6. BÖLÜM

591 46 47
                                    

Medya: Egemen

İthaf isteyen?

"Ne taraftan?"

Tekrar bir yol ayrımına yaklaştığımızda hızını düşürdü ve cevabımı bekledi. Oysa ben de ondan bir cevap bekliyordum!

"Sana diyorum! O gece beni koruyan sendin, değil mi?"

"Ne tarafa döneceğimi söyleyecek misin artık? İşim gücüm var kızım, seninle mi uğraşacağım?"

"Sola döneceksin ama konumuz bu değil. Sana bir soru sordum!"

Direksiyonu sola doğru kırarken bir anlığına bana baktı.

"Neyden bahsediyorsun?"

"Neyden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun."

"Senin kelime oyunlarına ayıracak vaktim yok. Ya adam gibi tarif et evini ya da in arabamdan."

Kendimden o kadar emindim ki eve gitmek umrumda bile değildi.

"Söylemiyorsun işte, haklıyım çünkü."

"Manyak mısın kızım sen? Sana neyden bahsettiğini sordum."

Gittikçe sinirlendiğini fark ediyordum ama umursadığım söylenemezdi. Buraya ilk taşındığımızda, kaybolduğum gece bana yardım eden karanlık adam oydu. Nasıl olduğunu bilmiyordum fakat bundan oldukça emindim. Sanırım kokular gerçekten unutulmuyordu. Aynı yerlerden geçerken aynı kokuyu duyumsayınca kafamda bazı parçalar birleşmişti ve ortaya çıkan resim Hazar Güngör'ü yansıtıyordu! Bunu neden söylemek istemediğini anlayamamıştım ama ne kadar inkar ederse etsin, fikrim değişmeyecekti.

"Bilmezden gelmen fikrimi değiştirmeyecek. Neden sakladığını anlamasam da onun sen olduğunu biliyorum."

Çatık kaşlarıyla bakışları yüzümü deşelerken oldukça rahattım.

"Bu arada geldik, şu ikinci bina."

Aniden durmasıyla torpidodan destek alıp ön cama yapışmaktan son anda kurtuldum.

"Bıraktığın için teşekkür ederim."

Elimdeki krem kutusuyla arabadan indim ve arkama bakmadan apartmana girdim. Krem için teşekkür etmemiştim. Kolumu morarttığı için ona teşekkür edecek değildim ya!

Annem kapıyı açtığında içeri girip yanaklarından öptüm.

"Nerede kaldın Deniz?"

"Çalışmaya dalmışız anne."

"Bir daha bu kadar gecikme, buralar pek tekin yerler değil."

Evet, bulunduğumuz semtin hiç tekin olmadığını gayet iyi biliyordum.

Odama gidip kendimi yatağıma bıraktım. Allah'tan annem elimdeki krem kutusunu fark etmemişti. Bir de ona açıklama yapamazdım. Hele ki kolumu bu hale getiren kişiyle beraber çalıştığımızı, bir de üstüne onun arabasıyla eve geldiğimi duysaydı fena yapardı beni.

Ben niye bu kadar rahattım bilmiyorum. Hazar'dan korkmuyordum. Herkesin neden onu bu kadar büyüttüğünü de anlayamıyordum.

Ben her insan davranışının altında bir sebep yattığına inananlardandım. Kimse hiçbir şeyi sebepsiz yere yapmazdı. Hazar'ın da kişiliğini böyle şekillendirecek şeyler yaşadığı aşikardı. Aptal okulumun aptal öğrencileri onu fazlaca gözlerinde büyütüyorlardı ve dahası ondan korkmalarına rağmen hayatına dair bir şeyler öğrenmek istiyorlardı fakat Hazar'ın ne yaşadığı kimseyi ilgilendirmezdi. Hele ki ben hiç merak etmiyordum.

Gündüz DüşüWhere stories live. Discover now