Karanlığın Efendisi

By AysunAltnbas

10.6M 470K 41.6K

"Kaç benden, uzak dur. Ben katilim, Azrail'im. Azrail'in bir insana sunabileceği tek şey ölümdür. Bu yüzden g... More

Tanıtım
Karakterler
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
Özel Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm
58. Bölüm
59. Bölüm
60. Bölüm
62. Bölüm
63. Bölüm
64. Bölüm
65. Bölüm
66. Bölüm
67. Bölüm
68. Bölüm
...
69. Bölüm
70. Bölüm
71. Bölüm
72. Bölüm
73. Bölüm
74. Bölüm
75. Bölüm
76. Bölüm
77. Bölüm
78. Bölüm
79. Bölüm
Duyuru
80. Bölüm
81. Bölüm
82. Bölüm
83. Bölüm
84. Bölüm
85. Bölüm
86. Bölüm
87. Bölüm (Final)
Duyuru
Soru - Cevap
Karanlığın Efendisi • Nepenthe
Özel Bölüm
Özel Bölüm
Karanlığın Esiri

61. Bölüm

93.4K 3.8K 272
By AysunAltnbas

Rüyalar âleminin kapısı açıldı ve yavaşça içeri girdi Beren. Bir ormanda buldu kendini. Karanlığın en koyu hali ile kuşanan bu orman nefes alınamayacak kadar korkunç görünüyordu. Beren' in adımları ilerlemeye başladığında, sanki onu bir yere ulaştırmak isteyen bir güç vardı. Adımları ilerleyip, sonunda bir evin varlığını gördü. Uzakta olan bu ev alevler içinde kalmıştı. Karanlığı bile delen ışığı ile koca evi çepeçevre saran koca kızıl alevlere şahit oldu. Beren evin pençelerinden bir yanardağdan sızan lavlar gibi dışarıya sızan alevlerden korktu. Etrafta gözleri birilerini bulma umudu ile gezinmeye başladığında, sanki bu koca ormanda kendinden başka hiç kimse yoktu o an. Ya evde birileri varsa; diye geçti aklından. Adımları biraz daha yaklaştığında, sıcağı öyle hissediyordu ki, gözlerine yaşlar birikmiş ve narin yanakları al al, olmuştu. Birkaç adım daha attığında, evin çevresini tellerin sardığını fark etti. Evi daire içine almış olan bu teller hem yüksek, hem de Beren' in gücü için fazlası ile sağlamdı. Telin çevresinde yürüyüp, yanan evin akıbetini izliyordu. Kapısı ve pencereleri açık olan ev, küle dönüyordu her saniye. Adımları hiç durmadan devam ederken, evin görüntüsünden ayrılmamış olan gözleri açık olan kapıdan içeride bir beden olduğunu gördü.

Adımları o saniye durmuştu Beren' in. Ancak evin içindeki beden öylece oturmuş ve alevlerin onu nasıl yaktığı izler gibi bir hali vardı. Beren, o bedenin Ares olduğunu fark ettiğinde; aklını titirdiğini sandı. Alevlerin sıcaklığı ile ısınmış olan tellere tutundu o an. Bir tava dolusu kızdırılmış yağında başından aşağıya döküldüğünü hissetti. Ellinin altında hissettiği sıcaklığı umursamazken, yüzüne vuran alevlerin sıcaklığı daha da yaktı canını, alevler daha da büyüdü gözünde. Telleri tüm gücü ile sarsmaya başladı o an. "Ares!" sesini duyan Ares' in gözleri ona dönmüş ancak yaptığı tek hareketlilik bu olurken, öylece oturmaya devam etmişti.

"Ares, yapma" deli kuvvetli ile sarstı, elini yakan telleri. Ancak hiçbir işe yaramadan tüm heybeti ile sevgilisi ile arasına set çekmişti, bu çelikten yapılmış olan teller. Gözyaşları yanalarını ıslattı. Hıçıkırları karıştı geceye... Gerçek mi, dedi Beren kendi kendine. Rüya mı? Eğer rüyaysa ne zaman uykuya daldım. Rüyada bu alevlerin sıcaklığı beni nasıl yakabilir? Gerçek değil, rüyadayım. Uyanacağım ve hepsi bitmiş olacak... "Ares" alevler artık gözlerinin önünde sevgilisinin bedenini esir almıştı. Bu nasıl kâbus diyordu kendi kendine. Telleri sarsan elleri hiçbir işe yaramazken, güçsüzlüğüne yandı Beren. "Ares, ne olur yapma" gözleri bakıp kül olmayı bekleyen bedenin karşısında daha çok yanıyordu Beren. Benim yüzümden, bana kızdığı için... Gözyaşlarının bu koca alevlere tesir edemeyişine lanet etti o an. Aşamadığı, elini yakan bu tellere lanet etti. "Ares" adını söylemekten vazgeçmeden onun gözlerine bakıyordu.

"Ares" Beren, o an korkuyla irkileren doğruldu yataktan. Beyni o an algılamaya başladığında, Ares' in odasına olduğunu fark etti. Elini kalbinin üzerine koyup, neredeyse sesi kulaklarına kadar ulaşan organın biraz olsun sakinleşmesini bekledi. Gördükleri gerçek değildi, bir kâbustu ve bitmişti. Derin birkaç nefes alıp, yanaklarını ıslatmış olan gözyaşlarını kuruladı. Yanında uyuyan sevgilisine ilişti gözleri. Az önce alevlere yem olan bedeninde gözlerini gezdirdi. Bu nasıl bir kâbustu? Korkuyla çarpan kalbine sözünü geçiremezken, sakin olmaya ve doğru nefes almaya çabaladı kendini.

Tekrar yatağa uzandığında, sevgilisinin uyuyan bedenine, kendini daha da yaklaştırdı. O görüntüler gitmiyordu, gözlerinin önünden. Gerçek olmadığı biliyorken, görüntüler fazlası ile bedenine tesir etmişti. Elini sevgilisinin yanağına çıkardı Beren. Nazik olmaya dikkat ederek sevgilisinin yanağını usulca sevdi. Onun bedenini saran alevlerin sıcaklığını sanki hala hissediyordu. Sevgilisinin yanağına dayadığı eli ile onun elini kendine çekip, dudaklarını hafifçe dokundurdu.

"Affet beni Ares. Lütfen bu yaptığım aptallığı bağışla" onun hıçkırıkları ve dokunuşlarının ardından Ares gözlerini aralamıştı. "Beren?" gözlerinden akan yaşlar ve dışarıya ulaşan hıçkırıklarını fark eden Ares, anında dirseğinden destek alarak doğrulmuş ve ona yüzüne daha yakından bakarak sordu. Boşta kalan eli ise çoktan sevgilisinin yüzünü lekeleyen yaşları kurulamak için görev almıştı. "Ben çok korkunç bir rüya gördüm. Öyle gerçekçiydi ki, uyanığım ama hala gözlerimin önünde sanki" Ares onun sözlerinin ardından beklemeden kolunu, onun beline sarıp, yeniden yanına uzandı. Onun başını kaldırmasının ardından diğer kolunu sevgilisinin başının altına koymuş ve tamamen bedenleri birbirine değer olmuştu. Beren sevgilisinin karnının üzerinden kolunu sardığında, ona daha çok yaklaştı. Hala gözlerinin önünde, sevgilisinin yanan bedeni vardı. Bir şeylerin eksik olduğunu hissetti o an. Ares yanındaydı ve onun kolları arasında, bedeni ona bu kadar yakınken, uzanıyordu. Ancak Beren bir eksiklik hissediyordu.

"Titriyorsun Beren, o bir rüyaydı. Uyandın ve bitti. Ben yanındayım, korkmana gerek yok" sevgilisinin sözlerinin ardından kapalı tuttuğu gözleri bir şimşeğin hızı ile anında açılmıştı. Beren o an o hissettiği eksiği bulmuştu nihayet. Sevgilisinin dudaklarından ismini duyuyor olmaktı. Ares ona devamlı Beren diyordu. Hâlbuki şuan güzelim diye seslenmeliydi. Sahi Beren, en son ne zaman duymuştu, sevgilisinin dudaklarından dökülen bu kutsal saydığı kelimeyi? Ya Ares ona neden güzelim demek istemiyordu. Bedeni ile içi de, titredi Beren' in o an. Birbirlerine sıkıca sarılmış olan bu iki bedenin arasında, bu soğukluk nasıl mümkün olabilirdi? Beren sevgilisi ile sarmaş dolaş yatar bir halde, onun kalp atışlarını dahi duyabiliyorken, koca mesafelerin aralarına girdiğini hissetti.

Güneşin gözyüzünü aydınlatma zamanına kadar iki bedende, bir daha gözlerini yummamış ve uyku onları bir daha uğramamıştı. Birbirlerinin uyanık olduğunun farkında olsa da, ikisinin arasında tek duyulan nefes sesleriydi. Beren' in aklında o an; onca affet beni sözüne karşılık, Ares' den hiç affettim sözünü duymamış olması dolanıyordu. Beren' in, sevgilisinin dudaklarından güzelim kelimesini duymaya ihtiyacı vardı. Ancak o zaman her şey normale dönmüş olabilirdi. Yaptığı hatanın nelere sonuç verdiğini şimdi daha iyi anlıyordu Beren. Yaptığı aptallık belki de, en çok kendi canını yakmıştı. Düşünmeden, tartmadan sevgilisine karşı kurduğu birkaç cümle ile ne hale getirmişti, Beren ikisini...

Bir daha böyle bir şeyi yaşamamak için yemin etti Beren. Ona karşı kullanacağı sözleri önceden düşeneceğine ve sevgilisini bir daha böylesine yaralamayacağına dair yemin etmişti. Ares insanlara karşı her ne kadar katı ve soğuk bir izlenip sunsa da, aslında o fazlası ile hassas düşüncelere sahip biriydi. Eğer sizi hayatına dâhil edip, ne kadar değer verdiğini gösteriyorsa, ona karşı kullanacağınız en ufak bir söz dahi onun bedeninde büyük yaralar açabilirdi. Tıpkı Beren'in yaptığı gibi... Ancak şöyle de bir gerçek vardı ki; Ares Beren' i kendi bedenine bile büyük gelen bir sevgi ile seviyordu. Zira öyle olmasa, bu kadar ağır bir durum karşısında; Beren hala otel odasına olabilirdi. İnsanoğlu hayatının tamamını bir şeylerin gelmesini bekleyerek geçirir.

Zamanı gelince doğar, zamanı gelince öğrenmeye başlar, zamanı gelince büyümeye başlar ve zamanı gelince de, artık ölürdü. Dünyanın düzeni buna göre kurulmuş ve tüm kâinat buna tabii tutuluyordu. Bu yüzden Beren' de her şeyin normale döneceği günün zamanını beklemeliydi.

Güneş tüm şehri ışığı ile sarmış ve inşalar için artık koşuşturma başlamıştı. Malikânede ise tuhaf bir sessizlik hâkimdi. Diğerlerinin uyandığını bildiren sesler artık kulaklarına iliştiğinde, ilk hareketlenmeyi Ares başlatmış ve sevgilisinden bir miktar uzaklaşıp, onunla göz göze gelmişti. Ares Beren' in gözlerinin içine bakarken, Beren bunu yapamıyordu. Utandığı için olduğu kadar biraz Ares' in gözlerinde, her daim gördüğü ışığın artık sönmüş olmasının korkusundandı. "Biraz daha iyi misin?" sol elini sevgilisinin yanağına çıkaran Ares, onun başı ile onayladığını gördü. "Evden gitmeni istediğim için kızgın mısın, bana?" Ares' in başparmağı sevgilisinin küçük yaşlarındayken, olan alt dudağındaki yara izinde geziniyordu. Onun tepkilerini izliyordu Ares.

"Buna hakkım yok" sesinin titrediğini, gözlerini nasıl mahcup tavırlarla kaçırdığını gören Ares, bununla kendini daha iyi hissediyordu. Ares robot ya da kalpsiz bir adam değildi. Ona söylenmiş olan o ağır sözler, dünya üzerinde duymayı en son bile istemeyeceği birinden gelmişti. Bunu kaldırmak onun için ne zor, ne zahmetli bir işti. Bu yüzden bu sözleri onun kulaklarına ulaştırmış olan bu bedenin pişmanlığı ve utancı onu elbette daha iyi hissettirip, kıymetli sevgilisine olan herhangi bir kızgınlığının yok olmasını sağlıyordu. "Dün gece sana söylediklerimi hatırlıyor musun?" Ares, sevgilisinin yara izinde gezinen eli ile daha sonra sevgilisinin elini kavramış ve onun sıcaklığı ile kuşanmıştı.

"Elbette" beklemeden yanıtladı Beren onu. Sevgilisinin davranışları fazlası ile sıcakken, Beren hayli üşüyordu. "Benden utanıyor da olsan, hakkında çıkacak olan dedikodulardan da korksan, yanımda kalmalısın Beren. Ama söz veriyorum, bunlardan uzak, rahat bir hayat sürmen için çabalayacağım" gözleri ile denk geldi Ares, sevgilisinin. "Sensiz yapamam Beren, sensiz kalırsam yaşamak için çabalamam. Gitmeni sana bir ceza olsun diye istemedim. Ben eğer sensiz kalırsam nasıl yaşayacağımı gösterdim, kendime. Ben geri kalan hayatı yanımda sen olduğun için seçtim. Ben nefes almaya devam ettiğim sürece yanımda kal, sonrasında istediğini yapmakta özgürsün" Beren, duyduğu bu sözler ile daha da küçülüyordu sevgilisinin karşısında. Bunu ona kendi yapmıştı. Ares' in bu sözleri hepsi kendi hatasının yüzüne çarpan haliydi. Onun böyle düşünmesine, böyle hissetmesine sebep olan yine kendiydi. Böyle güzel seven bir adama yaşattığı bu haksızlık için kendini boğmak istedi Beren.

"Gözlerime bak Ares, halime bir bak" onun başını iki avucu arasına almış ve sevgilisinin görüş açısında yalnızca kendinin olmasını sağladı o an. Ares' in birkaç damla gözyaşına, kendi gözyaşları süzüldü yanaklarından. "Ben senin yanında, sen istediğin için kalan biri değilim. Neden benimle, seni sevmediği için yanında zorla tuttuğun biri gibi konuşuyorsun? Sen, her kaç git dediğinde, kalmak için direten ben değil miydim Ares? Yaptığım koca bir aptallık, bunun için doğru düzgün yüzüne bile bakamıyorum. Böyle bir şey yüzünden seninle bu halde olmaktan ölümüne utandığımı görmüyor musun?" yüzünü sevgilisine biraz daha yaklaştırdı Beren, onun yüzüne yakından baktı.

"Sana yemin ederim ki, seni çok seviyorum Ares. Dünya üzerinde, annem ve babamdan sonra en çok seni seviyorum. Ama lütfen bana böyle gözlerle bakma. Gözlerindeki ışığın sönmesine sebep olan benim ve bu beni inan kahrediyor" sözlerine hıçkırıkları karıştı. "Senin canını çok yaktılar Ares, gözyaşların çok kez ıslattı yanaklarını. Benim yüzümden de, düşürme ne olur. Söz veriyorum bir daha böyle bir aptallık yapmayacağım. Seni bir daha asla kırmayacağım" intihar eder gibi düştü gözyaşları. Ares, güzeller güzeli sevgilisine kıyamazdı. Yüzünde buruk bir gülümseme ile baktı. Onun için bu sözler fazlası ile kıymetli ve değerliydi. "Benden özür dileme Beren, bunu haketmiyorum" şehirde anlatılan Ares Karal hakkındaki hikâyeler ile Ares sevgilisinden daha kirli bir adamdı. Bu yüzden tüm o hikâyeler biraz da olsa gerçeği yansıttığından Beren gibi birinin kendinden özür dilemesi karşısında hayıflanıyordu Ares.

"O zaman neden hala bana adımla sesleniyorsun. Neden bana yeniden güzelim demiyorsun Ares?" ellerini sevgilisinin yanaklarından ayırdığında, odaya itiraz eden sesi dolmuştu. "Çünkü tüm bu kargaşaya ve seni uzaklaştırmama sebep olduğun için sana ceza veriyorum" Ares' in yüzündeki gülümseme biraz daha geniş bir hal alırken, Beren o an bundan hoşlanmamıştı. "Adımdan nefret etmemi mi, istiyorsun?" kaşlarını çatarak, ona tehditkâr bir havada sorup, ona gözdağı vermeyi hedefledi Beren. "Abartma Beren, sadece bir süre böyle olacak" Ares, sözlerinin ardından yataktan kalmış ve daha sonra giysi dolabının önüne geçtiğinde, sevgilisi de, gözlerini ondan ayırmadan öylece izliyordu.

"Rafet El Roman' ın bununla ilgili bir şarkısı var. Hiç duydun mu?" sevgilisi gibi yataktan kalkan Beren, onun yanına ulaşmış, yandan yüzüne bakıyordu. "Kimin?" karışık bir ifade ile baktı Ares onun yüzünde. "Şarkının sözlerinde, adam sevgilisinin ona adı ile seslenmesi sonucu artık onu sevmediğini düşünüyordu. Ben de bunu anlamalıyım?" "Şuanda gerçekten abartıyorsun Beren" giysi dolabından aldığı kıyafetlerinin ardından adımları banyoya doğru ilermeye başlamıştı. Ancak sevgilisi onu kolundan tutup, durdurmuştu. "Ares, lütfen" sanki buna hakkı varmış gibi ona her şeyin şuan normale ısrar ediyordu.

"İkinci seçenek; yan odada kalman Beren. Kararını sen ver" tek kaşı havada ve sert ses tonu ile söylediğinde, artık bundan vazgeçmesine yeteceğini biliyordu. Sessiz kalan sevgilisinin ardından onun vazgeçtiğinden emin olmuş ve adımları yeniden banyoya ilerlemişti. 

Lütfen desteğinizi esirgemeyin.

Sorularınız olursa, lütfen benimle iletişime geçin.

İnstagram: aysunaltnbas

Continue Reading

You'll Also Like

MÂHÎ By AB

General Fiction

11.8M 446K 50
Beni sevebilir miydi gerçekten? Böylesi kötü bir adam, sevgi nedir bilir miydi? ▪▪▪
11.6M 177K 16
17 NUMARA'YI KİTAP SATAN HER YERDE BULABİLİR, SATIN ALABİLİRSİNİZ. BURADA YALNIZCA TANITIM AMAÇLI İLK ON BÖLÜM VE ÖZEL BÖLÜMLER YAYIMDADIR. Gecenin k...
2.1M 84.9K 18
"Karanlıkta kalınca gözlerini sımsıkı yumardı çünkü kendi yarattığı karanlık, maruz kaldığı karanlıktan daha vicdanlı gelirdi." 21 Ağustos 2005. Saat...
14.4M 504K 63
İzmirli 19 yaşında bir genç kız... Babasının yüzünden daha doğru düzgün bir kez dışarı çıkamazken yine babası yüzünden bilmediği bir şehirde , bilmed...