28. Bölüm Kıskançlık

682 21 3
                                    

Kırk yıl düşünsem aklıma bu okulun bahçesindeki büyük ve geniş popilerler çardağında, Yanımda yakışıklı ve bir o kadar gıcık olan Cem ile oturmak gelmezdi.

Eskiden hiç kimse tarafından tanılmaya,utangaç ve saf bir kızdım. Hala utangaç olsamda artık tanılmayan ve saf bir kız değildim.

Belkide beni Yağmur,İdil ve Cem değiştirmişti? bu okula ilk adım attığımda Yağmur ile tanışmıştım zaten. Yağmur bildiğiniz gibi girişken biriydi. İdil'de eğkenceli.

Ha birde İdil demişken o kabus gibi olan geceden sonra eve geldiler. Haftaya bende annemi ziyarete gidiceğim. Çünkü haftaya yeni işimden ilk paramı alıcağım!!

"Abi Ayaz bu günde okula gelmedi. Damla'da ortalarda yok. Merak etmiyor musun?"

Rüzgar gayet endişeli birşekilde Cem'e sordu. Cem ise hiç umursamadan elindeki kahveyi içti.

"Damla umrumda bile değil. Ayaz'da ne yaptıysa zaten o sürtüğün tuzağına düştü. Ne yapıyorsa yapıyorlar."

Gòzlerimizi aynı anda Yağmur ile devirince gülmeye başladık. Cem ve Rüzgar neye güldüğümüzü anlamaya çalışıken gülmemizi sürdürdük.

Yağmur bir anda bizim gülme senfonimizi burakıp Rüzgarı öptü. Bu ani harekete şaşırsamda gülmeyi kestim.

Eğer Dilara veya herhangi biri yüzünde bu güzel tatlı aşkları biterse onları öldürürüm. Birbirlerine sevgi dolu öpücükler konduruyorlardı.

Yan gözle Cem'e baktığımda sırıtıyordu.

Onun bu tavrı beni şaşırtmıştı genelde bunları takmazdı. Bende bundan cesaretlenip hafiften gülmeye başladım.

Onlarda öpüşmeyi kesip birbirlerine gülümseyerek baktılar. Yağmur ve Rüzgar'ın aynı renkte olan gözleri zaten onlar uzaktayken sanki biz tatlı bir çiftiz diyordu.

Nefesimi dışarı üfleyip arkama yaslandım. Son lokmalarım olan tostun kenarından ısırdım.

"Çıkışta ne yapıyoruz?"

Yağmur Rüzgar'ın omzuna yaslanırken sordu.

Birşey mi yapıcaz ki? Cem'e baktığımda elindeki kahvesini masaya bırakarak "biz Hayelin evinde şu ödevi bitiriceğiz. Sizde bizimle gelin."

Benim evimde mii?? ne zamandan beri benim ile ilgili olan birşeyi ben bilmiyordum.

"Benim öyle birşeyden haberim yok."

Yağmur'dan kıkırdama sesi duyduğumda gözlerimi devirdim.

"Artık var maviş. İdil ile o saçma kişi olan Özgür akşam yemeye gidiceklermiş. Bizde bu fırsattan sizdeyiz işte."

Bir dakika ben İdillerin gidiceğini bile bilmiyordum. Beni ilgilindireb bir karar ama nedense en son ben öğreniyordum.

"Yağmur ve Rüzgar da gelicekse tan olalım Doruk'u çağıralım."

Bilerek Cem'e inat söylemiştim. Bakalım ne yapacak.

"Aman o eksik olsun! bu sefer elimden kurtulamaz zaten!"

Gülmemek hatta kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Yağmur zaten dayanamayarak gülmeye başladı. Bende tam gülecekken arkamda omzuma dokunan bir el hissettim. Aniden o tarafa dönünce Cemlerde ne olduğunu anlamamışlardı. O elin sahibinin Cihangir olduğunu görünce rahatladım.

Sırıtarak bana bakıyordu. Doğrusu okuda onun benim yanıma geliceğini zannetmezdim. Şaşkınca ona baktım.

"Cihangirrr."

RÜYAWhere stories live. Discover now