Anonim: Yıldız Tozu

By Blanco_S

2.8M 150K 78.2K

🌟10.06.2018'de yayınlanmaya başlanmıştır.🌟 "11/D" olan konuyu "12/D" olarak değiştirdiniz. +0545: O grubun... More

0.0
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2 (Ara Bölüm)
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3 (Ara Bölüm)
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8
4.9
5.0
5.1
5.2
5.3
5.4
5.5
5.6
5.7
5.8
5.9
6.0
6.1 (Ara Bölüm)
6.2
6.3
6.4
6.5
6.6
6.7
6.8
6.9
7.0
7.1
7.2
7.3
7.4
7.5
☆ F İ N A L ☆
☆Instagram☆
↬ Özel Bölüm ↫
Duyuru

2.3

40.9K 2.2K 1.2K
By Blanco_S

Birkaç gündür yaptığım şeyler; yemek yemek, tuvalete gitmek ve aralıksız onlarca film izlemekti. Telefon ile bağlantımı ne yazık ki koparmıştım. Şimdi ise bulduğum saçma ama romantik dram filmini izliyorum.

Depresyona girdim arkadaşlar, hayırlı uğurlu olsun.

Doğum günüme kalmış üç gün, ben depresyondayım iyi mi?

Değil ama girdim artık. Çıkamıyorum da.

Depresyonumun temel nedeni tabii ki anonimdi. Asla mesaj atmaması kalbimi yaralamıştı. Her mesaj sesinde telefona koştuğum için telefonu Deniz'in ellerine bırakmıştım.

Anonim sevgili yaptı herhalde. Asla yazmamasının nedeni bu olmalı.

Diğer bir depresyon sebebim; Su. Anonim mesaj attı diye sevinirken onun mesaj atması canımı sıkıyordu. Mesajların konusu ise Alkın'dı. Geçiştirsem de gitmiyor kız başımdan. Bir de Alkın hakkında bilgi istiyor ya. Sanki Alkın'la üç yıldır best kankayım. Ne bileyim ben onun en sevidiği diziyi ya da sinemayı seviyor mu? Nerden bileyim? Ağlama da ne yap.

Filmdeki kız da ağlıyordu şuan. Öyle içli ağlıyor ki tekrardan ağlamaya başladım. Biz bunu hak etmedik be.

Olaylar sadece bu değildi, üstüne bir de Görkemler de buradaydı. Şişe çevirmece olayını takmasam da o dedikleri kafamın içinde dönüp duruyordu. Yalan söylediğini var sayıyordum.

"Öldü işte ya. Ne hakla ölür? Kendini neden öldürdün ki şimdi? Bak ben de yapacağım ya. Daral geldi bana."

Ağlayarak ekranı kapattım. Kız kesti bileklerini ne yapayım. Düşündükçe midem bulanıyor. Şak diye fışkırdı kanlar.

"Kalk artık şu yataktan. Çağkan abi diye biri arıyor." Simge kapıdan bana baktı ve telefonu uzatıp iğrenti ile odadan çıktı. Bu arada odayı çöp götürüyor.

Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Alo Çağkan abi?" Keşke kesik kesik konuşmasam ama olmuyor. O kadar ağladım ki nefes bile kalmadı bende.

"Dila? İyi misin?"

"Eee. İyiyim ya. Duygusal film yüzünden. Kız kesti bileğini de ona ağlıyordum."

Kahkahası kulağıma dolarken ben de gülmek istiyordum ama anonimin bana yazmadığı ve mesajlarıma görüldü bile atmadığı geldi. Gülme isteğim boğazıma takıldı yani.

Hışırtı geldi. Telefonu başka biri aldı sanırım.

"Kız sümüklü biz geldik. Hadi konum atta gelelim evinize." Şafak abiydi bu. Aramızda iki yaş olsa bile Ege'nin kesin emri ile onlara abi demek zorundaydım. Oysa ki abi demek hakaret gibi geliyor bana. Ama neyse.

"Atıyorum konumu. Ve ben sümüklü değilim ya!" O da güldü. Kısa bir vedanın ardından telefonu kapattım ve hemen onlara konum attım.

Doğum günüm için buraya geliyorlardı. Sırf benim için onca yol gelmişken onlara bir yer ayarlamasak olmazdı. Yani burada kalacaklardı.

Ayaz ile Deniz bu konu hakkında tartışsa da bir anlaşma yapmışlardı. Çağkanlar burada olduğu sürece o da buradaydı. Sadece o. Buna şükür.

Elim anonimin mesajlarına gitti. Eskiden ne güzeldi ama. Şimdi son görülmesi bile kapalıydı.

Dur... son görülmesi kapalı mı? Hayır, ya beni mi engelledi yoksa?

Siz: Dayanamıyorum artık

Siz: Videomu izledin mi?

Siz: Neden tek tik oluyor?

Siz: Engelledin mi?

Siz: Ne oldu yıldız tozuna?

Siz: Ya da kolumdaki bilekliğe

Görüldü

Elim titrerken nedensizce sevinmiştim. En azından engellememişti. Ama hiç iyi şeyler hissetmiyordum. Garip. Yine o bilinmez duygu içimi kaplıyordu.

Anonim: Rahatsız etmesen.

Anonim: Kafamı şişiriyorsun sadece.

Siz: Ne?

Siz: Anonimi ver bana

Anonim: Benim ne var?

Siz: Yalan söyleme sen değilsin

Anonim: Salak ya hemen inanmış kendisine aşık olduğuma.

Anonim: Ciddi ciddi inandın mı ya?

Anonim: Yıldız tozuymuş pühh

Anonim: Yalan dolan hepsi

Anonim: Kim seni neden sevsin ya?

Anonim: Ben birine aşığım zaten. O da sen değilsin

Anonim: Sen de aşık olunacak ne var ki?

Anonim: Mükemmel bir gülüşün yok

Anonim: Kokun büyüleyici falan da değil

Anonim: Güzel kategorisine hiç giremezsin

Anonim: Sen kimsin ki?

Anonim: Hiçbir bok değilsin.

Anonim: Salak ya kandı resmen hhahahahhahahahahha

Anonim: Ne o cevap veremiyorsun anonimciğine?

Anonim: Korktun mu?

Gözlerim dolarken mesajlara bakıyordum sadece. Yutkundum. Aynı şeyi yaşamayacağıma o kadar inanmıştım ki. Bilinmeyen birine nasıl inanırsın ki? Saklanan birine nasıl inanırsın? Bunları yazarken, bemimle konuşurken dalga geçmişti büyük ihtimal.

Ama bu sefer cidden iyi düşünülmüş bir şakaydı. Her zerresi ayrıntıyla düşünülmüştü. Ve ben yine salak gibi kanmıştım.

Aferim, Dila.

Her zaman kandırılan, ağlayan ve birinin seninle dalga geçmesine izin veren kız olacaksın. Her zaman dalga geçecekler ve sen sadece oturup ağlayacaksın. Anca bunu yaparsın zaten.

Oysa ki başta iyi gitmiştim. İnanmamıştım. Ama yine aptal gibi kandım. Gibi fazla, aptaldım ve inandım.

Aynadan kendimi görüyordum. Bir bok değildim dediği gibi. Kısa saçlarım da ayrı bir bok olarak görünüyordu. Tam olarak dediği gibiydim ne yazık ki.

Cümlesi aklımda yankılanırken artık gülemeyeceğimi biliyordum. Gülümse, gülümse ki gülümseyecek bir nedenim olsun...

Tekrar telefona baktım ve mesaj attım.

Siz: Asıl kanan sensin.

Siz: Seni seveceğimi düşündün ama ben sevmedim seni

Siz: Şimdi başka birini bul.

Engelledim ama dediklerim yalandı. Çok güzel inanmıştım. Numarasını her yerden engelledim ve telefonu masanın üzerine koydum.

Aynı hatayı defalarca yapınca hata olmaktan çıkıyordu o. Aynı şeyi yaşamak o kadar kötüydü ki. Ben... ben ona anlatmıştım hem de her şeyi. O ise anlayışla dinlemişti.

Dediğim şeyler benim için büyük şeylerdi. Ya birisine söylerse? Ya daha fazla rezil olursam? Ne yapardım ki?

Ben onu savunmuştum. Hiç hayal etmemiştim. Ona hakaret olmasın diye adını öğrenmekten vazgeçmiştim. Ama her şey yalandı.

"İstemiyorum. Bunu istemiyorum." Bilekliği çıkartmaya çalıştım ama olmadı, yapamadım. Ben de aşağı indim koşarak.

"Deniz. Bilekliği çıkar." Ağlıyordum. Bana şaşkınca baktı.

"Dila? Ne oldu?"

"Bilekliği çıkar sadece." Yanına oturdum ve bileğimi ona uzattım. Çıkardı.

"Onu atar mısın? Artık istemiyorum."

"Ne? Neden ki? Anlat hadi."

Simge de sesimizi duyup geldi. Derin bir nefes alıp sulu gözlerimle onlara baktım.

"Anonim... anonim beni kandırmış. Yani... yine kandırıldım." Gözümü kapattığımda gözyaşlarım aktı. Ben, ona cidden inanmıştım. Her dediği kalbime dokunmuştu. Sanki sözlerini içten söylüyordu.

Güçlü olmam lazımdı. Yüzümü kuruladım ve kızlara baktım.

"Ben söylemiştim." Simge derken ona keskin bakışlarımdan attım. Şimdi bunu duymam hiçbir şeyi değiştirmeyecekti.

"Bu... çok garip. Olamaz." Deniz düşünüyordu.

"Mesajları oku anlarsın."

Kapı çaldı o sıra. Büyük ihtimal Çağkan abilerdi.

Kızları orada bıraktım ve kapıyı açtım. Dört büyükler tam karşımdaydı. Sırasıyla; Doruk, Çağkan, Önder ve Şafak abi. Küçük bir bavulu ve sırtına astığı gitarı ile Çağkan abi tam karşımdaydı.

"Hoş geldiniz. Geçin." Tek tek içeri girerken Çağkan abi önümde durdu.

"İyi misin cidden?" Gülümsedim ve başımı salladım.

"İyiyim, hem de çok iyi Çağkan abi."

"Şu abi lafını kaldır ya. Çok yaşlı hissediyorum. Ve akşama bahçede konuşacağız." Başımla onayladım. Burnuma hafifçe vurup içeri geçti.

🌟🌟🌟

Herkes yemek yerken ben tabağımda öylece duran makarnayı karıştırıyordum. İştahım da kesildi anonim sağolsun.

Ayaz tam karşımda anlamsızca bana bakıyordu. Hafif gergindi çünkü evde dört erkek vardı. Ama üçünün zaten sevgilisi vardı. Sadece Çağkan boştaydı. Yani anladığım kadarıyla öyleydi. Belki de vardır bilemedim.

"Ellerine sağlık," dedim Simge'ye. Bu akşam yemekleri o yapmıştı. Tadına bakmasam da güzel olduğunu biliyordum.

"Ama yemedin?"

"Ben yedim yiyeceğimi. Size afiyet olsun." Ayaklanırken herkes sessizdi.

"Salıncağın oraya git. Geliyorum ben." Çağkan arkadan seslenirken başımla onu onayladım ve dışarı çıktım.

Salıncakta sallanacak halde olmadığım için dışarıda olan sallanan koltuğa oturdum. Bileğimdeki boşluk canımı yakıyordu. Birine bağlanmaktan aşırı nefret ediyordum. Onsuz da nefes alabiliyordum ama bunu fark edemiyordum. Tam bir mal oluyordum.

Bana aşık olmak yasaklanmalı.

Başımı kaldırdım ve yıldızları gördüm. Hani senin yıldızın da patlamıştı? Ne oldu? Çarpışmamızı hatırlamıyorum çünkü o gerçek bile değildi di mi?

Yıldızlardan nefret ediyorum.

"Al bakalım." Çağkan kucağıma küçük bir tepsi içinde limonata ve birkaç kolay yenmelik yiyeceği koydu ve peçete ile gözlerimi kuruladı.

Böyle davranması daha çok ağlama isteğimi getiriyordu. Küçüklük kahramanım Çağkan Kaya. Sinir olsun diye Haydar dediğim Çağkan. Yine benim için uğraşıyordu.

"Anlat bakalım." Arkasına yaslandı ve gözüyle tepsiyi işaret etti. Kurabiyelerden bir tane aldım ve ona uzattım. Cıklayarak bana yedirdi.

"Yine güvenilmeyecek birine güvendim. Salak olunca bir insan hep aynı hatayı yapıyor."

"Salak değilsin. Güvenini kazanacak şeyler yapmıştır. Sen de güvenmişsindir. Kime güveneceğimizi ne yazık ki seçemiyoruz."

Başımı ona çevirdim.

"Ama bariz belliydi güvenilmeyecek biri olduğu. Yine de güvendim çünkü kalbimi hızlandırdı."

Burukça gülümsedi. Bir şeyleri hatırlamışcasına iç çekti.

"Acı çekmeden iyi şeyleri kazanamazsın."

"Sen kazandın mı peki?" Başını eğdi ve gülümsedi. Ama gözlerini kırpıştırıyordu.

"Bazıları ise baştan kaybetmiştir."

Şaşkınca ona baktım. Kaldırdı başını ve gülümsedi. Mutlu değildi ama gülümsüyordu.

"Çağkan abi... yani Çağkan ne oldu sana? Benden daha üzücü şeyler yaşamış olmalısın."

"Önemli değil artık. Geçti gitti."

Bir kurabiye alıp zorla ona yedirdim. Yerken bile morali bozuktu.

"Pek geçmişe benzemiyor."

"O kadar mı belli ediyorum? Oysa ki tiyatro okumaya karar vermiştim." Güldü komikmiş gibi. Ben de ona dinliyorum bakışımı attım. Acıları unutmak için anlatmak ve dinlemek gerekiyordu. O anlatırken rahatlıyordu, ben de dinlerken kendi acımı unutuyordum.

"Birine tutuldum. O beni sevmedi. Klasik şeyler. Sonra kaza geçirdi. Bana seni seviyorum diyerek veda etti."

Elimi ağzıma götürdüm. Hemen kafasını bana çevirdi ve başını iki yana salladı.

"Hayır, hayır yaşıyor. Çok şükür ki yaşıyor. Ama beni sevmediğini fark etmiş. Bir daha onu görmedim. Kaza yapmadan önce birlikte şarkı söylemiştik. O günden beri şarkılar ile ilgileniyorum. O gün için lanet okuyorum ama değişmiyor tabii ki."

Baş parmağı ile gözünden akan minik yaşı sildi. Ne desem bilemiyordum. O kız şuan ne yapıyordu onu da bilmiyorum.

"Onun hakkında geçen gün bir şey öğrendim. Sanırım en çokta bu yaktı canımı. Herkes benden saklamış."

"Ne öğrendin?"

Gözlerini kaçırdı ve gülümsedi. Elleri titriyordu hafiften.

"Onu seven bir kişi daha vardı. Abisi gibi görüyordu onu. Adı Arda. Kazayı da sinirden o yaptı. Geçen gün onların sevgili olduğunu öğrendim. Bana veda edip onunla olmuş. Olsun, mutlu en azından."

Tepsiyi kenara koydum ve ona sarıldım hem de sıkıca.

İki kırık kalp bir gecede, yıldızların arasında, beraber geçmişi deşip ağladık.

O sevdiği kadın için, ben tanımadığım o sıcak kollar için ağladım. En çokta burnumu yakan o koku için ağladım.

Anonimi iyi hatırlamak isterdim. Bilekliğini saklamak, ona gerçekten sarılmak isterdim. Kalp atışlarının sahte olmadığını düşünmüştüm oysa ki.

"Kalp atışları yalan söyler mi?"

Çağkan yutkundu ve derin nefes aldı. Onun da aşk acısı çekmesine dayanamıyordum. O kıza hakaret etmemem için beni uyarmıştı ama içimden hakaret ediyordum. Nasıl olur da bunu ona yapardı?

"Dil gibi kalpte yalan söylüyormuş demek ki. Yalan her şeye işlemiş, Dila. Tek sevgiye dokunmamış. Saf sevgiye."

"Saf sevgi," deyip gülümsedim.

Umarım, saf sevgi cidden bizi bulurdu.

🌟🌟🌟

Çağkan karakterini kimse bilmez ama o benim Acil Aşk kitabımın baş karakteri 💜 Hikayeyi yazamadığım için burada gözüksünler istedim.

Bu bölümü yazarken cidden üzüldüm...

Sizi seviyorum 💜

Continue Reading

You'll Also Like

3K 1.5K 24
Kısa son bahar hikayesi (Her bölümün kelime sayısı 2000'in altındadır.)
58.8K 2.8K 27
"Ne bekliyordun?" "Hiçbir şey beklemiyordu-." Cümlemi tamamlamama izin vermedi. "İki güzel söz, bir güzel bakış, iki sarılış. Başka! Başka ne oldu! N...
830 180 5
Kız kalbini mum'dan yapar. Yakmaşı kolay olsun diye. Erkek kalbının mum'dan yapar Erimesi kolay olsun diye. Ama ikisinde bilmedigi bir sey vardı. O...
201K 11.2K 62
Lolipop : Sen ruhuma katmak için beklediğim kişisin. Lolipop : Ya ruhun yatacak yüreğimde, ya da bir daha yeryüzüne çıkmamak üzere gömülecek bu duyg...