ÜA28-

186K 7.6K 400
                                    

*medya Deniz*

"Deniz kalkmazsan öperim bak! Hadi"

uyku sersemiyle Simge'nin odama ne ara girdiğini düşünmek zor olmuştu. Elimi yavaşça bir saniye anlamında kaldırdıktan sonra düşünmek için biraz bekledim.

Kapı...Hafize abla...

Tamam.Gözlerimi yavaşça açıp bas ucumda oturan Simgeye baktım.Güldükten sonra elini saçlarıma götürdü."Kalk bakalım uykucu.Saat 11."

Çokta tın...

Pikemi yine tepip kollarımdan destek alıp dogruldum."Ulaşda aşağıda.Rüzgârla olan sohbetlerinden sıkıldığım için seni uyandırayım dedim.İki erkekle yalnız bıraktın zaten beni.." boynumu yana eğerek ona baktım."Ulaş tamam da.Rüzgar neden burda.?" neden iki de bir buraya geliyordu anlamıyordum.Hemen ortak çıktık diye eve hemen hemen her gün gelmesi...Of banane ya.."Ay ne bileyim? Seni göreceği gelmiştir belki"sıkıntıyla oflayıp koluna avucumun içini sert bir şekilde geçirdim."Saçmalama Simge.İn aşağı hazırlanıp geliyorum" yüzünü buruşturup vurduğum yeri ovcalayarak başıyla onayladı.Poyraz yetmiyormuş gibi Rüzgar çıkmıştı birde başıma.Üzerimi değiştirip elimi yüzümü yıkadım.Saçlarımı salık bırakarak aşağı inmeye başladım.Ulaş'ın gür kahkahası bahçeden duyuluyorken kendimce birde ben güldüm. Özlemiştim onu.Bahçeye çıktığım gibi üçüne de "Günaydın" derken Ulaş'ın kolunun altına yerleştim hemen.Yine o erkeksi kokusu burnuma işgal ederken kankama biraz daha sıkı sarıldım."Özledin dimi kardeşini?" o da bana sarılırken başımla onayladım."Hiç gelmiyorsun yanıma" derin bir iç geçirerek "Kızlardan zamanım olmuyor be Denizcim napayım"bacağına vurup "Hayvan!"diye çıkıştım.Aklı gücü kızlardaydı zaten.Çapkın çocuk.E yakışıklı da.Biraz da tatlı.. Biraz da güçlü olunca... Ohoo kızlar bırakmıyodur bunun peşini.Bu sevgili bulunca her gün sarılamam ben buna.

Rüzgâr'ın kötü bakışlarıyla karşılaşınca yavaşça ayrıldım Ulaştan.Ulaş'ın da çatık kaşlarını fark edince oflayarak Simge'nin yanına geçtim. Bu erkeklerin çatık kaşları moda olmuştu sanırım.Bunu abartanda Poyrazdı tabiki.Kaşlarını çatmakta bir yere kadar yani.Sınırı bi yöne aşmamak gerekiyordu.

Üçümüz bizim evde kahvaltı falan yaptık. Ulaş'ın yine her zamanki gibi şakrabanlıkları bizi güldürürken,aklım nedense hep Poyrazdaydı.Uyandığımdan beridir hiç görmüyordum onu. Evdemiydi dışarıda mıydı onu bile bilmiyordum.Sonra birden umursamazca omuzlarımı silkiyorum.Banane ondan! bana hic bir duygu beslemeyen birisini neden merak edeyim ki.Ya da ne bileyim...Benden başkasını öpen dudakları...Niye içim daralıyor niye kendimi taş yutmuş gibi hissediyorum? Bu soruların cevabını bilmesem de Poyraz'ın üzerimde bıraktığı yara büyüktü. Hemde çok fazla...

İki erkekten sonunda uzaklaştığımızda nihayet herşeyi Simgeye anlatabilecek zamanı bulmuştum. Deniz kenarında yürürken gözlerim önümde dilim ise Simge deydi...."İste böyle Simge...Ne yapacağımı şaşmış durumdayım." gözlerimi yerden çekip onunla buluşturdum.Ona içimi açabilmek yüreğimi ferahlatıyordu..."Hey şu Alev denen kadın değil mi?"gözleriyle işaret ettiği yere baktım.Hakikaten oydu ve bana doğru geliyordu.

Sinirli bir şekilde...

"Seni burada bulduğum iyi oldu maviş." kollarını göğsünde bağladıktan sonra Simgeye iğrenir bir bakış attı ve ardından bana döndü."İşten atıldım.Daha doğrusu o çok sevdiğin Poyraz yüzünden.O kovdu beni.Umarım şu an kına yakacak bir yerlerini arıyorsundur.Mutlu oldun mu şimdi!!" başını iki yana salladıktan sonra yanımdan hızla geçip gitmişti.Delikleriyle dona kalmıştım.Ne yani Poyraz kovmuş muydu şimdi bu kadını? "Bizden önce davranmış Poyraz." dediğinde alt dudağımı kıvırdım."Hadi gel oturalım şöyle" diyerek elini sırtıma yerleştirdi.Yine banklardan birine otururken tek kaşımı kaldırdığım gibi derin düşüncelere daldım.Poyraz sırf benim için kadını kovmuştu öyle mi?

Üvey Abim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin