Üvey Abim (Tamamlandı)

Por _Valerian_

19.1M 604K 119K

Adam güçlü esen bir Poyrazdı.Kız ise kendi sularında boğulan mavi bir Denizdi.Adam çok acımasız ve kendini dü... Más

ÜA-TANITIM
ÜA1-
ÜA2-
ÜA3-
ÜA4-
ÜA5-
ÜA6-
ÜA7-
ÜA8
ÜA9-
ÜA10-
ÜA11-
ÜA12-
ÜA13-
ÜA-14
ÜA15-
ÜA16-
ÜA17-
ÜA-18
ÜA-19
ÜA20-
ÜA21-
ÜA22-
ÜA23-
ÜA24-
ÜA25-
ÜA26-
ÜA27-
ÜA28-
ÜA29-
ÜA30-
ÜA31-
ÜA32-
ÜA33-
ÜA34-
ÜA35-
ÜA36-
ÜA37-
ÜA39-
ÜA40-
ÜA41-
ÜA42-
ÜA43-
ÜA44-
ÜA45-
ÜA46-
ÜA47-
ÜA48-
ÜA49-
ÜA50-
ÜA51-
ÜA52 +18
ÜA53-
ÜA54-
ÜA55-
ÜA56-
ÜA57-
ÜA58-
ÜA59-
ÜA60-
ÜA61-
ÜA62-
ÜA63-
ÜA64-
ÜA65-
ÜA66-
ÜA67-
ÜA68-
ÜA69-
ÜA70-
Şirinelerim Bi bakın Önemli!!
ÜA71-
ÜA72-
FİNAL.
1.
2
3.
4.
Kesit.
5
6
Son

ÜA38-

242K 6.4K 1.3K
Por _Valerian_

*Medya Poyraz..*

İyi okumalar..

Kalbimin her zerresine işlemişti sözcükleri.Ne kadar da güzeldi o incecik kıpkırmızı dudakları.Yanaklarından çenesine kadar çıkmış sakalları... Allah ne güzelde yaratmıştı onu.Hiç kimseyle paylaşılmayacak kadar yakışıklıydı bu herif.Dudaklarını yavaşça öpüp sarılırken kendimi tamamıyla ona bıraktım. Beni çok çabuk özlüyordu.Demek ki bu kadar bağlanmıştı bana.Ben zaten onundum.Boynumdaki bana aldığı kolyeyi çıkartmıyordum hiç bir zaman...

O uzun ve ince parmakları ustaca bacaklarımda dolanıyordu.Bi anda beni havalandırınca düşmemek için bacaklarımı daha çok sardım beline."Ben neredeyse kışın bile eve geç saate kadar gelmeyeceğim Poyraz efendi. O zaman ne olacak?" omuzlarını silkti merdivenleri çıkarken. "Dondururuz Fakülteni.Sende hep benimle olmuş olursun" dedi bi sefer göz kırpıp."Vücudunu her hayal edişimde fiziken yanımda olmanı istiyorum...Hazırlan başka bir yere gidiyoruz."beni odamın hemen önünde kucağından indirdiğinde şaşkınlıkla ağzımı açıverdim."Bu saatte nereye gidiyoruz be Poyraz.Uyuyalım işte.Yarın sabah gideriz nereye gitceksek." başını iki yana salladı."Üstüne daha sportif bir şeyler al.Hemen!"benden cevap beklemeden odasına daldığında oflayarak kendi odama yerleştim bende.Sportif dediğine göre spor salonuna mı gidecektik şimdi anlamadım ki? Oflayıp kapakları birbir açtım.Hemen altıma dar kesim hummel uzun siyah Eşofmanımı,üstüme normal kısa kollu bi bluz ve hummel ceketimi giyip saçlarımı tepeye topuz yaptım.Puma lacivert spor ayakkabılarımı da giydikten sonra Kollarımı sıvazlayarak odamdan çıktım.Poyraz'ın odasına girdiğimde, oda teşko donlarından birisini giymişti.Yine de bir şey demeyip suratına baktım.Artık nereye gideceğimizi de söylemeliydi artik.

Arabaya binerken dayanamayıp sordum.

"Nereye gidiyoruz?

"Çiftliğe tabiki.

"Ama alkollüsün Poyraz.Bırakta ben kullanayım

"Saçmalama.Burda erkek varken kadına iş düşmez.Bir şey olmaz bak yoluna sen.

Bi kabadayılığın eksikti zaten yüzsüz herif.Sexse gelince bir numarasın zaten.Yine ve yine oflayıp geriye yaslandım.Hem bi çiftliğe gidip de ne yapacaktık ki? Tamam benimle yanlız kalmak istiyor olabilir ama bunu birlikte evde uyuyarak geçirebilirdik.Onun kokusu zaten işi görüyordu benim için...Bir süre sonra ahşap bir o kadar da büyük bir eve geldiğimizde,Poyraz arabayı çakıllı taşlardan oluşan eve gidiş yolundan yana sürüp arabayı durdurduğunda derin bir nefes aldı.Ben direkt arabadan inerken evi bir kez daha süzdüm.Tek kelimeyle muhteşemdi.Ama bir yandan da korkuyordum böyle evlerden.Ahşaptan yapılan herşeyden korkardım..." Poyraz...Bu ev perili değildir dimi? Bak korkunç bir efsanesi falan varsa ben gidiyorum ona gore."kaşlarını çatarak bana doğru ilerledi.Dünyayı birden ters gördüğum an neye uğradığımı şaşırmıştım."Paşa paşa gireceksin o perili eve."

Ne!!?

Poyraz'ın poposuna mümkünse bakmamaya çalışarak gözlerimi devirdim.O yürüdükçe bende omzunda bir ceket gibi savrulup duruyordum."Yaaa...Kendi ağzınla söyledin işte.Perili bu ev.Bırak da başka bir yere gidelim..."popoma aniden vurunca sızlamam bir olmuştu. Gerizekali herif.!! Bende aynı şekilde onun poposuna vurdum ve öcümü almış bir şekilde sırıttım."Ben varım yanında güzelim korurum seni."beni omzundan indirip dengede durmam için omuzlarımdan tutarken,ona hala daha sinirliydim.Bu evin perili olduğunu iddia ediyordu hala.İçeri tamamen girince sulov sakin bir müzik kulağımı hoş bir şekilde karşılamıştı.

"Poyraz?!!" dedim şaşkınca.Gerçekten bu gördüklerimi o hazırlamış olamazdı.."Bırakta biraz romantik olalım."ağzına dikensiz uzun saplı bir gül koyduğunda karizmatik bir şekilde kaşlarını havalandırdı. Poyraz ve romantiklik ha....Hiç bekleyipte ummadığım kavramlardı.Kısık seste kahkahamı attıktan sonra ağzındaki gülü aldım ve burnuma götürdüm. Gülün kokusu aynı zamanda burnuma müthiş bir his uyandırıyordu.Bileğimden tutup nazik bir şekilde kendisiyle birlikte deri koltuklarından birine otururken cips tabağını kucağına aldı ve ilk önce benim ağzıma atarak dudağıma sert bir şekilde öpücük bıraktı.Gerçekten romantik olacağım derken bir yandan hala daha...

Öküzdü.

Evet.Ne yazık ki bunu sizde duymak istemezdiniz ama bunu bir kere baştan söyleyeyim;

Poyraz her zaman öküz.!!

***

Saat artık iyice gece yarısını geçerken,Poyrazla epey bi zaman geçirmiştim.Şimdi ise o ruhu dinlendirici müzikle beraber dans ediyorduk.Kollarını biraz daha sardı karnıma ve sırtımı biraz daha göğsüne bastırmamı sağladı.Ben karnımda kavuşturmuş ellerini tutarken bir yandan da başım omzunda gözlerim kapalıydı.Bu anın hiç bitmemesini istiyordum aslında.Ömrümün sonuna kadar Poyrazla bu pozisyonda durabilirdim. Kulağıma yaklaşıp nefesini zerresine kadar hissettirirken yine yavaş bir şekilde yutkundum. Konuşmaya başlayacağını hafif aralanan dudaklarından hissederken gözlerimi yarı açıp bekledim...

"Düşen bir yaprak görürsen beni hatırla demiştim.Biliyorsun seni ben sonbaharda Sevmiştim..."

İçimdeki pembe filler hareket etmeye başlarken alt dudağımı ısırmaya başladım.Bir şey deme gereği duymadan ona döndüm ve dudaklarını öpmeye başladım.Allahım neden onu her öpüşümde bi sıcaklık basıyordu? Her seferinde böyle olmak zorundamıydım ben? Üstüne üstlük Poyraz aşıktı bana.Dudaklarından ayrıldığım gibi burnumu burnuna dayadım ve açmadım gözlerimi."Seni seviyorum"dedim boğukça..."seviyorum..."

İlk önce nefretle başlayan bir ilişki,sonradan nerelere kadar gelmişti..İlk başta onun tam bir ruhsuz olduğunu düşünürken birden ona aşık olmuştum iyi mi?.Evet Üvey Abim'e aşık olmuştum.Ki zaten ikimize göre aramızda asla abi kardeş sevgisi olmadı.Latife olarakda arada sırada ben ona Abi,o da bana kardeşim diyordu.Bizim bu düştüğümüz durum her ne kadar komik olsa da,herşeyi akışına bırakmaya karar vermiştim..

Sırtım bi anda yumuşak zeminle buluşunca ne ara üst kata çıktığımızı anlamamıştım. Üstümdeki yerini alınca sıkıca sarıldım ona.

"Poyrazımm..."

"Deniz gözlüm..."

Kalbimdeki hayvanat bahçesi baş göstermişti yine.Bir dakika bile ayrı kalamadığım adam şu anda üstümde kokumu içime çekiyordu. Eşofmanımdan ve bluzumden kurtulunca boğazıma oturan yumruğu yutkunarak gidermeye çalıştım. O da kendi gömleğini çıkarınca çıplak göğsünü benimkiyle birleştirdi."Benim için bu hayatta bir tek sen varsın. Bana aitsin.Benimsin.."yine derin bir nefes alıp verdim. Bacaklarımı yine beline dolayıp kapadım gözlerimi.

Tanrım bu adamı neden bu kadar çok seviyorum!!

Dudaklarımı öperken elleri siyah sütyenimin kopçasına gitti.O anda sırtım havaya kalkarken daha rahat davrandı ve çıkardı. O anda yine utanarak vücudumu ona bastırdım.Dudaklarıma doğru Piç bir şekilde gülerken sırtındaki elimi omzuna çıkararak vurdum."Gerizekali ne gülüyosun!!?" sürekli böyle davranmasa olmuyordu sanki.Yine rezil olmuştum onun karşısında iyi mi? "Güzelim... Saklama vücudunu benden.." saçlarımı arkaya doğru eliyle atarken o 'güzelim' sözcüğüne takılı kalmıştım. Ne güzelde söylüyordu be...

Sırtımı sakince yatağa bıraktığımda tekrar gülümsedi. "Seni utandıracak hiç bir şey yapmam merak etme."ona güveniyordum her zaman."Peki aslanım.." hafiften kıkırdayarak ellerimi sırtına koydum hemen.Yükünü bana tamamen verdiğinde ellerini çengel gibi alt iç çamaşırıma geçirdi.Hemen yan tarafıma geçip iç çamaşırımı çıkardı ve dudaklarıma sıcak bir öpücük kondurdu.

"Sakın!" dedi fısıldayarak..."sakın utanma.Sana ihtiyacım var."

Elini yavaşça özel bölgemde gezdirince dudaklarımı birbirine bastırıp gözlerimi kıstım.

Bu adam bana ne yapıyordu böyle!!

Allahtan bu yaşıma kadar tüy konusunda sıkıntım hic olmamıştı. Yoksa gerçekten bu sefer tamamen rezil olurdum.Üstüme geri yatınca ellerini çekmeden devam ettirdi hareket ettirmeye."Benim ol.."dedi titreyen sesiyle birlikte."Hemen şimdi..sonsuza denk.."tıslayıp basımı daha çok bastırdım yastığa. Bu zamana kadar hic bi sevgili yapmayan ben şimdi ne hallerdeydim."Korkuyorum..." dedim boğukça çıkan sesimle birlikte. Daha önce hic bu kadar değişik hissetmemiştim..."Olmaz." sıkıntılı bir şekilde iç geçirdi. Başını sanki yorulmuşçasına boynuma gömdü ve kapadı gözlerini.Boynumu yavaşça öperken elleri yine hareketlenmeye başlamıştı.Ah o elleri eşşek arıları sokmasın inşallah...

Sokmasın dedim yanlış anlamayın.

Tırnaklarım yine sırtını bulunca kendimi biraz daha bastırdım ona.Sanırım artık cennetteydim.Biraz daha hızlanınca artık kendimi tutamamıştım."Poyrazımmm..."diye inledim.İsin ileri boyuta gideceğini hiç düşünmemiştim.Vücudum artık iyice titremeye başlamıştı bile.Dudaklarını boynumdan çeker çekmez kulağıma yaklaştı..."Beni..."bana sürtünüp şakağımı öptüğünde sözüne zorlukla devam etti... "Beni sevginden mahrum bırakma Ceylanım..." kapalı olan gözlerimi hafiften aralayıp gülümsedim. "Bırakmam..." eli artık iyice derinlere giderken yanaklarımı bir balon gibi şişirdim.Kasıklarıma giren şiddetli ağrıyı bile unutmuşken Poyraz'ın saçlarını var gücümle çekiştirdim...

"Sen...muhteşemsin Poyraz...

"Ya sen...?? Beni bambaşka alemlere götürüyorsun.

Birden kendimi onun dediği gibi bambaşka bir alemde bulunca kendimi ismini söylerek inledim...Ağlamaklı ses tonumla birlikte zikrettim onu sevdiğimi..

"Seni seviyorum...seni seviyorum....seni seviyorum.." başımı yastıktan kaldırıp bir kere daha sıktım gözlerimi..İkimizde kan ter içinde kalmış bir şekilde hızlı hızlı nefes alıp verdikten.Kendini yan tarafıma atıp belimden kavradığı gibi kendine çekerken alnımı öptü.. O anda gözümden bir damla yaş alınca gergin ses tonunu duydum."Siktir ya...canını mı acıttım Deniz!!" gözlerimi açıp tüm çıplaklığımla birlikte sokuldum ona."Ailemden birisi bunu duyarsa..."birden sözümü kesip "Şşşt hayır.Böyle bir şey asla olmayacak.Ben varım." kollarıyla bütün bedenimi sarıp Saçlarımı öpünce burnumu çektim."Vücudun benim.Dudakların saçların benim.Herşeyinle benimsin..."alnıma yeniden bir öpücük kondurunca ona dönüp kolumu beline sardım.

"Uyu Ceylanım...uyu.."

****************

Yorgun gözlerimi onun kollarında açmıştım sabaha.Yüzüne bakınca istemsiz bir şekilde gülümsedim. Çok seviyordum bu adamı ben be..valla..uyanmayacak şekilde hafifçe burnuna dudaklarımı bastırıp çektim ve yavaşça kalktım yanindan.İç çamaşırlarımı yavaşça giydikten sonra hava baya bi sıcak olduğu için kıyafetlerimi yok sayıp Poyraz'ın gömleğini geçirdim üzerime.Saçlarımı dağınık bir topuz yaptıktan sonra yalın ayak aşağı inerken akşamki müziğin bir değişi yine kulaklarımı doldurdu.Tabi biz müziği bile kapatmadan kendimizi odaya atmıştık.Yüzümdeki hafif salak bir sırıtışla müziği kapattım ve ortalığı toparlamaya başladım.Çerez tabakalarını içki şişelerini ellerime tutuşturup geniş mutfağa doğru ilerledim.İki kapaklı buz dolabına ilerleyip iki yumurta çıkardım. Poyraz'ın omlete olan iligisini bildiğim için hemen geniş bir kase aramaya koyuldum.Sonunda dolapları karıştırıp düzgün bir tabak bulunca içine iki yumurtayı kırıp biraz tuz ve un ekleyip çırpmaya başladım.Sonunda olunca dilimlere ayırıp kolayca yenmesini sağlayıp bir kenara koydum.O anda yine buz dolabına yönelecektim ki iri bir vücutla karşılaştım. Poyraz'ın uyumaktan hafif şişen gözleriyle karşılaşınca burukça gülümsedim.Daha mı tatlı olmuş bu gözleriyle ne? (Multi)

Ellerini tezgaha sabitleyip kendi arasında sıkıştırınca ona bakmaya devam ettim."Birisi benim gömleğimi çalmış anlaşılan"alt dudağımı ısırıp müzip bir şekilde gülerek çıplak ayaklarıma diktim gözlerimi."istersen çıkarabilirim."

Upss!! Az önce ne dedim ben!? Hemen gözlerimi ona çevirerek durumu toparlamaya koyuldum."Yani..öyle demek istemedim.Ben-"sözümü kesen dudaklarıydı yine.Alnıma dudaklarını bastırıp öptükten sonra gözlerini bana çevirdi. "Önemli değil.Çıplaklığın dışında böyle çok daha güzelsin." ellerini çekip gözleri bi anda omleti bulunca çapraz bir şekilde yine gülümsedi. "Zihnimi okumuş gibisin."

İşte zafer benimdir.Nereden bildim ama omlet isteyeceğini... "Açım...Hemde baya bi açım." diyerek oturdu orta tezgaha.Elini çenesine dayayıp beni seyrederken hafifçe buruşmuş dudaklarına kaydı lanet gözlerim.

Sen insan olduğuna emin misin be yavrum!!

Kendimi zorlukla toparlayıp masaya bir kaç kahvaltılık koydum.Ardından dolapta bulduğum portakal suyunu da bardaklara doldurup masaya yerleştim.

Yavaştan kahvaltıyı yapmaya başlarken Poyraz ağzı dolu bir şekilde "Ata hiç bindin mi?" diye sordu.Bu sorusuna karşın biraz düşündüm.İyiki de sormuştu. Ben bu zamana kadar hic ata binmemiştim."Hayır" dedim ağzıma salatalık parçası atarken."Hic binmedim.Neden sordun?"portakal suyunu içtikten sonra dudağının kenarını şaklattı."Belki bineriz diye sordum.Hem senin için bir ilk olmuş olur.İstersen tabi." bu söylediğine kocaman gülümserken gerçekten sıcak kanlı davranması hoşuma gitmişti. Bazen öküzleşebiliyordu biliyorsunuz."Olur tabi isterim."Poyrazla akşam uzun uzun sohbet ederken yukarıdaki uyuduğumuz odada,dolabın içinde bir sürü kıyafet olduğunu söylemişti. Normalde beni buraya getirmeyi planlıyormuş o yüzden önceden hazırlık yapmış.Bu adam gerçekten dahiydi.Bedenimi ayak numarımı herşeyi biliyordu sanırım.Bu kadar hazırlık yaptığına göre...Tekrar yüzümde kocaman bir sırıtış olurken kahvaltıma geri döndüm...
********

Ortalığı toparladıktan sonra yukarıdaki odaya geri döndüm.Odanın içerisindeki banyodan su sesi gelince Poyraz olduğunu anlamam kısa sürmemişti.Çünkü az kalsın ben giriyordum oraya.Alt dudağımı ısırıp direk dolaba yönelip iki kapağını da açtım.Hemen siyah dar bir kot ve beyaz bir gömlek seçip üzerime giyerken telefonumun melodisi duyulmuştu. Yatağın üzerinden alıp omzumla kulağım arasında sıkıştırırken aynanın karşısına geçip gömleğimin düğmelerini iliklemeye devam ettim.

"Efendim Simgecim.?"

"Naber Ayyaş...?

O görmese bile gözlerimi devirip ofladım."İyi lan nolsun..Çiftlikteyim."

Bi anda cırlayıp "Ayy!!! Çiftlik mi dedin??!!" bi anda sesini ciddileştirerek "kızım sen ne ara gittin ya oraya?" diye sordu.Dengesizligi hatsafadaydı yine.Gömleğimi pantolonun içine soktuktan sonra Saçlarımı salıp düzelttim ve telefonu elime sonunda alabildim.

"Gittim iste Simge ne önemi var?"

"İyi be.Ben sana şey dicektim.Yarın Lara'nın defile gösterisi var.Kızım gitsek ya...Nolursun.."

"Ne zaman döneceğim belli değil Simge.Yarın...olabilir mi bilmiyorum.Ben sana haber veririm.Tamam mı?"

"İyi tamam.Ama mutlaka gidelim."

O sırada banyonun kapısı açıldığında arkamı dönüp karşımdaki meteora baktım. Ağzım hafiften 'O' şekli alırken telefonu bile az kalsın düşürüyordum elimden.Akmak üzere olan salyalarımı toparladıktan sonra Simge'ye bir cevap vereceğimi yeni yeni hatırlayarak toparladım kendimi.

"Oldu ya...Ş-şey yapma sen.Ayarlarız biz onu. Hadi öptüm baybay." titreyen elimi telefonuma götürüp kırmızı simgeye bastıktan sonra arka cebime sıkıştırdım.Tamam o kaslara kesinlikle bakmamalıyım."Kimi öptün bakayım sen."saçlarını kurulayarak dibimde bittiğinde başımı kaldırıp ona baktım.Tanrım ıslak saçların ne kadar da güzel senin öyle!!

"S-Simge.." daha fazla karşısında böyle kalamayacağımı anladığımda yanından rüzgarım hissedilecek şekilde geçip yerde duran puma spor ayakkabılarımı elime tutuşturdum.Yatağa oturup giymeye başlarken Poyraz'ın sesini yeniden duydum.

"Neler oluyor Deniz?"

"Şey...bir şey olduğu yok Poyraz.Simge'nin canı biraz sıkkınmış da.Bende biraz gergin oldum o yüzden" bunu söylemek zorundaydım.Aksine Simge her zaman pozitif aktif bir bir kızdı.Sırf bir şeyler sezmesin diye Beyaz bir cümle uydurmuştum.Ayakkabılarımın bağcıklarını bağlayıp ayağa kalktım.O anda bileğimden tutup kendine çekince gözlerine güçlükle baktım. "Bende bir şey oldu zanettim.Bana öyle soğuk davranınca..." merak etmeyin sözünü bu sefer ben kesmemiştim.Sadece burukça gülümsediğimde gözleri dudaklarıma kaymıştı. "Gülüşün bile kıpırdatır mı içimi!?" bu sefer kocaman gülümseyip başımı başka yöne çevirdiğimde o da sesli bir şekilde güldü.

"Poyraz ya..."

"Ne ya..?" dedi taklidimi yapıp."Hadi hazırlan da çıkalım."dudaklarını yalayıp bileğimi bıraktı ve dolaba yöneldi o da."Hadi bu gün seninle takım olayım bari."deyip beyaz bir gömlek ve siyah kot çıkardı. Birazdan soyunacağı için arkamı dönüp büyük balkon camına yöneldim.Buradan manzara müthiş gözüküyordu.Hafif küçük bir göl ortalık desen zaten yemyeşil...Tam ruhu dinlendirici bir ortam gibiydi.Güven hissettiğim kolları belimde bulunca arkamı yavaşça dönüp Poyraz'a baktım. İliklenmemiş düğmelerini ben yavaşça bağladıktan sonra ellerimi göğsüne koydum. Bunun saçları ne çabuk kurumuştu yahu.

"Gitsek mi artık?" başını salladı.

"Olur gidelim." elimi yine tutunca aşağı inene kadar her şey normaldi tabi.Taki ben yine sendeleyip düşüne kadar.

Aferin Deniz...Yerin dibine girdin şimdi hadi bakalım...

"Bu senin huzurunda kaçıncı düşüşüm acaba.!!" diye huysuzca homurdandım.Poyraz kahkaha atarken beni koltuk altlarımdan tuttuğu gibi yeniden kaldırdı. "Ne kadar düşersen düş kaldırırım ben seni." yine üzerimdeki bütün gerginliği alırken elini inleyerek yeniden tuttum."İnşallah attanda kazasız belasız düşmem.. "

*********

"Of ben nasıl binicem şimdi buna.?" beyaz renkte olan atın kafasını okşamayı bırakıp iri gövdesine şöyle bir baktım.Bu atın Poyraz'ın bana seslendiği gibi adı Ceylanmış...Görevli adam söylemişti.O yüzden n bilerek bu atı seçmiştim.İyiki de seçmişım.Çünkü çok güzeldi.Kuyruğu ve baş tarafındaki beyaz tüyleri o kadar bakımlıydı ki..resmen 'beni al bin' diye bağırıyordu.Basımdaki siyah Kaskımı bir kez daha düzelttim.Adam bana elini uzatıp içten bir şekilde sırıtınca söze girdi."İsterseniz ben yardımcı olayım Deniz hanım. Buyrun.."elini teşekkür ederek tuttum ve dizimi kırarak ayağımı dayanağa koyup hışımla üstüne çıktım.At biraz hareketlenince ağzından uzanan siyah ipleri elime aldım.Kum zeminde yavaşça ilerlerken keyif almışçasına sırıtmaya başlamıştım.

Bu harika bir duyguydu...

Poyraz zaten işi iyice ilerletmiş durumdaydı.O ustaca hızlı bir şekilde bir inip bir kalkıyordu atın üstünde."Yapabileceğin en iyisi bu mu güzellik..." Yanıma doğru yavaşça Poyraz yaklaşınca alayla suratına baktım."Daha önceden de söyledim Poyraz.İlk defa biniyorum."beni hırslandırmaya çalışıyordu bir nevi.Bunun farkındaydım ama hic boşuna ugraşmasın beceremezdi çünkü. "İyi sen bilirsin." şaşkınlığımı bi an gizlemeyerek yanımdan gidişini izlerken oysaki üsteleyeceğini sanıyordum.

Uzun bir sure atın üstünde kaldıktan sonra kendimizi o mekanın kafeteryasında bulmuştuk.Tam karşımızdaki masaya iki tane sarışın meteorlar oturunca tek kaşımı kaldırdım.Poyraz oyalandığı telefonu masaya bırakırken kahvesinden de bir yudum aldı.Karşımdaki mavi gözlü çocuk elleriyle saçlarını geriye atıp bana göz kırptı. Poyraz yanımdayken cesaret edipte bana göz kırpmak ha..Poyraz birden kaşları çatık bir şekilde arkasına bakıp tekrar bana dönünce "Kime göz kırptı o?" dedi.Tamam bu kadar çabuk anlayacağını bende tahmin etmiyordum."Bilmem."dedim omuzlarımı silkip. "Bana herhalde." onun daha da delirmesini sağlayarak hayvanca sırıttım.Bu sefer o mavi gözlü çocuk bana gülerken bende gülümsedim. "Lan!! Yakarım burayı.O sana mı güldü az önce?!" dudaklarımı birbirine bastırıp gözlerimi büyülterek ona baktım."Sanırım evet.Ne var ki ?"bi anda sandalyemi dibine kadar çekip kolunu bana doğru attı ve bi anda dudaklarıma yapışmıştı Gerizekali. "Bak bu var görüyor musun?" deyince yüzüne bir tane tokat atmak geldi içimden ama yapamadım. İnsan sonuçta.Yani sadece adı insan.Normalde öküz."Tam göremedim"diye lafı uzatınca dişlerini sinsice sıktı. Dudaklarıma yine yavaş bir o kadar da tutkulu bir öpücük bıraktıktan sonra başını meteorlara çevirdi.

"Ama beni dudağımdan öpmen onların bana gülmeyeceği  anlamına gelmez Poyrazcancağzım." bende ona uzaktan öpücük attıktan sonra sandalyemi eski haline getirdim."Ha katil olmamı istiyorsun yani öyle mi?"

Evet Öyle!! Tövbe allahım ya...

" güzel gülüyor ama sende kabul et ..." diye hayranlıkla çocuğa bakarken elimi yanağıma yasladım.Bunu Poyraz'ı gıcık etmek için yapıyor olabilirim ama çocuk hakikaten güzel gülüyordu.Poyraz'ın sandalyesi yerle bir olurken sinirli adımlarını sıkmış yumruklarını çocuğa doğru yöneltti.Sonradan pişman olarak hemen ayağa kalktim ve yanlarına gittim.

"Adın ne senin lan!!" Poyraz elini sert bir şekilde masaya geçirirken her iki çocuğa öldürücü bakışlarını yolluyordu.Çocuk bi anda net bir şekilde "Sarp" deyince kaşlarımı havaya kaldırdım.

Güzel isim...

Sarp denen çocuk "Hayırdır?? Bir sorun mu var?" deyince Poyraz gömleğinin kollarını dirseklerine kadar sıyırıp "Hayır hayır.Birazdan olacak birkaç sorun merak etme sen" dedi.Şu an.kendimden.nefret.ediyorum.nokta.

Kolunu tutup "Poyraz hayır bir şey yapamadılar gidelim" diyerek engellemeye çalıştım ama dinlemedi.Onun yerine sert bir şekilde "Sen karışma" dedi. "Sonra görüşeceğiz seninle."

Tamam artik bundan sonra asla burnumu bu işlere sokmayacaktım.Resmen pişman oldum yahu! Poyraz adamın yakalarına yapışıp ayağa kaldırınca güçlü bir kafa atması bir olmuştu.Adam yere aniden düşüp tuzla buz olunca şaşkınlıklar içerisinde elimi ağzıma koydum.Yuh diyorum başka bir şey demiyordum."Hadi bir daha göz kırpsana lan! Hadi gülsene bir daha...sikik beyinli!" bu adam küçücük sorunları ne kadar da büyütüyordu böyle anlamıyorum.Tabi ona göre bu sorunlar küçükse... Poyraz adama bir kez daha tekme atınca sinyallerimi alıp Poyraz'ın karnına yapıştım ve çektim onu hemen."Yeter artık Poyraz!!"Sarp denen çocuğun yanındaki adam onu kaldırmaya çalışırken ben çoktan Poyraz tarafından sürüklenmiş bir şekile dışarıda bulmuştum kendimi.

"Hic bir kız için kavga etmeyen ben şimdi ise küplere binmiş durumdayım...Ah salak kafam ah!!! Öldürecektim onu orda ama..." yan gözle bana bakınca dudaklarını yine araladı "Sen varsın be güzelim.Sen olunca Ellerim kollarım bağlı oluyor." kendini evin bahçesindeki hamağa atınca hala daha dişlerini sıkıyordu."sende ödeyeceksin cezanı.Burda sana köpek gibi bi aşığın varken ne ilin adamlarına gülersin.!?"

Doğruya...İlin adamlarına ben niye gülerim...gözlerimi havaya dikerek dizimle ritim uydurmaya başladım.Ben ilin adamlarına niye gülerim...?? Şu an içimden öyle bir kahkaha atmak geliyordu ki... Poyraz'in bana 'delirdin mi sen?' demesinden korkuyordum."Hazırlan gidelim"demesiyle birlikle başımı olumlu anlamda salladım. İçeriye yol alırken dün kilitli bir oda gelmişti aklıma.İçeri girmek istemiştim ama kilitliydi.Bunu evi gezerken fark etmiştim.Merdivenleri çıkıp o odaya yöneldiğimde yutkunup Poyraz geliyor mu diye hafiften aşağı diktim gözlerimi.Kilitli olmadığını umarak kapının kulubunu yavaşça aşağı indirdim.

Ve combo!!! Tanrıya şükür bu sefer nedense açıkmış.İçeriye girdiğim anda etrafı süzmemle birlikte kaşlarımın hızla çatılması bir olmuştu

Rü-Rüzgar!!!!

*********************

Hello Bestfriendlerim.Nasılsınız bakalım? İyisinizdir iyi..snsjahs neyse...Yine bölüm hakkındaki fikirlerinizi bekliyorum.Mesela Deniz odaya girmekle ne görmüş olabilir.Tahminlerinizi bekliyorum.. Ve en önemlisi votelarıda...tamam çok arsızlık yaptım siz bilirsiniz.Bana okuyun yeter...sizleri seviyorum...

💋💋💋

Seguir leyendo

También te gustarán

1.7M 103K 49
Bir gerçek ailem klişesi. Düzgün yazılmış, saçma olmayan bir biyolojik ailem kitabı arıyorsanız, hoş geldiniz. Yalnız içeri girmeden uyarayım! Ankara...
206K 13.6K 57
Hayır olamaz kesinlikle olamaz 'o burada' derken gözlerimi kapattım ve balkonun demirlerine sıkı sıkı tutundum. Dönmeyecektim bu nedenle kendimi kor...
15.8K 3.5K 35
Annesi ve babası öldükten sonra ailesinin en yakın arkadaşları tarafından evlatlık olarak alınan Eylül, ansızın onu evinin önünde ilk defa gördüğü ad...
1.1K 240 40
Umut herkes için farklı anlam taşır. Kimisi için sadece bir duygudur. Benim umudum annemdi. 6 yaşındayken kaybettim umudumu. Annemin ölümünü izledim...