ÜA21-

277K 8.2K 2.8K
                                    

Medya Gökhan ve Poyraz..

İyi okumalar..

Poyrazdan...

Altımdaki yumuşak zemin hafifçe kıpırdadığında gözlerimi güçlükle açtım.Altımda yatan Denizi görünce gerçek mi diye bir kaç kere daha gözlerimi kırpıştırdım.Ellerini belime dolayıp kendisine çekerken hafifçe sırıtıp başımı boynuna gömdüm.O buram buram çilek kokusunu içime çekerken keşke normal hayatta da bana böyle yakın dursa diye geçirdim içimden.O bana lazımdı.Bütün yaralarıma hastalıklarıma iyi gelen bi antibiyotik gibiydi.Bense onu bırakmak istemeyen dana herifin tekiydim. Ve bu rüya birazdan bitecekti.Sahi...dün ben Denizi üstüme yatırmıştım.Nasıl olurda o benim altıma giriyor hala anlamış değildim.Bacağının birini bacağıma doğru attığında üzerinde yattığı yastığı sıktım.Daha önceden de dediğim gibi beni fazlasıyla tahrik ediyordu. Yine o kapalı olan dudaklarını aralayıp öpmek istiyordum ama uyanınca afallayacağı için vazgeçmiştim.Gözlerimi kapatıp kokusunu içime çekmeye devam ederken tanıdık bir ses duymuştum."Çocuklar!!"..Ah bu Denizin biricik annesi Ender'in sesiydi.Ender bir kez daha seslenirken huysuzca gözlerimi açıp başımı her ne kadar çekmek istemesemde boynundan kaldırdım.Denizle göz göze geldiğim anda beni ittirmeden üstünden kalktım avucumun içini gözüme koyarak ovcalamaya başladım.Yeni uyanmıştım ve hala daha uyku sersemiydim.Ender bi anda "Ne bu haliniz??" diye sorunca Deniz'in esnemekle meşgul olduğunu gördüm. "Denizle yine dışardaydık.Eve geç gelince burada uyuya kalmışız işte." diye bi yalan uydurdum.Ona Burus'un geldiğini ve kumar oynadığımızı söyleyemezdim tabiki de.Denize tekrar baktığımda o dağılmış güzel saçlarını topuz yaparak arkasına yaslanmıştı."Yoksa yine mi sarhoş oldun Deniz?" ellerinin tersini bıkkınca iki yanına koyarken "Hayır anne.Gördüğün gibi bir yerleri yakıp yıkmadım ve hayır içmedim." Ender huysuzca kollarını göğüslerinde birleştirip "İyi tamam.Ne haliniz varsa görün" Ender mutfağa doğru yol alınca başımı geriye doğru attım.Bu kadın huysuzdan başka bir şey değildi. "Sana burada uyumayalım demiştim."dedi gözlerini gözlerime kenetlerken." Başlama yine ya..." deyip ayaklandım.Sabah sabah çok çekilmez oluyordu.Ben merdivenlere yönelirken onun da arkamdan geldiğini hissedebiliyordum.."Saat daha 9 ama.." diye ağlamaklı bir ses tonuyla konuştuğunda gülümsedim."Benimle uyamaya bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum.Akşama yine birlikte uyuruz güzelim sorun değil" göz kırpıp odama girdiğimde kısık seste gülüp başımı iki yana salladım.Onu böyle deli etmeyi cevap vermesine izin vermemeyi çok seviyordum...
Üstümdekileri çıkardıktan sonra doğruca duşa girdim.Güzelce yıkandıktan sonra belime beyaz havlumu sarıp başımı kurulayarak banyodan çıktığımda Deniz ellerinde dürülmüş çamaşırlarımla içeri girdi."Galiba sende babam gibi kapı çalmasını bilmiyorsun" başımdaki havluyu yatağa fırlatırken kahrolası yanakları yine kızarmaya başlamıştı.Her ne kadar kendimi öpmek için tutsamda sınırlarını aşıyordu."Ben..kapıyı kaç kere çaldım ama duymadın.Bizim hizmetçilerin işi vardı bende-" sözünü kesip "Tamam anladım.Çok fazla konuşuyorsun bırak şöyle" diyerek yatağı kısa bir süreliğine gösterdim.Gözlerini zar zor üzerimden çektiğinde yatağıma doğru yaklaşmaya başladı.Utangaç bir İlerizekalı...

Altında kısa beyaz bir şort ve siyah kalın asklı tülden bi gömlek vardı.Süt gibi olan bacakları yine ortadayken kıskanç yanım ağır basmaya başlamıştı.Kolumu yatağın ayak ucunda duran tahtaya koyup onu seyrettim.Neden bu kadad güzeldi anlamıyorum.Hale de benim için fazlasıyla güzeldi.Yine yıkanmış taze buram buram çilek kokarken onu kendime çekmek istiyordum. Bana son bir bakış atıp yanımdan uzaklaşırken kolundan tuttuğum gibi kendime çektim.Beni kasıp kavuran teni yine dibimdeydi.Öldüğüm kokusu da yine yamacımdaydı."Poyraz aşağı inmem gerekiyor bırakır mısın?" direk cevap verip "hayır" dedim.Bundan sonra ona sert davranacağımı söylemiştim.Bu dünyada sert birisi olduğunu hiç bir yerde utanmayacağını ögretecektim.Bunu sesli bir şekilde dile getirerek "Sana herşeyi öğreteceğim."dedim."Korkularına karşı seni eğitmeyi düşünüyorum." omuzlarını silkip "Nasıl?" dedi umursamazca.Sanırım bu dediğime inanmıyor gibiydi.Pişkince sırıtıp "bekle ve gör" avuçlarını alıp yanaklarıma koyarken yutkunduğunu gördüm adem elmasından.Şimdi içinde ne korkular barındıyordu bilmiyorum ama ona kesinlikle zarar vermeyeceğimi bilmesini istiyordum.Dudaklarımı dudaklarına doğru bastırıp öpmeye başladığımda midemde olan davullar çalmaya başlamıştı bile.Yine çilek kokan dudak kremi harika bir şekilde beni hırslandırıyordu.Onu yatağa atmak için kendimi zor tutsamda yine de beceremedim.Normalde bu benim için çok kolay bir işti ama Deniz'e gelince...Bir yönden korkuyordum.Dudaklarımdan ayrıldıktan sonra bir elini göğsüme diger elini kalbinin üzerine koyup "Poyraz dur. Öleceğim yoksa" öyle hızlı nefes alıp veriyordu ki bayılmak üzereydi sanki. Kollarımı ona doladığımda söze girdim."Ya ben noluyorum? Beni hiç düşündün mü? Benim içimde neler döndüğünü bilmiyor musun?.Beni artık baştan çıkarmayı kes."

Üvey Abim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin