- 121 -

406 49 70
                                    

Balayında son günleriydi. Akşamüstü yola çıkacaklardı.

Songül uyandığında Güney'i yanında göremeyince kalkıp banyoya baktı. Fakat yoktu. Songül evi dolaşırken camdan Güney'in havuzda olduğunu görünce bahçeye çıkmıştı.

Güney:

"Günaydın güzelim..." dedi yüzerek kenara gelirken.

Songül:

"Günaydın.." diye gülümsedi.

Güney:

"Gelsene sen de... İyi geldi sabah sabah yüzmek."

Songül:

"Yok üşüyorum ben."

Güney:

"Bu havada üşüyor musun? Hasta mı olacaksın yoksa?"

Songül dudak büktü.

"Bilmem... Dün akşam havuzdan çıkınca üşümüştüm biraz. O zaman mı üşüdüm ki?"

Güney:

"Keşke girmeseydik o saatte..." dedi havuzdan çıkıp.

Teninden sular damlarken dudaklarını Songül'ün alnına bastırdı.

"Şu an ateşin yok..."

Songül:

"İyiyim zaten.. Sadece biraz üşüyorum."

Güney:

"Valla şu an sımsıkı sarılırdım da bu halde sarılırsam ıslanıp daha çok üşürsün."

Songül:

"Bir şey olmaz..." diyerek aniden kollarını Güney'e sarmıştı.

Güney:

"Kızım sırılsıklam oldun sen de."

Songül:

"Olsun.." diye omuz silkerken Güney de kollarını ona sarmıştı.

Songül'ün saçlarına bir öpücük kondurdu.

"Hadi üstümüzü değiştirelim artık..."

Songül geri çekilip gözlerini kıstı.

"Ne güzel sarılmıştım."

Güney:

"Senin için diyorum güzelim üşüme diye. Yoksa ben de sana uzun uzun sarılmak isterim tabi."

Kalp TutulmasıWhere stories live. Discover now