29. Bölüm Dans

665 29 1
                                    

Uyumak için gözlerimi kapattığım hatta bir ara uyur gibi olduğum ama sonrada yanımda Cem'in bana bakarken uyuyamıyacağımı anladığım koltukta yapışıp kalmıştım. Bu eve ilk geldiğimdede demiştim. Yolu bitmiyor! yada bana hep öyle geliyo. Bir saattir yoldaydık. En azından o kadar sıkıcı değildi. Yağmur ve Rüzgar'ı dinleyip içten gülmek eğlenceliydi mesela. Tabi Cem onlar tatlı tatlı konuşurken sözlerini 'iyice saçmaladınız,size ayrı oda ayırdım,Rüzgar seni anlamıyorum.' gibi laflarla bölmesi hariç.

Ayrıca kafam İdil ve Özgür'de. Acaba ne yapmışlardır? İdil mutlaka beni arar. O heyecandan duramaz. Tek kafamı Özgür ile karıştıran Cem'in sözleri. Ona güvenmeyin demişti.

"Geldikkkk!!!!!"

Yağmur'un heyecanla ellerini çırptığında eve geldiğimizi anlayıp yalandan kapalı olan gözümü açtım. Ben uyumaya çalışalı meyersen hava bayağı kararmış.

"Hayell!! uyandın mı? bak geldikk! sonunda! parti bizi bekleeeee!!!" dedi Yağmur.

Gülmeye çalışarak arabadan indim. Gerçekten her gelişimde diyeceğim. Bu ev ve bahçesi gerçekten müthiş! kocaman sahile bakan bahçesiyle pahalı olduğu belliydi. Geçen gelişimde çok dikkat etmemiştim.

Rüzgar ve Cem arabanın bagajındaki yiyecek ve eğlence malzemeleri dolu torbaları aldılar. Bizde Yağmur ile bahçeye girdik. Bahçede o geçen seferki harika salıncaklı koltuk takımı vardı. Yağmur sanki ezbere biliyormuş gibi kapının önündeki paspasın altını kaldırdı. Zaferle gülümsedikten sonra anahtarı oradan çıkardı. Daha önce geldiğini biliyordum.Yinede sormak istedim.

"Anahtarı paspasın altına koyduklarını nereden biliyorsun?"

Kapıyı anahtarla açmaya çalışıyordu.

"Eskiden Rüzgar ile sevgiliyken ben o ve Cem hep buraya gelirdik. Birde Cem'in yanında tatlı turuncu saçlı bir kız vardı. Bazen geliyordu. Cem onunla kardeşmiş gibi ilgilenirdi. Neyse hadi gel onlardan önce girelim."

Turuncu saçlı tatlı kız mı??? kardeş gibi ilgileniyirdu demek?!? yani kardeş kelimesini iyi anlamada düşünürsek ki zaten iyi anlamda. O kız kimi oluyordu? Yağmur'dan birşekilde öğrenmem lazım.

Kapıyı açıp içeri girmeyi başardık.

İkimizde aynı anda koşarak mutfağa girdik. Karnım acayip açtı!

Cem ve Rüzgar'da hemen geldiler. Ellerindeki yiyecekleri dolaba yerleştirdim. İş bölümüne göre biz Yağmur ile tatlılardan görevli onlarda mangalda.

Bu görev dağılımına uygun olarak onları bahçeye gönderdik. Bizde kolları sıvadık. İşe ilk önce bomboş buz dolabına yiyecekleri yerleştirdim. Sonra pasta kalıbı hazırlamaya başladık.

Yumurtayı ve sütü çıkarırken birşeyler öğrenme vakti diye Yağmur'a sordum.

"Senin şu Cem ile kardeş ilişkisi olan turuncu saçlı kız dediğin kim?"

Oda kısaca gülüp elimden yumurtaları aldı.

"Pek bilmiyorum. Cem hiç ondan bahsetmedi. Onun hakkında konuşturmadı. Kapalı kutu gibi. Tek bildiğim adı."

Heyecanla sütü tezgaha koyup sırıttım.

"Adı ne peki?"

Düşünüyormuş gibi yaptı sonra 'haaa' gibi bir ses çıkarıp kelimelerini tek tek söyledi. "Adıı unuttum!"

Ben o kadar heyecanlanmıştım ama!! olmadı yani! Yağmur kahkaha atmaya başlayınca sinirlice onun tezgaha buraktığı yumurtayı aldım.

"Gülme!"

RÜYAWhere stories live. Discover now