Üvey Abim (Tamamlandı)

By _Valerian_

19.1M 604K 119K

Adam güçlü esen bir Poyrazdı.Kız ise kendi sularında boğulan mavi bir Denizdi.Adam çok acımasız ve kendini dü... More

ÜA-TANITIM
ÜA1-
ÜA2-
ÜA3-
ÜA4-
ÜA5-
ÜA6-
ÜA7-
ÜA8
ÜA9-
ÜA10-
ÜA11-
ÜA12-
ÜA13-
ÜA-14
ÜA15-
ÜA16-
ÜA17-
ÜA-18
ÜA-19
ÜA20-
ÜA21-
ÜA22-
ÜA23-
ÜA24-
ÜA25-
ÜA26-
ÜA27-
ÜA28-
ÜA29-
ÜA30-
ÜA31-
ÜA32-
ÜA33-
ÜA34-
ÜA35-
ÜA36-
ÜA37-
ÜA38-
ÜA39-
ÜA40-
ÜA41-
ÜA42-
ÜA43-
ÜA44-
ÜA45-
ÜA46-
ÜA47-
ÜA48-
ÜA49-
ÜA50-
ÜA51-
ÜA52 +18
ÜA53-
ÜA54-
ÜA55-
ÜA56-
ÜA57-
ÜA58-
ÜA59-
ÜA60-
ÜA61-
ÜA62-
ÜA63-
ÜA64-
ÜA65-
ÜA66-
ÜA67-
ÜA68-
ÜA69-
ÜA70-
Şirinelerim Bi bakın Önemli!!
ÜA72-
FİNAL.
1.
2
3.
4.
Kesit.
5
6
Son

ÜA71-

125K 4.4K 568
By _Valerian_

Bölüm şarkısı= Coldplay Hymn Fore the weekend klibini çok sefiyom sonuna kadar dinleyin.Ya da bölüm bittikten sonra...

İyi okumalar😂😂

4 hafta sonra..

Hayatım bir kum saati gibi akıp giderken yaşantımın ve yeni bir anne olmanın sevinci hayatımı yeniden toz pembelere çevirmişti.Eski hatırlanan kötü günlerinin kara bulutları tepemden giderken yerine beyaz pamuk gibi bulutlara bırakmıştı.Bu geçen zamanda bebek kontrollerini aksatmazken bebeğinin ilk kalp atışlarını duymamızla hayatımın en güzel anlarından birini yaşamıştım.Kalbim hiç olmadığından daha fazla atmış,o anki heyecan bile beni öldürecek duruma gelmişti.Onu yaşamak onun attığı kalbini karnında hissetmek acaip derece de aklı ve dengeyi bozan bir işti.Hastaneden çıkarken bile hala şok anımı yaşamıştım.Eve gelince ise hala daha konuşmadığımı gören Poyraz,bir sürahi suyu tepemden aşağı dökmüştü.

Evet ne yazık ki bunu yapmıştı.😑

Siz şimdi Poyraz'ın tepkisini merak ediyorsunuz dimi?

Ah hiç merak etmeyin.Ultrason cihazının önündeki sandalyeyi hayvanca fırlatıp neredeyse ekranın içine girecekti.O da onun deliliğiydi tabi.

"Poyraz?" iki büyük bavalumu da uçağın üst tarafındaki bölmeye koydum."Hıı?" beni takmıyordu."Uçak beni tutarsa?" yanına geçip otururken kucağındaki tableti kapatıp "Bende pilotu tutarım.Kimse senin miğdeni bulandıramaz.O pilotu gebertirim!" diye bağırınca yüzümü buruştururken aramızı kapatan business class bölümündeki bazı kişiler bize baktı.Önümü kapatan büyük beyaz bir perde bütün moralimi bozmuştu.

"Goodboyyy!!" dedim hafifce başını okşayıp.Birkaç kere köpek sesleri çıkarsa da yüzünü şişen karnıma koyup birkaç kaç kez öpücük bırakıp huysallaştı.Poyrazla bundan sonra iletişim diyaloğumuz böyleydi.

Annemler en arkadayken yarım saattir buraya gelmeleri için el sallıyordum ama beni görmezden geliyordu bir kere.

Ne halleri varsa görsünler diye mırıldanıp önüme döndüm.Şu an yurt dışındaki düğün töreni için gidiyorduk ve düğün töreninin neden uzadığını sizde biliyorsunuz.Kötü durumdaydım ve içimdeki korkuyu ve endişeyi hala daha atlatamamıştım.Poyraz bunun üzerine kendimi toparlamam için zaman verirken uçak biletlerini iptal ettirmek zorunda kalmıştı.

Ama su an her şey çok güzeldi.Ben ve karnımdaki yavrum gayet sağlıklı,Poyraz her zamanki gibi odunluğuna devam ediyor bazen de beni güldürecek hareketler yapıyordu.Bunu bilerek benim için yaptığını biliyordum.Ama belli etmek istemiyordum tabi.Kolay şeyler atlatmamıştım ve Poyraz yardım etmeye çalışıyordu.Dünyanın en harika adamlarından birtanesiydi o.

Benim odunum..

************

Pilot iki saatden beridir konuşma yapmaktan uçağı kaldıramazken iyice sıcak basmıştı bana.Poyraz başını arkaya dayamış tavana bakarken sabır dileyen sözcüklerini ufaktan ufaktan duyarken onun gibi aynı pozisyonu aldım bende.

Pilot durmadan ingilizce bir şeyler gevelerken "Bu Pilotun içeride pestilini çıkaracağıma dair yemin edebilirim!"diyen Poyraz hızla kemerini çözmüş ayağa kalkmıştı bile.Önümden geçip kısa etekli hosteslerin uyarılarını dinlemeyerek onları ittirirken hayince sırıttım.Debinden beridir yiyecek miş gibi bakıyorlardı sevgilime.

Ama şu an konumuz başkaydı.Konumuz boğa gibi soluyan Poyraz'ın kaptanı bayıltana kadar döveceğiydi.

Hemen kemerimin izin verdiği kadar kalkıp arkama döndüm ve Yekta amcaya seslenmeyi denedim.Bu arada hala pilot konuşuyordu.Etrafrakilerin kafalarında bir sürü soru işaretinin olduğunu biliyordum.Ama bana olan bakışlarını görmezden gelip tam bağıracaktım ki pilotun sesi çok geç olmadan kesilmişti.

Ve Poyraz kesin bir şey yaptı!

Of artık bizi götürecek bir pilotumuz da yok!

Ben gittiği yerden geri döner diye umutla bakarken bir kaç erkek hostesin kollarından kurtulmaya ve hala daha geri dönmeye çalışan Poyraz,"Tamam lan sakinim ben! Sakin olun beyefendi deyip durmayın bana!!" diye sinirle tıslayıp bluzunun  eteklerini elleriyle düzeltip burnunu çekti.Bi anda yanındaki orta yaşlardaki bayana bakınca ona doğru 'ne var?' der gibi başını iki yana salladı ve "Ne bakıyon teyze açıkta bir şey mi gördün? bak ekmeğine hadi" dedi.Daha fazla saygısızlaşmadan devreye ben girerken kemerimi çıkartıp hızla ona doğru yürüdüm.

Hakikaten sınır çizgisini aşmıştı.

Kolundan tutup ilerletirken "Artık sakin olmayı dener misin?!" diyerek etrafıma kısa bir bakış attım.Poyraz'ın söylendiği kadın kibirle yanında oturan kocasına dönerken gözlerimi devirmeden edemedim.

"Ben sakinim yavrum.Sadece pilotun göz torbalarını patlatmak istedim o kadar."

Ha vuracak başka bir yer kalmamış gibi.

"Otur şuraya!" sesimi fazla çıkartmak istemiyordum ama Poyraz götünü yırtacak kadar bağırıyordu.Herkese rezil olduğumuzu biliyordum ama bu  Poyrazdan kaynaklanıyordu.

Yanına oturup tekrardan kemerimi bağlarken "Daha yeni fark ettiğime inanmıyorum Bu elbisenin yarısı nerde!!!"bu şekilde bağırdığı anda gözlerim siyah elbisemin eteklerine takılı kalırken normalde de tam ideal boyda olduğunu biliyordum.Sadece otururken biraz diz kapaklarımın üzerine çıkıyordu.Ama burada bana herkesin içinde bağırmak yerine uygun bir dille söyleseydi ki imkansız.Poyraz'a uygun bir dil kelimesi tersti.Her şey farklı olabilirdi.

"Poyraz.Bak şu kelimeyi kullanmandan bıktım artık! Bu elbisenin tamamı bu! Yarısı yok bunun. Tamamı var.!"

"Hayır efendim yarısı yok.Uçak kalkmadan git değiştir şunu!" o anda pilotun acı dolu sesini anons olarak duyarken zaferle gülümseyip "Uçak kalkıyor Poyraz.." dedim.

Avustralya beklemeliydi artık bizi..

************

Bu uçak yolculuğu bitmek bilmezken İstanbul hava limanından gideceğimiz Yurt dışı en az 20 saatti.Poyraz omzumda uyuklarken ben onun yaptığı tabletine nasıl olduysa temple run indirdim ve kendimce oynamaya başlamıştım.Hava da ya da bulutların üstünde olmam hiç hissedilmiyordu.Sanki seni sarsmayan bir otobüsün içindeymiş gibiydi.

Bu uçakta da internetin nasıl olduğunu bilmiyorum. Yapıyordum işte kendimce bir şeyler.

Bir kaç dakika boyunca canımın temelli sıkıldığını anladığımda bi an kalkıp diğer tarafta yolculuk eden Simge ve Esin'nin yanına gitmek istedi canım.Gerçi koltuklar iki kişilik olduğu için yanlarına nasıl sığarım bilmiyorum ama ortalarına bir şekilde oturmayı becerebilirim.

Ama ne yazık ki gidemezdim hatta şu an ayağa bile kalkamazdım.Tabiki de bu düşünce sadece beynimi sıyırıp geçmişti.Şu an Poyraz elini karnıma atmış başını da göğsüme dayamışken rahat etmesi için kolumu kaldırıp sırtına sardım.Avuç içimi omzuna koyup saçlarının arasına çocuğummuş gibi yumuşa bir öpücük bırakıp çenemi başının üstüne dayadım.Her daim bakımlıydı bu herifin saçları.Dağınıkken bile o kadar sevimli duruyordu ki... Sırf buradaki hostesler  bakmasın diye uyurken saçlarını 3 numaraya tutturabilirdim.Saçlarıyla oynamaya yavaştan başlarken onları ellemek ya da dokunmak harika bi histi.

Birden perdenin önünde beliriveren kızı saçlı bir hostes ellerini önünde bağlamış bize bakarken,o anda Poyraz'ın saçlarındaki elim oynamayı durdurmuştu.Poyraz'ın az önceki söylendiği kadına dediği gibi 'ne bakıyon açıkta bir şey mi gördün?' diye söylenmek istedim.Yani biz insanız hayvan değiliz sonuçta.Sanki ilk defa görmüşler gibi bakmaları yok mu! 

Tam dayaklık!

''Neden durdun?''  uykulu ve biraz da mahrum sesi kulaklarıma ulaşır ulaşmaz ona baktım.''Bir şey  yok.Devam edecektim zaten'' deyip ellerimi yeniden haraketlendirdim.Bu yolculuk bitmeliydi ve bu koca popolu hosteslerden kurtulmalıydım.

*********************

''KIZIM KALKSANIZA LAN!'' kulağıma uğultulu gelen bir ses gözlerimi  açmaya bile tenezzül etmezken hareket eden kollar sayesinde yeniden bir bedene yapıştırılmıştım.Kafamın altındaki  tüylü yastık kalkmamamı ve tatlı uykuma yeniden dönmemi söylediğinde ikiletmeden biraz daha sarıldım yastığıma.

Ama nerden bilebilirdim ki bu tüylü yastığın Poyraz olacağını.''Deniz!! ya kalkın artık herkez çıktı bi biz kaldık yemin ediyorum hadi!!''  bu tanıdık sesi tahmin edene kadar her şey çok güzeldi.Simge kolumu dürtünce tüylü yastığın Poyraz olduğunu yeni yeni idrak edip başımı yavaşça kaldırdım saçlarının arasından.Onun ise elleri gevşemiş beni serbest bırakmıştı.

Poyraz sersemce yüzlerini ovarken benim ağzımdan tek çıkan kelime ''Geldik mi?'' olmuştu.Esin buna gözlerini devirirken ''Tabiki de geldik canısı hadi kalk''Demişti.Ayağa yavaşça kalkıp yukarıdan bavulları almaya kalkıştım ama yoktu.''Ender teyze aldı merak etme.'' diye devam etti yeniden Esin.Kast ettiği bavullar olduğunu anlayınca başımı salladım.İki tanesini nasıl taşıdı bilmiyorum.Diğerinde şortlarım ve günlük yazlık kıyafetlerim vardı.Diğerinde ise özenlice koyduğum beyaz gelinliğim ayakkabılarım ve bir kaç tane takacağım takılarım vardı.

Semih ellerini belinde kavuşturup Poyraz'ın ayağını kendi ayağıyla dürterken ''Kargalar bokunu çoktan yaptı abi!!! Sen hala tavuk gibi uyuyorsun burada! valla yengenin ırzına geçseler sen hala-'' Poyraz bi anda ayağa kalktığı gibi Semih'i uçağın içinde kovalamaya başlarken ''Sikicem belanı!!'' diye bağırarak sözünü kesmişti.Oflayıp Esin'in koluna girdim ve uçağın çıkışına yöneldim.

Önümüzde duran upuzun merdivenleri inerken Avusturalyanın sıcak güneşi tenimi yakmaya yetmişti.İşte beklediğim yaz havası işte beklediğim güneş..(yazar burada yaz mevsimine aşık olduğunu belirtmek istiyor)

Simgeyle uzun bir  hafta geçmesine rağmen en az bebeğine kaybettiğine dair  3 kez falan konuşmuştuk.Şu an he şeyden çok daha iyiydi ve Gökhan'ın elini sıkıca tutmuş arkamızdan ilerliyorlardı.

Poyraz ise bu koca havaalanında Semih'i kovalıyordu.

Çokta garip olsa da ben bu deli dolu kişilerle mutluydum.Simge zaten benim çocukluk arkadaşımdı.Yeri geldiğinde birbirimizin ailesi olmuştuk.Esini zaten ilk baş tanıdığımdan beridir çok sevmiştim.Çok zayıf bir görünümü olsa da victoria secret mankenlerinden bi kız gibiydi.(gerçekte  öyle shajajs)

****

Arabaya binmiş şehir sokaklarında dolaşan tam da popo altlarında bitmiş şortlu kızlara bakıp bakıp duruyordum.Kimisi bikinilerinin üstüne uzun siyah dantelli elbiseler giymiş,Kimisi ise normal bir şort ve kısa kollu ile kombin etmişti.Işıklarda beklerken bir kaç zenci kız önümüzden geçip giderlerken,karşı tarafımın dört bir yanı denizlerle çevrildiğini biliyordum.Ama  ne yazık ki bu şişmiş karnımla birlikte denize gireceğimi pek zannetmiyordum.Zaten Poyraz benim üstümdeki elbiseme bile karışırken hayatta bikini giydirmeme izin vermezdi.Giydiğimi bir görse zaten kıyametler kopar dünya durur her şey tersine dönerdi.Ama güneş batarken altıma bir şort ve bol askılı bir bluz giyerek  sakin bir ortamda Poyrazla kumsalda yürüme şansını elde edebilirdim.Yani en azından Denize girmiş kadar olurdum.

Yeşil ışık yandığı anda Poyraz gaza basarken Arkada oturan annem ve Yekta amca sohbet ediyorlar,bizim bi arkamızdan gelen Gökhan ve Simge ise bizi takip ediyorlardı.Şu anda uygun kalabileceğimiz yeni rezerve ettiğimiz otele yol almıştık.Yarından sonra  ise büyük gün..Poyrazla bir ömür boyu hayatımı birleştireceğim an..Bir ömür boyu sonsuza kadar 'evet' diyeceğimiz gün..Onunla bu evlenme yoluna kadar gelebilmek şaşırtıcı bir durum olsa gerekti.Ama olsun.Her şeyden önce sevgi önemli.

Bir kaç günlüğüne konuk olacağımız büyük otele gelirken Poyraz arabayı en iyi yere park edip anahtarını çıkardı.Derin bir  nefes alıp arabadan inerken sıcak ama kuvvetli bir esinti beni karşılamıştı.Salık saçlarımı darmadağın edip uçuştururken arabanın bagajına yöneldim hemen.''Elleme!!'' diye bağırınca Poyraz,gözlerimi bir kaç kere kırpıştırıp geri adım attım.

''Ne bağırıyon be!''

''bebeğimiz için sevgilim'' dudağıma kısa bir öpücük bırakıp Yekta amcayla aldılar bavulları.Ben hala dudaklarının etkisinden kendimi yeryüzünde hissedemezken iki parmağımı dudaklarımın üzerine yerleştirdim.Daha önce hiç böyle olmamıştım.Ve alışık olduğum halde bu bana farklı gelmişti.''Memnun olmadıysan odaya çıkınca daha sert-'' annemin öksürüğünü duyduğum anda Poyraz'a gözlerimi sonuna kadar açarak baktım.

NE DİYOR BU YAHU!

''Annecim biz gidelim hadi.'' dedim koluna girip.Başını sallarken Poyraz'a boşta kalan elimle orta parmak çıkardım onun görebileceği şekilde.Parmağımı görür görmez ağzını açıp  dişlerini birbirine sesli bir şekilde bastırdı.

Sapık herif!!

****************************

İyi  ki bi önceki bölümden fikrinizi aldım valla.Böyle yapmakla hayalet okuyucularımın bile yorum yaptıklarını gördüm.Madem yaşıyonuz normal bölüm paylaştığımda niye yorum yapmıyonuz lan! sjsjsj

Her neyse.Çoğu yeni kitaptan yana çoğu ise Üvey abimin 2. kitabından yana.Valla yeni kitabı okumak isteyenler okusun.Onun da üvey abimin bir değişiğini yazacağım zaten.Sadece adı farklı.Başrol kızımız bu hikayenin Esin'i.Yani stella maxwell.Boşrol erkeği ise Andreas Eriksen.Adam çok yakışıklı şimdi hakkını verelim.Bu bölüme gelince.Final olduktan sonra 2. kitabı çıkaramayacağım çünkü konu yok.Hikayenin aralarına heyecan olay da katmam lazım.Ama merak etmeyin Final olduktan sonra özel bölümler gelecek ve sizi yeni kitaba teşvik edeceğim.Bu bölümde fazla olay olmadı ama bekletmek istemedim.

Yeni bölümde görüşmek üzere..

Continue Reading

You'll Also Like

206K 13.6K 57
Hayır olamaz kesinlikle olamaz 'o burada' derken gözlerimi kapattım ve balkonun demirlerine sıkı sıkı tutundum. Dönmeyecektim bu nedenle kendimi kor...
4.1M 137K 54
Çarptığım beden yere düşecekken refleks olarak onu tuttum . Kimi tuttuğuma baktığımda bir kız olduğunu gördüm. Onun dengesini sağlayıp hemen ellerimi...
15.8K 3.5K 35
Annesi ve babası öldükten sonra ailesinin en yakın arkadaşları tarafından evlatlık olarak alınan Eylül, ansızın onu evinin önünde ilk defa gördüğü ad...
5.6K 1.1K 6
Bir mafya sadece 9 aylık oğluna Merhamet gösteriyor Dünyası oğlunun etrafında dönerken hayatına girecek kıza Merhamet gösterecek miydi. 9 aylık annes...