Üvey Abim (Tamamlandı)

By _Valerian_

19.1M 604K 119K

Adam güçlü esen bir Poyrazdı.Kız ise kendi sularında boğulan mavi bir Denizdi.Adam çok acımasız ve kendini dü... More

ÜA-TANITIM
ÜA1-
ÜA2-
ÜA3-
ÜA4-
ÜA5-
ÜA6-
ÜA7-
ÜA8
ÜA9-
ÜA10-
ÜA11-
ÜA12-
ÜA13-
ÜA-14
ÜA15-
ÜA16-
ÜA17-
ÜA-18
ÜA-19
ÜA20-
ÜA21-
ÜA22-
ÜA23-
ÜA24-
ÜA25-
ÜA26-
ÜA27-
ÜA28-
ÜA29-
ÜA30-
ÜA31-
ÜA32-
ÜA33-
ÜA34-
ÜA35-
ÜA36-
ÜA37-
ÜA38-
ÜA39-
ÜA40-
ÜA41-
ÜA42-
ÜA43-
ÜA44-
ÜA46-
ÜA47-
ÜA48-
ÜA49-
ÜA50-
ÜA51-
ÜA52 +18
ÜA53-
ÜA54-
ÜA55-
ÜA56-
ÜA57-
ÜA58-
ÜA59-
ÜA60-
ÜA61-
ÜA62-
ÜA63-
ÜA64-
ÜA65-
ÜA66-
ÜA67-
ÜA68-
ÜA69-
ÜA70-
Şirinelerim Bi bakın Önemli!!
ÜA71-
ÜA72-
FİNAL.
1.
2
3.
4.
Kesit.
5
6
Son

ÜA45-

197K 5.8K 860
By _Valerian_

*Medya Esin ve Deniz..

(Gif Deniz ve Poyraz👆👆👆👆👆)

Dudaklarım da sıcak bir baskı hissettiğimde kendime gelircesine gözlerimi açtım. Poyraz'ın beni böyle uyandırması şaşınası bi durum olsa da aslında böyle uyandırması İçimdeki filleri harekete geçirmişti. Normalde o beni ya yastığı kafamdan çeker ya da yastığı kafama geçirerek uyandırdığı için beni sabaha öpücükle ödüllendirmişti ve elim yine havalanarak yanağında bitmişti.Bende ona yavaştan eşlik etmeye başladığımda dudaklarıma doğru sevdiğim gülüşlerinden birini bahşetmişti bana..

Ah gülmesene şöyle şapşal...

"Günaydın" dedi uyumaktan şişmiş gözleriyle.Tatlıydı.Çok tatlıydı.Telefonun gıcık sesiyle uyanmaktansa Poyraz'ın o huzur verici sesini tercih ederdim."Sana da günaydın." yavaşca sakallarında gezdirdim ellerimi.Hem gıdıklıyor hem batıyordu.Bu kıkırdamama sebep olmuştu tabi.Yanağındaki elimi alıp dudaklarına doğru sürttüğünde yüzümdeki gülümseme 2 katına çıkmıştı.Elimi yavaşca geri çekip ona sırtımı döndüm ve Baş ucumdaki masamda duran dijital saatime baktım. Hala daha zamanım olsa da anca hazırlanacağımdan yatakta doğrulup ayaklarımı sarkıttım.Evet sanırım yavaştan hazırlansam fena olmazdı.Ağzımı iki karış açıp sesli bir şekilde esnerken hala daha uyku sersemliğini vücudumda hissediyordum.

Yorgun ve Ağır...

"Bu gün gidecek misin şirkete.?"

"Evet." diyerek başımı salladım.Omzumun üstünden ona baktığımda Kollarını başının altında birleştirmişti.

"Alevle Konuşuyor musunuz?"

"Bu nerden çıktı şimdi?!" yine Alevden bahsettiğimi duyunca gerilmişti.Bu soruyu sormam çok doğaldı.Konuşuyordu tabiki de."Sadece sordum Poyraz.Sordum."dedim son cümleme baskı uygulayarak.Sabah sabah aklıma neden Alev geldiyse."Onunla iş dışında hiç bir alakam kalmadı Deniz.Niye bunun için sürekli bi şüphe içindesin.?!" Kollarını başının altından çekti ve doğruldu.Uzun bacaklarını toplayarak bağdaş yaptığında Kollarını da bacaklarına dayadı.

"Eğer sabahleyin boşu boşuna gerginlik çıkartmaksa derdin..İnan bu hiç hoş değil."

Konu şirketten açılınca aklıma nedense o sarı çıyan gelmişti.Benimde çenem maşallah okka büyüklüğünde olduğu için önüme geleni söyleyivermiştim...

Salak Deniz!

Poyraz sonuna kadar Haklıydı.Derdim sabah sabah tatsızlık çıkarmak falan değildi. Ne bileyim bu deli aklım işte...

"özür dilerim Ben-"

"Ah bebeğim..." derin bir iç geçirdi ve yanıma yaklaşarak sarıldı. "Aklında bana olan tek bir şüphe dahi kalmasını istemiyorum.Ona karşın her daim mesafemi koruyorum.Lütfen bana güven" diyerek biraz daha sıkı sarıldı bana.Tabiki ona güveniyordum.Beni ona karşın üzecek hiç bir şey yapmayacağını da. İçim illaki huzursuz oluyordu bunu engelleyemezdim ama bu Poyraz'a olan sevgimi gram bile etkileyemezdi.


***

Duşumu aldıktan sonra odama geri dönerek kurulanmaya başladım.İç çamaşırlarımı giydikten sonra ıslak saçlarımı hemen bir topuz yaparak dolabımın karşısına geçtim yarı çıplak. Hemen mini dar siyah deri bir etek,onun üstüne tül beyaz salaş bir gömlek seçip altın rengindeki düğmeleri teker teker bağlamaya başladım. Eteklerini de deri eteğimin içine sokuşturduktan sonra yüksek dolgu topuk siyah ayakkabılarımı da ayağıma geçirdim. Koyu renk bi bordo ruj ve eyeliner sürdükten sonra fazla zamanım kalmadığı için saçlarımı kuruttum ve gevşek bir şekilde kılçık örerek çantamla birlikte aşağı inmeye başladım. Her merdivenlerden inişimde etek biraz daha yukarı kalkarken Poyraz'ın canıma tekrar okuyacağı geldi aklıma..Sonuçta bunu işe giderken giyiyordum.Normalde evde ve dışarı çıktığımda ya kot pantolon ya da şort giyerdim ama bunda işe gidiyordum yani.

Eteğimi biraz daha aşağı çekiştirdikten sonra tek kaşımı şaşkınlıkla kaldırılıp yeni gelen Rüzgara çevirdim başımı. Kapıyı açan Fatma abla mutfağa geri dönerken Poyraz'da salondan kaşları çatık bir vaziyette holde göründü. Rüzgar beni görünce kısa bir ıslık çalarken elini belime yerleştirmesiyle dudaklarını alnıma bastırdı. Arkamda sinirden köpüren bir Poyraz olduğunu fark edince hafif çarpık bir gülümseme ile Rüzgardan kendimi ittim.

Rüzgar Poyraz'a bile bakmadan elimi sahiplenircesine tuttuğunda gözlerimi sıkıca kapadım. İşte bunu yapmayacaktı.

"O elini bir taraflarına sokmadan çeksen çok makbule geçer Rüzgar."

Rüzgarın birden kahkahası Kulağımı doldurmuştu.O anda gözlerimi açarken şaşkınlıkla ona baktım. Poyraz burda kırmızı rengi görmüş boğa misali sinirliyken Rüzgarın burada kahkahalara boğulması.. İlginçti.

Rüzgar son anda gülüşünü dindirip yerine çatık kaşları gelince elimi daha çok sıkı tutmaya başlamıştı. "O el sonradan senin bir yerlerine girmesin de." Rüzgarın bu söyleyişi üzerine gözlerim sonuna kadar aralanmıştı.Poyraz kesinlikle bunu Rüzgar'ın yanına bırakmazdı. Poyraz'a baktığım anda iki yumruğunu da sıkarken daha fazla tatsızlık çıkmaması için Rüzgara dönüp "Elimi bıraksan? Mutfağa gideceğim de." dedim."Hayır!"

Ne!?

Hey bu Rüzgar bir şeyler mi içmişti böyle? Ben dediğim halde elimi nasıl bırakmazdı.Bunu artık karşımda eski Rüzgar olmadığını kanıtlamaya mı çalışıyordu yoksa Poyraz'a inat olsun diye mi anlamış değildim.Rüzgar'a son günlerden beridir bir şey olduğunu bende biliyordum ama bana kalırsa Poyraz'ın karşısında böyle cesaret edipte laf yetiştirmesi aklı kaçık olan birisinin yapacağı ilk işti. Rüzgar hakikaten iyi değildi.

Poyraz dayanamayıp Rüzgar'ın yakalarına yapıştığında sinirle tıslayarak "Bırak dedi lan duymadın mı? Sen bi bırak o eli ben senin elini çok güzel tutacağım merak etme." dedi.Rüzgar o anda elimi bırakınca yüzümü buruşturarak bileğimi tuttum.Fazla sıkmıştı.

Rüzgar her iki elini iki yanına açıp sırıtmaya devam ederken kafayı yiyecek duruma geldim.Lan adam birazdan dayak yiyecekti haberi yok."Bekliyorum Poyraz.Hadi ne yapacaksan yap.Yakında eşim olacak kadınımın elini tutmamda suçsa tamam.Dövebilirsin" daralan kalbimi açmak adına derin bir nefes aldım.Kadınım demişti. Yakında eşim olacak demişti. Üstüne üstlük daha da dikine giderek dövebilirsin dedi.Evet Rüzgar eceline susamıştı.Hiç bana sormamıştı benimle hayatını birleştirmek ister misin diye.Tabiki de bu soruya hayır diyecektim ama yine de bana danışması bana söylemesi lazımdı.Kendi kararlarını kendisi alması onu bambaşka bir insan yaptığı kadar sorunlu birisi de yapıyordu.Poyraz beni başından uyarsa da onu dinlemeyip kendimi suçlu hisseden yine ben olmuştum.

Poyrazla bu olaydan sonra kesinlikle aramızın bozulacağı belliydi.

Poyraz dayanamayıp Rüzgara sert bir kafa atınca dehşetle ellerimle ağzımı kapattım. Tüm hıncını çıkarmak istermişçesine yere yığılan Rüzgara bir kere daha sert bir tekme geçirmişti. "Bi daha söyle lan.Kadınım desene hadi!!!" bağırışı tüm evi ayağa kaldırırken Rüzgar ne zaman bi gün bizim eve gelse Poyraz'ı sinirlendirmeden gitmiyordu.Poyraz hıncını alamayıp Rüzgar'ın üstüne çıktı ardı ardına yumruklarını devam ettirmeye başladı.Şaşkınlıktan elim ayağım titrerken Poyraz'ın yanına gidip yumruk darbelerini engellemeye çalıştım.

******

Büyük bir sıkıntıyla kendimi annemin odasına attım.Olacak iş değildi. Poyraz'ın damarına basılırsa olacağı buydu.Tam 20 dakikamı onları ayırmakla geçirmiştim ve sonuç yüzü darmadağın olan Rüzgarla bitmişti. Sabah sabah niye gelirdi ki eve? Amacını biliyordum aslında. Kıskandırmaktı.Kesinlikle.Derin bir nefes aldım ve kendimi koltuğa bıraktım. Doğru dürüst kahvaltı bile yapamamıştım.İştah bırakmışlardı sanki.Koray gelmese bari diye geçirmeye başladım içimden.Gözlerimi kapıya dikip gelmemesi için dua ettim.Çünkü şirkete girdiğim an o şeytani kısık gözleriyle beni süzmüştü.Derken kapım iki kere tıklatılınca bunun Koray olmadığını çok iyi anlamıştım.

Çünkü Koray'ın adetlerinde kapı çalma gibi bi lüks yoktu.

"Gel!" dediğim anda içeri çok tatlı ama kısa boylu elinde bir dosyayla sekreter girince tebessümünü bozmadan Kapıyı kapattı."Deniz hanım. Daha önce tasarladığınız çizimlerin dikimleri hazır.Hepsi tulumun içinde hazır bekliyor.Vitrinlere koyulsun mu?" dediğinde işte şimdi moralim yerine gelmişti. Kaç gündür uğraştığım özene bözene çizdiklerim şimdi gerçek bir elbise ve abiye olmuştular.En içten gülümsememle ayağa kalkıp "O elbiseleri kendi ellerimle mankenlere giydirmek istiyorum" dedim.Mutlu olduğum söylenebilirdi.

Bir süre sonra hazırladığım 4 mankenin ikisini bir vitrine diğer ikisini de diğer vitrine koydum.Gerçekten hepsi ışıl ışıl parlıyordu. Dışarıya çıkıp görüntülerini telefonumla çekip anneme kısa bir not düşerek yolladım.Gerçekten bunları hazırlayacağım aklıma bile gelmezdi.Ya da çizeceğim mi demeliyim? Odaya büyük bir gururla girdim ve tekrardan yerimi aldım.

Budur!!

Annem bana mesaj yoluyla yazmak yerine direk ararken çok beklemeden yeşil simgeye basıp kulağıma dayadım.

"Deniz!!!" bu annemin sevinç dolu sesiydi.

"Efendim anne?"

"Sen harikasin!!

"Biliyorum.Söylemene bile gerek yok" dedim dalga geçercesine.Kahkaha atarken ister istemez bende gülmüştüm.

Sevindi yavrucak.

"Hala daha neden bu işi yapmadığını anlamıyorum tatlım. Hepsi birbirinden güzel olmuşlar. Gözüm arkada kalmayacağını bir kere daha ispatladın." döner sandalyeyi iki yana sallayıp başımı geriye yasladım.Çocukluk hayalimi gerçekleştirmeme ramak kala asla kariyerimden vazgecmezdim.

"Beğenmene sevindim." dedim yarı gülümser şekilde. Ardından bir soru yönelterek "Ne zaman dönüyorsun?" dedim.

"Bir kaç sunacağım seminerler var canım.Abin ve Babanla ilişkileriniz nasıl?"

Kadın hala daha baban diyordu ya.

"İyi anne.Hiç bir değişiklik yok.Yekta Amcayı görmüyorum zaten.İşi yüzünden yüzünü bile görmüyorum adamın.Onun dışında abimle...Çok iyi. Yani kavga eder gibi oluyoruz ama yine iyi anlaşıyoruz."

"Tamam güzelim.Kendine dikkat et.Öpüyorum seni bol bol."

"Bende annem. Görüşürüz." telefonu nihayet kapatıp masaya bırakınca Şimdilik bir işim kalmadığını hatırladım.Yani en azından şu anlık için yoktu.

"Sürpriz!!!!" koro halinde iki tanıdık ses duyunca korkmus bir şekilde içeriye neşeli bir şekilde giren Esin ve Simgeye baktım. Ah az kalsın ödüm bir taraflarıma karışıyordu. Muzip bir şekilde Gülerek popomla sandalyemi ittim ve ayağa kalktım. "Hoşgeldiniz. " yanlarına ilerleyip onlara sıkıca sarılırken Simge "Kız bu ne güzellik!? Tanıyamadım seni bi an.Bu iş sana yaramış" dedi ve hafiften vurdu omzuma.Esin birden yanağıma dudaklarını bastırınca şaşırmıştım. Biz ne ara bu kadar samimi olmuştuk? Öpüşüne karşılık verip ona da oturması için yerini gösterdim ve bende yerime geçtim. Her ikisi de çok şıktı.Esin şort tercih etmişken Simge çokta mini olmayan bir etek ve büstiyer Esin ise yazılı askılı bir t-shirt geçirmişti üstüne.İkisi de benim gibi mavi gözlüydü Allahtan.Bi tek saçlar farklıydı tabi.Onlar sarışın ben kumral.Zaten bu durumlarda en hayırsız ben olurdum.

"Ee ne içersiniz?" diyerek her ikisinden de bir cevap bekledim."Biz aslında seni de alıp -bir işin yoksa tabi- öğlen yemeği yiyelim dedik" dedi Esin.Simge de başını sallayınca güldüm. İşte sıkıntıdan boğulmak üzere olduğum tam anıma denk gelen can simitlerim. "Olabilir aslında. İşim bitmişti." dedim kısa bir süreliğine masayı süzerken."Hem size anlatacak bazı şeylerim var sanırım."

***********

"Ay domuz. Elini tutmuş bir de.Geri zekalı herif.Poyraz'a nasıl da kafa tutmuş o öyle?" onayladım Esin'i.Hakikaten ilk defa domuzluk yapmıştı. "Tam bir göt." dedi Simge ve arkasına yaslandı. Göt demeyelim biz ona da Esin'nin tabirini kullanalım.Kesinlikle bundan sonra Rüzgar bana böyle davranacaktı.Sert ve asabi."Sabah sabah evde kavga çıktı." dedim ağzımdaki lokmayı keyifsizce yerken."Olsun be kızım."dedi Simge. masadaki elimi tutup tebessüm etti."Poyraz benzetmiş kızım işte daha ne istiyosun?" böyle yaşanmış sıkıntılı konular hiç aklımdan çıkmazdı.İçim buruk ve huzursuz olurdu.Bir yandan da vicdanım sızlar gibi olmuştu. Rüzgarı öyle yerde yatık bir şekilde görünce kıyamadım.Niye yüreğim bu kadar yumuşak? Bir kere de sert olsa dişimi kıracaktım sanki.

"Sen onun karısı falan olamazsın.Poyraz sana bir kere sen benim kızımsın demişse olay bitmiştir." dedi Esin.Yine hak vermiştim. Poyraz'ın kızıydım tabiki de.Bu saçma evlilik konusu da asla gerçekleşmeyecekti."Poyraz sana kendinden hiç bahsetti mi?"çatalımı tabağa bırakıp yeniden Esin'e baktım. Sorusunu düşündüğümde aslında Poyraz bana kendinden hiç bahsetmemişti.Bu zamana kadar onun huylarını kendim keşfederek bulmaca gibi ben bulmuştum."Hayır. Bahsetmedi."

"Yani bahsetmemesi doğal. İçinde saklar.Ya Semihle sevgili olduğumdan beridir Poyraz bizim en yakın dostlarımızdan biri oldu.Gökhan da dahil.Poyraz aklı yeri denginde ne yaptığını iyi bilen birisidir.Yeri geldiğinde kurnazdır da.Avını ya da işini iyi yakalar.Oldukça serttir.Sen onun yanında en uzun kalabilen sayılı kızlardansın." dedi ve içeceğinden bir yudum aldı.Demek sayılı kızlardanım ha...başımı iki yana sallayıp güldüm. Sürtüklerini yanında tutacak değildi ya.Sertti bunu bende biliyordum. Kurnaz olduğunu da.Ama aklı yeri denginde olduğunu pek zannetmiyordum bana bazen dengesizliği tutuveriyordu.Bilmiyorum sadece bana mı özeldi bu dengesizlik? Yoksa Normalde çok daha ciddi miydi?

"Poyraz sen olmadan önce her gün bi kızla yatardı. Ve Sabah kalkınca o yattığı kızları yatağında görmek istemezdi.Bu zamana kadar hiç bir kızla birlikte yeni bir güne başlamadı." yavaşca başımı sallarken dediklerini bir bir düşünmeye başlamıştım.Para karşılığında vücutlarını satan bir kadını sabah yeniden görmeyi kim isterdi ki? Diğer yattığı kızlara göre Poyraz'dan cok daha farklı olduğumu biliyorum.Ve her sabah onunla Birlikte uyandığım için o güzel erkeksi yüz hatlarını görebildiğim için çok şanslıydım."Sen onun hayatına girince inanki onu çok değiştirdin Deniz.Poyraz gibi zor bir adamı dize getirmen gerçekten beceri ister.Söylesene hic aranızda sıcak bir yakınlaşma olmadı mı?" Simge hafiften kıkırdamaya başlarken sinirle ona baktım.

Al işte yine gülüyordu!

"Yani...-"

"Olmaz mı hiç bana hep anlatıyor o.Poyraz varya buna sırılsıklam aşık be!!"

Esin mavi gözlerini şaşkınlıktan kocaman açarken alttan ayağımla Simge'ninkine sert bir tekme geçirdim. Burda en uygun bir dille ben anlatacakken nasılda araya giriyordu!Simge'nin yüzü birden acıdan değişirken hala daha şaşkınca bana bakan Esine çevirdim başımı. "Bu zamana kadar onu hiç kimse tatmin edememişken sen...Sen bi dahisin Deniz.Bravo diyorum başka bir şey demiyorum."

**

Kızlarla epeyce vakit geçirirken havanın karardığını yavaştan duyu almaçlarım hissederken onlara veda edip yine yollara düşmüştüm. Aslında yürümeyi ben tercih etmiştim. Normalde taksiye atlar eve şimdiye kadar varırdım.Biraz deniz havası aldıktan sonra eve yönlendirdim adımlarımı.Ayaklarım yorulduğuna dair ciddi sinyaller veriyordu bana.Neredeyse ayakkabılarını çıkartıp öyle yürüyecektim o derece.

Eve vardığım anda saat zaten 8 olmuştu. Ayakkabılarımı sertçe çıkarıp odama girdiğimde içerinin Havasız kaldığını anlayarak sürgülü kapıyı ardına kadar açtım. Yalın ayak odamdan çıkıp Poyraz'ınkine ilerlediğimde içimden geldiğine dair umut ışıkları doğuvermisti.Arabası evin önündeydi çünkü. Kapıyı iki kere tıklatıp girince o umut ışıklarım beni bir kez daha yanıltmamıştı.Gömleğinin düğmelerini açmakla meşguldü.Ve elinin üstündeki kemikleri kızarmıştı.

Sabahki eseri...

"Dikilme orda.Girceksen gir girmiceksen git.!" dedi atarlı bir şekilde. Tabiki de girecektim.Bu davranışını görmezden gelip kapıyı kapattım ve yanına doğru ilerledim."Konuşmamız lazım Poyraz.Önemli" kesinlikle sabahki konuyu açıklığa kavuşturmamız gerekiyordu."Şimdi olmaz"dedi ve gömleğini sinirle üstünden attı."Duş alacağım yorgunum." odasının içindeki banyoya ilerlerken son anda Kapıyı kapatmasını durdurmuştum."Duş alırken konuşuruz o zaman." istediğim olmayınca bazen inatlığım her ne olursa olsun tutuyordu. Demekki bazen ben de öküzleşebiliyor muşum dimi?

"Birlikte yapacağımızı mı iddia ediyorsun!?"

"Evet.Daha önce de birlikte duş almamış mıydık?

"Deniz..." dedi sıkıntıyla.Öneme almayıp kapıyı kapattım ve kilidi çevirdim. "Efendim?" dediğimde ona iyice yaklaşıp dudaklarına diktim gözlerimi."Soyun..." dediğinde yine dudaklarına doğru bakıp güldüm.Ben dışarı çık konuşmayacağım demesini falan bekliyordum ama yine şaşırtmıştı beni. Sonuçta benim bi suçum yoktu...

Bütün kabahat Rüzgardaydı.

"Bu arada bu eteğe kaç para verdin sen? Allah aşkına hiç giyme daha iyi ya..." kıkırdamama engel olamayıp gözlerimi kaslarına diktim.Her gün daha da çoğalıyorlardı sanki.Heybetli adamdı vesselam.Gözlerimi ondan ayırmayarak saçlarımı çözdüm ve tokamı da lavabonun beyaz mermer zeminine koydum.
"Konuşulacak bir konu olduğunu zannetmiyorum.Bence dışarı çıkmalısın" başımı iki yana salladım. Konuşulacak bir konu vardı.Ama Poyraz bilmiyordu.Onu takmayıp küvete ilerleyerek suyu açtım. Su yavaştan küvete dolarken Poyraz pantolonunu çıkarıyordu. Umarım sadece baksırıyla girerdi."Deniz benimle bu küvete girersen uzun süre de çıkamazsın.Bunu baştan söyleyeyim. "

Nasıl ya!?

Şaşırdığımı belli etmek istemesemde ağzım bir karış açılmıştı. Nasıl olsa ben çıkmasının bir yolunu bulurdum.Önemli olan onunla doğru düzgün iletişime geçmekti.Konuyu değiştirerek yeniden söze girdim."Rüzgarla benim aramda hiç bir şey olmadığını sende gayet iyi biliyorsun dimi Poyraz?" eğer bunun içinse tiripleri haksız duruma düşüyordu. Çünkü ben asla Rüzgarla hayatımı birleştirmeyecektim."Olamaz da zaten çünkü sen benimsin. " Doğru. Onundum.Yine dikine gitmesi başımı iki yana sallattırmıştı. "istesende onunla evlenemezsin çünkü sen artık Deniz Bulut'sun" kulaklarım yanlış işitmediyse az önce kendi soyadını da katarak Deniz Bulut'sun mu demişti? Vücudum yine büyük bir depreme uğrayarak sarsıldığında güç bela toparlamıştım cümlemi."Deniz Bulut mu?"başını sallayarak "Evet" dedi."En azından şimdilik."

Sevinsem mi şaşırsam mı bilemedim.Bu kulaklar elbette doğru işitiyordu.Onunla evlenecek değilim ya. Hem başta bu Poyraz'a Göre birşey değildi.O...o düzelse bile yine gece hayatının kalıntılarını taşıyordu üzerinde. Evlenip de bi aile babası olamazdı o.Hala daha sex düşkünüydü odun!

Bana doğru yavaşça yaklaşırken bir adım gerileyip belimi lavaboya dayadım.Ellerimi de mermere dayadıktan sonra bana iyice yaklaşmış olan Poyraz'ın gözlerinin içine baktım. "Kapıyı da kendin kilitledin hadi bakalım." dediğinde gözlerim kısa bi an kapıya kaydı.Lanet olsun ki evet! Ellerini gömleğimin düğmelerine götürüp teker teker açmaya başlayınca gözlerimi sıkıca kapadım.Yaptıklarımdan pişman olmuş gibi bi halim olduğu söylenebilirdi.Ama su an nasıl adrenalin salgıladığımı Poyraz da hisseder olmuştu. Vücudumdaki bütün kan yanaklarıma toplanırken burası baya bir hissedilir derecede sıcak olmuştu.Gömleğimi çıkarttıktan sonra kendimi tutamayarak boynuna atladım.O anda dudaklarımı onunkilerle birleştirirken hakikaten koca bir gün içersinde onu çok özlediğimi anladım. Dudaklarını,kokusunu, kaslarını ve yüzünü. Şimdi daha iyi anlıyordum kızların neden büyük bir canla Poyrazın önüne atladıklarını.

Ama artık o benimdi.

"Bu gece..." diyerek sesli bir şekilde ayrıldı dudaklarımdan.Gözlerinin içine bakarken vücudumu yapıştırdım ona.Kalbimin çarpıntılarını muhakki duyuyordu.

"Bu gece benimle birilikte nefes almaya var mısın?"

********************

Vote ve yorumlarınızı canla başla sabırsızlıkla merak ediyorum.

Continue Reading

You'll Also Like

158K 8.5K 66
Ben, Simay Kara. Mutlu günlerim hatırlayamadığım kadar geride kaldı. Sevdiğim adam bana evlenme teklifi etti ve ben bunun bilincinde değilim. Uydurdu...
2.9M 196K 53
"Senden yapmanı istediğim küçük ve basit bir şey daha var Stajyer." Sakin kalmak için derin bir nefes aldım. "Benden daha ne isteyebilirsiniz ki? Tüm...
206K 13.6K 57
Hayır olamaz kesinlikle olamaz 'o burada' derken gözlerimi kapattım ve balkonun demirlerine sıkı sıkı tutundum. Dönmeyecektim bu nedenle kendimi kor...
4.1M 137K 54
Çarptığım beden yere düşecekken refleks olarak onu tuttum . Kimi tuttuğuma baktığımda bir kız olduğunu gördüm. Onun dengesini sağlayıp hemen ellerimi...