10. BÖLÜM

575 44 86
                                    

Medya: Hazar

Arabayı acı bir frenle durdurduğunda kapının kulbuna davranmıştım ki kolumdan tuttu.

"Arabada bekle."

"Ben de geleceğim."

"Arabada bekle dedim! Ben hallederim."

Sesini yükseltmesiyle dişlerimi birbirine bastırdım. Tamam, bir süreliğine buna göz yumabilirdim. Hazar arabadan inip biraz ilerideki iki kişiye doğru kendinden emin adımlarla yürüdü. Asker gibi düzenli ve sağlam adımları vardı. Yürüyüşü babamı andırıyordu bana.

Bakışlarımı Hazar'ın bacaklarından çekip arkasında kalanlara odaklandım. Sarhoşun teki bir kızı taciz ediyordu. Kızın çırpınışlarını bu noktadan bile net olmasa da görebiliyordum. Tekrar bir yardım çığlığı duyduğumda acıyla yüzümü buruşturdum. Soluğum hızlanmıştı. Hazar çevik bir şekilde sarhoş adamı tutup kendine doğru çekti ve sertçe duvara yapıştırdı. Bir şeyler demişti ama fazla bağırmadığından net olarak duyamadım. Yere yığılan kızı görünce elim tekrardan kapının kulbuna gitti. Yardıma ihtiyacı vardı.

Hazar'ın arabada kal deyişi kulağımda çınlarken büyük bir vicdan muhakemesi içinde kaldım. Duvarla bütün olan sarhoş adamın yüzüne yumruklarını indiren Hazar'ın fark etmediği bir şey vardı. Adamın zor bela cebinden çıkardığı, net olarak göremesem de bir tür kelebek olduğunu düşündüğüm şey. İçim korkuyla titrerken ne yapmam gerektiğini düşünmem için iki saniye verdim kendime. Hemen sonra ne yaptığımı bile bilmeden torpidoda gördüğüm silahı alıp arabadan indim. Koşar adım yanlarına giderken silahı inceliyordum. Başımı kaldırıp adamın elindekini net olarak görünce kendimi tutamayıp bağırdım.

"Hazar!"

Fakat bu sadece bir anlığına dikkatinin dağılmasına sebebiyet vermişti. Sarhoş adam duvardan destek alıp kendini ileri attı ve elindeki kelebeği Hazar'a doğrulttu.

"Arabaya dön!"

Adamın elindekini hala fark etmemişti. Sarhoş adam çakıyı ona savuracağı sırada silahı kendimden emin bir şekilde doğrulttum. Tamam, bunu atlatabilirdim. Daha önce yapmadığım bir şey değildi.

"Geri çekil, dağıtırım beynini!"

"Ne yapıyorsun? Arabaya dön dedim sana!"

Adam beni umursamayarak hızlıca Hazar'ın arkasına geçti ve kelebeği sallayarak boğazına dayadı.

"Geri çekil dedim sana hayvan herif!"

"Elindekinin ne olduğunu biliyor musun yavrum sen? Çoluk çocukla uğraşamam."

Elimdekinin ne olduğunu o kadar iyi biliyordum ki, bunu birazdan görecekti.

"Nihan!"

Hazar'ın bağırışıyla kaşlarımı çatıp silahı havaya kaldırdım ve dolu olmasını umarak tetiği çekip bir el ateş ettim. İkisi de bana şaşkınca bakıyorlardı. Silahı tekrar karşıya doğrultup iki elimle sıkıca tuttum. Panik yapmama gerek yoktu, defalarca yapmıştım bunu.

"Geri çekilmezsen dağıtırım beynini." Tükürürcesine dudaklarımdan çıkan kelimeler karşımdaki şerefsize ulaştığında tereddüt ettiğini gördüm. O kadar soğukkanlıydım ki kendim bile şaşırmıştım bu duruma. Yavaş yavaş onlara doğru yaklaştım. "Şimdi geri çekil, asabımı bozma benim."

Zaten sarhoş olan adam gördüklerinin şoku karşısında yavaşça çakısını yere bıraktı ve gerisin geri gitmeye başladı. Hazar bana onaylamaz bir bakış atıp adamı ensesinden tuttu ve başını aşağı eğerek duvara yaslayıp cebinden telefonunu çıkardı. Bu esnada ben de biraz ileride bayılmak üzere gibi duran kızın yanına gittim.

Gündüz DüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin