27. Bölüm Ona git diyemem.

660 27 3
                                    

Hayel'den:

Üzgündü... O alaycı tavırları gitmişti. Onu hiç böyle görmemiştim. Birdaha da görmek istemiyordum. Bu gün belkide benim hayatımı kurtarmıştı Ayaz'dan. Şimdi neden böyle olduğunu biliyordum. Doruk yüzünden. Doruk iyi biriydi. Yani tabi doğruysa. Ama Cem'in onu sevmemesi doğal ben olsam onun yerinde bende sevmem.

Yaklaşık bir saate yakın onun kollarında hareketsin birşekilde duruyordum. Cem iyi görünmüyordu. Kendinden geçmiş gibiydi. En çok utandıranda üstümü değiştirmişti! buna sinirlensemde birşey diyemiyordum.

Belkide Damla sürtüğünün onca ettiği tehditlere karşı bunu yapmamalıydım. Şu an Cem'in kollarında olmamalıydım. Ama ben ne yaptım? Ondan ayrılamadım. Ne zaman merak etsem onunla ilk karşılaştığım gün geliyor ve bitiyorum. Onun o gülüşüne,o ses tonuna,o kokusuna,o bakışlarına karşı koyamıyordum. Neden bilmiyorum?

Etkiliyor... en derinden etkiliyor. Herşeyi unutuyorsun sanki. Yinede bunu yenmem gerekiyordu. Onun beni etkilemesine izin vermemeliydim.

Kafam kazan gibiydi ve hala bunları düşünüyordum. Acayip derecede başım ağrıyordu. Sanki uçurumdan atlamışımda kafa üstü düşmüşüm gibi.

Cem yanımda kıpırdanıp kolunu benden çekince gözlerimi açtım. Az çok kendine gelmiş gibiydi. Bu iyi. Uyuz ve mutsuz bir Cem çekemem çünkü.

İyice benden ayrılıp ayağa kalktı. Ben ona anlamamış gibi bakınca güldü.

"Üzgünüm ama saatlerce burada seninle oturup kendimi çürütemem. Gidiyoruz."

Eski Cem dönmüş gibiydi. Nereye gidiyorduk? Üstelik hava kararmış hala yağmur yağıyordu. Üstümdede Cem'in T-shirt ü vardı. Bende ayağa kalktım.

"Nereye gidiyoruz? yağmur yağıyor,hava karardı ve benim üstüme giyecek birşeyim yok. En iyisi ben eve gidiyim sende uyu."

Üstümü silkip yanından geçiceğim sırada kolumdan tutup durdurdu.

"Seninde benimle gelmen gerek. Yanlız burakamam ve T-shirt kalır altınada şort veririm."

Bir dakika. Kız şortunun onda ne işi olabilir ki? lütfen sandığım şey olmasın. Ah hayır! o sürtüklerin şortunu falan giymem!

"Ne şortu? sende ne işi var?"

Elimden tutup beni odasına kadar sürükledi. Bir saat önce bu güzel yatakta uyumuştum değil mi? yatak Cem kokuyirdu. İlk uyandığımda gözlerimi açmadan farketmiştim
iç ses: kendine gelsen artık. Cem'in elindeki kız şortu! ne yapıcaksın?!

Cem'e baktığımda elinde kısacık bir şort vardı. İyrenerek baktım. Sadece ondan değil bununla donarım bu yağmurda!

"Bunu hayatta giyemem! bir kere donarım! Yağmur yağıyor deli misin? eve gidip kendi kıfetlerimi giyip gelirim."

Arkamı dönüp yürüyeceğim tekrar kolumdan tuttu. Geri ona döndüm. Yüzünde ciddi bir ifade vardı. Gerçekten ciddi. Artık daha çok merak ediyorum nereye gidiceğimizi.

"Bak senin kadar zekiyim. Tabiki eve gidip değiştirip geleceğini düşünebiliyorum. Zorunlu olmasam zaten sana bu şortu giydirmem ama zorundasın. Şimdi T-shirt üstünde kalsın altına hemen bunu giy."

Ne demek zorunlusun? gerçekten beni nereye götürüyordu? Neler oluyor? offoff bununla donucam kesin sonra kardanadamlarla arkadaş olucam.

"Nereye gidiyoruz?"

Bana cevap vermeden odadan çıktı. Çok ciddiydi. Belkide dediklerini yapmalıydım. Şortu hemen altıma geçirdim. Aynaya baktığımda saçlarım dağılmış ve karışmıştı. Göz kalemimi hafif sürmüştüm zaten ama o hafif kısım akmıştı. Elimle düzeltip göz kalemimin bıraktığı izi sildim. Şimdi çok daha doğal görünüyordum. Tek kötü yanı bu erkek T-shirt ü ve miniminnacık kısalıkta olan şort beni fahişe gibi göstermişti. Neden Cem bunu istiyordu?

RÜYAWhere stories live. Discover now