- 107 -

320 46 82
                                    

Güney ve Songül, Volkan'ın odasına doğru elele gidiyordu.

Güney:

"Güzelmiş şirket..." dedi etrafa bakınırken. "Büyükmüş de..."

Songül:

"Aynen... Ama kuaför salonu kadar sıcak bi ortam değil maalesef."

Güney:

"Orası ben varım diye sıcak." diye göz kırparken Songül gülmüştü.

"Songül hanım.." sesiyle durduklarında Volkan odasının önünde onların ellerine bakıyordu.

Songül:

"Volkan bey... Biz de sizin yanınıza geliyorduk."

Volkan:

"Buyurun o zaman." diye odanın kapısını açarken hala gözü Songül'le Güney'in ellerindeydi.

Volkan önde Songül ve Güney arkada odaya girmişlerdi.

Volkan:

"Otursanıza.." diye işaret ettiğinde karşısındaki koltuklara oturmuşlardı.

Songül:

"Şey Volkan bey.. Nişanlım Muğla'dan geldi de.. İzniniz olursa bugün erken çıksam? Zaten acil bir işim kalmadı. Yarın yetiştirebilirim."

Volkan:

"Siz zaten planı yapmışsınız Songül hanım."

Songül:

"Yok yanlış anladınız. Ben işlerde sıkıntı olmayacağı konusunda kendime güvendiğim için öyle dedim."

Volkan Güney'e yan bir bakış atıp Songül'e döndü.

"Şirkette bu tarz olaylara sıcak bakmadığımı biliyorsunuz. Buna rağmen elele geziyordunuz..."

Songül:

"Şey.. Kusura bakmayın. Biz uzun zamandır görüşemiyoruz da."

Güney Volkan'a oldukça gıcık olmuştu. Derin bir nefes alıp konuştu.

"Biz yanlış bir şey yapmadık. Elele tutuşmakta ne var? Farkındaysanız nişanlıyız biz." dedi elindeki yüzüğü gösterip.

Volkan:

"Evli bile olsanız ben şirketimde böyle bir şey istemiyorum."

Güney sinirle dudaklarını ısırdı.

"Her neyse.. Siz izin veriyor musunuz?"

Kalp TutulmasıTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon