ÜA33-

188K 6.9K 887
                                    

*Medya Deniz ve Poyraz*

"Kanka bak valla kalkmazsan tependen aşağı dökerim suyu ha..." elinde kocaman bir bardak su dolu başımda dikilen Simgeye nefret dolu bakışlarımı atarak doğruldum."Kızım normal bir günaydın da diyerek uyandırabilirdin...."diyerek gözlerimi ovuşturdum.Derdi neydi bunun sabah sabah? "Rüzgar gelmiş yine biliyor musun?aşağıda." dedi yanıma kurulurken."Allah aşkına onun buradan gittiği mi var?"dedim boynumu geriye atıp. Sürekli buraya damlıyordu ve benim sinirlerimde bir yönden bir yerlere  sürekli damlıyordu.Neden acaba?

Üstümü değiştirip saçımı güzelce ördüm ve sol omzuma koydum.Simgeyle birlikte aşağı inerken Rüzgâr'ın parfüm kokusu bütün yerleri kaplamıştı neredeyse...İçeriye girdiğimizde Rüzgar annemin bakışlarıdan kurtulup bana döndü. Yüzünde geniş bir gülümsemeyle ayağa kalktı ve elini belime dolayarak yanağımdan öptü."Yine her zamanki gibi çok güzelsin. Gel otur"deyip kolumdan tutarak yanına oturttu beni.Yine yakışıklılığı hatsafadayken burukça gülümsedim."Ender teyze ben gidiyorum izninizle.Denizcim görüşürüz" deyip uzaktan öpücük atan Simgeye çevirdim başımı... Nereye gidiyorsun beni yalnız bırakıp...sakince onayladım başımla "Görüşürüz"

"Benim çalışma odamda bir kaç işlerim var siz oturun" deyip ayaklandı annem. Bende yedim tabi bunu.Sırf Rüzgârla beni baş başa bırakmak istiyo biliyorum.Tamam anne öyle olsun."Ee  daha daha nasılsın?" gözlerimi ellerimden çekip ona baktım.Dünkü olaydan sonra hiç bir şey olmamış gibi davranması gerçekten sinirlerimi  bozuyordu.Boğazımı tazeleyerek "Şey..iyi nolsun evdeyim..." gülümseyip başını kâşıdı.Ama şimdi hakkını verelim böyle çok daha tatlı olmuştu. Gerçi her zaman öyle. Yakışıklı çocuk ama bazen sevmediğim huyları oluyordu."Ben şey dün için tekrar tekrar özür dilerim.Ben seni sevdiğim için bunu da abine açıklık getirmek için söyledim." yine bir şey söylemek için dudaklarını aralasa da söze ben girdim. "Olsun.O hep öyle.Sinirlidir.Yani çok şeye sinirlenir." diye saçma bir cümle uydurdum.Aslında artık bir konuyu açıklık etmemiz lazım.

Poyraz her yönden sinirli bi tipti.

"Pekala.Ben...daha doğrusu bana kızgın olduğunu düşünmüştüm.

"Hic kimseye kırgın ya da kızgin olmam ben.O benim gerçek abim olmasa bile beni bir yönden korumaya çalışıyor hepsi bu.

"Haklısın. Bak sinirlerime o an gerçekten hakim olamamıştım.Ben ne yaptığımı yeni anladım evden çıkarken...

"Tamam Rüzgâr. Abartma.Olsun geçti gitti.Hem Poyraz evde yok artık. Yurt dışında iş gezisinde...

"Öyle mi?" diyerek şaşırmış bir şekilde sordu.Başımla aşağı yukarı sallayıp onayladım onu."Peki.Ya ben aslında bu konu için gelmemiştim.Ya senden özür diliycektim aslında ama bunun için değil.Her neyse...Akşama bir arkadaşımın doğum günü partisi var.Merak etme böyle çirkin barlarda olmayacak.Evinde...Belki beraber gideriz diye düşündüm bana eşlik eder misin?" benden cevap beklermiş gibi baktığında derin bir nefes alıp verdim.Poyraz ne demişti giderken?

"Rüzgâra yavşamak yok."

Yok canım yavşamayı düşünüyordum bende.Tövbe Tövbe."erken dönmek şartıyla evet.Tanımadığım bi kişinin evinde fazla kalamıyorum da ben."ayağa kalkıp mutfağa yöneldim.O da arkamdan gelince konuşmaya başladı. "Sorun değil.Ben varım zaten. Bırakırım seni evine."Başımla onayladıktan sonra tezgaha gidip poşet çay kutusunu elime aldım.

"Çay?"

"Olur" 

Dudağımın bir kenarını dişlerimin arasına alarak iki tane poşet çaylardan aldım ve iki büyük kulplu bardağa koyarak ketılda duran sıcak suyu ikisine de boşalttım.Rüzgar ise yanımda ellerini tezgaha dayayıp beni seyrediyordu...

Üvey Abim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin