Üvey Abim (Tamamlandı)

By _Valerian_

19.1M 604K 119K

Adam güçlü esen bir Poyrazdı.Kız ise kendi sularında boğulan mavi bir Denizdi.Adam çok acımasız ve kendini dü... More

ÜA-TANITIM
ÜA1-
ÜA2-
ÜA3-
ÜA4-
ÜA5-
ÜA6-
ÜA8
ÜA9-
ÜA10-
ÜA11-
ÜA12-
ÜA13-
ÜA-14
ÜA15-
ÜA16-
ÜA17-
ÜA-18
ÜA-19
ÜA20-
ÜA21-
ÜA22-
ÜA23-
ÜA24-
ÜA25-
ÜA26-
ÜA27-
ÜA28-
ÜA29-
ÜA30-
ÜA31-
ÜA32-
ÜA33-
ÜA34-
ÜA35-
ÜA36-
ÜA37-
ÜA38-
ÜA39-
ÜA40-
ÜA41-
ÜA42-
ÜA43-
ÜA44-
ÜA45-
ÜA46-
ÜA47-
ÜA48-
ÜA49-
ÜA50-
ÜA51-
ÜA52 +18
ÜA53-
ÜA54-
ÜA55-
ÜA56-
ÜA57-
ÜA58-
ÜA59-
ÜA60-
ÜA61-
ÜA62-
ÜA63-
ÜA64-
ÜA65-
ÜA66-
ÜA67-
ÜA68-
ÜA69-
ÜA70-
Şirinelerim Bi bakın Önemli!!
ÜA71-
ÜA72-
FİNAL.
1.
2
3.
4.
Kesit.
5
6
Son

ÜA7-

394K 12.7K 4.1K
By _Valerian_

MEDYA Poyraz..

Sözleri,Nefesi,Kokusu,Yakın oluşu.. Beynimin her tarafına işkence eder gibi giriyordu.Her lafının altında da bir şeyler yatıyordu..Kendimden geçmiştim adeta.Ne söyleyeceğimi bile bilemiyorum.Sadece..sesli bir şekilde yutkunup tuttuğum nefesimi yavaşça aralık olan agzımdan verdim.Böylelikle kalkmış olan göğsümde iniyordu..O da rahat bir nefes verip kafasını boynumdan çekmeyerek "Bu oda sen kok istiyorum." gelde nefesini tutma şimdi."Bu oda yalnızca sen kokmalı" diye üstüne basa basa tekrar söylemişti."Anlaşıldı mı??" başını çekerek yüzüme sabitledi.Titrekçe başımı salladım..."Şimdi uyu" diyerek kolunu çekti ve arkasına dönmeden kapıya ilerleyip çıkıp gitmişti. Hala kendine gelememiş Denizi arkasında bırakıp gitmişti.

Bu neydi böyle?? Kalbim lütfen sakinleş..her şey yolunda..şöyle hızlı atmaktan vazgeç.Göğüs kafeslerimi deldin yemin ediyorum..içimden kalbime seslenmeye başladım..Delirmistim herhalde...

Hala daha soğuk duvarda dayalı olduğumu yeni anlayarak,kendime geldim ve yatağıma ilerledim.Yavaşça uzanıp cenin pozisyonu alırken gözlerimi kapatıp uykuya daldım.

************************

Deli bir şekilde yattığımı gördüm yatakta.Ayaklarım başka yerde,kafam ise her an yataktan düşecekti...Hemen doğrulup saate baktım.

12:30..

Yuh..sığır gibi uyumuşum mübarek. Kalktigim gibi bonyoma girerek kısa bir duş aldım.Kurulanıp iç çamaşırlarımı giydim.Su yeşili şortumu üstüme ise kalın askılı siyah bir bluz geçirip adidas ayakkabılarımı da ayağıma geçirdim.Saçlarımı ise gevşek bir şekilde kılçık örerek eyelinerımı gözlerime çektim ve sırt çantamla aşağı indim.

Bu gün Fakülteye gitme vakti...

Poyraz geldi aklıma.Evet ismini duyunca bile yanaklarımın elmadan farkı olmuyordu...

Anlayana..

Önüme bakarak birazda utangaç tavırlarımla arka bahçeye doğru ilerledim.Önüme düşen kırpmamın ardından Poyraza baktım.

Bana hic bakmıyordu ve kahvesini yudumluyordu..

Duygusuz herif!!

"Günaydın Denizcim" Yekta amca tüm samimiyetiyle bana bakıyordu. Hafiften gülümseyip bende "Günaydın diyerek sofraya oturdum.Oturduğum an gözleri beni bulmuştu...

Bakma bana ya öyle..

Dudaklarımı aralayıp gözlerimi kaçırdım ve kahvaltıma döndüm.

"Baba ben kalkıyorum.Toplantı var biliyorsun.Geç kalmayayım"Poyraz sofradan kalkıp telefonunu ve bir kaç kâğıtlarını düzeltti." Tamam oğlum bende geliyorum birazdan." Poyraz bana son bir bakış atıp yanımdan ayrılırken,bana doğru yaptığı rüzgarı tüm kokusunu hissetirmeme sebep olmuştu..

Ve Deniz Soysal'ın kalbi yeniden hızlı atmaya başlar..

Bir kaç bir şey daha atıştırdım ve ardından bende kalktım."Bende gitsem iyi olacak.Hoşçakalın" diyerek evden ayrıldım..

"Bin şu arabaya" sakin ve birazda emir dolu tanıdık sesi duymuştum..

Akşam o kadar laf ediyor, sonra hic bir şey olmamış gibi emir dolu sözcüklerine devam ediyor.

Nasıl bir adamdı bu?? "Bu gün yürüyeceğim toplantın varmış hem.Git sen!" kaldırımda yavaş adımlarımla yürürken o da arabayı yavaş sürerek hizama getirip sürüyordu."Bir daha söylemeyecegim Maviş.Bin şu arabaya." durup bekledim.O an oda fren yaparak durdu ve bana bakmaya devam etti."İstemiyorum diyorum anlamıyo musun gittt!!"

"İyi sen bilirsin." deyince gazı körükleyip gitmişti.Manyak.Burada daha üstelemesi gerekiyordu ama...

Kollarımı göğsümde bağlayıp kaldırımda yürümeye devam ettim...

***************************

"Rüzgar dün seni sordu biliyor musun Deniz?" kendimi test sorularina o kadar çok vermiştim ki "ha??!" diye bir kelime çıkmıştı agzimdan."Sen beni dinlemiyor musun??"en sonunda kafamı kaldırdım ve Simgeye baktım."Test cozuyordum dikkatimi sana vermedim şimdi söyle" diyerek elimi çenemin altına aldım ve maviş gözlerine baktım."Diyorum ki..Rüzgar seni sordu dün."

"Eee.." dedim boş bir yere umursuz bakışlarımı atarak."Ne olmuş yani??" gözlerini müthiş bir şekilde devirdi."Sen buraya gelirken kafana saksı falan mı düştü Deniz?? Rüzgardan bahsediyorum...Rüzgardan.."

"Bende diyorum ki ne var bunda?? Sorarsa sorsun ne var yani ne yapmamı bekliyorsun ki??" ağzını bir karış açmış şaşkınlıklar içerisinde bana bakıyordu."Yuh diyorum sana başka bir şey demiyorum Deniz...Neyse hadi kalk yürü.Ders çalışa çalışa beynin yandı senin.Mantık yürütemiyorsun"

Hakikaten beynim yanmıştı doğru.Çok ders çalışmak beni yoruyordu ama bundan şikayetçi değildim.Sınıfa girince yerime oturacakken Rüzgar kesmişti önümü."Dün neredeydin çok merak ettim!"

Beni merak mı etmişti?

"Biraz rahatsızdım.Ondan gelemedim." gözlerini kapatıp başıyla onayladı."bu gün yine bir şeyler yapar mıyız??"

"Aslında olur ama bu günlerde hiç dışarı çıkasım gelmiyor.Evde oturup dersimi falan çalışacağım.Fazlasıyla aksattim çünkü.Belki başka bir zaman"

"Tamam şimdilik böyle dediğin gibi olsun.Seni arayacağım" dediğinde yerine doğru ilerledi.

Seni arayacağım ne ya?? Gözlerimi devirip bende yerime oturdum Ve Simge'nin merakla açılan gözlerine baktım."Ne dedi Deniz ne dedi??" arkama yaslandım.Rüzgarın bana olan yakınlığını görmedim değil...

Bunu yakin arkadaşlığına veriyordum.."Bana yine birlikte bir şeyler yapalım mı diye sordu.Bu arada meraklanmis ben gelmedim diye.Reddettim.Ders çalışacağım falan dedim.."

"Salaksin sen.Niye reddettin.? Kabul niye etmedin kızım? Çocuk senin ayağına geliyor senin yaptığına bak." garip garip bakmaya başladı bana.

"Malmışım gibi bakmayı kes Simge.Görüşmek buluşmak istemiyorum olamaz mı? Çok meraklıysan git kendin soyle bir şeyler yapalım mı diye??"

"Tamam be kızım.Ne atarlanıyon hemen?? Bir şey dedik sanki.Yakışıklı çocuk onu demek istedim.Ne yaparsan yap.Karışmıyorum" ters bir bakış atıp kafamı kitaplarıma gömdüm.

Bir yandan kalemimi elimde döndürüyor bir yandan da hocayı dinliyordum.Tanıdık bakışlarının üzerimde olduğunu hissedince sınıfa bir goz gezdirdim ve O bakışları buldum.

Rüzgar...

Kafasını koyu tahta sıralara gömmüş bana bakıyordu.

Niye??

Niye ben kardeşim.?? Neden bu kadar yakışıklı erkekler beni buluyor??

Gözlerimi tavana dikip derin bir of çektim.

Sıkılıyorum...

"Evet Deniz.15.soruyu oku ve cevapla bakalım " dedi orta yaşlardaki kadın.Başımı tamam anlamında sallayıp önümde duran soru kitabından 15. soruyu okumaya başladım..

Soruyu uzun süre düşündüm.Zordu ama bilene tabiki."E" dedim şıkkı söyleyerek.Kafadan filan atmamıştım.Düşünerek ve emin olarak "E olacak hocam eminim" diyerek kesinleştirdim.

O da uzun süre gözlüklerinin üstünden soruya baktı ve gülümsedi."Bu soruyu anca sen yapabilirdin zaten.Aferim sana." Başımı gülümseyerek eğdim.

Rahattım.Heyecanlı olsaydım eğer, Hiç bir soruyu doğru düzgün cözemezdim..Bu benim eğitim hayatımın takdiklerinden birisiydi.

*****

"Hadi canım görüşürüz" Simge yanaklarıma bıraktığı sulu öpücük ile yanımdan ayrılırken bende kaldırımda her zamanki gibi yürümeye başladım....

Eve vardığımda ,Poyraz gömleğinin düğmelerinin büyük bir kısmı açık koltukta yayılmış bir şekilde sersemce yatıyordu."Oğlum içme artık.Bak sarhoş oldun.Toparlan.Ender seni böyle görmesin" Poyraz,elindeki içkisinden büyük bir yudum daha alıp kafasını geriye yasladı.İçeriye yavaş adımlarımla girince ilk Yekta amcaya baktım."Hah Deniz gel kızım.Benim çok acil bir işim çıktı ama...Görüyorsun" dedi Poyraz'ı kafasıyla işaret ederek."Bırakamadım.Yine bir şeye sinirlenmiş.Ne zaman sinirlense sarhoş olasaya kadar içer " ne demeliyim??

Şu an acaip derecede yakışıklı görünüyordu.

Gömleğinin arasındaki kaslı göğsü.. Dağınık saçları..İnanılır gibi değildi."İşiniz varsa...Ben Poyraz...yani abimle ilgilenebilirim" gözlerini Poyrazdan çekip bana baktı."Emin misin yani..."

"Eminim.Sorun değil.Tıp okuyorum sonuçta.Ona da sağlıkla ilgilenirim"

"Pekala" dedi kafasını kaşıyarak.."Çok geç kalmam.O zamana kadar Poyrazla ilgilensen yeter " dedi.Başımla onayladım.Yekta amca çantasını da alıp evden ayrılırken gözlerim Poyraz'ı bulmuştu yine.Boşta kalan elini alnına koyup ovuşturdu.
O an parmak eklemlerinde olan yaralarına kaydı gözüm...

Kan içindeydi..

Evet..Her bir parmağının eklem yerleri yara bere içindeydi...

Panikle çantamı koltuga fırlatıp yanına oturdum ve elini tuttum."Bune Poyraz?? Kavga mı ettin sen??!!" dedim panikle..Elim ayağım birbirine girmişti sanki.Bir bana birde ellerimize baktı. Başını iki yana sallayıp sırıttı."Cevap ver kavga mı ettin??" yine bir süre bir şey demedi ve şansını susmaktan yana kullandı."Anlaşıldı" diyerek doğruca banyoya girdim. Ecza kutusundan gerekli malzemeleri elime tutuşturup merdivenleri inmeye başladım.

Dizlerim titriyordu aklıma geldikçe...Neden böyle oluyorum bilmiyorum ama...

Sanırım onun için korkuyordum..

Yanına hızlı adımlarımla yaklaştım ve malzemeleri sehpaya koydum..

Ardından elindeki içkisini de bir hışımla elinden aldım."İçme artık.Her ne olduysa buna bi son ver!!" diyerek uzak bir yere koydum.

Yanına oturdum hemen.Elini avucuma koyup pamuğa sürdüğüm tentürdiyotu parmaklarına sürmeye başladım..

Hiç bir duygu belirmemişti yüzünde.Sızlama gibi acı çekme gibi..Sadece boş gözlerle bana bakıyordu...

Hiç mi canın yanmıyor be adam!!

Benim bile seni böyle görürken canım yanıyor..Duygusuzsun Her zaman..

"Ne haltlar yedin yine bir bilsem.Ne bokuma içip de kendine zarar veriyorsun onu da bilmiyorum.Sadist falan mısın sen?? Yarın soracağım bunları sana ama...Tabi cesaretimi toparlayabilirsem..Senin yanında bile rahatça konuşamıyorum ki.."

Bütün parmaklarına tentürdiyotu bastırdıktan sonra teker teker hava alabilen yara bantlarından yapıştırdım.En azından sabaha kadar durabilirdi."O bantları çıkartmıyorsun.!" şimdi emir verme sırası da bendeydi.."Benim için endişeleniyor musun?"

Lan bu sarhoş değil ya...

Normal insan gibi konuşuyor..Özellikle de her zamanki gibi ciddi bakışları vardı...

Benim salak kafam.Adam sarhoş diye önüne geleni söyledin hadi bakalım..

"Ha..hayır..Ne alakası var canım??"

Yine sırıtıp ayağa kalktı."Yanakların ve gözlerin öyle demiyor ama.." dudaklarını birbirine bastırdı."Duş alacağım.Bu arada pansuman için teşekkürler.Benim için endişelenmen de gözümden kaçmadı değil.Şimdi ben çıkana kadar da yemek hazır olsun." ardından gömleğinin teker teker düğmelerini aça aça yukarı çıkmaya başladı...

Mutfağa gittim ayaklarımı sürüye sürüye..

Harika.

Yardımcımız bile yoktu..

"Yine yemek işi sana kaldı Deniz".

Başımı kaşıyıp buz dolabına yöneldim.

Herhalde yiyecek bir şeyler vardır dimi??

Hayır yok.

Yok....Şimdi işin yok yemek yap hadi bakalım Deniz.

Sandiviç mi yapayım ne yapayım??

Bu öküz Poyraz bi sandiviçle doymaz ben söyleyeyim..O zaman tek bir seçenek kalıyor.

Meşhur yemeğim.Soslu Makarna.

Yapacak bir şey yok.Onu pişirmek zorundayım.Çünkü en az Poyraz kadar bende açtım...

Dolaptan iki domates ve salça çıkardım.Domatesleri rendeleyip Salça ile beraber zeytinyağı ile birlikte pişirdim..

Bu sosuydu..

Soğuması için bir kenara bırakırken,Orta boy tencelerden çıkarıp yarısına su doldurdum ve ocağa koydum.." Amanda aman..Benim kızım büyümüş de yemek mi yaparmış.Bok de bakayım kızım.." Poyraz yanıma gelip saçlarımı alayla okşadığında gözlerimi kısarak geri çekildim."Şu kaynayan suyu görüyor musun Poyraz??.Bence Sadistlik yapıp bu kaynar suyu tependen aşağı boşaltabilirim".

"Aman Aman.Kalsın.Onca tavladığım kızlar boşuna gider yoksa"

"Midemi bulandırıyorsun"

"Başka hangi tarafın bulanıyor söyle.Öpünce geçer belki" Yok bu herfi tam bir hastaydı.Ya sabır çekip Uzun çubuk makarna paketini açtım ve posetini de Poyraz'ın yüzüne firlattim.

"Çöp ağzına giriyor kadın.Atsana çöpe"

"Pardon ya seni çöp kutusu zannetmiştim.Ondan attım."

"Bende seni insan zannetmiştim ama neyse.."

Islak saçlarını elleriyle karıştırdı. "Ya yapma şunu.Yemeğin içine girecek saç kılların" Çubuk makarnaları da ikiye kırıp tencereye attım.Ve kabarmasını bekledim. "Bunları düşünecek kadar akıllımıydın sen??"imalı bakışlar atıp bana bir adım yaklaştı.

Geri cekilmedim." Her zaman akıllı ve zekiydim.Ne zannediyorsun beni sen??" düşünür gibi yapıp gözlerini tavana sabitledi.."Ben seni aslında..Saf, biraz Gerizekali,başka...utangaç..daha saymamı ister misin??"

"Hayır sus bence"

"Susarsam bence daha fena olur"

"Ne gibi??" dediğimde hayince sırıttı.Sonra işaret parmağını burnuma sürterek geri çekti.Arından parmağını yalayıp "Sos güzelmiş" dedi..

O an burnumda da bir yaşlık hissedince domatesli sos olduğunu anladım...

Gerizekali..."Offf Ama Poyraz ya.." kısık seste kahkahasını atıp burnuma baktı."Şirineee!!" diye bağırınca yanağına acımayacak şekilde tokat attım."Çekil önümden" arkasında duran rulo havluyu alacaktım ama izin vermiyordu Piç."Mavi şirinemm!!"

"Sensin be şirine.Çekil Önümden Poyraz..." kollarından tutup ittirmeye çalışıyordum ama nafile.Kaya gibi sapasağlamdı.

Hala daha rulo havluyu almak için terler dökerken,Poyraz'ın ellerini birden baldırlarımda hissettim.Beni havaya kaldırdığında ağzımdan çıkan çığlığa engel olamadım.Refleks olarak da kollarım boynuna gitmişti tabi.

Bu hareketime sadece gülümsedi ve beni tezgaha oturttu.Ellerini bacaklarımdan çekip rulo havluya yöneldi."Bu kadar cırlayacağını bilseydim.Yapmazdım" dedi."Öyle mi Poyraz efendi??" bende parmağımı bandırıp çıkarttım ve burnuna sürüp çektim.Ardından bende parmağımı yalayıp "ellerime sağlık "dedim.Güzel yapmıştım ama. Aniden bacak arama girip son derecede yoğunlaşmış kahve gözlere baktım." Normalde sana burnumu yalatirdim ama,dua et ki böyle bir şey yapmıyorum " dedi.

Ardından ellerimi açıp fatiha suresini hızlı bir şekilde okuyup ellerimi yüzüme gotürüp indirdim.."Bak dua ettim işte" çapraz bir gülüş yaparak "iyi.En azından bunu biliyorsun" dedi.

Başını iki yana salladı ve rulo havluyu koparttı.Ardından burnuma götürerek yavaşça silmeye başladı.Ondan sonra kendi burnunu da silerek peceteyi çöpe attı."Artık kıçını yırtmazsın umarım"

"Sende Şirineee!! diye bağırıp özel bir taraflarını yırtmazsın umarım"

"İlk yırtarsam senin haberin olur zaten."

"Bi git ya.." diyerek yüzümü buruşturdum. "Yine alnına yanaklarına ve...dudaklarına..Sos yemek istemiyorsan...Anladın sen onu!!"

"Poyraz önümden çekil artık.Makarnayı unuttum" bıkkınlıkla ofladı.Belimden kavrayıp beni yere indirince ocağın başına vardım hemen.Makarnayı süzüp iki tabağa boşalttim.Sosu yağlı olduğu için Makarnayı ayrı olarak yağ koymadım.Zaten sade yerdim.Sosu bu öküz Poyraz doymaz diye yapmıştım.

"Seninkisi niye sade??"

"Ben böyle seviyorum" dedim ağzıma tıkarken..Yüzünü buruşturup "Yağsız tuzsuz.Birde??" dedi."Poyraz sus artık!!"kolam vardı zaten.Ben hep böyle yerdim bunu.

"Şirine aç bakayım ağzını!!" maviş bitti Şirine başladı şimdi.

Catalına doladığı sosundan kıpkırmızı olmuş Makarnayı bana tutuyordu.Yerdim aslında ama...

İleri iterek "Yemeyeceğim çek şunu!!"

"Yemediğin an sana ne söyleyeceğimi biliyorsun Şirine.Şimdi aç ağzını"

Evet biliyorum...

Domalan ye!!

Ağzımı açtığımda gülümseyerek çatalı ağzıma götürdü.O anda Makarnayı da cataldan dişlerimle sıyırarak çignemeye başladım...

Ne güzelde yedirmişti piç herif..

"Afiyet olsun gençler"İçeri Annem ve Yekta amca girince,Poyrazla ilk birbirimize bakıp gülümsedik..Beni tezgaha oturttuğu an gelselerdi...

Biterdim.."Biz yatıyoruz.Baya bi yorulduk.Size iyi geceler." dedi Yekta amca.Bu saate ne yatması ya..

"İyi geceler " dedim gülerek.

"Sen buraları toparlarsın artık"Poyraz geğirip arkasına yaslandı.

Pislik!!

" Emredersin beyim.Başka??"

"Beyim demek ha..Karım olmaya bu kadar hevesli çıkacağını bilmiyordum Şirine."

Ne karısı ya..Ay buna bir şey söylemeye de gelmiyordu.

Tam cevabını verecekken,kapı çalmıştı.Çapraz bir gülüşle yerinden kalkarak "Ben bakarım" dedi.

Arkasına dönüp normal adımlarıyla uzaklaşırken,kapı caldığına lanet ediyorum.Ne güzel yapıştıracaktım cevabını...

Ayağa kalkarak iki tabağı da alıp makineye yerleştirdim.Bardakları daha içini calkalayıp tekrar aynı bir şekilde mekinaya yerleştirdim.

İçeri sinirli bir şekilde elinde papatya demetiyle geldi Poyraz.Elindeki buruşturmus kağıdı çöpe attıktan sonra çiçek demetini bir hışımla tezgaha koydu."Sanaymış!!" dediği gibi mutfaktan çıkması bir olmuştu.

Şaşkın Denizi arkasında bırakmıştı.

Orta tezgaha bıraktığı çiçeğe yönelip elime aldım..

Kim bana böyle bir şey yollayabilirdi ki??

Çöpe gittim.Kapağını açarak Poyraz'ın buruşturmuş kağıdı iğrenerek de olsa elimin ucuyla aldım.

"Biraz fazla kıskanıyorum seni.Aklımdan çıkmıyorsun mavi göz..Bu çiçekleri beğeneceğini umuyorum...Akşam çiçekleri..
Rüzgar.."

********************

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum..

Continue Reading

You'll Also Like

Lacrimosa By İpek Oktay

General Fiction

2.2K 1K 9
"Karanfiller" dedi Lavin buz grisi gözlerinin içinden. Bense eski tanıdık o hikayeyi perde arkasında okurken konuştum. "Karanfillerin hikayesini bili...
1.1K 240 40
Umut herkes için farklı anlam taşır. Kimisi için sadece bir duygudur. Benim umudum annemdi. 6 yaşındayken kaybettim umudumu. Annemin ölümünü izledim...
5.6K 1.1K 6
Bir mafya sadece 9 aylık oğluna Merhamet gösteriyor Dünyası oğlunun etrafında dönerken hayatına girecek kıza Merhamet gösterecek miydi. 9 aylık annes...
475K 22.3K 19
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...