Üvey Abim (Tamamlandı)

By _Valerian_

19.1M 604K 119K

Adam güçlü esen bir Poyrazdı.Kız ise kendi sularında boğulan mavi bir Denizdi.Adam çok acımasız ve kendini dü... More

ÜA-TANITIM
ÜA1-
ÜA2-
ÜA3-
ÜA4-
ÜA5-
ÜA6-
ÜA7-
ÜA8
ÜA9-
ÜA10-
ÜA11-
ÜA12-
ÜA13-
ÜA-14
ÜA15-
ÜA16-
ÜA17-
ÜA-18
ÜA-19
ÜA20-
ÜA21-
ÜA22-
ÜA23-
ÜA24-
ÜA25-
ÜA26-
ÜA27-
ÜA28-
ÜA29-
ÜA31-
ÜA32-
ÜA33-
ÜA34-
ÜA35-
ÜA36-
ÜA37-
ÜA38-
ÜA39-
ÜA40-
ÜA41-
ÜA42-
ÜA43-
ÜA44-
ÜA45-
ÜA46-
ÜA47-
ÜA48-
ÜA49-
ÜA50-
ÜA51-
ÜA52 +18
ÜA53-
ÜA54-
ÜA55-
ÜA56-
ÜA57-
ÜA58-
ÜA59-
ÜA60-
ÜA61-
ÜA62-
ÜA63-
ÜA64-
ÜA65-
ÜA66-
ÜA67-
ÜA68-
ÜA69-
ÜA70-
Şirinelerim Bi bakın Önemli!!
ÜA71-
ÜA72-
FİNAL.
1.
2
3.
4.
Kesit.
5
6
Son

ÜA30-

265K 7.5K 1.3K
By _Valerian_

*Multi sırasıyla Gökhan,Deniz,Simge ve Ulaş*

İyi okumalar..

********

"Şu an istediğim tek şey sensin Deniz gözlüm.." aniden ciddileşip "Şimdi kapa çeneni!" onun bu hallerini bile bu kısa zamanda özlemiştim.İki saattir annelemlerin odama girmesiyle telaşlanıp duruyordum.Bunu da sürekli Poyraz'a dile getirerek üstümden kalkmasını falan söylüyordum.Ama tabiki yine danalığını yapacaktı. "Kokuna hasret kalmışım biliyor musun?" deyince başına vurup "Ne diye gidiyon o zaman evden..!" diye çıkıştım.Manyak manyak cümleler kurup kurup ağsabımı bozuyordu."Ben çok istedim sanki gitmek.1 hafta Ankaradaydım zaten iş için.Diğer haftalar işimi aksattım.Bi de annemin..." sözünü kesen dudaklarımdı yine.Yanağını ardından dudağını öpüp başını yine göğsüme bastırdım."Anladım tamam..." saçlarını okşarken o da beline dolanık olan bacaklarımı elliyle masaj yapıyordu...Böyle yapınca da uykum geliyor mayışıyordum...Bir yandan da nedense hoşuma gidiyor böyle yapması.. "Deniz annecim!!" Annemin sesini duymamla Poyraz'ı telaşla üzerimden ittim.Direk yataktan dönerek aşağı düşerken gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım...Bir de işin içine "Ahh!!" diye sesi gelince "Şşt sessiz ol!!" diye uyardım..Annem odama girince hic bir şey olmamış gibi gülümsedim.Poyraz'a göz ucuyla baktıktan sonra "Efendim annecim.?" diyerek ensemi kaşıdım."Napıyosun karanlıkta gelsene aşağıya"diyerek odamın ışığını açtı.Yine kafiye sanatına hayran kalarak "Yoo...iyi böyle.." diyerek geçiştirdim.Gözleri penceremi bulunca"Sen erkek parfümü mü aldın? Aç şu sürgülü kapının hava alsın biraz içerisi."kendisi cama doğru ilerlerken iyice telaşlanmıştım.Çünkü cama doğru gidilen yerde Poyraz beyler yerde yatıyordu ve annemin Poyraz'ı görmemesi %0 dı.Hemen kendimi yatağa atıp "Annaağğğ!!!" diye bağırdım...

O nasıl bağırmaktır!!

Annem bana öyle bir baktı ki sanki arabanın altında kalmışım gibi gözlerini pörtletti.."Noldu!!"dedi telaşla.Yapmacık görünümümü yok sayarak elimi,önce yatağa sonra göğsüme, sonra tekrar yatağa sonra tekrar göğsüme vurup "Anneğğ gitme oraya ölüyomm!! Anneğ nolursun gitmaaa!!!" garip garip baktıktan sonra yine gözlerini pörtletti sanki başka bir yaratıkmışım gibi...Sonra vazgeçip yanıma oturduğunda birden huysallaşıp göğsüne yattım ve kolumu karnına doladım..."Deniz korkmaya başladım iyi misin kızım?" diyerek Saçlarımı okşadı..Sonra sesimi yumuşatarak "İyiyim annecim.Sadece sana sarılmak istedi canım..." sonra birden ayrılıp "Şimdi gidebilirsin.Ben açarım camı" diyerek sahte bir şekilde güldüm.Yine dik dik baktıktan sonra "Sen benden bir şey mi saklıyorsun?" diye sordu...

Git artik anne...Adamın götü dondu!!

"Yooo...hiç bir şey saklamıyorum...Ne saklıycam ki ben senden.Yoksa kızına güvenmiyor musun? Aşk olsun anne ben senden ne zaman bir şey sakladım? Yalancı durumuna mi düşürmek istiyorsun beni? Çok ayıp ne saklıycam ki ben senden her şey apaçık ortada değil mi bak odama bir şey görebiliyor musun? Aslında b..."

"Ay yeter Deniz sus..Başımın etini yedin ya...Tamam...tamam hiç bir şey sormuyorum sana ve gidiyorum iyi geceler" annem ellerini dizine vurduktan sonra ayaklanıp odamdan çıktı.O anda Poyraz'ın kahkahalarını duyunca ona doğru eğildim."Ne var ya ne gülüyosun? Seni görecek diye anam ağladı burada..." ayağa kalkarken "Yoo gayet sinirli gözüküyordu" dedi...Oflayıp arkama yaslandım...Bacaklarımı ayırdığı gibi yine üzerime kuruldu. Sonra ise belime sarılarak.. "Kızınca ne kadar da güzel oluyormuşsun sen öyle..." dedi."Ya ne demezsin.." diyerek yüzümü buruşturdum bende..Yine kahkahayı basınca "O nasıl anne demek ya.. Ahahahahaaa!" yine bir kez daha oflayıp saçını çekiştirdim..."Gülmesene ya...çok komik dimi?"başıyla onaylayınca elini yatağa vurarak gülmeye devam etti..sıkılınca içimden bir küfür savurdum ve yeniden Poyraz'a döndüm. "Bak guleceksen kalk üzerimden.." ellerimle onu itmeye başlarken ellerinden destek alarak kalktı ve burnunu burnuma sürttü."İyi geceler şirine..." dudaklarıma da minik bir buse kondurduktan sonra odamdan çıktı. Poyraz'ın yeniden bizim evde oluşuna sevinmistim...Artık onu kolay kolay bırakacağımı sanmıyordum... Yani...Bi de vazgeçiyorum 'ne bok yersen ye' diyorum...Biraz da vicdanımda el vermiyor kıyamıyorum..

Çok merhametli kızım ya valla...

Yüzümde beliriveren hafif tebessümle yatağımın içine girip pikemi üzerime örtüp uyku seansıma geri döndüm...

Bakalım yarın yine ne maceralarım olacaktı...

****************

Kafama yediğim yastık darbesiyle gözlerimi açarken hafifçe yüzüme doğru gelmiş Saçlarımı ellerimle arkaya attım."Hangi mal o yastığı kafama geçirdi!?" diye konuştum uyku sersemiyle."Ben malım da sen nesin?"

Hadi bilin bakalım bu kiiimm??

Poyraz...

"Bilmem.Salağın tekiyimdir herhalde" diyerek kol dirseklerimden yardım alarak doğruldum.Ağzımı bir karış açıp esnedikten sonra baştan aşağı Poyraz'ı süzdüm.Bu gün spor giyinmişti.Üstünde siyah çizgileri olan beyaz kısa kollu bluzu ve altında da siyah dar kotu,ayakkabılarını göremiyorum sonra söylerim..."Yedin yine beni" diyerek baş ucuma oturdu."Yerim..." dediğimde ise yüzünde Piç bir sırıtışla söylediğime cevap verdi."Kafama yastık geçirmekten başka iyi bir uyandırma sebebi bulabilirdin."dedim imalı ses tonumla.Ne diye o yastığı kafama geçirdiğini anlamamıştım.İnsan bi seslendirerek uyandırır ama dimi.Bana biraz daha yaklaşıp elini enseme yerleştirdiğinde dudaklarıma yaklaşıp sert bir öpücük bıraktı. Onun sersemiyle kafam direk arkaya giderken,zar zor toparlamıştım kendimi. "Özür dilerim.Bidahakine seni öperek uyandırım." isabet edersin.Gıcık gülümsememle onu ittirdiğimde yataktan kalkıp saçımı dağınık bir topuz yaptım."Aşağıda bekliyoruz seni." diyerek kapıyı açtı ve çıktı.

Bekliyoruz??

Bu saatte Annem ve Yekta amca asla evde olmazdı...Yine çoğul anlam katmasa olmuyordu sanki.Elimi yüzümü yıkayıp altıma su yeşili mini kot eteğimi üstüme ise normal sıradan bi kısa kollu geçirdikten sonra siyah parmak arası terliklerimle birlikte aşağı indim.Mutfaktan gelen seslere doğru yöneldim.Erkek kız karışıktı sesler.Adımlarımı hızlandırarak mutfağa daldım. Semih denen adam buradaydı.Onun yanında Esin Gökhan ve Simge vardı. Bunlar hangi ara geldiler ya buraya."Günaydın Denizcim"dedi Esin.Aynı anda diğerleri de selam verince başımı eğip "Hoşgeldiniz" dedim.Ortadaki masada büyük bir kahvaltı sofrası varken ilk defa bu kadar çok acıktığımı hissetmiştim."Abi yeter artık ev hanımı olduğun"dedi Gökhan.Ardından bakışlarım Poyraz'a kaydı.

Neskafe mi yapıyordu bu çocuk? "Ayıp ettin.Türküler misafirperverdir" dedi göğsünü kabartıp.Poyraz ve Misafirperverlik ha?? İki kelime bile birbirine zıt."Ben hallederim Poyraz otur sen" diyerek ona yaklaştım. Kaynamak üzere olan suyu bir de ben bakıp bütün bardaklara toz neskafeyi döktüm. Poyraz ellerini belime götürüp arkadan sarılınca boynuma sesli bir öpücük bırakıp "Elimi sıcak sudan soğuk suya koymayan kızım..." dedi.Birden ona dönmemle yanağıma dudaklarını bastırması bir olmuştu zaten.Arkadan 'ooo'lama sesleri gelince kendimi geri çekip yine utanarak başımı Poyraz'ın göğsüne koydum.Niye 'ooo' diyorlardı ki? Bu normal bir şey sonuçta bu dudağımı öpmedi ki yanağımı öptü.Poyraz ellerini belime sarıp kendine bastırdıktan sonra kafamı daha çok gömdüm boynuna..

"Önünüze dönün lan!! Utandırmayın kadınımı.."

Poyraz güçlü ve bir o kadar da kalın sesiyle bağırınca kıkırdayarak başımı kaldırdım.O da bana göz kırptıktan sonra,alnıma dudaklarını bastırıp kulağıma yavaşça eğildi ve "Ben varken hiç kimseden utanamazsın." dedi.Hafifçe gülümsedikten sonra başımla onayladım..Herkezin içinde bile kalbim nasıl atıyordu..Yanaklarıma da lanet olsun kalbime de...

Hafifçe gülümseyip benden ayrıldıktan sonra bende telaşlı bir şekilde kaynamış suyu bardaklara doldurdum.Karıştırdıktan sonra hepsine birer birer verip Poyraz'ın yanına kuruldum.Elindeki krebi çatala doladıktan sonra "Abin sana şimdi Kahvaltını yaptıracak aç bakayım ağzını.."

Bu ne yaaa çocukmuşum gibi herkezin önünde....

Gözlerimi devirip bana uzattığı krebi ağzıma aldım."Ben kendim yerim bırak şunu!"

Elinden çatalımı aldığım gibi kendim yerken o da neskafesinden bir yudum aldı.Simgeyle Gökhan'a kaydı gözüm.Allahları var ikisi de uzun boylu yakışıyorlardı birbirlerine.Gökhan kolunu Simge'nin sandalyesine uzatmış ağzındakini çiğnerken bir yandanda Simge'nin sohbetini dinliyordu...Gerçekten Gökhan'da Poyraz kadar sert ve ciddi görünüyordu.İkisi de mafya filmlerinden çıkmış gibiydiler. Ama Semih öyle değildi sanki.Biraz daha sevecen yumuşak sesli birisiydi bana kalırsa..."sen ne düşünüyorsun Deniz?" bana seslenen Esin'e çevirdim başımı. İyi de ben dinlemedim ki bunların sohbetini.."Tam anlayamadım bir daha söyler misin?" diye sordum.Hafifçe tebessüm ettikten sonra "Simgeyle yeni sezon ürünlerini konuşuyorduk.Sen neler almayı düşünüyorsun diye sordum" dedi.Kaşlarımı hafifçe havalandırıp arkama yaslandım."Valla pek takip etmiyorum.Fazla alışveriş yapan makyaj kullanan bi kız değilim.Sade halimi seviyorum." dedim.

Bu kızlar neden bu kadar alışverişe düşkün oluyordu bilmiyorum.Ardından gözlerim Poyraz'ı bulmuştu.Bana dönük olan bedeniyle birlikte sırıtıyordu."Poyraz'ın kızı doğallıktan yana ha...ouvv" dedi yine Esin.Bu söyleyişine güldükten sonra Poyraz kolunu boynuma atıp kendine çekti ve dudaklarını yine saçlarıma götürdü."Şu dana dediğin aslanın,ceylanı olur musun?" diye kulağıma yavaşça fısıldadı.Dudaklarımı birbirine bastırıp güldüm.

Ne kadar da güzel konuşuyorsun sen ya öyle...Yüzüne bakıp "Evet.Ceylanın olurum." dedim.Kafamı göğsüne koyup sıkıca sarılırken derin bir iç geçirerek bana sarıldı.. "Sanırım artık kalkmalısınız" dedi Poyraz...

Hani misafirperverdi bu adam? "Sen Denizle yanlız kalmak istiyorum desen-"

"Evet Semih.Denizle yalnız kalmak istiyorum.Hadi abicim.!" Poyraz'dan ayrılıp tam 'oturun kalkmayın diyecekken Poyraz "Sen niye kalktın.Al bakayım eski pozisyonunu.Onlar gider kendileri dimi?" oflayıp başımı iki yana salladım. Gerçekten kovuyordu arkadaşlarını...Bizimkiler ayaklanınca Poyraz'ın adına özür diledim.Bu adamda gerçekten saygı diye bir şey yoktu."Olsun Deniz.Biz alıştık onun bu huyuna.Bi iyi oluyor bi kötü.Boşver hadi görüşürüz"diyerek yanağımı öptü Semih."Pekala yine gelin.Bakmayın siz buna."deyip güldüm...Gökhanlar gidince Poyraz'a söylenmek için mutfağa geri döndüm."Tam bir öküzsün Poyraz.Öyle denilir mi hic insanlara??!" kolumdan tuttuğu gibi yanına çekti beni.

Öküz...

"Ben böyleyim güzelim.Herkez alışık bi sen değilsin" dedi."Seninle yalnız kalmak istememin neresi suç?"

"Suç mu dedim ben?"

"Evet." gerçekten herkez bu huyuna alışıksa bana mı bu kadar farklı geliyordu... Bende alışsam iyi ederim herhalde..."Akşama hazırlan. Davet var yine.Babamda katılacaktı ama yine iş toplantısı varmış."ardından Kollarımı sıkıp "Sakın öyle baldırlarını gösterecek bir şeyler giyeyim deme kafanı koparırım.Duydun mu beni?" başımı sallayınca durmayıp "Duydun mu dedim!!" diye bağırdı. Kulağımın zarı patlamıştı resmen ya.. "TAMAM!!" diye bağırdım bende...Manyak!! Kollarını benden çekince "Odamdayım çalışıyor olacağım.Önemli bir şey olmadıkça gelmezsen sevinirim." diyerek mutfaktan çıktı.

Gerçekten bu duygu değişimleri ona göre değildi. Bazen beni bile korkutuyordu.Gerçekten çok garipti.

********

Saat epey geç olunca yine ders kitaplarımı kapatıp masama geri koydum.Anca zamanımı ders çalışmakla geçiriyordum.Saate bir kez daha baktıktan sonra dolabıma yöneldim.

Hadi bakalım Deniz.Simdi ne giyeceksin?

Oflayıp kapakları açıp askıda duran kıyafetlerime göz gezdirdim.Gerçekten bu davetlerden bıkmıştım artık. Hele bi de Poyraz varsa.Yok açık giyme yok baldırlarını kapat.Derin bir nefes alıp rast gele siyah deri bir elbise çıkardım.Önü göğüslerime kadar fermuarlıydı ve bu benim için bi avantajdı..

Arka fermuarı çekemiyorum da.Üzerime geçirip etek ucundan başlayıp mont giymiş gibi önüme çektim fermuarı.Sıfır koldu ve o kadar da açık değildi. Ayakkabı olarak da siyah yüksek topuk stiletto ayakkabılarımı giydikten sonra Saçlarımı yine düzleştirerek sol tarafıma doğru aktardım.Hafif görünen siyah göz makyajımı yapıp ardından dudak parlatıcımı sürüp bir kaç bileklik takıp telefonumu avucladım.Poyraz mümkünse odasındaydı çünkü girdi gireli hiç çıkmamıştı odasından.Bende girip hazır olduğumu söyleyecektim.Umarım bacaklarıma bir şey demez.

Kapıyı iki kere tıklattıktan sonra içeriye girip kapıyı kapattım. Tanıdık bir ses benden önce davranıp "Hazırlandın mı?" diye sordu.Gülümseyip sözün sahibine baktım.Yine kusursuz görünüyordu... Her şeyi ile..

"Evet"diyerek yanına yaklaştım." Umarım vaktinde hazırlanmışımdır"

Beyaz gömleğinin kol düğmelerini ilikledikten sonra bana döndü. Beni süzdükten sonra gülümseyip "güzel olmuşsun" dedi.

Sende öyle..

"Teşekkür ederim." dudaklarıma doğru kondurduğu tutkulu öpücükle Gülümseyip benden ayrıldı ve belimi kavradı..."Her halinle güzelsin."yine muzipçe gülümsedikten sonra odasından çıktık.

Saatler birbirini kovaladıktan sonra arabasıyla birlikte yine lüks bir geniş otele gelmiştik."Burada paparaziler yok hele şükür. Elini tutabilirim."kolumu uzatıp tutmasını bekledim hemen.Sıcacık eli yine elimi terletsin istiyordum.Arabayı kilitledikten sonra ona doğru uzattığım elimi tuttu."Ama ne yazık ki içeri girince elini bırakmak zorundayım."dedi.Sıkıntıyla iç geçirdim. Elimi tutması ilk isteyeceğim şeydi aslında.Ama insanlar bizi abi kardeş olarak bildikleri için ne yazık ki ellerimiz ayrılacaktı...

Ünlü olmanın zararları...

İçeri girince elini çekip sırtıma yerleştirdi."Şimdilik bununla idare edebiliriz sanırım"diyerek göz kırptı.. İkimizde sesli bir şekilde gülerken herkezin bizi alkışlamasıyla ve üzerimizde konfetiler patlamasıyla son bulmuştu... Ben şaşkınca üzerimize dökülen parlak renkli kâğıtlara odaklanmışken herkezin "Alev kovuldu!!!!" diye bağırmasına kulak kesmiştim.Poyrazla birbirimize bakıp gülümsedik.O sarışının bütün herkeze yaptığı sıkıntı bariz belli oluyordu..."Poyraz başkan çok yaşa!!!!" sonunda gülümsemem sesli bir kahkahaya dönüşmüştü. Gerçekten herkez Alev denen kadından şikayetçiydi anlaşılan.Ve sonunda bu musallat olayından kurtulmuştuk...

Saniyeler sonra benim adımımı da tezahürat yapmaya başlamışlardı..Utanarak ellerimi yüzüme koydum.

Alevden bu kadar çok nefret ettiklerini bilmiyordum... Demekki Sürtük olduğunu herkez duymuştu ve biliyordu... Herkez bir süre sonra dağılınca bizde uzun bar masalarından birine geçtik.Ben etrafa göz gezdirirken Poyraz "Bu sefer içki içmene izin vermeyeceğim. Kendine soda falan söyle" dedi.Gözlerimi devirerek ona baktım.

"Emredersin."

Biraz sohbet ettikten sonra Poyraz çok kısa bir iş konuşması yaparak tekrar yanımda bitti.Konuşurken ki el hareketleri hafif tebessüm edişi ve nezaket sözleri...Tam da bi kızın başını dönderecek türdendi.Ben bile ağzım açık onu dinlemiştim.Yanıma gelip yanağımı öptüğünde "Poyraz yapma ama yanlış anlaşılacak" diye çıkıştım."Allah allah.Kardeşimin yanağını öpemem mi yani?"Poyraz göz devirip başka yöne baktıktan sonra bakışları ciddileşti..."Hassiktir..." diye mırıldanıp ciddileşirken bende tek kaşımı kaldırıp "Noldu Poyraz." dedim.Gerçekten aniden gerilmesi beni de bir yandan korkutmaya başlamıştı. "Bu Piç hala burada mı ya!?" dedi bana dönerken."Kim!!?"

"Burus"dedi tek seferde.

Burus??

Şimdi hatırladım.Kumar oynadığımız adam...Sapık olan...Gözlerim onu bulmuştu hemen.Yine uzun boyuyla insanların arasından geçerken siyah deri ceketiyle beraber siyah giyimi onu yine korkunç derecede gösteriyordu. "Görünüşe göre bizi arıyor gidelim." diyerek elimi avucladi...

Ah yine mi aksiyon!!!

Elini sımsıkı tutarak arkasından ilerlemeye başladım.Burustan gerçekten çok korkuyordum..."Poyraz bizi bulmadan gideriz dimi?" diye sordum...

Artık titremeye başlamıştım.

"Bilmiyorum Deniz sen sadece sus.Ben halledeceğim.Arka kapıya da adamlarını dikmiş.." dedi beni başka yöne yönlendirirken.Beni otelin deposuna sokup kapıyı kilitledikten sonra cebinden telefonu çıkardı. ardından "bi de bu çıktı sikimden" diye sinirle söylenmeye başladı...Saniyeler sonra telefonunu kulağına götürdü ve başını geriye doğru attı."Alo Gökhan.Burus ve adamları burda.Arka kapıyı sarmışlar çıkamıyoruz.Ortalık haber ver bana.Biz depodayiz Denizle." dudaklarını birbirine bastırıp elini beline yerleştirdi. "Tamam.Mutlaka ara." dedi ve telefonu kulağından çekti.Oflayarak bana baktı.."Buradan sağ çıkarız dimi Poyraz?" altında saf ve 5 yaşındaki çocuk lafı yatan cümleme dayanamayıp beni de alarak yere oturdu.İkimizde sırtımızı kapıya dayayarak Poyraz'ın kolunun altına yerleştim.."İkimizde sapasağlam çıkacağız merak etme Ceylanım... " birden güven alarak kolumu karnına sarıp daha çok sokuldum ona.İnşallah burada bulmazlardı bizi...

**

Poyraz'ın telefon sesini duyunca yavaşça açtım gözlerimi.Kolunun altından yavaşça çekilirken elini cebindeki telefonuna götürdü. Hafifçe kestirmiştim Poyraz'ın kollarında...Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım."Gittiler mi Gökhan...?" Poyraz Gökhan'ı biraz dinledikten sonra bakışları yumuşayarak "Tamam sağol." diyerek kapattı telefonu. "Hadi güzelim gidiyoruz." dedi bana bakıp.

Hele şükür..

Poyraz'ın yardımıyla ayağa kalktım. Bi an önce eve gitmek istiyordum artık. Kapıdan çıkınca yine elimi avuçlayarak hızlı adimlarimızla mekandan çıktık.Kendimi arabasına atarken derin bir nefes aldım.

Bas belası rus manyağı musallat olacaktı başıma.

Yola koyulurken "Kurtulduk" dedi Poyraz. "Evet.Nihayet" diye karşılık verdim bende."Uzun bir geceydi" hafifçe sırıtıp "İkimiz için yeni başlıyor bence gece." diye göz kırptı...

Ne??

Hayır!!!

İkinci bi aksiyonu kaldıramazdım. Hemde hic.."ah hayır poyraz.Şu an tek isteyeceğim şey uyumak. Lütfen..."diye yalvardım..

Eve nihayet gelince Poyraz sessiz olmam için eliyle işaret etti.Yine elimden tutarak beni merdivenlerden yukarı çıkarmaya başlayınca topuklu ayakkabılarımın ses yapmaması için,çıkarıp elime tutuşturdum.Yatak odasının kapısı açıldığı gibi kendimizi benim odamda bulmuştuk.Kollarımı Poyraz'ın karnına dolayıp hafiften kıkırdarken o da gülmesine engel olamayıp "Şşştt Annen duyacak" diye fısıldadı.Aralık olan kapımdan Poyraz bakınca,ardından bende boynumu yükselterek baktım.Annem uykulu bir şekilde aşağı iniyordu.Poyraz'da tam çıkmak üzereyken kolundan kavradım...

"Gitme.Yanımda kal.."

********************

Olaylı bir bölümdü sanırım...Bolum hakkındaki düşüncelerinizi bekliyorum mutlaka...Hoşçakalın...

Continue Reading

You'll Also Like

467K 22K 19
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...
812 166 21
Gözlerimizin önünde bulunan binlerce belkide daha fazla madde var. Gökyüzü, yeryüzü, güneş, ay, yıldızlar, canlılar, cansızlar, gözümüzün gördüğü, k...
206K 13.6K 57
Hayır olamaz kesinlikle olamaz 'o burada' derken gözlerimi kapattım ve balkonun demirlerine sıkı sıkı tutundum. Dönmeyecektim bu nedenle kendimi kor...
Lacrimosa By İpek Oktay

General Fiction

2.2K 1K 9
"Karanfiller" dedi Lavin buz grisi gözlerinin içinden. Bense eski tanıdık o hikayeyi perde arkasında okurken konuştum. "Karanfillerin hikayesini bili...