3. BÖLÜM

663 50 77
                                    

Medya: Egemen

Önemli: Egemen için belirlediğim model Paul'un bir lise öğrencisine göre büyük olduğunun farkındayım. Fakat kendisini çok sevdiğim için onu kullanmak istedim, gençlik zamanlarını hayal edebilirsiniz okurken.

Egemen bana sırıtıp göz kırptığında dişlerimi sıktım. Diyordu ki gel gözlerimi oy. Bana doğru yaklaşırken aslında yalnız olmadığını, arkadaş grubuyla beraber geldiğini anladım. Kapıdan son giren kişiye gözlerim kaydığında kaşlarım çatılırken zihnimde bazı parçalar yerine oturmuştu.

O, Egemen Yakut'tu.

Sabah beni oradan oraya savuran tövbe estağfurullah gözlü çocuksa, ki şu an tam gözlerinin içine bakıyordum, Hazar Güngör'dü. Bana doğru gelenlerse tayfası...

Allah'ım! Düşe düşe onların sınıfına mı düşmüştüm?

Sınıfta bir anlık sessizlik olduktan sonra herkes kendi işine yönelmişti. Şimdi emin olmuştum kantinde konuşulan tayfanın bu dallamalar olduğundan. O yüzden sabah herkes nefesini tutup Hazar olduğunu düşündüğüm çocuğun beni oradan oraya savurmasını izlemişti.

Herkes ondan korkuyordu.

Neden peki? Tüm bu insanlara ne yapmıştı da bu kadar popüler ve herkesin çekindiği birisi haline gelmişti bilmiyordum ama tüm bu buraların ağasıyım havaları bana sökmezdi.

Gözlerimi ondan çekip arkama yaslandım ve yanıma oturan Egemen'i yok saydım. Sınıfa giren tayfadan ikisi orta sıranın en arkasına, ki bu hemen yan tarafım oluyordu, biri de önümdeki sıraya oturdu.

Sabit yüz ifadesiyle yanımıza kadar gelen Hazar sıranın başında durup duygusuz bakışlarını önce bana, sonra da Egemen'e gönderdi.

"İkileyin." Hiçbir duygu barındırmayan sesi bende hiçbir yaptırım gücü oluşturmamıştı.

"Hazar, bu derslik yer değiştirelim mi kardeşim?"

"İkileyin, dedim. Kalkın sıramdan."

Egemen'i umursamayan Hazar masaya doğru eğilip kemikli ellerini masaya yasladı ve ağırlığını kollarına verdi. Birkaç saniye ellerine baktıktan sonra tek kaşımı kaldırarak gözlerine baktım.

"Nereden senin sıran oluyormuş?"

"Egemen," dedi oflarcasına fakat düz bir sesle. Sesini nasıl hep aynı tonda tutabiliyordu anlamış değildim. Egemen "Tamam abi, sakin." dedi ve yerinden kalktı. Bense onun aksine gayet rahat bir şekilde arkama yaslandım.

Sınıfa hocanın girmesiyle herkes ayaklanırken Hazar ve ben birbirimize düz düz bakıyorduk.

"İkile şuradan."

Hocanın komutuyla herkes otururken bir tek Hazar ayakta kalmıştı.

"Oturmayı düşünüyor musun, Hazar?"

Hocanın sesiyle Hazar önce bana, sonra hocaya baktı ve bir şey demeden oturdu. Utkulu bir sırıtmayla Hazar'a yandan bir bakış attım. Erkeklere özgü bir şekilde rahatça oturmuş, öylece karşıya bakıyordu. Hoca yoklamayı aldıktan sonra sınıf defterini doldurdu. 

İşini bitiren hoca başını kaldırıp sınıfa baktığında beni fark edince ayağa kalkıp kendimi tanıtmamı istedi. Duyamayacağı bir şekilde oflayarak ayağa kalktım. İşin en sevmediğim kısmına gelmiştik.

"İsmim Deniz."

Oturmaya yeltenmiştim ki hoca nereden geldiğimi sorunca ayakta durmaya devam ettim.

Gündüz DüşüWhere stories live. Discover now