- 94 -

471 32 34
                                    

Sadullah oldukça ciddi görünüyordu.

"Geç otur bakayım şöyle." dedi karşısındaki koltuğu işaret edip.

Songül koltuğa oturduğunda soran gözlerle annesine baktı. Fakat annesi hiçbir tepki vermemişti.

Songül dudaklarını ısırmaya başlarken gözü babasının elindeki telefondaydı.

Sadullah:

"Sevgilin aradı.. mesaj attı."

Songül yutkundu.

"B.. Baba..." dedi cılız bir sesle.

Sadullah:

"Annen bahsetti biraz. Bir de sen anlat bakalım."

Songül dudaklarını ıslarken ne diyeceğini nasıl başlayacağını bilemiyordu. Gülay bunu farkedince Songül'e destek olmak için "Sadullah ben anlattım ya.." demişti.

Fakat Sadullah Songül'ü dinlemeye kararlıydı.

"Gülay bizi yalnız bırak."

Gülay:

"Sadullah..."

Sadullah:

"Yalnız bırak dedim Gülay."

Gülay çaresizce salondan çıkmıştı.

Sadullah telefonu sertçe ortadaki sehpaya bırakıp ayağa kalktı.

"Ne zaman söylemeyi düşünüyordun? Bir yıl olunca mı? Ya da yıllar geçince mi?"

Songül:

"Baba ben... Erken diye..."

Sadullah:

"Kaç ay olmuş Songül." dedi sertçe. "Ben sana hep ne diyorum. Benden bir şey gizleme."

Songül başını önüne eğdi.

Sadullah:

"Resmen aptal yerine koydun beni. Orda o çocuğu arkadaşım diye tanıştırdın."

Songül:

"Kızarsın görüştürmezsin diye.." diye mırıldandı.

Sadullah:

"Kızarım da görüştürmem de gerekirse. Benim asıl kızdığım benden gizlemen."

Songül dudaklarını ıslayıp sessiz kalmıştı.

Sadullah derin bir nefes alıp Songül'ün karşısına oturdu.

"Bak tamam biraz sert çıktım. Yaşın büyüdü artık maalesef. Tabi olacak görüştüğün biri... Sadece sana zarar gelecek diye endişeleniyorum."

Kalp TutulmasıМесто, где живут истории. Откройте их для себя