21.Bölüm Kavga!

653 30 3
                                    

Yazardan not: fotoda Cem telefonu ile uğraşırken. :D
Kuşlar cıvıl cıvıl. Heryerde çiçekler var. Tam bir doğal ortam. İdil haklıydı. Bu ortam beni sakinleştiriyordu. Sanki ruhum yenileniyor herşeyi unutuyorum gibi. Tabi bu sözlerim dışına çıkalım. Yanımda oturan öküz man kafa Cem hazretleri var. Çimenlerin üstünde oturmamız gerekiyor normalde değil mi? ama nerdeee? Cem hazretleri bunu çok saçma sapan bulduğundan dolayı tahta bir masada oturuyorduk. Daha doğrusu sadece ben ve Cem oturuyorduk.

İdil ve Özgür gölün kenarlarını geziyorlardı. Özgür gayet mutsuzdu. Hep somurtuyordu. Bazen İdil'i sevip sevmediği arasında kalıyordum ama saçmalık deyip geçiştiriyordum tabiki.
iç ses: Yani.

İçimden ofladım. Cem ilgisiz birşekilde telefonu ile uğraşıyordu. Burası doğal ortam beyfendi! Gerçi onun tek derdi Özgür'dü. Geldiğinden beri Özgür'e tip tip bakmak ve laf atmak ile meşguldü. Ne alıp veremedikleri vardı! En aonunda sinir bozucu sessizliği bozmak için Cem'e döndüm.

"Doğal ortamda cep telefonun kapatmalısın."

Bana 'he he tamam.' bakışı attı.

"Saçmalamayı kes Hayel. Cidden bazen bu güzel sessizliği bozmak için elinden ne kadar saçmalık geliyorsa yapıyorsun. Seni anlamıyorum. Sessizliği rahat burak."

Bazen sinir bozucu oluyosun Cem!
İç ses: Bence sende öylesin Cem'e laf atıp durma!

Sen kimin tarafındasın iç ses!

"Sessizlik kötüdür." dedim.

Sessizlik kötüdür değil mi yani?

"İyidir. Kafanı dinlersin."

Sessizlik bence sıkıcı.

"Hem kötü hem sıkıcı." dedim.

Bir dakika sessizlik konusu ne alaka şimdi?

"İyi."

"Kötü. Konuşmak rahatlatır."

Konuşursan rahatlarsın.

"Ben konuşmamayı tercih ederim ve şu an bile sessizliği bozmak için saçmalıyorsun. Buna kanmam. "

Hadi yaa! Ama sıkılıyorum ne yapiyim?

"Aslında sessizliğe teşekkür borçluyum. En azından beni senin dırdırından kurtarıyo."

Gözlerimi sinirlice kısıp ona baktım. Özellikle sinirli gözükmeye çalışıyordum. Tam birşey söyleyecektim ki İdil ve Özgür geldi.

"Heyy nasıl iyi vakit geçiriyormuyuzz!"

Yaaa yaaa ne demessinn harika harika ama ne harika!

"Ee daha Yağmur gelmemiş? nerede kaldılar bakıyim?"

Yağmurlar daha gelmemişti bile. Biraz geç geliceklermiş. Telefonumu çıkarıp Yağmur'u aradım.
"Alo Hayel yoldayız az kaldı."

Hemen konuya daldı kız.
"Tamam çabuk olun. Biz şu masalardayız. Önümüzde kayıklar var."
"Tamam." deyip kapattı.

Telefonu cebime koydum. Cem telefonunu kapatmış bana bakıyordu. "Aslındaaa. Kayığa binmeye ne dersiniz? eğlencelii olurrrr! Özgürr."

Yani buravo very much İdil yani. Nerede değişik birşey varsa oda senin aklına geliyo.

"Bana uyar."

Özgür bana bakarak söyledi. Cem'e yan gözle baktığımda bir bana bir Özgür'e bakıyordu. Cem kayığa binmekten belki hoşlanmazdı. O sinir olursa ben sevinirdim!
iç ses: zeki çocukk...

RÜYAWhere stories live. Discover now