- bir öpücük kondurdum.

Dudaklarımı olduğu yerden çekmezken "Yapma Yavuz. Beni yaptığın bu hareketlerle yine umutlandırma " dedi nefesi boynuma değerken

"Umutlandırmıyorum " dedim

Omzumda hissettiğin ıslaklıkla ağladığını anladım.

"Umutlandırıyorsun. Öpüyorsun, sarılıyorsun, yakın davranıyorsun. Yapma. Yine üzülen taraf ben olacağım" dedi

Bahara bu acıyı çektirmemem gerekiyordu. Bu yaptığım büyük bir saçmalıktı zaten. Ondan duygularımı saklamam saçmalıktı.

Bahardan ayrılıp yüzünü avuçladım ve yanağındaki yaşı öperek aldım. Geri çekilince tüm cesaretimi toplayıp "Bahar.. Baharım. Sana bu kadar acı çektirdiğim için özür dilerim. Senden duygularımı gizlediğim için özür dilerim. Ama artık gizlemeyeceğim " dedim

Bahar ne diyeceğimi merak ederek beni can kulağıyla dinliyordu.

Derin bir nefes aldım. Sağ yanağında duran sol elimi beline indirip biraz daha kendime çektim.

Sağ elimin baş parmağıyla da  yanağını okşamaya başladım. Gözlerim dudaklarına kayarken "Seni seviyorum " dedim

Bahar benden bunları duymaya hazır olmadığı için şaşkınlıkla kaşları çatıldı ve "N-ne ? " dedi

"Seni seviyorum " dedim tekrardan ve kalemle çizilmiş dudaklarını dudaklarım arasına aldım.

Başta şaşkınlıktan dolayı karşılık vermedi. Sonradan şaşkınlığı atmış olacak ki üst dudağı dudaklarım arasından kaydı.

O benim alt dudağımı öperken bende onun üst dudağını öpmeye başladım.

Ayrılınca gülerek "Sanırım bana bir özür borçlusun " dedim

Oda güldü ve "Neden ? " diye sordu

"Şaşkınlığına bakılırsa o kadar da kötü öpmüyorum " dedim

"Bilmem bir kerede anlamak zor " dedi cesurca

Güldüm ve tekrar Baharın dudaklarını öpmeye başladım.

İlkine göre daha uzun ve tutkulu olmuştu öpüşmemiz.

Tekrar dudaklarının tadını almanın sevinciyle öptüm onu. Sonunda hislerimi ona açıklamanın verdiği rahatlamayla öptüm onu.

Sonunda kavuşmamızın şerefine..

 ⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯

Umarım Yavuzun duygularını size güzel bir şekilde aktarmışımdır. Ve hoşunuza giden bir bölüm olmuştur.

Bu bölümün devamı gelsin mi ? Yoksa gelmesin mi ?

पढ़ना जारी रखें

आपको ये भी पसंदे आएँगी

Yüzyılın Prensesi Tuğçe द्वारा

हास्य-विनोद

1.3M 75.2K 45
Damla Naz Aydoğan yirmi altı yaşına gelmiş, istediği her şeyi elde eden, zengin, egoist, kibirli, ukala, çok bilmiş, şımarık ve bir o kadar da güzel...
Benim Adım Figen asyayaziyor द्वारा

सामान्य साहित्य

10.8K 1.2K 14
Yalnızca kendisine gelen kargoyu açarak acılı bir geçmişe sahip kadınla yüzleşmek zorundaydı Yavuz Agâh. Tek suçu pembe kaplı defteri alıp okumasıyd...
KURŞUN Yaren द्वारा

एड्वेंचर

1M 49.4K 47
"Adios amigo." Söylemeyi en çok sevdiği cümlelerden biri olmuştu her zaman. Arkasında bıraktığı cesetlere bakarak söylerdi bu iki kelimeyi ve yüzün...
soldier flower felisa द्वारा

फैनफिक्शन

789K 64.8K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...